Al Majalla Refah’ta: İsrail tankları ve bilinmezlik arasında kalan yerinden edilmiş Filistinliler

İsrail ordusu, bir yandan ilerlerken diğer yandan daha fazla bölgenin tahliye edilmesi emri verdi

Refah'ın güneybatı sınırında tahliye edilmeden önce görülen yerinden edilen kişilerin çadırları, 7 Mayıs 2024 (Salim er-Reyyis)
Refah'ın güneybatı sınırında tahliye edilmeden önce görülen yerinden edilen kişilerin çadırları, 7 Mayıs 2024 (Salim er-Reyyis)
TT

Al Majalla Refah’ta: İsrail tankları ve bilinmezlik arasında kalan yerinden edilmiş Filistinliler

Refah'ın güneybatı sınırında tahliye edilmeden önce görülen yerinden edilen kişilerin çadırları, 7 Mayıs 2024 (Salim er-Reyyis)
Refah'ın güneybatı sınırında tahliye edilmeden önce görülen yerinden edilen kişilerin çadırları, 7 Mayıs 2024 (Salim er-Reyyis)

Salim er-Reyyis

İsrail'in Refah'taki kara harekâtının başlamasından ve İsrail ordusunun Refah Sınır Kapısı’nı yeniden işgal etmesinden üç hafta sonra, İsrail ordusu 7 Mayıs'tan bu yana kapalı olan sınır kapısının kontrolünü halen elinde tutuyor.

İsrail ordusu, Refah’a kara saldırısının başlamasından bu yana Refah Sınır Kapısı’nın yanı sıra İsrail’in Gazze’deki savaşı başlatmasından bu yana geçen yedi aydan uzun bir süredir malların ve hatta insani yardımların ana giriş noktası olan Kerem Şalom Sınır Kapısı’nın da bulunduğu Refah’ın güneydoğu bölgesine odaklandı ve böylece Gazze’ye gıda, tıbbi yardım ve yakıt tedarikini durdurdu. İsrail, ABD'nin baskısı üzerine sebze, meyve ve gıda maddesi yüklü bazı tırların sadece Gazze Şeridi'nin güneyine girmesine izin verirken, Gazze'nin merkezindeki ve güneyindeki pazarlarda satılan malların girişine ise izin vermedi.

ABD ordusu, sınır kapılarının kapatılmasını haklı göstermek ve yardım akışını durdurmak için Gazze Şehri'nin güneybatısında bir yüzer liman inşa etti. Bu liman Yunanistan'daki bir limandan gelen ve İsrail'in denetiminden ve gözetiminden sonra yüklerini boşaltmalarına izin verilen yardım gemilerini kabul etmeye başladı. Uluslararası kuruluşlar ve BM kurumları, Gazze Şeridi'nin güneyine ulaştırılmak üzere tonlarca gıda yardımını teslim almaya başlarken, İsrail ordusu, liman Gazze Şehri'nin merkezinden birkaç kilometre uzakta olmasına rağmen Gazze şehri ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşayanların gıda yardımı almasını kasıtlı olarak engelliyor.

İsrail’in kara saldırısı başlamadan önce Refah’ın üçte ikisinden fazlası Gazze Şeridi'ndeki çeşitli şehirlerden ve mülteci kamplarından yerinden edilen yaklaşık 1,2 milyon Gazzeliye ev sahipliği yapıyordu. ABD, yerinden edilenlerin de aralarında olduğu yoğun bir nüfusa sahip olması nedeniyle kara saldırısını onaylamadığını ifade etmişti. Ancak İsrail ordusunun kara saldırısının başlangıcında doğu bölgelerinde yaşayanlardan bölgeyi boşaltmalarını talep etmesi ve birkaç gün sonra da Refah'ın merkezine kadar uzanan yeni meydanların ve mahallelerin boşaltılmasını istemesiyle birlikte 700 ile 800 bin arasında Gazzeli bölgeyi terk etmek ve Nuseyrat Mülteci Kampı’na, Gazze’nin merkezindeki Deyr el-Beleh semtine ve bir önceki kara saldırısında yerle bir olan Han Yunus'un batısına kaçmak zorunda kaldı.

