X aşırı sağcı fikirlerin platformu haline mi geldi?

Silikon Vadisi'nde aşırı sağcı söylemler giderek artıyor

İllüstrasyon: Brian Stauffer
İllüstrasyon: Brian Stauffer
TT

X aşırı sağcı fikirlerin platformu haline mi geldi?

İllüstrasyon: Brian Stauffer
İllüstrasyon: Brian Stauffer

Marco Mossad

X platformu (eski adıyla Twitter), 2022 yılının sonlarında tartışmalı bir isim olan ABD’li işadamı Elon Musk tarafından yaklaşık 44 milyar dolar karşılığında satın alındığından bu yana acımasızca eleştiriliyor.

Musk’ın platformu satın almasındaki başlıca hedefi ifade özgürlüğünü sağlamak ve önceki yönetim tarafından tweetlere getirilen kısıtlamaları kaldırmaktı. Satın alma sonrası platformda yapılan değişiklikler sadece simge ve isimle sınırlı değildi. Platform bir bütün olarak, önceki yönetim tarafından nefret söylemi ve ırkçılığı kışkırtmakla ilgili güvenlik politikalarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yasaklanan çok sayıda ırkçı ve aşırı sağcı politikacının kapatılan hesaplarının yeniden açılmasıyla siyasi sağa doğru kademeli bir kayma yaşadı.

Musk ayrıca, son olarak ABD Başkanı Joe Biden'ın göçmen getirme politikalarının Demokrat Parti için oy toplamayı amaçladığını söylerken bu politikaların 11 Eylül 2001 olayından daha kötü olaylara yol açacağını savunan komplo teorilerinin yeniden gündem olmasında rol oynadı. Bununla birlikte Musk, ırkların birbiriyle entegrasyonuna ve bir arada yaşamaya inanan fikirleri de eleştirdi. X’in sahibi, son olarak, beyaz ırkın siyasi sol kesimin politikaları nedeniyle ırkçı bir saldırı altında olduğu fikrini öne süren paylaşımlarda bulundu. Musk, X platformunu Fox News gibi aşırı sağcı medya kuruluşlarının ve birçok muhafazakar ve aşırı sağcı radyo sunucusunun fikirlerini desteklemek için de kullandı.

Şu an aşırı sağcı siyasi fikirlerin platformu haline gelen X, bir zamanlar Demokrat Parti'yi destekleyen solcu ilerici fikirlerin olduğu bir platformdu.

X, bir zamanlar Demokrat Parti'yi destekleyen solcu ilerici fikirlerin olduğu bir platformken aşırı sağcı siyasi fikirlerin platformu haline geldi. Musk, CNN televizyon kanalından Don Lemon’a verdiği bir röportajda eski Twitter yönetiminin siyasi bağışların yüzde 99'unu Demokrat Partili adaylara yaptığını söyledi.

Musk'ın, Don Lemon'ın sol görüşlü bir isim olması nedeniyle platformdaki siyasi söylemi dengelemek amacıyla programı X platformunda yapması için Don Lemon ile bir sözleşme yapmaya çalışması dikkati çekti. Ancak yaşanan diyaloğun ardından Musk, özellikle X platformunda ifade özgürlüğü ile platform yönetiminin nefret söylemi ve ırkçılığı azaltmaya yönelik ahlaki sorumluluğu arasındaki ayrım konusunda iki taraf arasındaki önemli görüş ayrılığı nedeniyle kararından döndüğünü ve yayıncı kuruluşla olan sözleşmeyi iptal ettiğini açıkladı. Musk, yasal oldukları sürece platformun her üyesinin görüşlerini müdahale veya engelleme olmaksızın ifade etme hakkına sahip olduğuna inanırken Lemoni Musk ile aynı fikirde değil. Bu yüzden Musk sinirlenerek Lemon'a "Sen paylaşımları kısıtlamaktan yanasın, ben ise fikir özgürlüğünden yanayım, biz farklıyız” dedi.

Platform haber kanallarının yerini alıyor

Elon Musk, ABD'deki haber kanallarının tüm gerçekleri aktarmadığını söyleyerek bu kanallara karşı bir kampanya başlattı. X platformunun doğrudan kullanıcılarından gelen doğru haberleri iletmek için bir alternatif olmasını istiyor. Bu yüzden Musk, platformun algoritmalarını, içerik üreticilerin hesaplarının ve paylaşımlarının görünürlüğünü arttıracak şekilde yeniden yapılandırdı.

fvgrbh
X platformunun bir telefonun ekranında görülen logosu (Reuters)

Musk ve X Corp.’un CEO'su Linda Yaccarino'ya yakın kaynaklar, Washington Post gazetesine Musk'ın X'i kullanıcıların tam teşekküllü ve özel içerikler yayınlayabilecekleri bir haber platformuna dönüştürmek istediğini söylediler.

