Haftanın sürprizleri, çelişkileri ve bunların anlam ve yansımaları

Arap dünyası savaş ve çatışmaların içine çekilmek istemiyor, güvenli ve istikrarlı bir Ortadoğu'nun özlemini duyuyor

İsrail bombardımanının Gazze Şeridi'ne etkileri (AFP)
İsrail bombardımanının Gazze Şeridi'ne etkileri (AFP)
TT

Haftanın sürprizleri, çelişkileri ve bunların anlam ve yansımaları

İsrail bombardımanının Gazze Şeridi'ne etkileri (AFP)
İsrail bombardımanının Gazze Şeridi'ne etkileri (AFP)

Nebil Fehmi

Ortadoğu gerginlik ve çalkantıların yaşandığı bir dönemden geçiyor ve 2023 ile 2024 yıllarının bölgenin geleceğinin şekillenmesinde belirleyici yıllar olacağını söylemek abartı olmaz. Olaylar her geçen gün daha hızlı gerçekleşiyor ve onlarca yıldır aşılmaktan kaçınılan anlaşmalar dağılıyor.

Bilhassa geçen hafta ve hemen öncesindeki birkaç gün pek çok olaya ve sürprize tanık oldu; bunlardan en önemlileri:

- Mısır'ın, operasyonların Refah'a doğru genişlemesine ilişkin uyarılarına rağmen, İsrail, Refah Sınır Kapısının Filistin tarafını ele geçirdi ve Mısır tarafına bakan kapının üzerine İsrail bayrakları astı.

- İsrailli bir bakan, hükümetin savaşın sona ermesinin ardından Gazze'deki durum ile başa çıkmaya yönelik entegre bir planı Haziran 2024'ün ilk haftasının sonuna kadar onaylamaması halinde Başbakanını hükümetten çekilmekle tehdit etti.

- İsrail Dışişleri Bakanı Mısır'ı, Refah Sınır Kapısının kapatılmasından ve açılmasından sorumlu tutarak suçladı. Mısır Dışişleri Bakanlığı yanıtında bunu sert ve kesin bir şekilde yalanladı.

  - Mısır-Katar himayesinde İsrail ile Hamas arasında ateşkes ve rehine takasına ilişkin müzakerelerin aksadığı duyuruldu. Mısır'ın, üzerinde anlaşılan metni değiştirdiği ve taraflara bu değişimin içeriğini gerektiği gibi aktarmadığı gerekçesiyle, aksamadan Mısır'ı sorumlu tutan haberler sızdırıldı.

- İsrail, ABD'nin uyarılarına rağmen Refah'taki askeri operasyonlarına devam ediyor. ABD de kısa bir süre önce Tel Aviv'in Gazze'de binlerce sivilin ölümüne yol açan ihlalleri nedeniyle, bazı ağır bombaların teslimatını erteleyeceğini açıklamasına rağmen, İsrail ile milyarları aşan yeni bir silah anlaşması yaptığını duyurdu.

- İsrail'in Gazze’ye yönelik operasyon planını değiştirdiğine ve değiştirilen planın ABD tarafından örtülü olarak onaylandığına, yeni planın ateşkes müzakerelerinin yeniden başlamasına ve rehinelerin serbest bırakılmasına kapıyı aralayabileceğine dair haberler sızdırıldı.

- Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Kerim Ahmed Han, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Galant hakkında “tutuklama kararı” çıkarılması başvurusunda bulundu. Ayrıca Hamas lideri Yahya el-Sinvar, el-Kassam Tugayları lideri Muhammed Dayf ve Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye hakkında da tutuklama kararı verilmesi talebinde bulundu.

- İspanya, İrlanda ve Norveç “Filistin” devletini tanıdı.

- Azerbaycan'dan dönen bir İran helikopteri İran'ın kuzeybatısında düştü ve Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan hayatını kaybetti. 19 Mayıs 2024'te bir baraj açılışına katılan İran resmi heyetini taşıyan üç helikopterden düşen tek helikopter buydu. ABD ve İsrail hemen bu olay ile herhangi bir bağlantıları olduğunu inkâr ettiler. Öte yandan olay ile ilgili söylentiler, sızıntılar ve çeşitli açıklamalar çoğalırken, bunları ele almak için henüz çok erken. Ama gergin bir Ortadoğu’nun gölgesinde İran'daki istikrarsızlığın güven verici olmadığını veya iyiye işaret olmadığını da belirtmeliyiz.