Ben de yaklaşık beş ay kaldığım Refah'tan kaçmak ve Han Yunus'a sığınmak zorunda kaldıktan birkaç gün sonra Refah'ın batısına dönmeye karar verdim. Yolda, savaş sırasında Nuseyrat Mülteci Kampına yerleştirilen ve daha sonra Refah'a geri dönmek zorunda kalan Gazzeli Atiya Hamid (54) ile tanıştım.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'a yönelik askeri operasyonun başlamasıyla, ailesiyle birlikte Han Yunus'un batısındaki Mevasi bölgesine gitmek zorunda kalan Hamid, “Çadırımızı nereye kuracağımızı bilmiyoruz. Her seferinde yeni bir yere taşınmak zorunda kalıyoruz. Taşınmanın ve yeni başlangıçların maliyetine katlanmak zorundayız. İsrail siviller olarak hayatlarımızı koruma bahanesiyle bizim bir noktada istikrarlı olmamızı istemiyor” ifadelerini kullandı.

700 ile 800 bin arasında Gazzeli bölgeyi terk etmek ve Nuseyrat Mülteci Kampı’na, Gazze’nin merkezindeki Deyr el-Beleh semtine ve bir önceki kara saldırısında yerle bir olan Han Yunus'un batısına kaçmak zorunda kaldı.

Kişisel kullanım ve içmek için su temininde pek çok sorun ve krizle karşılaşan Hamid, çocuklarıyla birlikte yeni yaşam alanlarını düzenledikten sonra Mevasi’de her şeye sıfırdan başladı. Hamid, burası Han Yunus’tan daha kalabalık, çadır kuramıyorsunuz ve oturacak yer yok. Sıcaktan ve nemden çadırda bile oturamıyoruz. Nereye gideceğimizi ya da ne yapacağımızı bilmiyoruz, yavaş yavaş ölüyoruz” dedi.

xcdvfr
İsrail ordusunun emriyle yerinden edilen kişilerin Refah'tan tahliye edilmesinin ardından Refah'ın güneybatı sınırı, 23 Mayıs 2024 (Salim er-Reyyis)

Hamid’in aksine Yahya Abdusselam (47) hala ailesiyle birlikte Refah'ın batısındaki çadırında yaşıyor ve şimdilik ayrılmayı düşünmüyor. Kendisiyle konuştuğumda bana gidecek başka bir yeri ve bunu yapacak parası olmadığını söyleyen Abdusselam, “Nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Henüz Refah'ın batısındaki bölgeyi boşaltmamız söylenmedi. Ordu her an tahliye etmemizi isteyebilir. Ancak gerçekte nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Çünkü ordunun bize gitmemizi söylediği bölgelerde yerinden edilenlerin çadırları yığılmış durumda” diye konuştu. Abdusselam nakliye ve yeni bir çadır için 500 dolardan fazla paraya ihtiyacı olduğunu, ancak artık boyacı olarak çalışamadığı için taşınma masraflarını karşılayamadığını belirtti.

İsrail ordusu, askeri ilerleyişini Gazze Şeridi ile Mısır'ın Sina Yarımadası arasındaki sınır şeridinde yoğunlaştırırken İsrail Ordu Radyosu, ordunun yaklaşık 14 kilometre uzunluğunda olduğu tahmin edilen Philadelphia (Salahaddin) Koridoru'nun üçte ikisini kontrol ettiğini duyurdu.

İsrail ordusunun bulunduğu noktaya yakın noktalara ulaşmak için hayatlarını tehlikeye atan diğer gazetecilere göre Kara saldırısının başlamasının ikinci haftasının sonunda ağır topçu ateşi ve hava saldırılarının ardından Refah'ın güneyindeki Brezilya Mahallesi’ne kadar ilerleyen İsrail ordusu tankları ve buldozerleriyle ilerleyerek evleri yıktı, sokakları talan etti ve bölgedeki altyapıyı tahrip etti.