‘Gelir Paylaşımı Programı’ adı verilen bu yaklaşımda platform, X ile gelir paylaşımı karşılığında kullanıcılara içerik yayınlamaları için alan sağlıyor. Bu yaklaşımı getirmelerini, sitenin ve kullanıcıların haberleri tarafsız bir şekilde doğrulamasını ve yayınlamasını, kullanıcıları siyasi taraflara yakınlıklarıyla bilinen geleneksel kanallardan uzak tutmayı sağlamak olarak gerekçelendiren Musk, geçtiğimiz yıl ağustos ayında kişisel hesabında, gelir elde etmek için gereken minimum görüntüleme sayısını 15 milyondan sadece beş milyona düşürmek ve gelir kazançlarını çekmek için minimum eşiği 50 dolar yerine 10 dolara düşürmek de dahil olmak üzere çeşitli yapılandırmalara gidildiğini açıkladı. Musk son olarak ise Gelir Paylaşım Programı’na katılan hesaplara ‘X Premium’ olarak bilinen kimlik doğrulama hizmetini ücretsiz olarak sundu.

Musk tarafından platformda yapılan değişiklikler, özellikle bazı önde gelen sağcı isimlerin ilgisini çekti ve bu durum, X platformundaki siyasi içeriğin kademeli olarak sağa doğru kaymasına yol açtı.

Fox News’in eski ABD’li muhafazakâr sunucusu Tucker Carlson da X'te içerik üreten en popüler sunucularından biri. Carlson, Musk'ın yaklaşımından ilk yararlananlar arasında yer alıyor. Diğer isimler arasında ise Andrew Tate, Beyaz Saray için yeniden yarışan eski başkan Donald Trump'a karşı çıkan içerik üreticileri ve Ed ve Brian Krassenstein kardeşler yer alıyor.

Sağcı kesimin ilgisini çeken değişiklikler

Musk tarafından platformda yapılan değişiklikler, özellikle bazı önde gelen sağcı isimlerin ilgisini çekti ve bu durum, X platformundaki siyasi içeriğin kademeli olarak sağa doğru kaymasına yol açtı. Musk’ın platformu satın aldığı ilk gün sağ görüşlü içerik üreticilerin sitedeki takipçi sayısı artarken, sol görüşleriyle bilinen içerik üreticilerin takipçi sayısı azaldı.

Washington Post gazetesi, geçtiğimiz yıl ekim ayında bu eğilimin ardındaki nedeni, takipçilerin Musk'ın platformu satın alması ve yaptığı değişikliklerden dolayı hayal kırıklığına uğraması olarak açıkladı.

Platformdaki genel siyasi havayı etkileyen değişiklikler arasında eski ABD Başkanı Don al Trump’ın Kongre (Capitol) Binası Baskını’nı kışkırtmakla suçlandığı 6 Ocak olaylarından sonra askıya alınan hesabının yeniden aktif hale getirilmesi gibi hesabı askıya alınan bazı kişilerin hesaplarının eski haline getirilmesi de yer aldı. Böyle bir diğer değişiklik ise Musk'ın tarafsız olmadığına inandığı Facebook ve New York Times (NYT) gazetesini internet sayfası gibi bazı sitelerin linkine tıklandığında beş saniyelik bir gecikme yaşanmasıydı. Musk, bu hamleyle söz konusu sitelerin kullanımını en aza indirmeye çalıştı.

Musk, Sandy Hook İlkokulu'na düzenlenen saldırının kurbanlarının ailelerine zarar veren söylemlerin yayılmasına neden olan komplo teorisyeni aşırı sağcı aktivist Alex Jones'un hesabını da yeniden aktifleştirdi. Platformun önceki yönetimi Jones'u paylaşım politikasını ihlal ettiği ve nefret söylemini yaydığı gerekçesiyle askıya almıştı.

Çoğulculuk, eşitlik ve kapsayıcılık

Şarku’l Avsat’ın CNN'den aktardığı habere göre Musk, kendi takipçilerinden Jones'un hesabını takip etmelerini istedi. Böylece Jones'un takipçi sayısı yaklaşık bir buçuk milyona ulaştı. Bu hamleler, sağ görüşlü seslerin X platformunda daha fazla sayıda aboneye ulaşmasını sağlamanın yanı sıra bu seslerin popüler platformdaki genel havayı değiştirmesine ve Musk'ın politikasına uygun konuları tartışmasına izin vermeyi amaçlıyordu.

