Paris Olimpiyatları: 7 milyon insanı arabasız nasıl hareket ettireceksiniz?

Fransa 2024 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor (AFP)
Fransa 2024 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor (AFP)
TT

Paris Olimpiyatları: 7 milyon insanı arabasız nasıl hareket ettireceksiniz?

Fransa 2024 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor (AFP)
Fransa 2024 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor (AFP)

Fransa'nın başkenti Paris'in Ile-de-France bölgesindeki toplu taşıma araçları 2024 Olimpiyat Oyunları sırasında yeni bir sınava tabi tutulacak. NBC'nin haberine göre organizatörler kaos ve aşırı kalabalıktan kaçınmak için genel bir seferberlik çağrısında bulunurken, yerel yetkililer 26 Temmuz- 11 Ağustos tarihleri arasında yaklaşık 7 milyon ziyaretçiyi ağırlamaya hazır olduklarını belirtti.

Işıklar Başkenti yetkililerine göre organizasyon komitesi ve yerel yetkililer binlerce otobüs, 3.000 ilave bisiklet ve 400 kilometreden fazla bisiklet yolu geliştirerek hava kirliliğini yüzde 40 oranında azaltacak.

2024 Yaz Olimpiyatları sırasında Fransa'ya gelen ziyaretçiler eskisinden tamamen farklı bir şehri ziyaret etme fırsatı bulacak ve turistler Paris’in diğer yüzünü görme fırsatı bulacak.

Belediye Başkanı Anne Hidalgo liderliğindeki Paris makamları, 2014 yılından beri araç kullanımını azaltmak, 100'den fazla caddeyi araçlara kapatmak, SUV ve spor otomobiller için park ücretlerini iki katına çıkarmak, yaklaşık 50.000 park yerini ortadan kaldırmak ve 1.300 kilometreden fazla bisiklet yolu oluşturmak gibi çeşitli girişimlerde bulunuyor.

Hidalgo mart ayında yaptığı açıklamada, “Bunu nasıl başardık? Otomobil kullanımının radikal bir şekilde ortadan kaldırılmasını varsayarak” ifadelerini kullandı.

Paris, diğer Avrupa şehirleriyle birlikte geçtiğimiz yıllarda otomobil kullanımını azaltmaya çalışan ilk şehir oldu. Ancak çabalarının başarısı beklendiği gibi olmadı. Buna karşılık Amerika Birleşik Devletleri benzer reformları benimsemekte çok daha yavaş davrandı.

Cornell Üniversitesi'nde şehir ve bölgesel planlama profesörü olan Nicholas Klein NBC'ye konuştu: “Amerika Birleşik Devletleri'nde 100 yıldır sokakları, mahalleleri ve şehirleri arabaların etrafında inşa ettik ve sonuç olarak çoğu insan arabaya bağımlı mahallelerde yaşıyor ve bunu geri almak çok zor.”

Cornell Üniversitesi'nde kentsel ve bölgesel planlama profesörü Nicholas Klein, NBC'ye şunları söyledi: "Amerika Birleşik Devletleri'nde 100 yıldır arabaların etrafında sokaklar, mahalleler ve şehirler inşa ettik ve bunun sonucunda çoğu insan ağırlıklı olarak arabalara bağımlı olan mahallelerde yaşıyor ve bunu geri almak çok zor."

Paris'in yeni kentsel manzarasının sunumu, Hidalgo'nun, özellikle de başkanlığa aday olamamasının ardından, oy yüzdesinde bir düşüşe tanık olduğu bir zamanda gerçekleşecek. Ancak 2023'te yapılan bir kamuoyu yoklaması, Parislilerin çoğunluğunun çevre reformlarını onayladığını gösterdi.