Refah'ın coğrafi yapısı nedeniyle kentin merkezi batısından birkaç metre daha yüksekte yer alıyor. Bu da kentin merkezinde konuşlanan İsrail ordusunun kentin batısında 6 kilometreden daha fazla bir alanı gözetlemesine olanak sağlıyor. Burası aynı zamanda Akdeniz'e bakan deniz sınırıdır. Yüzlerce aile, ordu tarafından tahliye edilmeleri istenmeksizin çeşitli yerleşim yerlerinden sürüldü. Bunun tek nedeni ordunun yaklaşmasından ve ilerlemesinden, Gazze şehri ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde neden olduğu ve olmaya devam ettiği yıkım ve ölüm manzaralarından duyulan korkuydu. İsrail ordusunun Refah'a kara saldırısı çerçevesinde Cibaliye Mülteci Kampı’na karadan girmesi Cibaliye sakinlerini kaçmaya zorladı.

Refah sakinlerinden biri, Han Yunus'ta daha önce kendisiyle görüştüğümde, ailesinin can güvenliği için onlarla birlikte erkenden kaçmak zorunda kaldığını söyledi. Refahlı adam, “Ben çocuklarımı sokakta bulmadım. Onları enkaz altından çıkarmak için de büyümedim ve onlar için çok çalıştım. Gazze Şeridi'nde güvenli bir yer yok, ama Refah'ta evde kalırken kendimi rahat hissetmiyordum” dedi.

Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlara katılan İsrail ordusunun on tugayından beşi Refah'ta eş zamanlı olarak çeşitli bölgelerde hareket ediyor. İsrail ordusu, Refah’taki kara saldırısına odaklandığından şehrin doğusunda ve güneydoğusunda tüneller olduğu ve buralardan roketatarlar fırlatıldığı iddia edilen çok sayıda video ve fotoğraf yayınladı. İsrail ordusu ayrıca Filistinli silahlı örgütlerin üyelerinin okullarda ve BM merkezlerinde faaliyet gösterdiğini iddia eden videolar yayınlayarak askerlerine herhangi bir kısıtlama ya da yasaklama olmaksızın tüm yerleri hedef alması için yeşil ışık yaktı.

Refah'ın en güneybatı kısmından, Mısır sınırındaki caddeden geçmeye çalıştım. Doğuya doğru gitmeye niyetliydim, ancak oraya vardığımda korktum. Çünkü bölge, savaş sırasında yaklaşık beş ay boyunca orada kalan ailelerin terk edilmiş çadırlarıyla doluydu. Yoluma devam etmeyip geri dönmeye karar verdim. Ana caddeden geçerek şehir merkezine yakın eş-Şabura Mahallesi’ndeki Kuveyt Hastanesi'ne doğru gittim.

Yerinden edilen Gazzelilerden biri olan Hamid, kişisel kullanım ve içmek için su bulmakta birçok sorunla ve krizle karşılaşmış ve çocuklarıyla birlikte yeni bir düzen kurduktan sonra  herşeye sıfırdan başlamak üzere Han Yunus'un batısındaki Mevasi bölgesine gitmek zorunda kaldı.

Şehrin içlerine doğru ilerlerken yolda yayalar, araba kornaları, satıcılar ve yerlerinden edilen Gazzelileri taşıyan hayvan arabaları yoktu. Görünmeyen hedeflere ateş eden tankların sesleri arasında hastaneye vardım. Vardığımda hastane neredeyse boştu. Ne doktorlar ne hemşireler ne de hastalar vardı. Sadece birkaç personel ve birkaç yatak bulunuyordu. Hastane sadece cenazeleri kabul ediyordu. Sadece ilk yardımda bulunulan yaralılar, Refah'ın batısında Sağlık Bakanlığı tarafından Gazze'de kurulan sahra hastanelerine naklediyordu.