Woke teriminin ortadan kaldırılması ve insanların yeteneklerine göre işe alınmasının teşvik edilmesi sadece Musk'ın değil, aynı zamanda bir dizi Silikon Vadisi girişimcisinin de ilgisini çekti.

Musk’ın, X'i satın aldıktan sonra duyurduğu hedeflerinden biri de Afro-Amerikanlıların kullandığı, ırk ve cinsiyet eşitliğiyle ilgili bir terim olan ‘woke’ ifadesini ortadan kaldırmaktı. Bu terim, ten rengine dayalı ayrımcılık ve ırkçılığın bir sonucu olarak toplumda Afro-Amerikalılara karşı yapılan adaletsizliği vurguluyor.

Terim, çoğulculuk, eşitlik ve tüm ırklar, renkler ve cinsiyetler için kapsayıcılık gibi daha geniş konuları ele almak üzere insanlar arasında benimsenmiş bir ifadedir. Genellikle ilerici liberal politikaların retoriğiyle ilişkilendirilir. Musk, woke teriminin kullanımına karşı çağrıda bulunan ve bu ifadeyi toplumsal düşüncede ‘bir virüs’ ve uygarlığın ve bir arada yaşamanın geleceğine yönelik bir tehdit olarak nitelendiren paylaşımlarda bulundu.

Elon Musk'ın platformda yaklaşık 181 milyon takipçisi var. Platformda hem kamuoyunu hem de tartışmaları etkilemek için kendisi gibi düşünen takipçilerinden gelen gönderileri yeniden alıntılıyor. Musk, woke teriminin yanlış kullanıldığını ve abartılarak siyahlara karşı ayrımcılığın beyaz Amerikalılara karşı ayrımcılığa dönüştürüldüğünü düşünüyor.

Woke teriminin ortadan kaldırılması ve insanların yeteneklerine göre işe alınmasının teşvik edilmesi sadece Musk'ın değil, aynı zamanda bir dizi Silikon Vadisi girişimcisinin de ilgisini çekti. Örneğin Silikon Vadisi'nde birkaç para yönetim şirketine sahibi olan ABD’li işadamı Mark Anderson, woke terimini kullanmayan ve insanları yeteneklerine ve eğitim derecelerine göre işe almayı teşvik eden bir toplum inşa etmek istiyor. Anderson, ABD’de kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimlerinde Trump'ı desteklemek zorunda kalmayacak bir topluluk oluşturmak istese de muhafazakar değerlere inanan yeni bir Silikon Vadisi oluşturmayı amaçlıyor.

xscdvfgb
Eski ABD Başkanı Donald Trump, evlilik dışı ilişkilerle ilgili ‘sus payı’ ödemesini örtbas ettiği suçlamasıyla yargılandığı davanın sona ermesinin ardından avukatı Todd Blanch ile birlikte basın açıklaması yaparken (AFP)

Anderson, geçtiğimiz yıl ekim ayında kendi internet sitesinde yayınladığı bir belgede, teknoloji girişimcilerini sadece girişimciler olarak değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik ve sosyo-teknolojik düzeni düşmanlarından koruyanlar olarak sundu. Anderson'a göre sosyo-teknolojik düzenin düşmanları eşitlik, kapsayıcılık ve üretimle hiçbir ilgisi olmayan derecelerdir. Elbette Elon Musk da Anderson’ın belgesinden etkilendi.

Dünya, teknolojiyi elinde bulunduranların ve fikirlerini ve çıkarlarını tanıtmak için fikri platformlara sahip olanların lehine olacak sosyal, ekonomik ve güvenlik değişikliklerine tanık oluyor.

Silikon Vadisi’nde, Musk'ın açıklamaları ve X platformu aracılığıyla yarattığı etkiyle vurgulanan ve giderek büyüyen bir sağcı söylemin kendilerine işleriyle uyumlu bir siyasi koruma kalkanı oluşturmaya çalışan, kripto para birimleri gibi sektörlerin yasallaştırılmasını reddeden ve bunun yanında bir arada yaşama fikrine ve bir bütün olarak bu fikrin Silikon Vadisi'nin geleceğine tehdit olarak gördüğü sosyal değerlerine karşı çıkan iş adamlarının sempatisini kazandığı aşikar.

Musk, önümüzdeki kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimlerinde Trump'ın seçim kampanyasını destekleyeceği yönündeki söylentileri yalanlasa da X platformunda sağcı muhafazakâr görüşlü paylaşımları hemen hemen her gün desteklemeye çalışıyor.

Dünya, teknolojiye sahip olanların ve fikirlerini ve çıkarlarını tanıtabilecekleri fikri platformlara sahip olanların lehine olacak sosyal, ekonomik ve güvenlik değişikliklerine tanık oluyor.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.