Paris'in 12. bölgesinde ikamet eden ve bir bisiklet destekçisi olan Louise Klooster NBC'ye, “Hidalgo'nun otomobil karşıtı politikalarını yüzde 100 destekliyorum ve her zaman otomobil sayısını azaltan, yürümeyi ve bisiklete binmeyi teşvik eden politikalardan yana olacağım. Bir Parisli ve küçük bir çocuk annesi olarak, daha az araba olsaydı Paris'in daha güvenli ve daha az kirli olacağına inanıyorum” dedi.

Paris 1 Panthéon-Sorbonne Üniversitesi profesörü ve Hidalgo'nun eski danışmanı Carlos Moreno, bir vatandaşın tüm temel ihtiyaçlarının kısa bir yürüme mesafesinde veya bisikletle ulaşılabileceği “15 dakikalık şehir” kavramını destekliyor.

Moreno, “İklim değişikliğine şüpheyle yaklaşanlar ve otomobil lobisi, özellikle de sürücüler karşı çıktı, ancak artık otomobiller için doğru zaman değil, düşük karbonlu bir gelecek için onlara karşı mücadele etmeliyiz” şeklinde konuştu.

Binlerce yolcunun çoğu zaman sıkışık bir trafiğin yanı sıra kazalar ve grevlerle karşı karşıya kaldığı bir zamanda, Olimpiyat Oyunlarında seyirciler tarihte ilk kez araçsız olarak ilgili mekanlara taşınacak.

Ancak sıkışıklığını önlemek için Ile-de-France Ulaşım Otoritesi, normal bir yaza göre ortalama yüzde 15 daha fazla tren ve metro hatları ile toplu taşıma hizmetlerini artırma konusunda karar aldı.

Ulaşım Otoritesi Başkanı Valerie Pecres, güzergahın kışın bir iş gününe eşdeğer olacağını ancak yoğun dönemlerde bu rakamın 28 Temmuz ve 2 Ağustos'ta en az iki gün boyunca 500.000 kişiye yükselmesinin beklendiğini açıkladı.

Parisli yetkililer, mevcut imkanlara rağmen bölge sakinlerini bu dönemde hareket etmekten kaçınmaya ve yalnızca ihtiyaç duyulduğunda dışarı çıkmaya çağıracak.

Hükümet, herkesin rotasını belirleyebileceği bir web sitesi (anticipaterlesjeux.gouv.fr) başlattı. Araç sürücülerinin ise kapalı yollardan kaçınmaları ve izinli kişilerin kullanabileceği Olimpiyat şeritlerini dikkate almaları gerekecek.



Esad rejiminin ardından: Suriye toplu mezarlar ülkesine dönüştü

HTŞ öncülüğündeki isyancılar, Suriye'yi ele geçirirken Esad'ın posterlerini parçalamıştı (AFP)
HTŞ öncülüğündeki isyancılar, Suriye'yi ele geçirirken Esad'ın posterlerini parçalamıştı (AFP)
TT

Esad rejiminin ardından: Suriye toplu mezarlar ülkesine dönüştü

HTŞ öncülüğündeki isyancılar, Suriye'yi ele geçirirken Esad'ın posterlerini parçalamıştı (AFP)
HTŞ öncülüğündeki isyancılar, Suriye'yi ele geçirirken Esad'ın posterlerini parçalamıştı (AFP)

Beşar Esad rejiminin yıkılmasının ardından Suriye'de toplu mezarlar çıkmaya devam ediyor. 

Wall Street Journal'ın haberinde, Esad rejiminin 8 Aralık'ta devrildiği Suriye'nin toplu mezarlarla dolu bir ülkeye dönüştüğü yazılıyor. 

Dera iline bağlı İzra şehrinde yeni sahiplerine satılan bir çiftlikte toprağın altından 31 ceset çıktığı aktarılıyor. Çiftliğin rejim askerlerinin yıllarca kullandığı bir kontrol noktasına yakın olduğuna dikkat çekiliyor. 

Olay yerinde inceleme yapan adli tıp uzmanı Dr. Memdu Zubi, "Tam beklediğimiz şeyi bulduk, bir toplu mezarla karşılaştık" diyor. 

