X aşırı sağcı fikirlerin platformu haline mi geldi?

Silikon Vadisi'nde aşırı sağcı söylemler giderek artıyor

İllüstrasyon: Brian Stauffer
İllüstrasyon: Brian Stauffer
TT

X aşırı sağcı fikirlerin platformu haline mi geldi?

İllüstrasyon: Brian Stauffer
İllüstrasyon: Brian Stauffer

Marco Mossad

X platformu (eski adıyla Twitter), 2022 yılının sonlarında tartışmalı bir isim olan ABD’li işadamı Elon Musk tarafından yaklaşık 44 milyar dolar karşılığında satın alındığından bu yana acımasızca eleştiriliyor.

Musk’ın platformu satın almasındaki başlıca hedefi ifade özgürlüğünü sağlamak ve önceki yönetim tarafından tweetlere getirilen kısıtlamaları kaldırmaktı. Satın alma sonrası platformda yapılan değişiklikler sadece simge ve isimle sınırlı değildi. Platform bir bütün olarak, önceki yönetim tarafından nefret söylemi ve ırkçılığı kışkırtmakla ilgili güvenlik politikalarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yasaklanan çok sayıda ırkçı ve aşırı sağcı politikacının kapatılan hesaplarının yeniden açılmasıyla siyasi sağa doğru kademeli bir kayma yaşadı.

Musk ayrıca, son olarak ABD Başkanı Joe Biden'ın göçmen getirme politikalarının Demokrat Parti için oy toplamayı amaçladığını söylerken bu politikaların 11 Eylül 2001 olayından daha kötü olaylara yol açacağını savunan komplo teorilerinin yeniden gündem olmasında rol oynadı. Bununla birlikte Musk, ırkların birbiriyle entegrasyonuna ve bir arada yaşamaya inanan fikirleri de eleştirdi. X’in sahibi, son olarak, beyaz ırkın siyasi sol kesimin politikaları nedeniyle ırkçı bir saldırı altında olduğu fikrini öne süren paylaşımlarda bulundu. Musk, X platformunu Fox News gibi aşırı sağcı medya kuruluşlarının ve birçok muhafazakar ve aşırı sağcı radyo sunucusunun fikirlerini desteklemek için de kullandı.

Şu an aşırı sağcı siyasi fikirlerin platformu haline gelen X, bir zamanlar Demokrat Parti'yi destekleyen solcu ilerici fikirlerin olduğu bir platformdu.

X, bir zamanlar Demokrat Parti'yi destekleyen solcu ilerici fikirlerin olduğu bir platformken aşırı sağcı siyasi fikirlerin platformu haline geldi. Musk, CNN televizyon kanalından Don Lemon’a verdiği bir röportajda eski Twitter yönetiminin siyasi bağışların yüzde 99'unu Demokrat Partili adaylara yaptığını söyledi.

Musk'ın, Don Lemon'ın sol görüşlü bir isim olması nedeniyle platformdaki siyasi söylemi dengelemek amacıyla programı X platformunda yapması için Don Lemon ile bir sözleşme yapmaya çalışması dikkati çekti. Ancak yaşanan diyaloğun ardından Musk, özellikle X platformunda ifade özgürlüğü ile platform yönetiminin nefret söylemi ve ırkçılığı azaltmaya yönelik ahlaki sorumluluğu arasındaki ayrım konusunda iki taraf arasındaki önemli görüş ayrılığı nedeniyle kararından döndüğünü ve yayıncı kuruluşla olan sözleşmeyi iptal ettiğini açıkladı. Musk, yasal oldukları sürece platformun her üyesinin görüşlerini müdahale veya engelleme olmaksızın ifade etme hakkına sahip olduğuna inanırken Lemoni Musk ile aynı fikirde değil. Bu yüzden Musk sinirlenerek Lemon'a "Sen paylaşımları kısıtlamaktan yanasın, ben ise fikir özgürlüğünden yanayım, biz farklıyız” dedi.

