Netanyahu ve Sinvar: Hapis ve sürgün

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Netanyahu ve Sinvar: Hapis ve sürgün

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

İbrahim Hamidi

Gazze ve sivilleri, marjinal hesaplar tarafından rehin alınmış

ABD ve müttefikleri arasında iki belge dolaşıyor. Birincisi Gazze'deki ateşkesle ilgili. İkincisi ise Gazze Şeridi ve Ortadoğu'daki “ertesi gün” ile ilgili.

Pek çok değişikliğe uğrayan ve ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'in 7 Ekim saldırısından bu yana bölgeye yaptığı sekizinci ziyaret sırasında da değişikliğe uğramaya devam eden iki belge özetle şöyle: Gazze'de geçici ateşkes, rehine takası, insani yardım, İsrail güçlerinin Gazze’de yeniden konuşlanması, ateşkesin kalıcı hale dönüştürülmesi, İsrail ordusunun tamamen çekilmesi, sınır kapılarının açılması ve 3-5 yıl içinde yeniden imar sürecinin başlatılması.

Buna, Gazze'deki "ertesi gün" için genel ilkelere ilişkin bir anlaşma da eşlik ediyor. Söz konusu anlaşma şunları içeriyor; İsrail'in geri çekilmesi, Filistinli örgütlerin "silahsızlandırılması”, "terörün övülmesinin yasaklanması”, şiddeti benimseyen fraksiyonların katılmadığı bir yerel yönetimin kurulması, Batı Şeria'daki yerleşimci provokasyonlarının ve hareketlerinin durdurulması, para, yeniden inşa ve gözlemciler ile Arap ve uluslararası destekle Filistin topraklarını yönetecek Filistin Otoritesinin güçlendirilmesi, iki devletli çözümün uygulanması ve 1967 sınırları temelinde Filistin devletinin tanınması için nihai çözüm meselelerine ilişkin Filistin-İsrail müzakerelerinin başlatılması.

Daha geniş bağlamda, İsrail ile Arap ülkeleri arasında kuruluşu Gazze savaşının sonuçlarına, iki devletli çözümün uygulanmasına ve Filistin devletinin kurulması için “somut ve geri döndürülemez” bir sürece bağlı “bölgesel yapı” düşünülüyor.

Bütün bunların başlangıç ​​noktası Gazze'de önce geçici sonra kalıcı ateşkestir. Arabulucuların talep ettiği ve başarmak için baskı yaptığı şey, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Gazze'deki Hamas lideri Yahya Sinvar'ın ateşkes ve ertesi günden oluşan iki aşaması ile bu vizyonu kabul etmeleridir. Nitekim geçen ayın sonunda ABD Başkanı Joe Biden açıkça çıkıp, her iki tarafın da prensipte üzerinde mutabakata vardığı bir planı benimsedi ve trenin rayına oturması için Amerikan nüfuzunun tüm araçlarını seferber etti.

Biden, Gazze'de sükunetin sağlanmasının ve siyasi sürecin başlatılmasının 5 Kasım'da seçilme şansını artıracağına inanıyor

Biden İsrail'e askeri, istihbarat ve diplomatik destek sunmaya devam ediyor. Ancak ateşkes ve sonrası için adımlar atılmasını istiyor. Bunun için de Netanyahu'ya baskı yapmak amacıyla İsraillilerle onun arkasından konuşmayı tercih etti. Çünkü Gazze'de sükunetin sağlanmasının ve siyasi sürecin başlatılmasının 5 Kasım'da seçilme şansını artıracağına inanıyor. Bazı Amerikalılar da bunu, özellikle uluslararası alanda ve insan hakları alanlarında ve platformlarında görülen bir dizi kınama ve eylemin ardından, İsrail'i Netanyahu'dan ve kendisinden kurtarma bağlamına oturtuyor. Bu eylemlerin en sonuncusu, İsrail'i çocuklara karşı ihlallerde bulunanların yer aldığı kara listeye alarak kınayan ve onu Hamas ile eşitleyen bir BM raporuydu.  Benny Gantz'ın "savaş hükümetinden" istifa etmesinin, İsrail sokaklarında Netanyahu'yu içeride kuşatacak ve onu başbakanlıktan uzaklaştıracak bir hareketlenmeye yol açmasına bahis oynayanlar da var.

