İsrail ABD’yi Gazze Şeridi’nde “yeni aşama” konusunda bilgilendirdi

Gallant Hochstein ile görüştü. Refah'ta şiddetli çatışmalar devam ediyor. UNRWA ‘Felaket boyutunda’ açlık uyarısında bulundu

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ABD Başkanı Joe Biden'ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein ile görüştü (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ABD Başkanı Joe Biden'ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein ile görüştü (DPA)
TT

İsrail ABD’yi Gazze Şeridi’nde “yeni aşama” konusunda bilgilendirdi

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ABD Başkanı Joe Biden'ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein ile görüştü (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ABD Başkanı Joe Biden'ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein ile görüştü (DPA)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ABD Başkanı Joe Biden'ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein'a Gazze Şeridi’ndeki savaşta ‘yeni bir aşamaya’ geçilmesinin tüm cepheleri etkileyeceğini ve Tel Aviv'in bu hamleye ‘askeri ve siyasi olarak hazır olduğunu’ söyledi.

İsrail'in ‘3C Aşaması’ olarak adlandırdığı yeni aşama, İsrail'in Hamas’ın Gazze Şeridi'ndeki yönetimine bir alternatif bulma çabalarıyla eş zamanlı olarak Hamas Hareketi’nin Gazze Şeridi'ndeki liderlerini ortadan kaldırmaya yönelik daha az yoğun çatışmalar ve hassas operasyonlar gerçekleştirilmesini içeriyor.

Gallant'ın Gazze Şeridi’nde daha hassas operasyonlar başlatmayı planladığına dair açıklamaları, İsrail'in Lübnan’da Hizbullah'a karşı saldırı tehditlerinde bulunduğu bir döneme denk geldi. Hochstein, birkaç gün önce iki taraf arasındaki gerilimi sakinleştirmeye çalışmış, ancak Lübnan-İsrail cephesinde ateşkes yolunda olumlu bir ilerleme kaydedildiğini duyuramamıştı.

İsrail Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Bakan Gallant'ın Washington ziyareti sırasında Hochstein ile bir araya geldiği ve ikilinin ‘İsraillilerin İsrail'in kuzeyindeki evlerine güvenli bir şekilde dönmelerini sağlayacak bir çerçeveye ulaşmak için yapılacakları’ görüştüğü belirtildi.

Gallant'ın ofisinden yapılan açıklamada, İsrail Savunma Bakanı’nın Hochstein'a Gazze'deki savaşta 3C Aşaması’na geçişin tüm cephelerdeki gelişmeleri etkileyeceğini ve İsrail'in askeri ve diplomatik olarak her senaryoya hazır olduğunu söylediği aktarıldı.

Gallant, Hochstein’ın yanı sıra ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns ile de temaslarda bulundu.

Refah'ta çatışmalar

Gallant'ın çatışmaların yeni bir aşamaya geçtiğini açıklamasının öncesinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, pazar günü İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah şehrinde Hamas'a karşı yürüttüğü şiddetli çatışmaların sona erdiğini duyurmuştu. Netanyahu, yaptığı açıklamada, şiddetli çatışmaların yaşandığı aşamanın sona erdiğini söyledi.

İsrail'in planına göre Refah'taki askeri operasyonlar sona erdiğinde ordu, Gazze Şeridi içinde farklı bir şekilde hedef odaklı operasyonlara başlayacak.