Platform haber kanallarının yerini alıyor

Elon Musk, ABD'deki haber kanallarının tüm gerçekleri aktarmadığını söyleyerek bu kanallara karşı bir kampanya başlattı. X platformunun doğrudan kullanıcılarından gelen doğru haberleri iletmek için bir alternatif olmasını istiyor. Bu yüzden Musk, platformun algoritmalarını, içerik üreticilerin hesaplarının ve paylaşımlarının görünürlüğünü arttıracak şekilde yeniden yapılandırdı.

fvgrbh
X platformunun bir telefonun ekranında görülen logosu (Reuters)

Musk ve X Corp.’un CEO'su Linda Yaccarino'ya yakın kaynaklar, Washington Post gazetesine Musk'ın X'i kullanıcıların tam teşekküllü ve özel içerikler yayınlayabilecekleri bir haber platformuna dönüştürmek istediğini söylediler.

‘Gelir Paylaşımı Programı’ adı verilen bu yaklaşımda platform, X ile gelir paylaşımı karşılığında kullanıcılara içerik yayınlamaları için alan sağlıyor. Bu yaklaşımı getirmelerini, sitenin ve kullanıcıların haberleri tarafsız bir şekilde doğrulamasını ve yayınlamasını, kullanıcıları siyasi taraflara yakınlıklarıyla bilinen geleneksel kanallardan uzak tutmayı sağlamak olarak gerekçelendiren Musk, geçtiğimiz yıl ağustos ayında kişisel hesabında, gelir elde etmek için gereken minimum görüntüleme sayısını 15 milyondan sadece beş milyona düşürmek ve gelir kazançlarını çekmek için minimum eşiği 50 dolar yerine 10 dolara düşürmek de dahil olmak üzere çeşitli yapılandırmalara gidildiğini açıkladı. Musk son olarak ise Gelir Paylaşım Programı’na katılan hesaplara ‘X Premium’ olarak bilinen kimlik doğrulama hizmetini ücretsiz olarak sundu.

Musk tarafından platformda yapılan değişiklikler, özellikle bazı önde gelen sağcı isimlerin ilgisini çekti ve bu durum, X platformundaki siyasi içeriğin kademeli olarak sağa doğru kaymasına yol açtı.

Fox News’in eski ABD’li muhafazakâr sunucusu Tucker Carlson da X'te içerik üreten en popüler sunucularından biri. Carlson, Musk'ın yaklaşımından ilk yararlananlar arasında yer alıyor. Diğer isimler arasında ise Andrew Tate, Beyaz Saray için yeniden yarışan eski başkan Donald Trump'a karşı çıkan içerik üreticileri ve Ed ve Brian Krassenstein kardeşler yer alıyor.

Sağcı kesimin ilgisini çeken değişiklikler

Musk tarafından platformda yapılan değişiklikler, özellikle bazı önde gelen sağcı isimlerin ilgisini çekti ve bu durum, X platformundaki siyasi içeriğin kademeli olarak sağa doğru kaymasına yol açtı. Musk’ın platformu satın aldığı ilk gün sağ görüşlü içerik üreticilerin sitedeki takipçi sayısı artarken, sol görüşleriyle bilinen içerik üreticilerin takipçi sayısı azaldı.

Washington Post gazetesi, geçtiğimiz yıl ekim ayında bu eğilimin ardındaki nedeni, takipçilerin Musk'ın platformu satın alması ve yaptığı değişikliklerden dolayı hayal kırıklığına uğraması olarak açıkladı.

Platformdaki genel siyasi havayı etkileyen değişiklikler arasında eski ABD Başkanı Don al Trump’ın Kongre (Capitol) Binası Baskını’nı kışkırtmakla suçlandığı 6 Ocak olaylarından sonra askıya alınan hesabının yeniden aktif hale getirilmesi gibi hesabı askıya alınan bazı kişilerin hesaplarının eski haline getirilmesi de yer aldı. Böyle bir diğer değişiklik ise Musk'ın tarafsız olmadığına inandığı Facebook ve New York Times (NYT) gazetesini internet sayfası gibi bazı sitelerin linkine tıklandığında beş saniyelik bir gecikme yaşanmasıydı. Musk, bu hamleyle söz konusu sitelerin kullanımını en aza indirmeye çalıştı.

