İran'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde reformistlerin durumuna ilişkin soru işaretleri

Reformistlerin kayıt olan adaylar arasındaki payı en düşük seviyede

Eski İran Meclis Başkanı Ali Laricani Tahran'da cumhurbaşkanlığı seçimleri için kayıt belgelerini gösterirken, 31 Mayıs 2024 (AFP)
Eski İran Meclis Başkanı Ali Laricani Tahran'da cumhurbaşkanlığı seçimleri için kayıt belgelerini gösterirken, 31 Mayıs 2024 (AFP)
TT

İran'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde reformistlerin durumuna ilişkin soru işaretleri

Eski İran Meclis Başkanı Ali Laricani Tahran'da cumhurbaşkanlığı seçimleri için kayıt belgelerini gösterirken, 31 Mayıs 2024 (AFP)
Eski İran Meclis Başkanı Ali Laricani Tahran'da cumhurbaşkanlığı seçimleri için kayıt belgelerini gösterirken, 31 Mayıs 2024 (AFP)

Hanan Azizi

İran siyaset sahnesinde reformcu adayların, başta muhafazakârların hâkim olduğu Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin oynadığı rol olmak üzere önlerine çıkarılan engeller yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olma ihtimallerine ilişkin soru işaretlerine yol açtı.

Farsça haber sitesi Roozno, İran’da 28 Haziran'da yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde reformistlerin seçeneklerinin değerlendirildiği bir analiz haber yayınladı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmak için başvuru yapanların uygunluklarının değerlendirilmesi sürecinin başladığı belirtilen haberde, Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin adayların uygunluklarını incelemesinin ardından adaylara ne olacağına dair belirsizliği yaşandığı ve reformcular için tereddüdün diğer taraflardan daha güçlü olduğu vurgulandı.

Haberde şu ifadeler yer aldı:

“Cumhurbaşkanlığı seçimlerde aday olmak için 80 kişi başvuruda bulundu. Reformistlerin bu adaylar arasında payı diğer taraflara kıyasla en düşük seviyede görünüyor. Adayların başvurularının incelenmesi ve Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından uygunluklarının onaylanması sürecini atlatabilecek dört reformist isim öne çıkıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışmak üzere adaylık başvurusunda bulunan bu reformist isimler arasında (eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin Birinci Yardımcısı) İshak Cihangiri, (Çalışma ve Sosyal Refah Bakanı) Muhammed Şeriatmedari, (eski Ulaştırma ve Şehircilik Bakanı) Abbas Ahundi ve Tebriz Milletvekili Mesud Pezeşkiyan yer alıyor.

Reformcu basından Etemad gazetesi, İranlı sosyolog Taghi Azadarmaki ile cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasındaki toplumsal koşullar hakkında bir röportaj yaptı. Azadarmaki, bilim ve akademi çevrelerinin seçimlere bakışının siyasi ve partizan olmaktan ziyade bilimsel olduğunu vurguladı. Ülkenin olumsuz koşullardan ve çok sayıda krizden geçtiğinin altını çizen Azadarmaki “Şu anda önemli olan İran'ın yapısal olarak gerilememesi. Çünkü yanlış kararların, uluslararası koşulların ve popülist politikaların ülkenin kalkınma yolunda ilerlemesini engellediği benzer deneyimleri birçok kez yaşadık. Şimdi en önemli şey ilerlemedir. İlerleme ve gelişme alanı dar olsa bile, yakın gelecekteki zorlukları en aza indirmek ve gelecekte önemli gelişmelerin önünü açmak için bundan yararlanmalıyız” ifadelerini kullandı.

İranlı sosyolog Azadarmaki: “Yanlış kararların, uluslararası koşulların ve popülist politikaların ülkenin kalkınma yolunda ilerlemesini engellediği benzer deneyimleri birçok kez yaşadık. Şimdi en önemli şey ilerlemedir. İlerleme ve gelişme alanı dar olsa bile bundan faydalanmalıyız.