Ancak dün de Refah'ın bazı bölgelerinde şiddetli çatışmalar devam etti. Şarku’l Avsat’a konuşan sahadaki kaynaklar, İsrail ordusunun kontrol sağlamaya çalıştığı Refah’ın batı ve kuzey bölgelerinde ağır çatışmalar yaşandığını söylediler.

dfrgbthyju
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah’ta hareket halindeki bir İsrail tankı (AFP)

İsrail ordusu geçtiğimiz ayın başlarında başlattığı operasyonla Refah'ın doğusundaki ve güneyindeki bölgeleri ve şehir merkezini kontrol altına almıştı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere Refahlılar, İsrail tanklarının Refah'ın batısında yeni saldırılar gerçekleştirdiğini belirttiler. Refah sakinlerinin aktardığına göre İsrail tanklarının şehrin kuzeybatısında yerlerinden edilmiş kişilerin çadırlarının bulunduğu el-Mevasi bölgesinin dış mahallelerine kadar ulaşması nedeniyle bazı aileler kuzeye, Gazze'nin orta kesimlerindeki Han Yunus ve Deyr el-Belah'a kaçmak zorunda kaldı.

Refah’ta çatışmalar devam ederken İsrail savaş uçakları da diğer bölgelere hava saldırıları düzenlemeye devam etti. İsrail ordusu, Muhammed Salah adlı bir Hamas liderini öldürdüğünü duyurdu. İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, Salah'ın Hamas'ın en önemli silah geliştiricilerinden biri olduğu belirtildi.

Öte yandan Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze kentindeki bir sağlık merkezine düzenlediği saldırıda Gazze Ambulans ve Acil Durum Müdürü Hani el-Cafaravi'nin öldüğünü açıkladı.

İsrail Ordu Radyosu dün, savaşın başından bu yana Gazze'ye 50 bin bomba atıldığını, bunların yüzde 5'inin patlamadığını, bunun da yaklaşık 2 bin ila 3 bin bombanın Hamas tarafından hammadde olarak kullanılacağı anlamına geldiğini bildirdi. Radyo, İsrail ordusunun Hamas'ın silah üretmek için yeniden atölyeler kurduğunun farkında olduğunu da ekledi.

Açlık “felaket boyutunda”

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi’nden yapılan açıklamada, ‘İsrail’in sistematik bir açlık politikası uyguladığı ve sivillerin tıbbi tedaviye ulaşmasını engellediği’ belirtildi. Açıklamada, ‘Gazzeliler arasında, özellikle de çocuklarda açlık ve hastalıkların artmakta olduğu’ uyarısı yapıldı.

Gazzelilerin son kullanma tarihi geçmiş konserve yiyecekler yediği ve bunun da çok sayıda kişinin zehirlenmesine neden olduğu bildirildi. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in BM ajansının faaliyetlerine son verme girişimlerine yanıt verilmesi çağrısında bulunarak, Gazze'deki açlık seviyesinin "felaket" boyutunda ve insan kaynaklı olduğunu vurguladı.

xcdvfbghtnyju
Yetersiz beslenme ve lösemi gibi kronik hastalıklara sahip Filistinli çocuklar Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir hastanede tedavi olmayı bekliyor (AFP)

Gazze Şeridi’nde çatışmalar devam ettiği, sokaklarda ve enkaz altında halen cesetler olduğu için ölü sayısı kesin olmamakla birlikte İsrail tarafından Gazze Şeridi’ne 7 Ekim'den bu yana düzenlenen saldırılarda ölen Filistinlilerin sayısı 37 bin 626'ya, yaralıların sayısı ise 86 bin 98'e yükseldi.

Filistin hükümetinin Yardım İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı tarafından yayınlanan bir rapora göre enkaz altında çok sayıda kurbanın yanı sıra yaklaşık 10 bin kişi kayıp ve Gazze’den 5 binden fazla Filistinli İsrail tarafından tutuklandı.

Pazartesi günü yayınlanan raporda İsrail tarafından 499 sağlık çalışanı, 70 sivil savunma görevlisi, 152 gazeteci ve yedisi yabancı olmak üzere en az 273 yardım görevlisinin öldürüldüğü belirtildi. Savaşın 17 bin çocuğu yetim bıraktığı kaydedildi.