Musk, Sandy Hook İlkokulu'na düzenlenen saldırının kurbanlarının ailelerine zarar veren söylemlerin yayılmasına neden olan komplo teorisyeni aşırı sağcı aktivist Alex Jones'un hesabını da yeniden aktifleştirdi. Platformun önceki yönetimi Jones'u paylaşım politikasını ihlal ettiği ve nefret söylemini yaydığı gerekçesiyle askıya almıştı.

Çoğulculuk, eşitlik ve kapsayıcılık

Şarku’l Avsat’ın CNN'den aktardığı habere göre Musk, kendi takipçilerinden Jones'un hesabını takip etmelerini istedi. Böylece Jones'un takipçi sayısı yaklaşık bir buçuk milyona ulaştı. Bu hamleler, sağ görüşlü seslerin X platformunda daha fazla sayıda aboneye ulaşmasını sağlamanın yanı sıra bu seslerin popüler platformdaki genel havayı değiştirmesine ve Musk'ın politikasına uygun konuları tartışmasına izin vermeyi amaçlıyordu.

Woke teriminin ortadan kaldırılması ve insanların yeteneklerine göre işe alınmasının teşvik edilmesi sadece Musk'ın değil, aynı zamanda bir dizi Silikon Vadisi girişimcisinin de ilgisini çekti.

Musk’ın, X'i satın aldıktan sonra duyurduğu hedeflerinden biri de Afro-Amerikanlıların kullandığı, ırk ve cinsiyet eşitliğiyle ilgili bir terim olan ‘woke’ ifadesini ortadan kaldırmaktı. Bu terim, ten rengine dayalı ayrımcılık ve ırkçılığın bir sonucu olarak toplumda Afro-Amerikalılara karşı yapılan adaletsizliği vurguluyor.

Terim, çoğulculuk, eşitlik ve tüm ırklar, renkler ve cinsiyetler için kapsayıcılık gibi daha geniş konuları ele almak üzere insanlar arasında benimsenmiş bir ifadedir. Genellikle ilerici liberal politikaların retoriğiyle ilişkilendirilir. Musk, woke teriminin kullanımına karşı çağrıda bulunan ve bu ifadeyi toplumsal düşüncede ‘bir virüs’ ve uygarlığın ve bir arada yaşamanın geleceğine yönelik bir tehdit olarak nitelendiren paylaşımlarda bulundu.

Elon Musk'ın platformda yaklaşık 181 milyon takipçisi var. Platformda hem kamuoyunu hem de tartışmaları etkilemek için kendisi gibi düşünen takipçilerinden gelen gönderileri yeniden alıntılıyor. Musk, woke teriminin yanlış kullanıldığını ve abartılarak siyahlara karşı ayrımcılığın beyaz Amerikalılara karşı ayrımcılığa dönüştürüldüğünü düşünüyor.

Woke teriminin ortadan kaldırılması ve insanların yeteneklerine göre işe alınmasının teşvik edilmesi sadece Musk'ın değil, aynı zamanda bir dizi Silikon Vadisi girişimcisinin de ilgisini çekti. Örneğin Silikon Vadisi'nde birkaç para yönetim şirketine sahibi olan ABD’li işadamı Mark Anderson, woke terimini kullanmayan ve insanları yeteneklerine ve eğitim derecelerine göre işe almayı teşvik eden bir toplum inşa etmek istiyor. Anderson, ABD’de kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimlerinde Trump'ı desteklemek zorunda kalmayacak bir topluluk oluşturmak istese de muhafazakar değerlere inanan yeni bir Silikon Vadisi oluşturmayı amaçlıyor.

xscdvfgb
Eski ABD Başkanı Donald Trump, evlilik dışı ilişkilerle ilgili ‘sus payı’ ödemesini örtbas ettiği suçlamasıyla yargılandığı davanın sona ermesinin ardından avukatı Todd Blanch ile birlikte basın açıklaması yaparken (AFP)

Anderson, geçtiğimiz yıl ekim ayında kendi internet sitesinde yayınladığı bir belgede, teknoloji girişimcilerini sadece girişimciler olarak değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik ve sosyo-teknolojik düzeni düşmanlarından koruyanlar olarak sundu. Anderson'a göre sosyo-teknolojik düzenin düşmanları eşitlik, kapsayıcılık ve üretimle hiçbir ilgisi olmayan derecelerdir. Elbette Elon Musk da Anderson’ın belgesinden etkilendi.