dcvfrb
Refah'ın Tel el-Sultan bölgesindeki bir sağlık merkezinde İsrail bombardımanında vefat edenler için yas tutan kadınlar ve çocuklar, 26 Mayıs 2024 (AFP)

Hastanenin sağlık personelinden biri bana özel bir hastane olduklarını ve savaş nedeniyle şu an daha önce kabul ettikleri vakaları kabul edemediklerini söyledi. Ancak Refah'ın doğusunda bulunan ve Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'na bağlı olan Ebu Yusuf en-Neccar Hastanesi, şehre yönelik askeri kara harekatının başlamasından bu yana kapalı kalmaya devam ediyor. Hastanenin sağlık personeli, tıbbi hizmet vermek için çalışmalarını kısmen sürdürmek zorunda kalırken ancak hastaneye ait ambulanslar, İsrail ordusunun savaş sırasında diğer bölgelerde ambulansları, sağlık personelini ve hatta hastaneleri hedef alındığı gibi burada da hedef alınması korkusuyla şehrin derinliklerine ulaşamıyor.

Refah'ın batısında beş saat geçirdikten sonra daha fazla kalamayacağım için hava kararmadan önce Han Yunus'a döndüm. Başka mahallelerin ve yerleşim yerlerinin tahliye edilmesini istemesi beklenen İsrail ordusunun ilerleyişini izliyor ve takip ediyordum. Mahalleler çoğunlukla boştu. Sadece birkaç mahalle sakini vardı. Öte yandan İsrail ordusu ve komutanları, geçtiğimiz aylarda Gazze Şeridi'ndeki diğer şehirlerde ve kamplarda yaptıkları gibi Hamas ve üyelerini ortadan kaldırmaya çalıştıkları iddiasıyla Refah’ı yok etmek ve kontrolünü ele geçirmek için ilerlemekte kararlı görünüyorlar.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Deniz gücü olarak Çin, ABD'nin çevreleme stratejisini bozacak mı?

Güney Çin Denizi üzerinde keşif uçuşu yapan bir Çin donanma helikopteri (Arşiv – AP)
Güney Çin Denizi üzerinde keşif uçuşu yapan bir Çin donanma helikopteri (Arşiv – AP)
TT

Deniz gücü olarak Çin, ABD'nin çevreleme stratejisini bozacak mı?

Güney Çin Denizi üzerinde keşif uçuşu yapan bir Çin donanma helikopteri (Arşiv – AP)
Güney Çin Denizi üzerinde keşif uçuşu yapan bir Çin donanma helikopteri (Arşiv – AP)

Çin, 600 yıl aradan sonra deniz gücüne yeniden açılıyor. Coğrafi konumu gereği hem kara hem deniz ülkesi olarak sınıflandırılan Çin’in kara sınırları 14 ülke ile 22 bin 117 kilometre, deniz sınırları ise 18 bin kilometre uzunluğunda.

15. yüzyılda Çin, yaklaşık 300 savaş gemisinden oluşan en büyük donanmaya sahipti (günümüzde bu sayı 370). O dönemde Çin’in denizlerdeki hâkimiyeti tartışmasızdı; hem Pasifik hem de Hint Okyanusu’nda etkin bir güç olarak öne çıkıyordu. İlginç olan, o dönemin deniz komutanı Zheng He’nin Han etnisitesinden olmamasıydı. Müslüman ve Moğol kökenli olan Zheng He, o dönemde Hac görevini de yerine getirmişti. Zheng He’nin okyanus seferlerinin amacı halkları boyunduruk altına almak değildi. Seferler daha çok vergi toplamak ve kültürel alışverişi sağlamak üzerine kuruluydu; gemilerinde askerlerin yanı sıra tercümanlar ve doktorlar da bulunuyordu.