Hama kırsalındaki Ma'an köyü yakınlarında yer alan bir kuyudan da çok sayıda ceset çıkarıldı. Aynı bölgede en az üç kuyunun daha cesetleri atmak için kullanıldığı tespit edildi. 

Bir çiftçi, yıllardır kayıp olan kardeşini aradığını belirterek "Onun Sednaya'da olduğunu sanıyordum ama belki de bu kuyulardan birindedir" diyor. Sednaya Hapsihanesi, Esad rejiminin gerçekleştirdiği hak ihlalleri ve işkencelerle gündeme gelmişti.

Uluslararası Geçiş Dönemi Adaleti Merkezi (ICTJ) ve Suriyeli avukat ve doktor örgütlerinin verilerine göre ülke genelinde şimdiye dek 134 toplu mezar tespit edildi. Ancak gerçek sayının çok daha yüksek olduğu düşünülüyor.

Suriye'nin son 50 yılda yaşadığı siyasi baskı, iç savaş, Rus bombardımanları, IŞİD saldırıları ve 2023 depreminin ülkede "sayısız gömülmemiş ceset" bıraktığı ifade ediliyor. 

2012-2013'te cesetlerin genellikle Rif Şam ilindeki El-Tel ve Najha bölgelerindeki açıklık alanlara gömüldüğü, daha sonraki naaşların geceleri gizlice farklı bölgelere taşındığı bildiriliyor. 

Suriye'de Ahmed Şara yönetiminin kurduğu Ulusal Kayıplar Komisyonu'nun uluslararası kuruluşlarla ortak çalışarak ülke genelinde DNA toplama, diş kayıtlarını eşleştirme ve rejim arşivlerini inceleme çalışması başlatması bekleniyor.

Komisyon başkanı Muhammed Rıza Celhi, sürecin maliyetinin 200 milyon dolara kadar çıkabileceğini söylüyor.

Suriyeli hak örgütlerine göre en az 160 bin kişi iç savaş sırasında kayboldu. Bu kişilerin çoğunun toplu mezarlarda olduğu düşünülüyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Reuters


İran, ABD’yle nükleer müzakere şartlarını açıkladı

Hazirandaki çatışmalarda İsrail'de 32 kişi, İran'da ise binden fazla kişi ölmüştü (AFP)
Hazirandaki çatışmalarda İsrail'de 32 kişi, İran'da ise binden fazla kişi ölmüştü (AFP)
TT

İran, ABD’yle nükleer müzakere şartlarını açıkladı

Hazirandaki çatışmalarda İsrail'de 32 kişi, İran'da ise binden fazla kişi ölmüştü (AFP)
Hazirandaki çatışmalarda İsrail'de 32 kişi, İran'da ise binden fazla kişi ölmüştü (AFP)

İran'ın dini lideri Ali Hamaney'in Dış Politika Danışmanı Kemal Harrazi, belirli koşulların sağlanması halinde ABD'yle nükleer müzakereleri yeniden başlatmaya açık olduklarını söyledi. 

Harrazi, CNN'de bugün yayımlanan söyleşisinde, ilk adımı ABD'den beklediklerini belirterek "Bizim belirlediğimiz koşullar temelinde görüşmeye hazır olduklarını göstermeliler" dedi.

Hamaney'e bağlı Dış İlişkiler Stratejik Konseyi'nin Başkanı Harrazi, haziranda İsrail'le yaşanan 12 günlük çatışmalardan önce belirledikleri koşulların değişmediğini ifade etti.

İran'ın tıbbi amaçlarla ve reaktörlere yakıt sağlamak için uranyum zenginleştirmeye devam edeceğini belirten Harrazi, balistik füze programının müzakereye açık olmadığını söyleyerek "ABD ve diğer taraflarla yalnızca nükleer mesele hakkında görüşeceğiz" dedi. 

Diğer yandan İranlı yetkili, uranyum zenginleştirme seviyelerinde değişikliğe gitmeye açık olduklarına işaret ederek, "eşitlik ve karşılıklı saygı" temelinde ABD'yle yapılacak görüşmelerde çeşitli seçeneklerin değerlendirilebileceğini söyledi.