Dünya, teknolojiyi elinde bulunduranların ve fikirlerini ve çıkarlarını tanıtmak için fikri platformlara sahip olanların lehine olacak sosyal, ekonomik ve güvenlik değişikliklerine tanık oluyor.

Silikon Vadisi’nde, Musk'ın açıklamaları ve X platformu aracılığıyla yarattığı etkiyle vurgulanan ve giderek büyüyen bir sağcı söylemin kendilerine işleriyle uyumlu bir siyasi koruma kalkanı oluşturmaya çalışan, kripto para birimleri gibi sektörlerin yasallaştırılmasını reddeden ve bunun yanında bir arada yaşama fikrine ve bir bütün olarak bu fikrin Silikon Vadisi'nin geleceğine tehdit olarak gördüğü sosyal değerlerine karşı çıkan iş adamlarının sempatisini kazandığı aşikar.

Musk, önümüzdeki kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimlerinde Trump'ın seçim kampanyasını destekleyeceği yönündeki söylentileri yalanlasa da X platformunda sağcı muhafazakâr görüşlü paylaşımları hemen hemen her gün desteklemeye çalışıyor.

Dünya, teknolojiye sahip olanların ve fikirlerini ve çıkarlarını tanıtabilecekleri fikri platformlara sahip olanların lehine olacak sosyal, ekonomik ve güvenlik değişikliklerine tanık oluyor.



Mısır'ın İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini Güney Sudan'a yerleştirme planını engellediği doğru mu?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini Güney Sudan'a yerleştirme planını engellediği doğru mu?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Medya raporları, İsrail'in Güney Sudan ile Filistinlileri bu ülkeye yerleştirmek için görüşmeler yaptığını ortaya koydu. Diğer yandan Mısır'ın tutumu ve İsrail'in Gazzelileri nakletme planını engellemedeki rolü hakkında sorular ortaya atıldı. Cuba'nın bu konuda İsrail tarafıyla herhangi bir görüşme yaptığını yalanlamasına rağmen, ‘Mısır'ın Güney Sudan'a Filistinlileri kabul etmemesi için baskı yaptığı’ haberleri çıktı.

Mısır, Filistinlileri Gazze Şeridi’nden, ister kendi topraklarına ister başka bir ülkeye olsun, yerinden etme girişimlerini ‘Filistin meselesinin tasfiyesi’ olarak değerlendirerek resmi ve tekrarlı bir şekilde reddettiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre, İsrail ile Güney Sudan arasında Gazze Şeridi sakinlerinin Güney Sudan'a yerleştirilmesi olasılığını görüşmek üzere görüşmeler yapıldı. Bunun İsrail'in Gazze Şeridi'nden toplu göçü kolaylaştırmak için daha geniş çaplı çabalarının bir parçası olduğu bildirildi.

Ancak Güney Sudan Dışişleri Bakanlığı bu iddiaları yalanladı. Bakanlık tarafından çarşamba akşamı yapılan açıklamada, “Cuba, Gazze Şeridi sakinlerinin Güney Sudan'a yerleştirilmesi için İsrail ile görüşmeler yaptığına dair son medya haberlerini kesin olarak yalanlıyor. Bu iddiaların hiçbir dayanağı yok; Güney Sudan'ın resmi tutumunu ve politikasını yansıtmıyor” ifadeleri yer aldı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, daha önce ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze nüfusunun büyük bir kısmını ‘gönüllü göç’ olarak nitelendirdiği bir şekilde başka ülkelere yerleştirmek istediğini söylemişti. Netanyahu salı akşamı yaptığı açıklamada, “Savaş hukukuna göre, nüfusun ayrılmasına izin vermek doğru olur” dedi.