O dönemde okyanuslar, sömürgeciliği kolaylaştıran bir araç değil; uygarlıkları birbirine bağlayan bir köprü işlevi görüyordu. Ancak bu, gücün kullanılmadığı anlamına gelmiyordu; güç, ‘yumuşak güçle’ birlikte var oluyordu. Zheng He, son seferinde hayatını kaybetti ve cenazesi denize bırakıldı. Onun ardından Ming Hanedanı, denizlerdeki etkinliğini azaltma kararı alarak kuzeyden gelebilecek Moğol tehlikesine odaklandı.

dfrgt
Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)

Dünya değişti ve Çin birçok krizden geçti; özellikle Batı’nın ve komşusu Japonya’nın yol açtığı ‘Aşağılanma Yüzyılı’ bu dönemin en çarpıcı örneklerindendi. Bu süreçten sonra Napolyon’un sözleri gündeme geldi: “Çin uyuyor, bırakın uyusun; çünkü uyandığında dünyayı sarsacak.”

Çin, zamanla kıyı savunması veya ‘önleme yoluyla caydırma stratejisi’ (Green Navy-Denial) anlayışından uzaklaşarak, uzak mesafelerde operasyon yapması öngörülen ‘mavi su donanması’ (Blue Navy) stratejisine geçti.

Stratejik etki

Çin’in güçlü bir deniz gözüne sahip olması mantıklı görünüyor. Çünkü deniz güvenliği ve deniz geçiş noktalarının (Choke Points) kontrolü hâlâ büyük ölçüde Amerikan donanmasının insafına bağlı. Bu durum özellikle Güney Çin Denizi ve Malakka Boğazı için geçerli. Çin, enerji ihtiyacının yüzde 80’ini bu boğaz üzerinden karşılıyor ve toplam ticaretinin yüzde 66’sı da buradan geçiyor. Bazı strateji uzmanlarına göre Çin, bu sıkışmış durumdan iki yolla çıkmaya çalışıyor: Birincisi, ABD ile deniz rekabeti; ikincisi ise Kuşak ve Yol Girişimi’ne dayalı strateji. Söz konusu girişim, Çin’i Amerikan deniz hâkimiyetinden kurtarırken, aynı zamanda ülkeyi en önemli rakibi Rusya’nın insafına bırakıyor. Peki Çin, ulusal güvenliğini bir rakibinin eline bırakmayı kabul edecek mi?

b
Mayıs 2024'te gizli bir yerde yapılan denemeler sırasında Çin’in üçüncü uçak gemisi Fujian'ı gösteren videodan alınan ekran görüntüsü (AFP)

ABD’nin Büyük Okyanus’taki stratejisi, Çin’i coğrafi olarak kuşatma üzerine kurulu. Bu strateji, güney Japonya’dan Tayvan üzerinden Malezya’ya uzanan Birinci Ada Zinciri (First Island Chain) ve temel ağırlık merkezi olarak Guam Deniz Üssü’ne dayanan İkinci Ada Zinciri’ne dayanıyor. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Tayvan’ı ana topraklara katmayı 2027 yılı için öngörüyorsa, Çin donanmasının buna uygun araçlara sahip olması gerekiyor; bu araçların başında uçak gemileri geliyor.

Fujian uçak gemisi

Çin’in üçüncü uçak gemisi, diğerlerinden farklı olarak tamamen Çin yapımı ve üstün teknolojiye sahip. Gemide, uçakları fırlatmak için elektromanyetik (Electromagnetic) katapult sistemi kullanılıyor. ABD’nin çoğu uçak gemisinin aksine nükleer enerjiyle çalışmıyor, ancak katapult sistemi bakımından USS Gerald R. Ford ile benzerlik gösteriyor. Gemide 50’den fazla uçak barındırılabiliyor; bunlar arasında hayalet uçaklar, erken uyarı uçakları (örneğin KJ-600) ve çok sayıda insansız hava aracı (İHA) da bulunuyor. Uçak gemisi, yakıt ikmali yapmadan denizde 45 gün boyunca görev yapabiliyor.

cdfrgt
ABD Başkanı Donald Trump ve Japonya Başbakanı Sanae Takaichi, 28 Ekim 2025 tarihinde Tokyo'da düzenlenen ABD-Japonya ticaret anlaşmasının imza töreninde (Reuters)

