Netanyahu'nun ofisi: Hamas'la yapılacak esir takası anlaşması taslağı savaşın durdurulmasını içermiyor

İsrailli bir askeri heyet Washington'da İran “tehdidini” ve Gazze savaşını görüştü

Washington'un İsrail'e desteğini protesto etmek için Beyaz Saray'ın önündeki Filistin yanlısı bir gösterici (AP)
Washington'un İsrail'e desteğini protesto etmek için Beyaz Saray'ın önündeki Filistin yanlısı bir gösterici (AP)
TT

Netanyahu'nun ofisi: Hamas'la yapılacak esir takası anlaşması taslağı savaşın durdurulmasını içermiyor

Washington'un İsrail'e desteğini protesto etmek için Beyaz Saray'ın önündeki Filistin yanlısı bir gösterici (AP)
Washington'un İsrail'e desteğini protesto etmek için Beyaz Saray'ın önündeki Filistin yanlısı bir gösterici (AP)

İsrail Yayın Kurumu'nun haberine göre İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun ofisi bugün, Hamas'la yapılacak esir takası anlaşması taslağının Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmaya yönelik herhangi bir madde içermediğini vurguladı.

Netanyahu’nun, ABD Başkanı Joe Biden'ın cuma günü açıkladığı ve sonunda çatışmaların durmasını sağlayacak üç aşamalı bir planı içeren önerilerin onaylanması halinde, hükümetten istifa etme ve hükümeti düşürme tehdidinde bulunan Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'i görüşmeye çağırdığı belirtildi.

Ben-Gvir, X platformunda “Sunulan anlaşma tam bir zafer değil, tam bir yenilgidir” diye yazmıştı.

Biden cuma günü yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'de kalıcı ateşkes ve tüm rehinelerin serbest bırakılması için yol haritası içeren yeni ve kapsamlı bir teklif sunduğunu duyurdu.

Yedioth Ahronoth gazetesi ise bugünkü haberinde, İsrail Savunma Bakanlığı'ndan bir heyetin Washington'da ABD'li üst düzey yetkililerle, İsrail'in İran tehdidi olarak tanımladığı konuyu görüştüğünü bildirdi.

 Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) göre gazete, Savunma Bakanlığı Genel Müdürü Eyal Zamir başkanlığındaki İsrail heyetinin Washington'da, “İsrail'in bölgedeki niteliksel üstünlüğünü sürdürmek için gereken teçhizatın tedarikini” de içeren bir dizi görüşme gerçekleştirdiğini yazdı.

Gazeteye göre iki taraf ayrıca Gazze Şeridi'nde “Hamas'ın askeri ve idari kapasitesini ortadan kaldırmaya yönelik operasyonların sürdürülmesi ve rehinelerin iadesi” konularını da ele aldı.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times