Azadarmaki, İranlı aydınların ve düşünürlerin köktendinciler, popülistler ve eski rejim yanlılarının politikaları nedeniyle geriye gitmekten endişelendiklerini söyledi.

dfvgyjmbthn
Eski İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Tahran'da cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylık belgelerini teslim ettikten sonra basın toplantısı düzenledi, 2 Haziran 2024 (Reuters)

Azadarmaki, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İktidardaki siyasi otorite rejim başından cumhurbaşkanına ve üst makamlardaki yetkililere kadar her düzeyde mevcut durumu düzelteceklerinin sözünü verdiler. Ancak 2022'deki krizin (Mahsa Amini'nin bir polis tarafından gözaltında tutulduğu sırada ölmesinin ardından başlayan ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ protestoları) sonuçlarını hafifletmek, ulusal uzlaşıya varmak ve krizden etkilenenleri desteklemek için herhangi bir girişimde bulunmadılar. Herhangi bir reform ya da değişim vaadinde bulunmadan krizlerden nasıl çıkılacağını öğrenen iktidardaki siyasi otorite, son iki yıldır yoğunlaşan dışlayıcı politikalarını ilerletirken iktidarı eleştiren sesleri bastırmak için seçimlerde daha fazla aday diskalifiye edilir oldu.”

İktidarın siyasi olarak açılmaya niyetli olmadığına inandığını ifade eden İranlı sosyolog, “İktidar, uzun yıllar boyunca kadroları arasında azami uyum politikası uygulamaya çalıştığından, politikalarını nasıl değiştirebilir ve iktidar kadroları ile tüm kurumlar arasındaki uyum ve eleştirel seslerin dışlanması konusundaki tüm kazanımlarını kaybetme riskini nasıl alabilir? İktidarın politikalarını değiştirmeye ve tüm akımların adayları arasında rekabet alanı açmaya niyetli olduğuna dair hiçbir işaret yok” diye konuştu.

İran’daki orta sınıfın yaklaşan seçimlere yaklaşımının değişmediğini söyleyen Azadarmaki, “Orta sınıf, rejimi devirmeye çalışmıyor, daha ziyade popülist ve aşırılık yanlısı politikaları eleştirmek için entelektüel güçlere ve sosyal ağlara güveniyor. Orta sınıf, toplumun büyük krizlere sürüklenmesini önlemek ve popülist ve aşırıcıların ülkeye hakim olmasını engellemek amacıyla en küçük bir açıklığı bile sağlamaya çalışmak için, geldiğine inandığı doğru fırsatı bekliyor” dedi.

cdvfgbh
Cumhurbaşkanı adayı Zohre Elahiyan, Tahran'da basın toplantısı düzenledi, 1 Haziran 2024 (Reuters)

İktidardaki siyasi sistemin reformistlerin siyaset sahnesine etkin bir şekilde katılımına izin vermediğinin altını çizen Azadarmaki, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Çünkü iktidar bir dışlama politikası uyguluyor ve sivil toplumun yararsız olduğuna ve kültürel taleplerin önemsiz olduğuna inanıyor. Bu politikanın sürdürülmesi, daha fazla beyin göçüne ve yoksulluk ve intihar oranlarında artışa yol açıyor. Bu dışlayıcı yaklaşım, üniversitelerin, öğrenci hareketinin ve partilerin gelişmesine engel oluyor. Umutlar azalıyor ve aktif reformist isimlerin seçimlere katılma şansı azalıyor. Ancak geri adım atmamalıyız. Reformist adaylar diskalifiye edilirse, ülkenin katı muhafazakarlık yanlılarının eline geçmesini önlemek için diskalifiye edilmeyen diğer isimler üzerinde anlaşmaya varılmalı. Örneğin Ali Laricani gibi reformist olmayan, ama katı muhafazakarlardan temelde farklı olan ve ülkenin çöküşünü engelleyebilecek bir isim üzerinde uzlaşılabilir.”

Hemşehri Medya Kurumu Başkanı Muhsin Mehdiyan: “Bir sonraki hükümette radikal bir değişikliğin olması ülkenin çıkarına olmaz.

Öte yandan Tahran Belediyesi Hemşehri Medya Kurumu Başkanı Muhsin Mehdiyan, bir sonraki hükümette radikal bir değişikliğin ülkenin çıkarına olmayacağına inanıyor. Hemşehri gazetesinde yayınlanan makalesinde, bir sonraki hükümette radikal bir değişikliğin ülkenin çıkarına olmayacağını yazan Mehdiyan, “İbrahim Reisi liderliğindeki hükümet üçüncü yılındaydı. Bu da hükümetin aldığı kararların birçoğunun henüz uygulama aşamasının yarısında olduğu ve hükümetin büyük bir kaynak ve zaman kaybıyla terk edilebilecek bir yolda ilerlediği anlamına geliyor. İbrahim Reisi hükümeti, devam etmesi gereken başarılı bir geçmişe sahiptir” diye yazdı.