Güney Sudan'ın tutumunu memnuniyetle karşılayan Filistin Devlet Başkanlığı, dün yaptığı açıklamada, ‘Cuba'nın İsrail işgal makamlarının yürüttüğü soykırım, açlık ve yerinden etme girişimlerine örtülü olarak katılmamasını’ övdü.

İsrail medyası, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini başka ülkelere nakletmek için diğer ülkelere teklifler sunduğunu belirtti. İsrail Kanal 12 televizyonu, Netanyahu hükümetinin ‘Endonezya, Somali, Uganda, Güney Sudan ve Libya’ olmak üzere 5 ülkeyle, Gazze Şeridi'nden sürülecek Filistinlileri kabul etmeleri için görüşmeler yaptığını bildirdi.

AP, Mısırlı yetkililerin ‘İsrail'in Filistinlileri kabul edecek bir ülke bulma çabalarından, Güney Sudan ile yaptığı temaslar da dahil olmak üzere, aylardır haberdar olduklarını’ söylediğini aktardı. Yetkililer, ‘Güney Sudan'a Filistinlileri kabul etmemesi için baskı uyguladıklarını’ ifade ettiler.

Mısır Dışişleri Konseyi Üyesi Büyükelçi Salah Halime, Mısır'ın İsrail'in Filistinlileri yerleştirmek için bahsettiği ülkelerle temas halinde olduğunu düşünüyor. Halime, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Kahire, temaslarıyla Filistinlileri yerinden etme girişimlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Arap, İslam ve Avrupa ülkelerinin bunu reddettiğini vurgulamayı hedefliyor” dedi.

Halime sözlerini şöyle sürdürdü: “Filistinlileri yerinden etme çağrıları Arap ve uluslararası kamuoyu tarafından reddediliyor. Buna rağmen İsrail bu çağrılarda ısrar ediyor. Kahire, bu önlemleri reddetmek için diplomatik temaslarını yoğunlaştırıyor. İsrail hükümetinin son uygulamaları, Filistin meselesini ortadan kaldırarak, sözde ‘Büyük İsrail’ hayalini gerçekleştirmek amacıyla yapılıyor.”

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, geçtiğimiz temmuz ayında Güney Sudanlı mevkidaşı Monday Simaya Kumba'dan bir telefon aldı. Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre, görüşmede ‘ikili ilişkilerin güçlendirilmesi yolları’ ele alındı.

Kahire Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Dr. Tarık Fehmi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Mısır'ın Filistinlilerin yerinden edilmesini reddeden tutumu, diğer ülkelerin tutumlarına müdahale etmek anlamına gelmez. Mısır'ın bu konudaki tutumu sabit ve açıktır. Filistin meselesini korumak için bunun gerçekleşmemesi konusunda uyarıda bulunur, ancak diğer ülkelere kendi tutumunu dayatmaz” ifadelerini kullandı.

Fehmi'ye göre İsrail, Filistinlilerin Gazze Şeridi’nden yerinden edilmesini kabul ettirmek için bazı Afrika ve Arap ülkelerindeki kriz ve çatışmalardan yararlanmaya çalışıyor. Fehmi, “Uluslararası toplumun yerinden edilme çağrılarını reddeden tutumu göz önüne alındığında, bu hamleler İsrail'in planının başarıya ulaşacağı anlamına gelmiyor” dedi.

Filistinlilerin Güney Sudan'a yerleştirilmesi konusunda tartışmalar, Güney Sudan Dışişleri Bakanı'nın geçen hafta İsrailli mevkidaşının daveti üzerine Tel Aviv'i ziyaret etmesinin ardından başladı. Güney Sudan medyası ise İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Sharren Haskel'in Cuba'ya resmi bir ziyaret gerçekleştirerek iki taraf arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi için yollar aradığını bildirdi.