- İranlı kurbanlar için yapılan törenlere çok sayıda dünya liderinin yanı sıra, iki ülke arasındaki sınırlı ilişkilere rağmen Mısır Dışişleri Bakanı da katıldı.

- İsrail’in uygulamaları nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki gergin duruma rağmen, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan hem İsrail'e hem de Suudi Arabistan'a yeni bir ziyaret gerçekleştirdi. Sullivan, stratejik ilişkiler ile ilgili ABD-Suudi Arabistan müzakerelerini takip etmek ile görevli isimdir.

- İsrailli bakanlara atfedilen ve ABD'nin Filistin devletinin kuruluşunun artık kabul edilebilir ve uygulanabilir bir fikir olmadığını çok iyi bildiğine dair açıklamalar sızdırıldı.

- ABD Dışişleri Bakanı İsrail'i sorumlu tutan bir açıklama yaptı. Açıklamada, İsrail’in, Araplar ile barış isteyip istemediğine karar vermesi gerektiğini açıkça beyan etti. Burada Araplar ile barışın Filistin davası pahasına sağlanamayacağı gerçeğine sıkı sıkı tutunan Suudi Arabistan ile barışa örtülü bir atıf bulunuyor.

- BM Genel Kurulu Filistin heyetine onu üye devletlerin hak ve sorumluluklarına daha da yakınlaştıran birtakım imtiyazlar sundu. Bu adım, ABD’nin, Filistin'i üye devlet olarak kabul eden karar taslağına karşı veto yetkisini kullanmasının ardından geldi.

- Arap zirvesi önemli liderlerinin katılımıyla gerçekleşti. Tipik bir toplantı olan zirvede derinlemesine tartışmalara yeterli zaman ayrılmadı. Uluslararası topluma birçok çağrı ve talepte bulunuldu. Ama durumun kötüleşmesine, ateşkesin sağlanması veya yeterli miktarda insani yardımın temininin ve dağıtımının güvence altına alınmasına yönelik tüm çabalar sekteye uğramasına rağmen, zirvede Araplar, İsrail ve destekçilerine yönelik herhangi yeni önlemler almadılar.

Bu olayların ve çelişkilerin en önemli sonuçlarından biri, Gazze'deki askeri operasyonların devamı, görüntüsü ve sertliği konusunda bir ABD-İsrail yakınlaşmasının varlığıdır. Bu, Arapların dikkat etmesi gereken bir nokta, çünkü Gazze Şeridi'nde gerilimin ve düşük yoğunlukta da olsa askeri operasyonların devam etmesi, sürekli operasyonlar ve bitmek bilmeyen acılar anlamına geliyor.

Bununla bağlantılı olarak, sınır kapılarının genelini, özel olarak da mal ve eşyaların geçtiği kapıları kontrol etmek için bir Amerikan-İsrail anlaşmasının bulunduğuna dair işaretler var. Bunu, yeni faaliyete geçen Amerikan yüzer iskelesi veya İsrail ile Gazze Şeridi arasındaki sınır kapıları yoluyla yapmak konusunda anlaşmış olabilirler. Bu da diğer sınır kapılarından kısıtlı sayıda kişinin geçişine izin verilse de Gazze artık sıkı bir İsrail güvenlik kuşatması altına alınacak demektir.

ABD, Netanyahu'ya ve verdiği sözlere bağlı kalacağına güvenmediği için Mısır tarafına pozisyonunu yumuşatması veya olası ve beklenen İsrail eylem ve ihlallerine karşı tepkisini sınırlı tutması için baskı yapmaya yönelik sistematik bir kampanya da yürütülüyor.

Öte yandan Mısır'ın açıklama ve uyarılarının şiddeti arttı ve İsrail'in eylemlerinin Mısır için kabul edilebilir sınırı aştığı açıkça görülüyor. Mısır kamuoyu, ABD'nin çifte standartlığına çok kızgın ve İsrail'in kibri karşısında da derin bir öfke duyuyor. Belirli ve daha sert diplomatik icraatlarda bulunulması için baskı yapıyor. Mısır'ın olaydan önce İran ile temaslarının artmasının, Kahire’nin cenaze törenine bakanlar düzeyinde katılımının, Mısır'ın genel olarak Ortadoğu'da daha bağımsız pozisyonlar alma arzusunun bir göstergesi olduğuna inanıyorum.

Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonların ve sınır kapılarının kontrolünü ele geçirmenin bir sonraki aşamasının şekli konusunda ABD-İsrail arasında neredeyse fikir birliği olmasına rağmen, iki devletli bir çözüme doğru ilerlemenin metodolojisi ve hatta fizibilitesi konusunda aralarında halen anlaşmazlık var. İsrail artık bu çözümü tartışılabilir alternatif olarak bile kabul etmiyor ve bu da ABD için gerçek bir engel teşkil ediyor. Blinken İsrail ile ilgili açıklamalarını bu nedenle yaptı, çünkü Suudi Arabistan’ın iki devletli çözüm pahasına olmasını reddettiği Arap-İsrail barışı konusunda ilerleme kaydetmek ABD için önemli.  

İsrail'de farklı açılardan bir siyasi kaynama ve gerilim yaşanıyor ve bu durum yetkililer arasındaki çelişkili açıklamalara da yansıdı. İsrailli yetkililer ABD gibi en yakın dostlarla bile kamuoyu önünde sözlü çatışmaya gittikçe daha fazla hazır hale geliyorlar. Bunlara bazı Batılı ülkelerin Filistin Devleti'ni tanıdığını açıklamasının ve Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısının bazı İsrailli yetkililer hakkında tutuklama talebinde bulunmasının ardından yapılan açıklamalar da eklendi.

İsrail'deki kaynama ve gerilimin pek çok nedeni var. Bunlardan ilki, kanun kaçağı, itaatsiz ve kibirli bir devlet olması. Korunmaya ve uluslararası düzeyde kendisinden hesap sorulmamasına alışkın çünkü ırkçılık, soykırım ve zorla yerinden etme uygulamalarına rağmen Batı'nın, özellikle de ABD'nin siyasi kalkanına sahip. Ama birdenbire kendisini neredeyse izole edilmiş halde buldu. Devlet ve yetkilileri olarak, uluslararası mahkemelerde kendisinden hesap sorulur bir devlete dönüştüğünü gördü. İki devletli çözüm çağrısı yeniden büyürken, İsrail'in dostları arasında bile Filistin'i tanıyan ülke sayısı artıyor.

Son günlerde yaşanan gelişmelerin, uluslararası toplumun ve kamuoyunun artık bıktığını ve İsrail'in bu boyuttaki ihlallerini, hukuki ve insani açıdan Filistinlilere yönelik çifte standardı artık kabul edemediğini yansıttığına inanıyorum. Filistinliler ile Arapların yatırım yapması gereken nokta da budur.

Sonuç olarak kendimize karşı dürüst olmalıyız. Arap dünyası savaşlara ve çatışmalara sürüklenmek istemiyor, güvenli ve istikrarlı bir Ortadoğu'nun özlemini duyuyor. Arap dünyası, kapsamlı Arap-İsrail barışının ana ve samimi savunucusudur. Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını stratejik bir hedef ve temel pozisyon olarak benimsiyor. Fakat gerekiyorsa uygulamalarını ve mekanizmalarını gözden geçirmeli, çünkü koşulları tipik veya geleneksel olarak ele almak, İsrail'in ihlallerine karşı bir tutum benimsemeyip, önlem almamak hepimizin güvenilirliğini sınırlıyor. Bölgedeki uygulamaların doğasına orman kanunları hâkim oluyor ve bu çok tehlikeli.



Kısalan program ve bariz yorgunluk... Trump'ta yaşlanma belirtileri mi görülmeye başlandı?

Trump'ta yaşlanma belirtileri belirgin şekilde görülmeye başlandı. (AFP)
Trump'ta yaşlanma belirtileri belirgin şekilde görülmeye başlandı. (AFP)
TT

Kısalan program ve bariz yorgunluk... Trump'ta yaşlanma belirtileri mi görülmeye başlandı?