Biden, müttefiki İsrail Başbakanı'ndan ve rakibi Gazze'deki Hamas liderinden Ortadoğu reçetesini bir zehir gibi yudumlamalarını istiyor. Netanyahu'dan, hükümet koalisyonunun fiilen çökmesine, aşırı sağın kendi aleyhine dönmesine, 7 Ekim'deki başarısızlık nedeniyle soruşturma komitesi ile yüzleşmesine, yargılanma ve belki de hapis cezası ile karşı karşıya kalmaya hazırlanmasına yol açacak bir anlaşmayı onaylaması bekleniyor. Sinvar'dan da Gazze'de ne Hamas’ın ne de kendisinin bir tarafı olmayacak yönetimi de içeren "ertesi gün" düzenlemelerinin önünü açacak ateşkes anlaşmasını kabul etmesi, suikast ya da sürgüne gitmek seçenekleri ile yüzleşmesi bekleniyor.

Gazze ve sivilleri, Netanyahu ve Sinvar'ın hesapları tarafından rehin alınmış. İkisi de seçimler yaklaşırken, Biden ve tavsiyelerinin sahip olduğu dar marja bahis oynuyorlar.

Biden'ın planı, çatışmanın her iki tarafı için de bir intihar reçetesi. Yahut öyle görünüyor. Netanyahu, özellikle Gantz'ın istifasının ardından hükümetindeki iki bakan Bezalel Smotrich ve Itamar Ben Gvir'in "tavsiyelerini" dinlemeyi ve önümüzdeki ayın 24'ünde Kongre'ye giderek Biden'ın arkasından Amerikalılara seslenmeyi seçti. Sinvar, İranlı "Rehber" Ali Hamaney'in ateşkes anlaşmasını kabul etmeme ve aracı müttefiklerinden gelecek, Hamas’ın rolü ve silahı konusunda yazılı garantiler talep etmesi yönündeki değerlendirmelerini rahatlamış bir şekilde dinledi.

Netanyahu ve Sinvar'ın oynadıkları asıl bahsin özellikleri, Blinken'in bölge turu öncesinde ateşkes görüşmelerine paralel olarak yapılan Nuseyrat Kampından dört rehinenin kurtarılması operasyonu ile ortaya çıktı. Operasyon, Gazze'de savaşın geldiği aşamanın kanıtı ve tarafların Biden Planı dozlarını kabul etmekte ne kadar ciddi olduklarına yönelik bir sınamaydı. Netanyahu, Amerikan istihbaratının desteğiyle 4 rehineyi kurtardı, ancak bu, sivillerin ödediği büyük bir insani bedel karşılığında oldu. Rehineleri kurtarma coşkusu Netanyahu’yu bu senaryoyu kopyalamaya ve sıkıca tutunmaya itiyor. Sinvar açısından ise Hamas'ın elinde hâlâ 120 rehine var ve Nuseyrat katliamı, ona İsrail’in tamamen çekilmesi ve tam bir ateşkes şartına tutunması için cephane sağlıyor.

Gazze ve sivilleri, marjinal hesaplar tarafından rehin alınmış. Netanyahu, Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönmesini beklerken Hamas'ı yok etmek, dağıtmak da dahil olmak üzere tüm hedeflerine ulaşmak istiyor. Hesap vermek ve hapse girmek onun hedefleri arasında yer almıyor. Sinvar ise İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesi ve Hamas'a rol tanınması da dahil olmak üzere tüm hedeflerini gerçekleştirmek istiyor. Suikast ya da sürgün onun hedefleri arasında yer almıyor.

Savaşan iki rakip, ABD seçimleri için geri sayım başlarken, Biden ve tavsiyeleri önündeki dar marja bahis oynuyor. Bu bir savaş ve söz sahanın olmaya devam ediyor. Sahada ise çok fazla insan ve acı var.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Ukrayna, Storm Shadow füzeleriyle Rusya'daki ‘önemli’ bir kimya fabrikasını hedef aldı

Ukrayna hava savunma birlikleri Rusya’nın İHA'larına karşı mücadele ediyor (Reuters)
Ukrayna hava savunma birlikleri Rusya’nın İHA'larına karşı mücadele ediyor (Reuters)
TT

Ukrayna, Storm Shadow füzeleriyle Rusya'daki ‘önemli’ bir kimya fabrikasını hedef aldı

Ukrayna hava savunma birlikleri Rusya’nın İHA'larına karşı mücadele ediyor (Reuters)
Ukrayna hava savunma birlikleri Rusya’nın İHA'larına karşı mücadele ediyor (Reuters)

Ukrayna ordusu dün akşam, Moskova'nın savaş çabaları için kritik öneme sahip olduğunu belirttiği, Rusya'nın güneyindeki Bryansk bölgesindeki bir kimya fabrikasını, Fransa ve İngiltere ortak yapımı Storm Shadow füzeleri kullanarak hedef aldığını açıkladı.

Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı tarafından mesajlaşma uygulaması Telegram üzerinden yapılan açıklamada, “Rusya’nın hava savunma sistemini aşan, havadan fırlatılan Storm Shadow füzeleri de dahil olmak üzere çeşitli silahlarla büyük çaplı bir füze ve hava saldırısı gerçekleştirildi” denildi. Açıklamada “Saldırının sonuçlarını değerlendiriyoruz” diye eklendi. Genelkurmay Başkanlığı, kimya fabrikasını barut, patlayıcı ve roket yakıtı üreten ‘kilit bir tesis’ olarak nitelendirdi. Reuters, bu haberi bağımsız kaynaklardan doğrulayamadı.

Rusya Savunma Bakanlığı ise dün akşam Telegram üzerinden yaptığı bir paylaşımda, hava savunma birimlerinin dün dört saat içinde Bryansk bölgesi semalarında Ukrayna’ya ait 57 insansız hava aracını (İHA) imha ettiğini duyurdu. Bakanlık, Rusya'nın 2022 yılının şubat ayında topyekûn işgalle başlattığı savaşta Ukrayna'nın verdiği zararı nadiren duyuruyor.

Bryansk Bölgesi Valisi Aleksandr Bogomaz, Telegram'da yaptığı bir paylaşımda, Ukrayna'nın sabah saatlerinde bölgeye İHA’lar ve füzelerle saldırı düzenlediğini söyledi. Vali Bogomaz, saldırıda yaralanan olmadığını ve maddi hasar bildirilmediğini de ekledi.

Öte yandan Kiev Askeri İdaresi Başkanı Timur Tkachenko’nun açıklamasına göre Rusya’nın bu sabah Ukrayna'nın başkenti Kiev'i hedef alan hava saldırısında iki kişi hayatını kaybetti. Tkachenko, Telegram'da yaptığı bir paylaşımda, ölen iki kişiden en az birinin, Rusya’nın hava saldırısının bir binanın sekizinci ve dokuzuncu katlarında yangına neden olduğu Dniprovsky bölgesinde hayatını kaybettiğini söyledi. Ukraynalı diğer yetkililer, Rus İHA’larının başkenti hedef aldığını söyledi.


Türkiye Lübnan, Suriye ve Irak'taki askeri güçlerinin görev sürelerini uzattı

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 2018 yılında Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Halep'in doğusundaki Afrin'e girişi (Arşiv)
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 2018 yılında Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Halep'in doğusundaki Afrin'e girişi (Arşiv)
TT

Türkiye Lübnan, Suriye ve Irak'taki askeri güçlerinin görev sürelerini uzattı

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 2018 yılında Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Halep'in doğusundaki Afrin'e girişi (Arşiv)
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 2018 yılında Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Halep'in doğusundaki Afrin'e girişi (Arşiv)

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) dün, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL) kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Lübnan'daki görev süresinin iki yıl uzatılmasına ilişkin tezkereyi kabul ederken Suriye ve Irak'ta faaliyet gösterme yetkisini üç yıl uzattı.

TSK 2006 yılında 1978 yılının mart ayından bu yana İsrail sınırındaki Lübnan'ın güneyinde konuşlu olan UNIFIL’a katıldı. TBMM, bu çerçevede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan ve Türkiye'nin Lübnan'daki askeri varlığını uzatma arzusunu ifade eden tezkereyi onayladı.

Tezkerede, ‘Lübnan ile ikili ilişkilerimiz ve bölgedeki güvenlik koşulları göz önüne alındığında, Cumhurbaşkanı tarafından sayısı belirlenecek TSK personelinin 31 Ekim 2025 tarihinden itibaren iki yıl daha UNIFIL'e katılacağı’ belirtildi. TBMM, geçtiğimiz yıl 97 kişilik askerin UNIFIL’a katılımını bir yıl süreyle yenilemişti.

BM’nin resmi internet sitesine göre geçtiğimiz temmuz ayında UNIFIL personelinin sayısı 13 bine ulaşırken bunun 9 bin 800'ünü başlıca katılımcılar olan Endonezya, İtalya ve Hindistan askerleri oluşturuyor. BMGK, 28 Ağustos'ta UNIFIL'in görev süresini son kez gelecek yılın sonuna kadar uzattı ve İsrail ile Hizbullah arasındaki savaşın ardından ABD ve İsrail'in UNIFIL'in çekilmesi talepleri üzerine 2027 yılında UNIFIL'in çekilmesinin önünü açtı.

BMGK kararı, UNIFIL'in görev süresinin son kez 31 Aralık 2026 tarihine kadar uzatılmasını ve 31 Aralık 2026 tarihinde düzenli ve güvenli bir şekilde azaltma ve çekilme sürecinin başlamasını ve bir yıl içinde tamamlanmasını öngörüyor. Metne göre Lübnan ordusu o tarihe kadar ülkenin güneyinde ‘güvenliğin tek garantörü’ olacak.