Harrazi, ABD'nin olumlu adımlar atarak Tahran'la ilişki kurması gerektiğini de sözlerine ekledi: 

İran'a karşı olumlu bir yaklaşımla sürece başlayın. Eğer olumlu davranırsanız kesinlikle karşılık görürsünüz. Ancak bunun için onlar (ABD) İran'a karşı herhangi bir güç kullanmaktan kaçınmalıdır. Bunu denediler ve şimdi bunun kabul edilemez ve uygulanabilir olmadığını anladılar.

ABD ve İran'ın son dönemde yürüttüğü nükleer müzakereler, İsrail'in saldırısıyla askıya alınmıştı. 

İsrail'in 13 Haziran'daki saldırısıyla başlayan çatışmalarda İran vakit kaybetmeden misilleme yapmıştı. ABD de devreye girerek İran'daki İsfahan, Fordo ve Natanz tesislerine 22 Haziran'da hava saldırısı düzenlemiş, operasyonda 14 "sığınak delici" GBU-57 bombası kullanılmıştı.

İran, ABD'nin saldırısına cevap olarak 23 Haziran'da Amerikan ordusunun Katar'daki El-Udeyd Hava Üssü'ne saldırmıştı. Operasyonda Tahran'ın önceden Washington'a haber verdiği ve hiçbir can kaybı yaşanmadığı aktarılmıştı.

Washington operasyonun ardından 24 Haziran'da taraflar arasında ateşkes sağlandığını duyurmuştu.

İsrail ve ABD, İran'ın uranyum zenginleştirerek nükleer silah elde etmeye çalıştığını savunurken Tahran iddiaları reddediyor. 

Harrazi, ABD veya İsrail'den gelebilecek olası bir saldırıya ilişkin "Her şey mümkün ancak bu senaryo için hazırız" dedi.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı salı günü Beyaz Saray'da ağırlayan Trump, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada "İran'ın nükleer kapasitesini ortadan kaldırarak" iyi bir iş çıkardıklarını savunmuştu. Harrazi, ABD saldırısının ardından oluşan hasarla ilgili tespit çalışmalarının sürdüğünü belirtiyor. 

Buna ek olarak Trump, İran'ın da ABD'yle "anlaşma yapmak için can attığını" öne sürmüş, Tahran'ın iletişime geçmesi halinde buna açık olduklarını belirtmişti.
Independent Türkçe, CNN, Newsweek


ABD’nin Suudi Arabistan’a F-35 satışı İsrail’de nasıl yankılandı?

ABD'li havacılık firması Lockheed Martin'in ürettiği F-35 serisinin üç modeli var (AP)
ABD'li havacılık firması Lockheed Martin'in ürettiği F-35 serisinin üç modeli var (AP)
TT

ABD’nin Suudi Arabistan’a F-35 satışı İsrail’de nasıl yankılandı?

ABD'li havacılık firması Lockheed Martin'in ürettiği F-35 serisinin üç modeli var (AP)
ABD'li havacılık firması Lockheed Martin'in ürettiği F-35 serisinin üç modeli var (AP)

ABD'nin Suudi Arabistan'a F-35 satışına yeşil ışık yakması İsrail'de büyük yankı uyandırdı.

ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, dün Beyaz Saray'da bir araya geldi. 

Görüşmede öne çıkan başlıklardan biri de Suudi Arabistan'a F-35 satışı oldu. Trump, satışı onayladığını duyururken, bunların İsrail'in elindeki F-35'lerle aynı seviyede olacağını söyledi. 

Toplantının ardından iki liderin düzenlediği basın toplantısında Trump, hem İsrail'i hem de Suudi Arabistan'ı "ABD'nin büyük müttefikleri" diye niteledi ve şöyle devam etti: 

Onların (İsrail'in) sizin daha düşük kalibreli uçaklar almanızı istediğini biliyorum. Ancak bunun sizi çok mutlu edeceğini sanmıyorum. Bana kalırsa, ikisi de en üst düzeyde donanıma sahip ürünleri (F-35 uçaklarını) alacak seviyede.

