Netanyahu ve Gallant, Şifa Hastanesi Müdürü’nün serbest bırakılması kararına mesafeli yaklaştı

Gantz hükümetin istifasını istedi

Gazze Şeridi'ndeki Şifa Hastanesi Müdürü Dr. Muhammed Ebu Selmiye, serbest bırakılmasının ardından
Gazze Şeridi'ndeki Şifa Hastanesi Müdürü Dr. Muhammed Ebu Selmiye, serbest bırakılmasının ardından
TT

Netanyahu ve Gallant, Şifa Hastanesi Müdürü’nün serbest bırakılması kararına mesafeli yaklaştı

Gazze Şeridi'ndeki Şifa Hastanesi Müdürü Dr. Muhammed Ebu Selmiye, serbest bırakılmasının ardından
Gazze Şeridi'ndeki Şifa Hastanesi Müdürü Dr. Muhammed Ebu Selmiye, serbest bırakılmasının ardından

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant, Gazze Şeridi'ndeki Şifa Hastanesi Müdürü Dr. Muhammed Ebu Selmiye ve yaklaşık 50 Filistinli tutuklunun serbest bırakılması kararına mesafeli yaklaştı. Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, ‘tutukluların serbest bırakılması kararının, tutukluların Sde Teiman gözaltı merkezinde tutulmasına karşı verilen dilekçeyle ilgili olarak Yüksek Mahkeme'de yapılan görüşmelerin ardından alındığı’ belirtildi. Açıklamada, “Serbest bırakılan tutukluların kimlikleri, güvenlik görevlileri tarafından mesleki değerlendirmeleri doğrultusunda bağımsız olarak belirlenmektedir” denildi. Başbakanlık ofisi ayrıca, Netanyahu'nun konuyla ilgili derhal soruşturma başlatılması talimatı verdiğini de bildirdi.

Gallant'ın ofisi ise ‘güvenlik mahkumlarının tutulması ve serbest bırakılması prosedürlerinin Şin-Bet ve İsrail Cezaevi Servisi'ne tabi olduğunu ve Savunma Bakanı'nın onayına tabi olmadığını’ bildirdi. Şin-Bet Başbakanlık’a, İsrail Cezaevi Servisi ise Itamar Ben-Gvir başkanlığındaki Ulusal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı.

İsrail cezaevlerinde yer sıkıntısı

Şin-Bet, Muhammed Ebu Selmiye'nin serbest bırakılması kararına verdiği ilk tepkide, İsrail hapishanelerinde yer olmaması ve Sde Teiman gözaltı merkezinin kullanımının aşamalı olarak kaldırılmasının planlanması nedeniyle, tutukluları serbest bırakmak zorunda kaldıklarını bildirdi.

Muhalefetteki Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz, tutukluların serbest bırakılması kararını protesto etmek için hükümeti istifaya çağırdı. Gantz, İsrail'in bu şekilde ‘savaş yürütmeye devam edemeyeceğini’ belirtti.

Gantz, “7 Ekim'in katillerini barındıran ve esirlerimizin saklanmasına yardım edenleri serbest bırakan bir hükümet ahlaki ve etik bir operasyon hatası yapmıştır. Bu nedenle varoluşsal savaşımızı yönetmeye uygun değildir ve evine dönmelidir. Bu kararı veren her kimse muhakeme yeteneğinden yoksundur ve derhal görevden alınmalıdır” ifadelerini kullandı.

Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir, aralarında Muhammed Ebu Selmiye'nin de bulunduğu Filistinli tutukluların serbest bırakılması kararını ‘güvenlik pervasızlığı’ olarak nitelendirdi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre Ben-Gvir, ‘Başbakan’ın, Savunma Bakanı ve Şin-Bet Başkanı’nın kabineden bağımsız politikalar uygulamasını engellemesinin zamanının geldiğini’ de sözlerine ekledi.

İsrail güçleri 23 Kasım'da Ebu Selmiye'yi Şifa Hastanesi yerleşkesinde gözaltına aldı. Gazze şehrindeki Şifa Hastanesi’nde doktor olan Halid Ebu Semra o gün şöyle demişti: “İşgal ordusu bu gece Şifa Hastanesi Müdürü Muhammed Ebu Selmiye'yi ve bir dizi sağlık personelini gözaltına aldı.” AFP'ye konuşan Ebu Selmiye, daha önce benzer bir emri reddetmesinin ardından 18 Kasım'da hastaneyi boşaltması için bir ‘emir’ aldığını söylemişti.

İsrail güçleri Şifa Hastanesi’ne ilki Kasım ayında, ikincisi de Mart ayı sonunda olmak üzere iki kez askeri operasyon düzenledi. İsrail güçleri geri çekildikten sonra Gazze’deki Sağlık Bakanlığı çok sayıda toplu mezar bulduğunu açıkladı.



