Modi koltuğunu korurken çoğunluğu kaybetti: Hindistan'ı neler bekliyor?

Modi'nin partisi parlamentoda istediği başarıyı alamadı, muhalefet beklenenin üstünde performans sergiledi.

Modi'nin liderliğindeki BJP'nin kan kaybetmesi dünya medyasında geniş yankı buldu (AFP)
Modi'nin liderliğindeki BJP'nin kan kaybetmesi dünya medyasında geniş yankı buldu (AFP)
TT

Modi koltuğunu korurken çoğunluğu kaybetti: Hindistan'ı neler bekliyor?

Modi'nin liderliğindeki BJP'nin kan kaybetmesi dünya medyasında geniş yankı buldu (AFP)
Modi'nin liderliğindeki BJP'nin kan kaybetmesi dünya medyasında geniş yankı buldu (AFP)

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, genel seçimleri kazandı fakat parlamentoda çoğunluğu elde edemedi. 

Modi'nin başında olduğu radikal sağcı Hindistan Halk Partisi (BJP) liderliğinde kurulan Ulusal Demokratik İttifakı (NDA), federal parlamentonun alt kanadı Halk Meclisi'ndeki (Lok Sabha) 543 sandalyenin 293'ünü kazandı.

NDA, 2019 seçimlerinde 353 sandalye, 2014 seçimlerinde ise 336 sandalye kazanmıştı. Modi, bu yılki seçim kampanya dönemi boyunca NDA'nın 400 sandalyeyi geçeceğini öngörmüştü.

BJP, 2019'daki genel seçimlerde 303 sandalyenin sahibi olurken bu seçimlerde sandalye sayısı 240'a düştü. 

19 Nisan'da başlayıp 1 Haziran'da sona eren genel seçimlerde muhalefet beklenenin üstünde oy aldı.

Hindistan Ulusal Kongre Partisi (INC) öncülüğünde kurulan ve 30'dan fazla muhalefet partisinin yer aldığı Hindistan Ulusal Kalkınma Kapsamlı İttifakı (INDIA), Halk Meclisi'nde 232 sandalye kazandı. 

Yaklaşık 6 hafta süren 7 aşamalı genel seçimlerde ittifak öncüsü INC, 2019'daki genel seçimlerde 52 sandalye alırken, bu kez sayıyı neredeyse iki katına çıkararak 99 sandalyenin sahibi oldu.

Bir partinin veya koalisyonun hükümet kurabilmesi için Halk Meclisi'ndeki 543 sandalyeden 272'sine sahip olması gerekiyor.

1,4 milyarı aşkın nüfuslu ülkede yaklaşık 970 milyon seçmen bulunuyor. Seçimlere katılım oranı 2014'te yüzde 66,4, 2019'da 67,4 olarak kaydedilirken bu seçimde yaklaşık 640 milyon kişi oy kullanarak oranın 64,2 olmasını sağladı.

73 yaşındaki Modi, seçimlerde kan kaybetmesine rağmen Twitter hesabından yaptığı açıklamada "İnsanlar art arda üçüncü kez NDA'ya güvendi. Bu, Hindistan'da tarihi bir başarıdır" ifadelerini kullandı.

2014'ten beri ilk kez çoğunluğu kaybetti

Birleşik Krallık'ın (BK) önde gelen gazetelerinden Guardian, Modi'nin seçildiği 2014'ten bu yana BJP'nin ilk kez tek başına çoğunluğu kazanamadığına dikkat çekti. 

Bununla birlikte Modi'nin NDA'daki müttefikleriyle kazandığı toplam sandalye sayısı, 5 yıl boyunca iktidarda kalmasını sağlayacak bir çoğunluk hükümeti kurması için yeterli. 

Modi, Delhi'deki BJP ana merkezinde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

10 yıl sonra üçüncü kez halkın desteğini almak moralimizi yükseltiyor, bize yeni bir güç veriyor. Rakiplerimiz birlik olmalarına rağmen BJP'nin kazandığı kadar sandalye bile kazanamadılar.

Diğer yandan BJP Sözcüsü Jaiveer Shergill, oy kayıplarıyla ilgili parti içinde "muhasebe yapılacağını" belirtti.