Raporda Gazze’deki sağlık sistemine ilişkin olarak (Gazze'nin kuzeyinde 3, Gazze şehrinde 7, Deyr el-Belah'ta 3 ve Han Yunus’ta 4 hastane olmak üzere) 17 hastanenin kısmen çalıştığı 19 hastanenin hizmet dışı olduğu ve UNRWA sağlık merkezlerinin yüzde 71'inin çalışmalarına devam edemediği aktarıldı.

Şimdiye kadar 31 çocuğun yetersiz beslenme ve susuzluk nedeniyle öldüğü belirtilen rapora göre Gazze'nin kuzeyinde iki yaşın altındaki çocukların yüzde 31'inin, Refah'ta iki yaşın altındaki çocukların yüzde 10'unun akut yetersiz beslendiği gözlemlendi.

Raporda ayrıca konutların yüzde 60'ından fazlasının, ticari tesislerin yüzde 80'inden fazlasının, 155 sağlık tesisinin, 187 UNRWA tesisinin ve 130 ambulansın savaş sırasında hasar gördüğü belirtildi.



Türkiye ve İran ‘Halep operasyonu’ konusunda farklı düşünüyor, ancak SDG güçlerine karşı müttefikler

Rusya, Türkiye ve İran dışişleri bakanlarının Astana Platformu çerçevesindeki son toplantısı, geçtiğimiz eylül ayında New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu sırasında gerçekleşti. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Rusya, Türkiye ve İran dışişleri bakanlarının Astana Platformu çerçevesindeki son toplantısı, geçtiğimiz eylül ayında New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu sırasında gerçekleşti. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Türkiye ve İran ‘Halep operasyonu’ konusunda farklı düşünüyor, ancak SDG güçlerine karşı müttefikler

Rusya, Türkiye ve İran dışişleri bakanlarının Astana Platformu çerçevesindeki son toplantısı, geçtiğimiz eylül ayında New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu sırasında gerçekleşti. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Rusya, Türkiye ve İran dışişleri bakanlarının Astana Platformu çerçevesindeki son toplantısı, geçtiğimiz eylül ayında New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu sırasında gerçekleşti. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Türkiye ve İran, Suriye'deki gelişmeler ve muhalif grupların Suriye'nin ikinci büyük kenti Halep'i ele geçirmesiyle sonuçlanan saldırılar konusunda görüş ayrılığına düştü. Diğer yandan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Başkanı Hadi el-Bahra, Birleşmiş Milletler (BM) kararları doğrultusunda siyasi bir çözümün ülkedeki çatışmanın ‘tek uygulanabilir ve sürdürülebilir’ çözümü olduğunu vurguladı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) ve diğer muhalif grupların neden Suriye rejim güçlerine karşı harekete geçtiğine ilişkin yorumlarında söz konusu farklılığı dile getirdiler. Fidan bu gelişmeyi dış müdahale ile açıklamanın büyük bir hata olacağını savunurken, Arakçi son olayların ABD ve İsrail tarafından tetiklendiğinde ısrar etti.

İki bakan, Astana süreci çerçevesinde üç garantör ülkenin (Rusya, Türkiye ve İran) dışişleri bakanları düzeyinde Suriye'nin kuzeyindeki son olayları ele almak üzere acil bir toplantı yapılması konusunda mutabık kaldı.

cdv
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve İranlı mevkidaşı Abbas Arakçi dün (Pazartesi) Ankara'da düzenledikleri ortak basın toplantısında (AFP)

Aynı zamanda Moskova, üçlü dışişleri bakanları toplantısı için Türkiye ve İran'la istişarede bulunduğunu duyurdu.

Türkiye: Dış müdahale yok

Dün (Pazartesi) Ankara'daki görüşmelerinin ardından Arakçi ile ortak bir basın toplantısı düzenleyen Fidan, Türkiye'nin Suriye'deki iç savaşın daha da şiddetlenmesini istemediğini vurgulayarak, “Suriye'deki olayları dış müdahalelerle açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlıştır” dedi.