Trump'ta yaşlanma belirtileri belirgin şekilde görülmeye başlandı. (AFP)
Trump'ta yaşlanma belirtileri belirgin şekilde görülmeye başlandı. (AFP)

New York Times’ta yayımlanan bir haber, ABD Başkanı Donald Trump’ın bu yılın başında başlayan ikinci döneminden bu yana sağlık durumunda ve kamuya görünürlüğünde yaşanan değişimleri mercek altına aldı. Haberde, yaşlanmanın belirtilerinin Trump’ta gözle görülür şekilde ortaya çıktığı ifade edildi.

Şarku’l Avsat’ın New York Times’tan aktardığına göre 79 yaşındaki Trump kendisini güç, enerji ve bitmeyen bir dinamizm sembolü olarak sunmaya devam etse de, gerçek durumunun çok daha karmaşık olduğu vurgulandı.

ABD’de Cadılar Bayramı kutlamalarının yapıldığı gün, Trump Japonya ve Güney Kore’yi kapsayan yaklaşık bir haftalık turunun ardından Andrews Hava Üssü’ne indi. Ardından Beyaz Saray’a geçerek kostümlü çocuklara şeker dağıttı. Destekçileri, yoğun programına rağmen ayakta kalabilmesini övgüyle karşıladı; bir sosyal medya kullanıcısı “Adam günlerdir durmadan çalışıyor!” diye yazdı.

Ancak bir hafta sonra, Beyaz Saray’daki bir etkinlikte Trump’ın yorgunluk belirtileri dikkat çekti. Başkanın uykusu gelmiş gibi göründüğü ve gözlerini açık tutmakta zorlandığı ifade edildi.

Yaşıyla ilgili eleştirilerden kaçınmak için Trump, kendisini sık sık selefi Joe Biden ile karşılaştırıyor. Başkanlık görevini 82 yaşında sürdüren Biden’ın ekibinin, onun artan zayıflığını kamuoyundan saklamak için çeşitli önlemler aldığı belirtiliyor.

Trump’ın programı

Trump, Amerikan kamu hayatında hâlâ çok görünür bir figür olmayı sürdürüyor. Medya karşısına sıkça çıkıyor ve Biden’ın yaptığına kıyasla çok daha fazla soru yanıtlıyor. Yabancı liderler, şirket yöneticileri, bağışçılar ve diğer etkili isimlerin kendisine düzenli ve doğrudan erişimi bulunuyor.

Buna rağmen, ikinci döneminin neredeyse bir yılının geride kalmasıyla birlikte Amerikalıların Trump’ı eskisi kadar sık görmediği dikkat çekiyor. New York Times’ın Trump'ın programıyla ilgili analizine göre, başkanın kamuya açık etkinliklerinin sayısı azaldı. Ayrıca ülke içi seyahatleri, ilk döneminin başlangıcı olan 2017 yılına kıyasla belirgin şekilde düşmüş durumda. Buna karşın Trump’ın dış gezileri arttı.

cdfvgt
Amerikalılar Trump'ı eskisi kadar sık görmüyor. (Reuters)

Ayrıca, eskisine göre daha kısa bir kamu programı sürdürüyor. Kamuya açık etkinliklerinin çoğu öğle saatleri ile 17:00 arasında gerçekleşiyor.

İlk döneminde Trump'ın programındaki etkinlikler ortalama olarak sabah 10:30'da başlıyordu.

Trump'ın bu yıl resmi olarak ortaya çıktığı toplam sayı, 2017'ye kıyasla yüzde 39 azaldı.

20 Ocak ile 25 Kasım 2017 arasında Trump bin 688 resmi etkinlik düzenledi. Bu yılın aynı döneminde Trump bin 29 resmi etkinlikte boy gösterdi.

Yorgunluk belirtileri

Halka açık yerlerde bazen yorgun görünüyor. 6 Kasım günü öğle saatlerinde Beyaz Saray'da popüler zayıflama ilaçlarının fiyatlarının düşürülmesi konusunda düzenlenen basın toplantısında Trump, etrafında duran CEO'lar ilaçlar hakkında konuşurken yaklaşık 20 dakika boyunca masasında oturarak uykusuyla mücadele etti.

sadfrgt
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da kilo verme ilaçlarının fiyatlarını düşürmek için düzenlenen bir etkinlik sırasında uyuyor gibi görünüyor. (Reuters)

Trump, yanında duran bir konuk bayılıp yere düşene kadar koltuğundan kalkmadı.