Oxford Üniversitesi'nden Maya Tudor, Guardian'la şu değerlendirmeyi paylaştı: 

Özellikle BJP'nin ana üssü olarak görülen Hindistan merkezindeki seçmenler Modi'ye beklenen desteği vermedi. Dolayısıyla bu açıdan değerlendirildiğinde sonuçlar BJP için bir kayıp olarak okunabilir.

Ulusal Kongre Partisi'nin lideri Mallikarjun Kharge de Modi'nin "ahlaki ve siyasi bir yenilgi aldığını" söyledi. 

Modi koalisyon kurabilecek mi?

BK'nin kamu yayıncısı BBC, Modi'nin şimdiye dek BJP'nin mutlak çoğunluğa sahip olmadığı hiçbir koalisyon hükümetini yönetmediğine dikkat çekti.

Analizde, Modi'nin ilk kez iktidarda kalabilmek için iki kilit müttefikle, Telugu Bölgesi Partisi (TDP) ve Janata Dal - Birleşik (JD-U) partileriyle çalışmak durumunda kalacağı belirtildi. 

İki partinin de önceden BJP liderliğindeki koalisyon kabinelerinde görev yaptığı fakat TDU Genel Başkanı Nara Chandrababu Naidu ile JDU Genel Başkanı Nitish Kumar'ın sık sık Modi'ye yönelik eleştirileriyle gündeme geldiği hatırlatıldı. Koalisyon kurulması sürecinde tüm gözlerin bu iki partide olduğu ifade edildi.

Diğer yandan BJP Sözcüsü Shergill ise Modi'nin NDA'daki ittifak partileriyle anlaşarak hükümeti kuracağını ve iktidarını üçüncü dönemde de sürdüreceğini söyledi. 

Muhalefet kanadındaki partilerin bugün toplanarak bir strateji belirlemesi de bekleniyor.

"Modi yenilmezlik aurasını kaybetti"

Amerikan gazetesi New York Times'ın analizinde, Modi'nin "Hindu ideolojisini paylaşmayan koalisyon partnerleriyle birlikte hareket etmek zorunda kalmasıyla yenilmezlik aurasını kaybettiği" yazıldı. 

Muhalefetin seçim sonuçlarını sevinçle karşıladığı fakat maratonun Modi'ye "siyasi gücünün sınırları olduğunu gösterdiği" ifade edildi. 

Modi yönetimi altında ülkenin ekonomik olarak kalkındığı ancak zenginleşmenin sadece halihazırda servet sahibi olanlara yaradığı yorumu yapıldı.

"Şok etkisi yarattı"

ABD'nin tanınmış medya kuruluşlarından CNN, Modi'nin radikal sağcı partisinin seçim sonuçları karşısında "şoke olduğunu" aktardı. 

Haberde, Modi'nin "tartışmasız bir çoğunluk kazanma hedefi darmadağın oldu" dendi. 

"Modi'ye ceza kesildi"

BK gazetesi Financial Times da Modi'nin "şoke edici seçim sonuçlarıyla karşılaştığını" yazdı.

Yeni Delhi merkezli düşünce kuruluşu Politika Araştırma Merkezi'ndan Pratap Bhanu Mehta, Modi'nin "aşırıya kaçtığı için cezalandırıldığını" belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: 

Bunun tamamen bir reddediş olduğunu düşünmüyorum fakat kibirli tavrına karşı belli bir hoşnutsuzluk oluşmuş gibi görünüyor.

"Ayıltıcı etki"

İngilizce yayın yapan Times of India sitesinin haberinde, seçim sonuçlarının iktidarın "gerçekliği fark etmesini sağlayacak ayıltıcı bir etki yaptığı" yorumu paylaşıldı.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times, Financial Times, BBC, Times of India, CNN



Gazze ateşkesi: ‘Kapsamlı anlaşma’ konuşmaları, durgunlaşan müzakereleri harekete geçirebilir mi?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: ‘Kapsamlı anlaşma’ konuşmaları, durgunlaşan müzakereleri harekete geçirebilir mi?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)

ABD’li yetkililerin, müzakerelerin gidişatını Gazze Şeridi'nde kısmi ateşkesten tüm esirlerin geri getirilmesini öngören ‘kapsamlı anlaşma’ çabalarına çevirme konusundaki açıklamaları, Washington ve İsrail'in istişare için geri çekilmesinden bu yana bir haftadan fazla süredir devam eden çıkmazın gölgesinde bunun mümkün olup olmadığına dair soruları yeniden gündeme getirdi.