Zayıflıklar ve sınırlamalar

Askeri uzmanlar, Çin’in bu başarısını son derece önemli buluyor; çünkü uçak gemisine sahip olmak, bir ülkenin küresel düzeydeki konumunu ve gücünü yansıtıyor. 21. yüzyıldaki savaşlarda bunun tersinin kanıtlanması mümkün olsa da, uçak gemisi Çin’e sahillerden uzak denizlerde ileri düzeyde varlık gösterme imkânı sağlıyor. Üzerindeki uçaklar sayesinde hızlı bir askeri müdahale olanağı da sunuyor. Bu uçak gemisi, diğer iki gemiyle birlikte Tayvan çevresinde görev yaptığında, ABD’nin deniz planlarını ve bölgedeki diğer ülkelerin stratejilerini zorlayabilir. Ancak gemi tek başına çalışamıyor; bunun için deniz üslerine ihtiyaç var ve Çin’in çevresindeki birçok ülke ile deniz sınırı sorunları bulunduğundan bu üsler mevcut değil. Buna ek olarak, deniz savaşları konusundaki deneyim ve birikim de kritik bir faktör. 1775’te kurulan ABD donanması, özellikle 2. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş dönemlerinde yaklaşık 249 yıl boyunca tecrübe kazandı. ABD’nin 11 uçak gemisi bulunuyor; hepsi nükleer enerjiyle çalışıyor ve özellikle toplu operasyonlar, hızlı konuşlanma ve uygulama gibi kabiliyetlere sahip. 21. yüzyılda ise teknoloji hızla ilerlediği için, uçak gemisinin korunması büyük önem taşıyor; zira gemiler büyük ve hareketleri nispeten yavaş.

Güvenlik ikilemi

Güvenlik ikilemi şu prensibe dayanıyor: Güvenliğini artırdıkça, başkasının güvenliğini tehdit edersin. Bu nedenle, yeni bir tehdide uyum sağlamak için kendi güvenliğini geliştirmek gerekir. Kendi güvenliğini artırdığında ise diğerinin güvenliği tehlikeye girer ve o da güvenliğini yeniden güçlendirmek zorunda kalır; süreç böyle devam eder. Çin’in uçak gemisi Fujian da bu prensipten muaf değil; gemi, özellikle Tayvan çevresinde Doğu Asya’daki stratejik dinamikleri hareketlendirdi.

thy
Güney Kore'nin Busan kentindeki bir deniz üssünde bulunan USS George Washington uçak gemisi (Arşiv – EPA)

Japonya Başbakanı Sanae Takaichi’ye, Çin’in Tayvan’a saldırması hâlinde nasıl bir tutum izleneceği sorulduğunda şu yanıtı verdi: “Bu, varoluşu tehdit eden bir durumdur.” Japonya’nın 2015 Güvenlik Yasası’na göre bu ifade, kaçınılmaz bir askeri karşılık anlamına geliyor. Coğrafyanın jeopolitiği belirlemesi, Japonya’nın 14 bin 125 adadan oluşması, deniz hatlarının ulusal güvenlik açısından yaşamsal olması ve ülkenin Birinci Ada Zinciri’nin en kritik düğüm noktası konumunda bulunması nedeniyle, Çin’in Tayvan’ı ele geçirme girişimi hem Japonya’nın ulusal güvenliğine doğrudan tehdit oluşturacak hem de hayati deniz hatlarını tehlikeye atacaktır. Örneğin Japonya, sıvılaştırılmış doğal gazın yüzde 99’unu deniz yoluyla ithal ediyor; çünkü deniz, en ucuz ve en etkili güzergâh.

Bu nedenle, Çin’in artan askeri faaliyetlerine karşılık Japonya, özellikle seyir füzeleri ve hipersonik füzeler başta olmak üzere silah envanterini modernize etmeye başladı. Uzmanlara göre, eğer bir çatışma çıkarsa bu savaş büyük ölçüde deniz merkezli olacak.

