Fransa’da aşırı sağ iktidarın eşiğinde

Seçimlerin ilk turu geniş katılıma ve Macron üzerinde “Cumhuriyetçi Cephe”yi desteklemesi yönündeki bir baskıya tanık oldu.

Macron ve eşi dün Paris'te oy kullandıktan sonra (Reuters)
Macron ve eşi dün Paris'te oy kullandıktan sonra (Reuters)
TT

Fransa’da aşırı sağ iktidarın eşiğinde

Macron ve eşi dün Paris'te oy kullandıktan sonra (Reuters)
Macron ve eşi dün Paris'te oy kullandıktan sonra (Reuters)

Fransızlar, beş yıllık bir dönem için 577 milletvekilini seçmek üzere dün yasama seçimlerinin ilk turunda, eşi benzeri görülmemiş bir yoğunlukta oy kullandı. Katılımın yüksek olması, seçmenlerin bir hafta içinde aşırı sağın iktidara gelmesinin önünü açabilecek bu tarihi oylamaya verdikleri önemi yansıtıyor.

Marine Le Pen ve başbakanlığı isteyen Jordan Bardella liderliğindeki aşırı sağcı Ulusal Ralli partisi, kamuoyu yoklamalarında yüzde 34 ila 37 arasında oy oranına sahip. Bu durum, 7 Temmuz'daki ikinci turdan sonra nispi veya mutlak çoğunluk ile benzeri görülmemiş bir senaryoya yol açabilir.

Eğer bu senaryo gerçekleşir Bardella başbakan olursa, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Fransa ilk kez aşırı sağcı bir hükümet tarafından yönetilmiş olacak. Aksi takdirde, RN'nin üstünlüğü, son derece kutuplaşmış kamplar arasında koalisyon kuramayan, bocalayan bir Ulusal Meclis senaryosunu ortaya çıkarır.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, özgürlük, kardeşlik ve eşitlik gibi "cumhuriyet değerlerini" benimseyen tüm partileri kapsayabilecek bir "cumhuriyetçi cephe" oluşumunu desteklemesi ve önümüzdeki pazar günü yapılacak ikinci turda, aşırı sağın galibiyetini engellemesi çağrılarıyla karşı karşıya.

Siyaset ve sivil toplum dünyasından 220 isim, ortak bir mektupla Macron'un destekçilerine, Sol Cephe ile Macron koalisyonu arasında karşılıklı tavizler verilmesi, aşırı sağa karşı en iyi şansa sahip adaya imkân tanıyacak bir ön anlaşma imzalamaları çağrısında bulundu.



Çin-Rusya işbirliğinin güçlenmesi, ABD'yi endişelendiriyor

Çin lideri Şi Cinping, mayısta Putin'i Pekin'de ağırlamıştı (Reuters)
Çin lideri Şi Cinping, mayısta Putin'i Pekin'de ağırlamıştı (Reuters)
TT

Çin-Rusya işbirliğinin güçlenmesi, ABD'yi endişelendiriyor

Çin lideri Şi Cinping, mayısta Putin'i Pekin'de ağırlamıştı (Reuters)
Çin lideri Şi Cinping, mayısta Putin'i Pekin'de ağırlamıştı (Reuters)

Çin ve Rusya'nın ortak askeri tatbikatları artırması ABD'yi endişelendiriyor.

Amerikan medya kuruluşu CNN'in analizinde, Pekin ve Kremlin'in geçen hafta düzenlediği geniş kapsamlı Okyanus-2024 tatbikatı, "ABD'ye yönelik bir gövde gösterisi" diye niteleniyor. 

Pasifik ve Arktik okyanusları başta olmak üzere Akdeniz, Hazar ve Baltık sularında gerçekleştirilen ve pazartesi günü sonlanan 7 günlük tatbikata 90 binden fazla asker, 500'den fazla savaş gemisi ve denizaltının yanı sıra en az 120 helikopter ve jet katıldı. 

Rusya lideri Vladimir Putin, bunun son 30 yıldır düzenlenen en büyük tatbikat olduğunu belirterek şunları söyledi:

Dost ülkelerimizle işbirliğimizi güçlendirmeye özel önem atfediyoruz. Bu, dünya genelinde jeopolitik gerilimin arttığı günümüzde özellikle önemlidir.

Alaska açıklarında temmuzda düzenlenen tatbikatta da Rus ve Çin ordularına ait bombardıman jetleri ilk kez birlikte uçuş yaparken görüntülendi. Diğer yandan Rusya'nın Alaska civarında son dönemde artan faaliyetlerinden rahatsız olan Amerikan ordusu, dün bölgeye asker sevk etti.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nin verilerine göre 2014-2023'te iki ülke orduları her yıl en az 4, en fazla 10 ortak askeri tatbikat ya da devriye gerçekleştirdi. 

Analizde, son dönemde Rusya ve Çin arasında artan askeri işbirliğinin Washington'da tedirginlik yarattığına dikkat çekilerek şu ifadelere yer veriliyor:

Ortak tatbikatlar, nükleer silaha sahip iki gücün gelecekte olasi bir çatışmada birlikte harekete edip etmeyeceğine dair soruları gündeme getiriyor.

Putin, ABD'nin Ukrayna cephesinde saldırganlığını artırması durumunda birçok kez nükleer silah kullanma tehdidinde bulunmuştu. 

Sidney'deki Yeni Güney Galler Üniversitesi'nden Alexander Korolev, Rusya-Çin işbirliğine dair şu yorumları paylaşıyor: 

NATO müttefikleri kadar etkili biçimde birlikte çalışacak seviyede değiller fakat stratejik ortaklıklarını ve uyumluluklarını geliştirip pekiştiriyorlar.

Analize göre Putin, NATO'nun genişlemesini engellemeyi hedeflerken, Çin lideri Şi Cinping de Tayvan'ın kontrolünü ve Güney Çin Denizi'nin hakimiyetini ele geçirmek istiyor. 

Diğer yandan bazı analistlerse Rusya ve Çin arasındaki işbirliğinin henüz net bir hedefi takip etmediğini savunuyor. ABD merkezli araştırma kuruluşu CNA'den Elizabeth Wishnick, şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Örneğin Tayvan'a yönelik bir Çin saldırısını destekleyen Rus uçakları görecek miyiz ya da Filipinler'le bir çatışmada Rus gemileri Çin donanmasını destekleyecek mi? Pek zannetmiyorum. Sırf daha fazla askeri tatbikat yaptıkları için birbirleriyle uyum içinde hareket ettiklerini varsayamayız.

Independent Türkçe, CNN, CBS News, Moscow Times