Fidan, muhalif grupların son hamlesini Suriye hükümetinin diyaloğu reddetmesine bağlayarak şunu söyledi: “Son gelişmeler bir kez daha Şam'ın kendi halkı ve muhalefetle uzlaşmaya varması gerektiğini gösteriyor.”

İranlı mevkidaşı ile Suriye'deki son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunduğunu da sözlerine ekleyen Fidan, ‘Suriye'de olup bitenleri dış müdahale ile açıklamaya çalışmanın hata olacağını, dış müdahaleden bahsedenlerin Suriye'de olup bitenleri anlamadıklarını ya da anlamak istemediklerini’ vurguladı.

cdgrth
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan dünkü (Pazartesi) basın toplantısı sırasında (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Fidan sözlerini şöyle sürdürdü: “Astana süreci ile Suriye'de taraflar arasında iletişim sağlanmasını amaçladık. 13 yılı aşkın süredir bu mesele çözülemedi. Muhalefetin meşru haklarının görmezden gelinmesi ve rejimin olumlu adım atmaması, Suriye'de savaşın yeniden alevlenmesine yol açtı. Türkiye bu olaylar patlak vermeden önce ilgili tüm tarafları uyardı ve gerekli bildirimleri yaptı.”

Ulusal diyalog şart

Fidan, “Gelişmeler, rejimin muhalefetle ulusal uzlaşıya varması gerektiğini bir kez daha göstermiştir ve Türkiye bu konuda her türlü katkıyı sağlamaya hazırdır” dedi.

Dışişleri Bakanı Fidan, “Astana sürecinin aşamalarında İran ile koordinasyon içinde olduk ve olmaya devam edeceğiz. Suriye'nin toprak bütünlüğünü her zaman destekledik ve bundan sonra da destekleyeceğiz. Açık ve net olarak vurgulamak istediğim bir husus daha var, o da Türkiye'nin şu anda yaşananları istismar etmeye çalışan hiç kimseye asla müsamaha göstermeyeceği ve ülkemize yönelik her türlü terör tehdidini kaynağında bertaraf edeceğimizdir” ifadelerini kullandı.

Türkiye ve İran'ın terörle mücadelede iş birliğini sürdüreceğini belirten Fidan, ortak düşman olan PKK ve onun Suriye'deki kolu YPG'ye karşı ortak bir mücadele yürütülmesi ve bunlara karşı net politika ve çabaların olması gerektiğini ifade etti.

Fidan, PKK’nın ve bölgedeki kollarının tasfiyesi konusunda Türkiye ve İran'ın tutumlarının aynı olduğunu ve bunun sahada gerçeğe dönüşmesi için daha fazla zaman kaybetmek istemediklerini vurguladı.

Fidan, İran ile bölgedeki çeşitli konularda ve Suriye'deki gelişmelerle ilgili olarak iş birliği ve istişareleri sürdürdüklerini söyledi.

Fidan, “İlgili kurumlarımız Suriye'deki gelişmeleri takip etmek için gece gündüz birlikte çalışıyor ve gelişmelere göre gerekli tedbirler alınıyor” dedi.

xscd
Halep Askeri Havaalanı’ndan dumanlar yükselirken Suriye ordusuna ait bir helikopterin enkazı (EPA)

Suriye'deki iç savaşın belli bir noktada durdurulduğunu ve bunun çok önemli bir başarı olduğunu kaydeden Fidan, Astana sürecinin garantör ülkeleri olan Türkiye, Rusya ve İran'ın son üç yılda istikrar aşamasına ulaşan bir çerçevenin oluşturulmasında hükümet ve muhalif gruplarla birlikte rol oynadığını ifade etti.