Geçtiğimiz perşembe günü İsrail'e gelen ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilci Steve Witkoff'un önerdiği görüşme, müzakerelerdeki çıkmazı kırmanın başlangıcı gibi görünebilir. Ancak, Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, müzakerelerin zaman alacağını ve Hamas'ın silahsızlanmayı reddetmesi veya İsrail'in Gazze Şeridi'nin geniş bölgelerinden çekilmeye karşı çıkması gibi engellerle karşılaşacağını tahmin ediyor.

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, perşembe ve cuma günleri, Gazze Şeridi'ndeki mevcut insani durumu yansıtan, yorgun ve zayıf iki esiri gösteren iki video yayınladı ve bu, İsrail'de büyük yankı uyandırdı.

Dün, çoğu siyah kıyafetler giymiş yüzlerce esir yakını Tel Aviv'de bir meydanda toplandı. Sosyal medyada yayınlanan ve İsrail medyasında yer alan fotoğraflara göre Witkoff da onlara katıldı.

İsrail'in Haaretz gazetesi, Witkoff'un ailelerle yaptığı görüşmede, “Binyamin Netanyahu savaşı sona erdirmeye kararlı ve Hamas silahlarını teslim etmeyi kabul etti” dediğini aktardı.

Gösteriye katılan bir aile üyesi, Witkoff'un ‘Donald Trump yönetiminin, Arap ülkeleri ve ABD'nin tüm gücünü içeren, savaşı sona erdirecek yeni bir çözüm üzerinde çalıştığını’ söylediğini bildirdi.

İsrail Yayın Kurumu, Witkoff'un gösteri sırasında “Müzakerelerin gidişatı ya hep ya hiç şeklinde değişti. Herkes evine dönmeli” dediğini aktardı.

Bu, perşembe günü Witkoff ve Netanyahu'nun görüşmesinin ardından üst düzey bir İsrailli yetkilinin, İsrail ve ABD'nin bazı esirlerin serbest bırakılması planından tüm esirlerin serbest bırakılması, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Gazze Şeridi'nin silahtan arındırılması planına geçilmesi gerektiğini anladığını söylemesiyle örtüşüyor.

Öte yandan İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, iki gün önce Gazze Şeridi'ne yaptığı saha ziyaretinin ardından savaşa ilişkin tutumuyla ilgili olarak AFP’ye şunları söyledi: “Tahminimce, önümüzdeki günlerde esirlerimizin serbest bırakılması için bir anlaşmaya varıp varamayacağımızı öğreneceğiz, aksi takdirde savaş acımasızca devam edecek.”

hyu7ı
Gazze'nin er-Rimal mahallesinde annesiyle birlikte yerde oturan yetersiz beslenmeden mustarip Filistinli çocuk (AFP)

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde İsrail uzmanı olan Dr. Said Ukkaşe, İsrail'in şu anda saldırılarını şiddetlendirmesinin mümkün olmadığını düşünüyor. Ukkaşe, Witkoff'un anlaşma hakkındaki açıklamalarının, iki aşamalı müzakerelerin yeniden başlamasına yol açacağını tahmin ediyor; Birincisi, esirler karşılığında savaşın sona erdirilmesi, ikincisi ise Hamas’ın silahsızlandırılmasıyla Filistin devletinin kurulmasına giden yolda ilerlemek. Kuşkusuz bu, istişareler için zaman alacak.

Filistinli siyasi analist Dr. Abdulmehdi Mutava, İsrail'in şu anda operasyonlarını genişletmek istemediğini düşünüyor. Zira bu, müzakerelerin fiilen çökmesi ve yakın zamanda yeniden başlamaması anlamına gelir. Witkoff'un önerisi, Knesset'in tatilde olduğu bu dönemde Netanyahu için uygun olabilir. Çünkü rakipleri şu anda hükümetini devirme gücüne sahip değil ve Netanyahu şehirlerden çekilme ve diğer bölgelerde kontrolü elinde tutma konusunda ısrarcı.