Manyetik rezonans görüntüleme

Trump, ayrıntıları vermeden geçirdiği tıbbi işlemlerle ilgili haberleri paylaşarak sağlığı hakkında daha fazla soru işareti yarattı.

Asya'dayken Trump, nedenini açıklamadan ekim ayı başında Walter Reed Ulusal Askeri Tıp Merkezi'nde MRG (manyetik rezonans görüntüleme) taraması geçirdiğini açıkladı.

MRG taraması hakkında tekrar sorulduğunda Trump, Air Force One uçağında gazetecilere şunları söyledi: “Ne analiz ettiklerini bilmiyorum. Ama ne analiz ettilerse, iyi analiz etmişler ve şimdiye kadar gördükleri en iyi sonucu aldığımı söylediler.”

Sağ elindeki morluk

Trump ayrıca sağ elindeki morluğa kozmetik ürünler sürüyor, bu da sağlığı hakkında daha fazla soru işareti yaratıyor.

Doktoru ve yardımcıları, morluğun aspirin kullanımı ve sık sık el sıkışmasından kaynaklandığını söylüyor.

cdfgt
Trump morluklarını makyajla kapatıyor. (Reuters)

Eylül ayında, elindeki morluk ve ayak bileklerindeki şişlik, gözlemciler arasında sağlığı hakkında yaygın spekülasyonlara yol açtı.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Trump'ın sağlığıyla ilgili bir dizi soruya yanıt verirken, başkanın enerjisini övdü.

Leavitt yaptığı açıklamada, “Eski başkanın bilişsel gerilemesini örtbas eden ve basından gizleyen Biden yönetimindeki Beyaz Saray yetkililerinin aksine, Başkan Trump’ın tüm ekibi, başkanın sağlığı konusunda açık ve şeffaf davrandı” dedi.

Kilo kaybı

Trump’ın ilk döneminde sağlık durumuna ilişkin eleştirileri tetikleyen birçok unsur bugün de geçerliliğini koruyor. Düzenli spor yapmıyor; bunun nedenlerinden biri, insanların doğuştan sınırlı bir enerji rezervine sahip olduğuna ve yoğun fiziksel aktivitenin bu ‘bataryayı’ tüketebileceğine dair inancı.

Ayrıca fazlaca kırmızı et tükettiği biliniyor.

Buna karşın, doktoruna göre Trump bir miktar kilo verdi.

2020’de 190 cm boyundaki Trump’ın kilosu 111 kg olarak açıklanmıştı; bu değer resmi olarak obezite kategorisine giriyordu. Bu yıl ise doktoru Sean Barbabella, başkanın sağlık özetinde kilosunun 109 kg olduğunu bildirdi.

Trump’ın, Ozempic gibi popüler zayıflama iğnelerinin etkisi hakkında sık sık konuştuğu, bunları ‘yağ ilaçları’ olarak adlandırdığı ve çevresindeki bazı kişilerin bu tedavileri kullandığını söylediği aktarılıyor. Ancak doktoru, Trump’ın kendisinin bu ilaçları kullanıp kullanmadığına dair bir açıklama yapmadı.

Barbabella, nisan ayında yaptığı değerlendirmede, “Başkan Trump bilişsel ve fiziksel açıdan mükemmel bir sağlık durumuna sahip; başkomutan ve devlet başkanı olarak görevlerini eksiksiz yerine getirebilecek durumda” ifadelerini kullandı.

Tutarlı yaklaşım

George Washington Üniversitesi’nden siyasal tarihçi Matthew Dallek, başkanların genel olarak sağlıklarına dair mümkün olan en iyi görüntüyü sunmaya çalıştığını, Trump’ın da Biden dahil seleflerinin izlediği yolu izlediğini söyledi.

Dallek, “Çevresindekiler Biden’ın yardımcılarına benziyor; sanki hayali bir dünyada yaşıyormuşuz gibi konuşuyorlar. Bu şekilde Trump, yardımcıları ve doktorlarının desteğiyle sağlığına dair gerçek dışı bir imaj yarattı. Oysa gerçek şu ki, 79 yaşında ve bu görevi üstlenen en yaşlı kişilerden biri” dedi.