TBMM dünkü oturumunda, Ankara’ya muhalif Kürt gruplarla mücadeleye yönelik bir adım olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak'ın kuzeyi ve Suriye'de ordunun görev süresinin üç yıl uzatılması önerisini de onayladı. Özel televizyon kanalı NTV ve haber sitesi T24'e göre iki ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Kürt yanlısı Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) önergeye karşı oy kullandı.

TSK 2015 yılından bu yana, Türkiye’nin Suriye sınırını korumak için operasyonlar yürütüyor. Bu amaçla, Kürt ağırlıklı silahlı grupların tehditlerine karşı koymak için ülkenin kuzeydoğusunda görünür bir askeri varlık sürdürüyor. İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Sözcüsüne göre ordunun bu bölgede 16 bin ila 18 bin arasında askeri bulunuyor.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejiminin geçtiğimiz aralık ayında devrilmesinden ve Ankara'nın desteğiyle Şam'da bir geçiş hükümetinin kurulmasından bu yana, Türk hükümeti Kürt ağırlıklı silahlı grupların yeni Suriye ordusuna entegre edilmesi için baskı yapıyor. Ankara, bu sürecin başarılı olması halinde askeri varlığını yeniden gözden geçirebileceğini teyit etti. Türkiye PKK ile mücadele çerçevesinde çeyrek asırdır Irak'ın kuzeyindeki özerk bölge olan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) topraklarında onlarca askeri üs bulunduruyor.

Türkiye, bu üslerden Irak'ın kuzeyindeki dağlarda bulunan PKK üyelerine karşı hem kara hem de hava operasyonları yürütüyor. PKK, yaklaşık bir yıldır Türk makamlarıyla silah bırakma ve barış müzakereleri sürecinde bulunuyor. TSK, PKK’nın geçtiğimiz mayıs ayında dağılacağını açıklamasına rağmen hem Suriye'de hem de Irak'ta Kürt ağırlıklı silahlı gruplara karşı askeri operasyonlarına devam etmekle suçlanıyor.


Hamas, Lübnan senaryosunun tekrarlanmasından endişeli

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, dün İsrail'in güneyindeki ABD liderliğindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'nde gazetecilere açıklamalarda bulundu (EPA)
ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, dün İsrail'in güneyindeki ABD liderliğindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'nde gazetecilere açıklamalarda bulundu (EPA)
TT

Hamas, Lübnan senaryosunun tekrarlanmasından endişeli

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, dün İsrail'in güneyindeki ABD liderliğindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'nde gazetecilere açıklamalarda bulundu (EPA)
ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, dün İsrail'in güneyindeki ABD liderliğindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'nde gazetecilere açıklamalarda bulundu (EPA)

Hamas’tan kaynaklar, İsrail ile Lübnan arasında ateşkese varılmasına rağmen Hizbullah üyelerini hedef alan suikastlara atıfla İsrail'in Gazze Şeridi'nde ‘Lübnan senaryosunu’ tekrarlayabileceğinden endişe duyduklarını ifade ettiler.

Hamas dahil Filistinli silahlı grupların sahadaki kaynakları Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda endişelerini dile getirerek İsrail'in son günlerde ateşkese yönelik ihlallerinin ‘hepsinin rastgele olmadığını’ ve tamamı Hamas'ın askeri kanadı olan İzzettin el-Kassam Tugayları’ndan olmak üzere ‘sahada etkili’ beş komutanın öldürüldüğünü açıkladı.

Kaynaklar, suikastların iki farklı yerde gerçekleştiğini bildirdi. Kaynaklara göre suikastların ilki Gazze şehrinin batısındaki liman bölgesinde, ikincisinin ise Gazze Şeridi’nin orta kesimlerinde bulunan ez-Zevayda beldesindeki bir sahil kasabasının yakınlarında gerçekleşti. Kaynaklardan biri, “İşgalciler, Hizbullah'a yaptıkları gibi, yakın gelecekte Gazze Şeridi'nde saldırılar düzenlemek için silahsızlanma meselesini bahane olarak kullanabilirler” dedi.

Öte yandan Mısırlı ve ABD’li yetkililer dün ateşkesin pekiştirilmesi ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ateşkesi ihlal girişimlerinin engellenmesi için çaba sarf ettiler. ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in İsrail ziyareti sırasında Mısır Genel İstihbarat Şefi Tümgeneral Hasan Mahmud Reşad da Tel Aviv'e ulaştı.