Mutava, Trump'ın İran'ın şu anda Hamas'ı yönlendirdiğinin farkında olduğunu ve Gazze meselesini bir kerede bitirmek istediğini düşünüyor; bu nedenle, manevra yapmak, Hamas'ı ifşa etmek ve ona baskı uygulamak için bu konuyla ilgili konuşmalar artacak. Mutava, “Netanyahu ve Hamas, müzakerelerin tıkanmasının ve kapsamlı anlaşma görüşmelerinin tehlikeye girmesinin iki ana nedeni olmaya devam ediyorlar. Çünkü Hamas silahlarını teslim etmiyor ve İsrail de Gazze Şeridi'nin birçok bölgesinden çekilmiyor” ifadelerini kullandı.

Silah bırakmayı kabul ettiklerine ilişkin iddiaları yalanlayan Hamas, son aylarda ısrarla talep ettiği kapsamlı anlaşma konusuna değinmedi. Hamas tarafından dün yayınlanan açıklamada, “Bazı medya kuruluşlarının Witkoff'un sözlerini aktararak, hareketin silahlarını teslim etmeye hazır olduğunu yayınladığı haberlere ilişkin olarak, işgal devam ettiği sürece direniş ve silahların ulusal ve yasal bir hak olduğunu bir kez daha yineliyoruz. Bu, sözleşmeler ve uluslararası normlarla onaylanmıştır” denildi.

cdfvdc
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de İsrail'in hava saldırısı sonucu hasar gören binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

Washington ve İsrail, yaklaşık bir hafta önce, 6 Temmuz'dan beri Doha'da süren müzakerelerden heyetlerini çekeceklerini açıklamışlardı. Bu açıklama, Hamas ile ABD ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında karşılıklı suçlamaların yaşandığı bir dönemde geldi.

Hamas’tan bir kaynak cuma günü Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, hareketin Gazze Şeridi'nde ateşkes konusunda sunduğu teklife İsrail'in verdiği yanıtın ‘cesaret verici olmadığını’ söyledi. Kaynak, ‘arabulucuların Hamas’a İsrail'in sözlü yanıtını ilettiğini, ancak İsrail'in Filistinliler tarafından reddedilen Amerikan yardım kurumunun kurulmasını ve güçlerinin Gazze Şeridi'nde konuşlandığı güvenlik noktalarının kalmasını ısrarla talep ettiğini’ belirtti. Kaynak, İsrail'in yanıtının ‘savaşı sona erdirme konusunda gerçek bir niyetinin olmadığını gösterdiğini’ vurguladı.

Müzakerelerin gidişatına aşina olan Mısırlı bir kaynak da cuma günü Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, İsrail ve Washington'un bir haftadan fazla bir süre önce istişare için çekilmesinden bu yana müzakerelerde bir kriz olduğunu söyledi. Kaynak, baskı altında müzakerelerle ilgili toplantılar yapılsa bile, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki kontrol bölgelerinde kalma eğiliminin, müzakerelerin yine sonuçsuz kalacağını gösterdiğini belirtti.

Ukkaşe, Hamas'ın gelecekteki varlığını güvence altına almak amacıyla yeni şartlar bahanesiyle talep ettiği kapsamlı anlaşmayı reddetmesi halinde, kendisini dünyanın karşısına koymuş olacağına inanıyor ve Hamas'ın silahsızlanmayı reddetmesinin uzlaşma yoluyla aşılacağını öngörüyor. Ukkaşe, “Hamas ve İsrail, sanki her iki tarafın da galip gelmek istediği bir maçta olduğu gibi, anlaşmayı bozmaya çalışacak” dedi.

Mutava ise Hamas'ın silahlarına sarılmasının, zaman kazanmak ve Gazze savaşının ertesi günü için kendine bir yer aramak amacıyla olduğunu düşünüyor. Mutava, “İran'a sadık olan radikal kanat halen söz sahibi ve hareketin silahsızlandırılması konusunda Arap ve uluslararası konsensüsün boyutlarını ve bunun kesinleştiğini anlamıyor” dedi. Hareketin iki seçeneği olduğunu belirten Mutava, ‘ya baskı altında bu seçeneği kabul edeceğini ya da risk alıp silah ve iktidarı elinde tutacağını’ söyledi.