Aynı çerçevede, Çin’in deniz gücü modernizasyonu nedeniyle ABD de Pasifik’teki ana askeri ağırlık merkezi olan Guam Deniz Üssü’nü, 360 derece kapsama sağlayan hava savunma sistemleriyle güçlendirdi.

Çin’in yaklaşımının, Mao Zedong’un ‘kalem ve silah’ doktrinine dayandığı belirtiliyor. Buna göre ‘kalem’, ulusal ve uluslararası kamuoyunu hazırlamak için; ‘silah’ ise kalemin yetersiz kaldığı noktada devreye girmek için kullanılıyor. Aynı zamanda Çin, büyük düşünür Sun Tzu’nun ‘düşmanın stratejisini hedef alma’ ilkesine dayanarak doğrudan çatışmadan kaçınan bir yöntem izliyor. Bu bağlamda Pekin, ‘salami stratejisi’ yerine ‘cabbage stratejisini’ benimsiyor. Cabbage stratejisi, elde edilen her kazanımın sağlamlaştırılması ve geri döndürülemez biçimde bir sonrakine geçilmesine dayanıyor.

Ancak bütün bu teorik analizlere rağmen asıl yanıt sahada verilecek. Dolayısıyla kritik soru şu: Çin ordusu ve donanması muhtemel savaş sahnesi için gerçekten hazır mı?

*Bu makale Şarku’l Avsat için bir askeri analist tarafından kaleme alındı.


Ukrayna’ya karşı savaşan “Donbas Kovboyu’nu” öldüren Rus askerlere hapis cezası

Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)
Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)
TT

Ukrayna’ya karşı savaşan “Donbas Kovboyu’nu” öldüren Rus askerlere hapis cezası

Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)
Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)

Ukrayna'ya karşı savaşan ABD vatandaşı Russell Bentley'in ölümünden sorumlu tutulan 4 Rus askere hapis cezası verildi.

Donetsk'in Kremlin'in kontrolündeki bölgesinde görülen duruşmada karar dün açıklandı.

Mahkeme, Binbaşı Vitaliy Vansitaski ve Teğmen Andrey Iordanov'un askeri rütbelerini sökerek ikisine de 12 ay hapis cezası verdi. Çavuş Vladislav Agaltsev 11 yıl, olaya karışan diğer bir askerse işlenen suçu gizlediği gerekçesiyle 1,5 yıl hapis cezası aldı.

Açıklamada, 63 yaşındaki Bentley'nin geçen yıl Ukrayna'nın Donetsk'e düzenlediği saldırıya ilişkin görüntülerden bir belgesel hazırlarken Rus askerlerince 'ajan sanılarak' gözaltına alındığı belirtildi.

Askerlerin, "Donbas Kovboyu" diye de bilinen ABD vatandaşının kafasına çuval geçirip onu zorla arabaya soktuğu belirtildi.

Bentley'nin ağır darp ve işkence sonucu yaşamını yitirdiği aktarıldı. Rus askerlerin cesedi ortadan kaldırmak için arabanın bagajına yerleştirip aracı patlattığı ifade edildi.   

Russell Bentley'in Moskova kontrolündeki Ukrayna topraklarında ölümü Rusya'da tepki yaratmıştı.

"Teksaslı" diye de anılan Amerikan vatandaşının, Ukrayna ordusunun Donetsk'teki Petrovski bölgesine geçen yıl 8 Nisan'da düzenlediği topçu saldırısının ardından kaybolduğu bildirilmişti.

Eşi Lyudmilla da Bentley'nin Rus ordusuna ait 5. Tank Tugayı'ndaki askerler tarafından kaçırıldığını söyleyerek serbest bırakılmasını istemişti.

2014-2017'de Donetsk'teki Kremlin yanlısı ayrılıkçıların safına katılarak Vostok Taburu'nda Ukrayna'ya karşı savaşan Bentley, 2021'de Rusya pasaportu da almıştı. 

Bentley, tabura katılmak için GoFundMe üzerinden topladığı 2 bin dolarla Rusya'ya gitmişti.