Fidan, “En son aşamada Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan dostluk elini en üst düzeyde uzatarak, bu sorunun diyalogla bir an önce çözülmesi gerektiğinin altını bir kez daha çizdi. Çünkü ele alınan meseleler kontrolden çıkıyordu ve Suriye nüfusunun yarısı, yaklaşık 10 milyon insan yerlerinden edilmişti. Terör örgütleri ve bölgedeki durum meselenin yönetilmesini ve çözüme kavuşturulmasını daha da zorlaştırıyordu” şeklinde konuştu.

xytj
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve İranlı mevkidaşı Abbas Arakçi dün (Pazartesi) Ankara'da görüşmelerde bulundu. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Fidan sözlerine şöyle devam etti: “Suriye konusunda bölgede İran ile yoğun bir iletişimimiz var ve pozisyonların net bir şekilde ifade edilmesinin önemli olduğuna inanıyoruz. Ayrıca Rusya ile Astana sürecimiz var. Suudi Arabistan, ABD ve Katar ile de temaslarımız oldu. Son olaylardan önce BM'yi Türkiye'nin perspektifinden bilgilerle bilgilendirdik ve bu çok önemliydi.”

Fidan, ülkesinin Suriye'de geçmişte yaşanan acı olayların tekrarlanmasını, sivillerin öldürülmesini, altyapının tahrip edilmesini ve insanların evlerinden edilmesini istemediğini, aksine mültecilerin ülkelerine dönmelerini istediğini vurguladı.

Fidan, “Terörizme karşı duruşumuz devam ediyor. Terörizm Suriye'de yaşananlardan faydalanarak yeni bir zemin kazanmamalı. Yapılması gereken Suriye rejimi ile muhalefet arasında diyalog kanalları açmaktır. İran ile bölgedeki çeşitli ülkelerin yapması gereken şey de bu yönde çalışmaktır” dedi.

Farklı İran yorumu

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Suriye'deki gelişmelerle ilgili ortak kaygıları ele aldıklarını ve farklılıklar ya da farklı görüşler olmasının normal olduğunu söyledi.

Arakçi, Türk mevkidaşıyla yaptığı görüşmeleri ‘hızlı, doğrudan, dostane, yapıcı ve verimli’ olarak tanımladı.

Arakçi, Türkiye Dışişleri Bakanı'nın Suriye'deki son olaylara İran'ın benimsediği dış müdahale perspektifinden bakmayı reddetmesinin tam aksine şunları söyledi: “Bize göre Suriye'deki terörist ve tekfirci grupların ABD ve İsrail ile açık bir koordinasyonu var. Bu gruplar dikkatleri İsrail'in Filistin ve Lübnan'da yaptıklarından başka yöne çekmeye çalışıyor ve bu nedenle Suriye'de güvensizlik ortamı yaratıyorlar.”

xcvfb
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dünkü (Pazartesi) basın toplantısı sırasında (AFP)

Arakçi, Suriye'nin kuzeyinde ‘tekfirci gruplar’ olarak adlandırdığı grupların yeniden canlanmasının ve özellikle Halep'e saldırmalarının endişe verici olduğunu ve Suriye'nin güvenlik ve istikrarı için bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Başta Suriye'nin komşuları olmak üzere bölgedeki tüm ülkelerin bu tehlikeli durumdan etkileneceğinden şüphe duymadığını ifade eden Arakçi, ‘Siyonist rejimin bölgedeki gerginliğin artmasındaki rolünü görmezden gelmenin büyük bir hata olacağını’ vurguladı.

Türk mevkidaşıyla Suriye'de istikrar ve güvenliğin sağlanmasının yollarını ve Suriyeli mültecilerin ülkelerine güvenli bir şekilde dönmelerini ele aldıklarını ifade eden Arakçi, Astana süreciyle elde edilen kazanımların korunması konusunda görüşlerinin örtüştüğünü ve Astana sürecinin bir sonraki toplantısının dışişleri bakanları düzeyinde yapılması ve bu sürecin çıkmaza girmesinin engellenmesi gerektiğine karar verdiklerini belirtti.

Şam'a destek

Arakçi, Suriye'yi istikrarsız bir ülke haline getirmenin bölgenin güvenliğine bir darbe olacağını ve Suriyeli sivillerin öldürülmesinin Suriye ekonomisine bir darbe vuracağını ifade etti.