İsrailli haber sitesi Ynet'in aktardığına göre İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Trump-Selman görüşmesi öncesinde pazar günü Tel Aviv yönetimine olası uçak satışına dair bir rapor gönderdi. 

Raporda, İsrail'in bölgedeki hava üstünlüğünün beşinci nesil F-35'lerle düzenlediği uzun menzilli operasyonlara dayandığı belirtiliyor. Bu uçaklar Ortadoğu'da sadece İsrail'de var. Ancak Suudi Arabistan'a da aynı kalibrede uçaklar satılmasının İsrail ordusunun bölgedeki hakimiyetini zayıflatacağı uyarısında bulunuluyor. 

Ayrıca Riyad yönetiminin siparişlerinin savaş jetlerini üreten Lockheed Martin'de yoğunluk yaratacağı, İsrail'in uçaklarının teslimatının aksayabileceği belirtiliyor. 

Jerusalem Post'un analizinde, bunun ABD'nin Ortadoğu politikasında "ciddi değişime işaret edeceği ve Ortadoğu'daki dengeleri değiştirebileceği" yazılıyor.

Öte yandan Haaretz'in haberinde, İsrail'in hava üstünlüğünü kaybetmesine ilişkin endişelerin yersiz olduğu savunuluyor. 

Haziranda 12 gün süren İsrail-İran çatışmalarında Tel Aviv yönetiminin "hava üstünlüğünü açıkça gösterdiği", bunun hem F-35'ler hem de İsrail Hava Kuvvetleri'nin planlama becerisi sayesinde yapıldığı yazılıyor.

Haberde, Türkiye'nin ABD'den F-35 alma süreci de hatırlatılarak, "Suudilerin ya da Türklerin İsrail'le aradaki farkı kapatması zaman alır" ifadeleri kullanılıyor.

Diğer yandan Tel Aviv yönetimi, uçakların satışını Suudi Arabistan'la ilişkilerin normalleştirilmesi şartına bağlamıştı. Trump, görüşmede İbrahim Anlaşmaları'yla ilgili süreci ele aldıklarını belirtirken, Riyad'ın mutabakata katılımına dair net ifadeler kullanmadı. 

"F-35'ler için normalleşme şartı koşulmadı"

CNN'in analizinde, satışın gerçekleşmesi halinde Suudi Arabistan'ın beşinci nesil F-35'leri alan ilk Arap ülkesi olacağı belirtiliyor. Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan kaynaklar, F-35 satışının İsrail'le normalleşme şartına bağlı olmadığını savunuyor. 

Riyad ve Tel Aviv arasında Washington arabuluculuğunda gerçekleştirilen normalleşme görüşmeleri, Hamas'ın Aksa Tufanı saldırısıyla 7 Ekim 2023'te patlak veren Gazze savaşı nedeniyle askıya alınmıştı. Suudi Arabistan, iki devletli çözümde ısrar ederken radikal sağcı İsrail yönetimi buna yanaşmıyor. 

King's College'dan Nawaf Obaid, Trump'ın Suudi Arabistan ve İsrail arasında tıkanan görüşmeleri kenara bırakmak istediğini belirterek şu yorumları yapıyor: 

Trump, bu iki süreci birbirinden ayırdığını açıkça belirtti. Sırf Netanyahu yüzünden tüm bu silah ve malzeme satışını durdurmakla zamanını boşa harcamayacak.

Obaid, Riyad ve Tel Aviv arasında normalleşme görüşmelerinin ilerlemesi için İsrail'de hükümetin değişmesi ve Filistin Devleti'nin kurulmasına yönelik yol haritası belirlenmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. 

Independent Türkçe, CNN, Times of Israel, Ynet, Haaretz