“Bütün Gözler Refah'ta” kampanyası sloganının anlamı ne?

Filistinliler İsrail'in Refah kentindeki bir kampa düzenlediği hava saldırısının olduğu yerde toplandı (AFP)
Filistinliler İsrail'in Refah kentindeki bir kampa düzenlediği hava saldırısının olduğu yerde toplandı (AFP)
TT

“Bütün Gözler Refah'ta” kampanyası sloganının anlamı ne?

Filistinliler İsrail'in Refah kentindeki bir kampa düzenlediği hava saldırısının olduğu yerde toplandı (AFP)
Filistinliler İsrail'in Refah kentindeki bir kampa düzenlediği hava saldırısının olduğu yerde toplandı (AFP)

Sosyal medya, kentte onlarca sivilin ölümüne neden olan saldırılar karşısında “Bütün Gözler Refah'ta” dayanışma kampanyası ile çalkalanıyor.

Bu slogan son aylarda Filistinlilere yönelik saldırılar konusunda insanları bilinçlendirmek, görmezden gelmemek ve ateşkes talep etmek için ivme kazandı. Geçtiğimiz iki gün boyunca sosyal medyada, özellikle de Instagram'da (20 milyondan fazla paylaşım) milyonlarca kullanıcı tarafından, İsrail'in pazar günü aralarında çocukların da bulunduğu 40'tan fazla sivilin ölümüne neden olan yerinden edilmiş kişilerin çadırlarını bombalamasını kınamak için kullanıldı.

İsrail bu ayın başlarında 1,4 milyon Filistinli sivile ev sahipliği yapan Refah'a kara saldırısı başlattı. Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA), İsrail'in tahliye emirlerinin ardından yaklaşık bir milyon sivilin yerinden edildiğini açıkladı.

İsrail güçleri Mısır'la olan Refah sınır kapısının kontrolünü ele geçirdi. Gazze Şeridi'ndeki savaş, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail topraklarına düzenlediği ve AFP'nin İsrail'in resmi verilerine dayanarak elde ettiği verilere göre çoğu sivil 1,170'den fazla kişinin ölümüne yol açan eşi benzeri görülmemiş bir saldırının ardından başladı. İsrail buna, Gazze Şeridi'nde 36,000'den fazla insanın ölümüne neden olan büyük bir askeri harekatla karşılık verdi.



ABD’den vize almak isteyenlerin iletişim hesaplarında Gazze denetimi

Sosyal medya hesapları tüm göçmen ve göçmen olmayan vizeler için denetlenecek. (Arşiv)
Sosyal medya hesapları tüm göçmen ve göçmen olmayan vizeler için denetlenecek. (Arşiv)
TT

ABD’den vize almak isteyenlerin iletişim hesaplarında Gazze denetimi

Sosyal medya hesapları tüm göçmen ve göçmen olmayan vizeler için denetlenecek. (Arşiv)
Sosyal medya hesapları tüm göçmen ve göçmen olmayan vizeler için denetlenecek. (Arşiv)

ABD Dışişleri Bakanlığı'na ait bir iç yazışmaya göre, Başkan Donald Trump yönetimi dün 1 Ocak 2007 ve sonrasında Gazze Şeridi'ni ziyaret eden tüm vize başvuru sahiplerinin sosyal medya denetimine tabi tutulmasını emretti.

Reuters tarafından görülen mesajda, tüm göçmen ve göçmen olmayan vizeler için sosyal medya denetimi yapılması emrinin, sivil toplum kuruluşu çalışanlarının yanı sıra Gazze Şeridi'nde resmi ya da diplomatik bir sıfatla uzun süre bulunmuş kişileri de kapsaması gerektiği belirtildi.

Mesajda, “Sosyal medya hesaplarının incelenmesi sonucunda güvenlik konularıyla ilgili potansiyel aşağılayıcı ifadeler ortaya çıkarsa, vize başvurusunda bulunan kişinin ABD ulusal güvenliği için bir risk oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi için kurumlar arası bir soruşturma olan güvenlik danışma görüşüne ihtiyaç duyulacağı belirtildi. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre mesaj, ABD’nin tüm diplomatik ve konsolosluk misyonlarına gönderildi.

Trump yönetiminin ülke genelinde yüzlerce vizeyi iptal ettiği ve bazı yasal daimî mukimlerin statülerini de iptal ettiği bir dönemde gelen bu hamle, Dışişleri Bakanı'nın ülkede bulunmasının ABD dış politikasına zarar verdiğine onayladığı göçmenlerin sınır dışı edilmesine olanak tanıyan 1952 tarihli bir yasa kapsamında gerçekleşti.

Söz konusu iç yazışma 17 Nisan tarihli olup, mart ayı sonunda 300'den fazla vizeyi iptal etmiş olabileceğini söyleyen Dışişleri Bakanı Marco Rubio tarafından imzalandı. Dışişleri Bakanlığı yorum talebine henüz yanıt vermedi.

Trump yönetimi yetkilileri, öğrenci vizesi sahiplerinin Filistinlilere verdikleri destek ve İsrail'in Gazze savaşındaki tutumunu eleştirmeleri nedeniyle sınır dışı edilme riski altında olduklarını söylüyor ve bu kişilerin eylemlerini ABD'nin dış politika çıkarlarını tehdit ettiğini belirtiyor. Trump'ın muhalifleri bu çabaları ABD Anayasasının Birinci Değişikliği uyarınca ifade özgürlüğü haklarına bir saldırı olarak nitelendiriyor.