BBC, Bentley'nin Rusya'daki radikal solcu "Sut' vremeni" (Zamanın Özü) hareketinin parçası olduğunu da yazmıştı. Rus milliyetçiliğiyle komünizm düşüncesini merkez alan hareket, Sovyetler Birliği'ni yeniden diriltmeyi amaçlıyor.

Independent Türkçe, Guardian, CBS News


Meksika, ABD'nin Rus ajanı listesini kale almamış

Meksika, BM'deki oylamalarda Ukrayna'nın egemenliğini savunurken Rusya'ya yaptırım konusunda çekimser davranıyor (Reuters)
Meksika, BM'deki oylamalarda Ukrayna'nın egemenliğini savunurken Rusya'ya yaptırım konusunda çekimser davranıyor (Reuters)
TT

Meksika, ABD'nin Rus ajanı listesini kale almamış

Meksika, BM'deki oylamalarda Ukrayna'nın egemenliğini savunurken Rusya'ya yaptırım konusunda çekimser davranıyor (Reuters)
Meksika, BM'deki oylamalarda Ukrayna'nın egemenliğini savunurken Rusya'ya yaptırım konusunda çekimser davranıyor (Reuters)

New York Times'ın (NYT) Meksika ya da ABD yönetimlerinde geçmişte çalışmış veya hâlâ görev yapan 9 kişiye dayandırdığı haber, iki ülke arasındaki uyumsuzluğu ortaya koydu. 

ABD'nin güney komşusunu topraklarında diplomat kisvesi altında faaliyet gösteren istihbaratçılara karşı uyardığı ancak Meksika'nın bu kişileri sınır dışı etmediği bildirildi. 

Mart 2022'de ABD'li General Glen VanHerck'in "Meksika, dünyada en fazla Rus ajanına sahip olan ülke" dediği, dönemin Meksika lideri Andres Manuel Lopez Obrador'un bu iddiayı "Bizde böyle bir bilgi yok" diye yanıtladığı hatırlatıldı. 

Ancak o sırada iki ülkenin bu konu hakkında defalarca bilgi alışverişinde bulunmuş ve Lopez Obrador'un doğrudan uyarılmış olduğu belirtildi. 

Amerikan gazetesinin kaynakları, Meksika'daki Rusya Büyükelçiliği'nde çalışan 25'e yakın ajandan oluşan bir liste CIA tarafından iletilse de bu kişilerin sınır dışı edilmesi için hiçbir girişimde bulunulmadığını öne sürdü. 

Amerikalı yetkililer, Meksika'nın turistik bir yer olmasına ve ABD'ye yakınlığına işaret etti. Rus ajanlarının Meksika'da buluşup ABD topraklarında edindikleri istihbaratı gizlice paylaşmalarının bu sayede kolaylaştığını dile getirdiler.

NYT, Rusya'nın Meksikalıları ABD ve Avrupa devletleriyle karşı karşıya getirme çabaları konusunda Birleşik Krallık ve Fransa'nın da Meksika'yı uyardığını bildirdi. 

Meksika'daki ABD Büyükelçiliği'ne Rusya'nın faaliyetlerini gözlemlemekten sorumlu bir kişinin atandığı, benzer bir şekilde Fransa'nın da dezenformasyona odaklanan bir kişiyi görevlendirdiği vurgulandı. 

Rusya Büyükelçiliği ise ajan iddialarını reddederek Meksika'yla iyi ilişkilere sahip olduğunu bir e-postayla NYT'ye iletti. 

NYT iki hafta önce yayımladığı bir başka haberde de Rusya'nın Meksika'daki dezenformasyon çalışmalarını son iki yılda artırdığını bildirmişti. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla gazeteye konuşan kaynaklar, dezenformasyon kampanyasının Sputnik ve RT gibi Kremlin'e ait medya kuruluşları tarafından yürütüldüğünü ileri sürmüştü. 

Özellikle ABD'nin en büyük ticaret ortağı olan Meksika'nın hedef alındığı aktarılmıştı.

Independent Türkçe, New York Times, NDTV