Eski Beyaz Saray doktoru ve başkanların sağlık bakımı üzerine bir kitabın yazarı olan Jeffrey Kuhlman ise Trump’ın çalışma temposunun, göreve geldiklerinde 54 yaşında olan George W. Bush ile 47 yaşındaki Barack Obama’nınkinden oldukça farklı olduğunu söyledi.

Kuhlman, “Hem Bush hem de Obama günlük programlarına sporu dahil etmişlerdi. Bush her gün sabah 6.45’te Oval Ofis’e ulaşırdı; Obama ise genellikle sabah 10 gibi gelir ve akşam 7’ye kadar çalışırdı” dedi.

Trump’ın yardımcılarına ilişkin değerlendirmesinde ise, “Onu son derece enerjik ve güçlü biri olarak göstermeye çalışıyorlar. Ancak Oval Ofis’te bulunduğu zamanlarda pek hareketli olmadığı görünüyor” ifadelerini kullandı.

Kuhlman, Trump’ın yaşına rağmen uçak merdivenlerini çıkarak Air Force One’a binebilmesinin takdire şayan olduğunu belirtti, ancak “Uçağın içine girdikten sonra ne yaptığı konusunda kimsenin bir fikri yok” dedi.


İsrail ordusu: Refah'ta bir tünelden çıkan 6 militanı hedef aldık

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)
TT

İsrail ordusu: Refah'ta bir tünelden çıkan 6 militanı hedef aldık

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)

İsrail askeri sözcüsü Avichay Adraee, İsrail güçlerinin bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta altı militanı hedef aldığını açıkladı. Militanların bölgedeki bir yeraltı tünelinden çıktıklarına inanılıyor.

Adraee, güçlerin bölgedeki arama operasyonlarını sürdürdüğünü de ifade etti.

cfg
İsrail askerleri, Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'de konuşlu bir tank taretinin tepesinde duruyor (AFP)

Şarku’l Avsat’ın çeşitli medya kuruluşlarından aktardığına göre İsrail güçlerinin 10 Ekim'den bu yana yürürlükte olan ateşkes anlaşması kapsamında yeniden konuşlandırıldığı Filistin topraklarının bir bölümü olan Refah'ta bulunan tünellerde 200 kadar Hamas savaşçısı mahsur kalmış olabilir.


Hong Kong'da yüksek katlı konut kompleksinde yangın: En az 4 Kişi hayatını kaybetti

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Hong Kong'da yüksek katlı konut kompleksinde yangın: En az 4 Kişi hayatını kaybetti

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Hong Kong’daki bir yüksek katlı konut kompleksinde bugün (Çarşamba) çıkan büyük yangında dört kişi hayatını kaybetti. Kentin İtfaiye Hizmetleri Dairesi, olayda dört kişinin öldüğünü ve üç kişinin yaralandığını açıkladı. Polis ise daha önce sekiz kişinin etkilendiğini bildirmişti; sayılardaki farkın nedeni henüz netlik kazanmadı.

Hong Kong medyası, yaşamını yitirenler arasında bir itfaiyecinin de bulunduğunu öne sürdü, ancak bu bilgi resmi olarak doğrulanmadı.

g
Fotoğraf:  AP

Yangın, kentin Tai Po bölgesindeki binanın dış cephesine kurulan bambu iskelesi boyunca hızla yayılarak gökyüzüne yoğun duman yükseldi. Olay yerinden aktarılan canlı görüntülerde, itfaiye ekiplerinin merdivenli araçlardan yüksekten su sıkarak alevlere müdahale ettiği görüldü.

Yetkililer, yangının ardından Hong Kong’daki ikinci en yüksek alarm seviyesi olan dört numaralı yangın alarmını devreye aldı.

s
Fotoğraf:  AP

Polis, olayın yaşandığı binalarda mahsur kalan kişiler olduğuna dair birçok ihbar aldıklarını açıkladı.

sdf
Fotoğraf:  AP

Tai Po, Hong Kong’un Yeni Topraklar olarak bilinen kuzey bölgesinde, Çin anakarasındaki Shenzhen kentine yakın bir yerleşim alanı olarak biliniyor.