Hamas liderleri Katar'dan Türkiye'ye mi taşınıyor?

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 210'u çocuk, 11 bin 742'si kadın 43 bin 508 Filistinli öldü, 102 bin 684 kişi yaralandı (AFP)
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 210'u çocuk, 11 bin 742'si kadın 43 bin 508 Filistinli öldü, 102 bin 684 kişi yaralandı (AFP)
TT

Hamas liderleri Katar'dan Türkiye'ye mi taşınıyor?

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 210'u çocuk, 11 bin 742'si kadın 43 bin 508 Filistinli öldü, 102 bin 684 kişi yaralandı (AFP)
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 210'u çocuk, 11 bin 742'si kadın 43 bin 508 Filistinli öldü, 102 bin 684 kişi yaralandı (AFP)

Amerikan medya kuruluşu CNN, ABD'nin baskısının ardından Hamas yöneticilerinin Katar'dan gönderileceğini yazıyor. 

Kimliğinin paylaşılmasını istemeyen kaynaklar, Washington'ın Katarlı yetkililere bu mesajı yaklaşık iki hafta önce ilettiğini söylüyor. Doha yönetiminin de talebi kabul edip, Hamas'ın üst düzey yetkililerinden geçen hafta ülkeyi terk etmesini istediği aktarılıyor. 

ABD'li bir üst düzey yetkili, Hamas'ın ateşkes ve rehine takası anlaşmalarını reddettiğini savunarak, bu nedenle daha fazla Katar'da kalamayacağını belirtiyor. 

CNN'in aktardığına göre Hamas üyelerinin Katar'dan tam olarak ne zaman çıkarılacağı ve nereye gönderileceği belirsiz. Amerikalı yetkililer, örgüte uzun bir süre tanınmadığını belirtiyor. 

Üst düzey Hamas yetkililerinin gidebileceği olası ülkeler arasında Türkiye'nin yer aldığı fakat ABD'nin buna sıcak bakmadığı da ifade ediliyor.

Birleşik Krallık'ın tanınmış gazetelerinden Financial Times (FT) da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın örgüte destek verdiğine dikkat çekerek, Hamas yetkililerinin Türkiye'ye gidebileceğini yazıyor. 

Hamas'ın eski lideri İsmail Haniye'yle 20 Nisan'da İstanbul'da görüşmeden önce "Milli Mücadele sırasında Türkiye'deki Kuvayımilliye ne ise Hamas da işte aynen odur" diyen Erdoğan'ın bu sözleri gündem olmuştu.

Haniye daha sonra Tahran'da İsrail ordusunun 31 Temmuz'da düzenlediği saldırıda öldürülmüştü. Onun yerine örgütün başına geçen Yahya Sinvar da 16 Ekim'de Gazze'de İsrail'in saldırısı sonucu hayatını kaybetmişti.

FT, Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın yorum taleplerine yanıt vermediğini aktarıyor. 

FT'ye konuşan ve kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir Arap diplomat, Hamas yetkililerinin son dönemde Türkiye, İran, Cezayir ve Moritanya'ya giderek olası yer değişikliği için yetkililerle görüştüğünü savunuyor. Diplomat, Doha yönetiminin kararına ilişkin şu değerlendirmeleri yapıyor: 

Katar, Hamas liderlerini ilk etapta Amerikalılardan yeşil ışık aldıktan sonra ağırlamıştı. ABD'nin tutumu değiştiğinde onlardan kurtulmaya çalışmaları anlaşılabilir geliyor.

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla başlayan Gazze savaşında Katar, örgütle İsrail devleti arasında önemli arabuluculardan biri olmuştu. 

Suriye'de iç savaşın başlamasının ardından Şam'daki Hamas yöneticileri, 2012'de Doha'ya gitmişti. Diğer yandan Washington yönetimi, Hamas'ın Katar'daki varlığını ateşkes ve rehine takası taleplerini kabul etmesi için örgüte baskı yapmak amacıyla koz olarak kullanıyordu. 

Independent Türkçe, CNN, Financial Times