Suriye'nin terör örgütleri için bir merkez olmaması gerektiğini ve Suriye'yi istikrarsız bir bölgeye dönüştürme projesinin Siyonist bir proje olduğunu ve hiç kimsenin Siyonistlerin buradaki rolünü göz ardı etmemesi gerektiğini ifade eden Arakçi, “İki kardeş ülke (Türkiye ve İran) olarak rolümüzü oynamamız ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın sağlanması için hızlı ve etkili müdahalelerde bulunmamız gerekiyor” dedi.

Arakçi, İran'ın bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Suriye hükümetine ve Suriye halkına tam destek vereceğini ve bölgenin istikrar ve güvenliği için Suriye rejimi ve ordusunun yanında yer almaya devam edeceğini vurguladı.

Arakçi, “İran, Türkiye, Irak, Suudi Arabistan, Mısır, Irak ve bölgedeki diğer ülkelerle temas ve istişarelerini sürdürmektedir. Bu bölgesel istişarelerin Suriye'deki durumun kötüleşmesini durdurmada önemli bir rol oynayacağından eminiz” ifadelerini kullandı.

xcd
Halep'teki ilerleyiş sırasında muhalif grupların üyeleri (EPA)

Türkiye ve İran Suriye krizinde karşıt taraflarda yer alıyor, Türkiye Suriyeli muhalifleri, İran ise Şam'ı destekliyor, ancak siyasi bir çözüme ulaşmak için Rusya ve Suriyeli taraflarla Astana sürecinde birlikte çalışıyorlar.

İran, HTŞ ve müttefik grupların ülkenin kuzeyinde başlattığı büyük saldırı karşısında Suriye ordusunu desteklemek üzere Suriye'de İranlı ‘askeri danışmanların’ varlığını sürdürme niyetinde olduğunu bildirdi.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Arakçi'nin Ankara ziyaretine denk gelen basın toplantısında, “İranlı danışmanların varlığı yeni bir şey değil, geçmişte de vardı ve Suriye hükümetinin isteğine göre gelecekte de kesinlikle devam edecek” dedi.

Moskova ise Suriye'deki durumla ilgili olarak Türkiye ve İran ile yakın temas halinde olduğunu açıkladı ve Türkiye, İran ve Rusya dışişleri bakanlarının Suriye konusunda üçlü bir toplantı yapma olasılığını göz ardı etmedi.

Muhalifler ve siyasi çözüm

Hadi el-Bahra, BM kararları doğrultusunda siyasi bir çözümün ülkedeki çatışmanın ‘tek uygulanabilir ve sürdürülebilir’ çözümü olduğunu vurguladı.

Dün düzenlediği basın toplantısında “Siyasi bir çözüm için mümkün olan tüm araçları kullanma hakkına sahibiz” diyen el-Bahra, muhalefetin ‘siyasi hedefler olmaksızın askeri eylem’ peşinde olmadığını vurguladı.

sc
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Başkanı Hadi el-Bahra dün (Pazartesi) İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında (Reuters)

El-Bahra, Suriye'nin kuzeybatısında birkaç gün önce silahlı gruplar tarafından başlatılan askeri operasyonun ‘hükümet siyasi geçişi sağlamak üzere tam bir siyasi sürece dahil olana kadar devam edeceğini’ açıkladı.

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu pazar günü yaptığı açıklamada, Türkiye yanlısı Suriyeli grupların Suriye'nin kuzeybatısında Kürt silahlı gruplara ve Suriye güçlerine karşı başlattığı yeni askeri operasyonu (Özgürlük Şafağı) desteklediğini bildirdi.

Suriye Geçici Hükümeti yaptığı açıklamada, ‘Esed güçleri ve PKK militanları tarafından gasp edilen bölgeleri kurtarmak’ amacıyla Özgürlük Şafağı Operasyonu'nu başlattığını duyurdu.