DEAŞ tehdidi, Batı'yla Taliban'ı yan yana getirdi

Taliban, özellikle kadınlara yönelik yasaklarıyla Batılı devletlerden sık sık eleştiri alıyor (Reuters)
Taliban, özellikle kadınlara yönelik yasaklarıyla Batılı devletlerden sık sık eleştiri alıyor (Reuters)
TT

DEAŞ tehdidi, Batı'yla Taliban'ı yan yana getirdi

Taliban, özellikle kadınlara yönelik yasaklarıyla Batılı devletlerden sık sık eleştiri alıyor (Reuters)
Taliban, özellikle kadınlara yönelik yasaklarıyla Batılı devletlerden sık sık eleştiri alıyor (Reuters)

DEAŞ'ın  son dönemki saldırıları, Batılı ülkelere bunları durdurmak için Taliban'la işbirliği yapma olanağı sağladı. 

Fransız haber ajansı AFP, DEAŞ'ın Horasan kolunun (DEAŞ-H) yarattığı tehdidin, Batılı ülkelerle Taliban yönetimi arasında "nadir ve karmaşık bir işbirliği" oluşturduğunu yazıyor. 

Brüksel merkezli sivil toplum kuruluşu Uluslararası Kriz Grubu'ndan Graeme Smith, Batılı ülkelerin Taliban'la istihbarat paylaştığına dikkat çekerek şunları söylüyor: 

Batılı istihbarat yetkililerinden edindiğim bilgilere göre, Taliban'ın teröristlere karşı ölümcül saldırılar düzenlemesini sağlayan hedef bilgilerinin paylaşılması da dahil, DEAŞ-H'ye karşı Taliban'la işbirliği sürüyor.

Smith, Batılı ülkelerin, Afganistan'ın başındaki Taliban yönetimine karşı kamuoyu önündeki eleştirel tutumuyla örgütün düzeni sağlamasına yönelik destekleri arasında fark olduğuna işaret ediyor. 

2015'te kurulan DEAŞ-H, bu yıl Türkiye, Rusya ve İran'a düzenlediği saldırılarla sık sık gündem oldu. 

İran'ın Kirman şehrinde 3 Ocak'ta düzenlenen bombalı saldırıları DEAŞ-H üstlenmişti.  Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani için düzenlenen anma töreninde yapılan saldırılarda en az 100 kişi yaşamını yitirmişti.

DEAŞ, 28 Ocak'ta Sarıyer'deki Santa Maria Kilisesi'nde de saldırı gerçekleştirmiş, olayda bir kişi hayatını kaybetmişti. Bunun ardından DEAŞ'e yönelik peş peşe operasyonlar düzenlenmiş, çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı. 

Rusya'nın başkenti Moskova'da 22 Mart'ta düzenlenen saldırıda en az 145 kişi ölmüş, 500 kişi de yaralanmıştı. Saldırıyı DEAŞ-H üstlenirken, Rusya'nın iç güvenlik teşkilatı FSB, olayla ilgili aralarında 4 Tacikistan yurttaşının da yer aldığı 12 kişinin yakalandığını duyurmuştu. 

ABD merkezli düşünce kuruluşu Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nden Aaron Zelin, DEAŞ-H'nin Mart 2023-Mart 2024'te 9 ülkede 21 saldırı planladığına, bu sayının bir önceki yıl sadece 8 olduğuna işaret ediyor.

Taliban, ABD'nin 2021'de ülkeden çekilmesiyle Afganistan'da kontrolü ele geçirmişti. Örgüt, Amerikan ordusunun bıraktığı askeri araç, silah ve mühimmata da el koymuştu. Ancak uzmanlar, istihbarat ve teknoloji açısından zayıf olan Taliban'ın tek başına DEAŞ-H'yle bir noktaya kadar mücadele edebileceğini belirtiyor.

Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid, ajansa yaptığı açıklamada Batılı ülkelerle ortak çalıştıklarını doğrulayarak şunları söylüyor: 

DEAŞ-H'nin faaliyetlerinden etkilenen ülkelerle bazı alanlarda işbirliği yapılıyor. Zaman zaman onlarla bilgi paylaşımında da bulunuyoruz.

DEAŞ, son dönemde Afganistan'daki saldırılarını da artırdı. Örgütün mayıstaki saldırısında, aralarında üç İspanyol turistin de yer aldığı 6 kişi öldürülmüştü. Geçen ay düzenlenen iki saldırıda da toplamda 20 kişi yaşamını yitirmişti.

Rusya'dan Taliban hamlesi

Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndan bugün yapılan açıklamada, Taliban'ın terör örgütü listesinden çıkarıldığı duyuruldu. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, talibanla "pragmatik bir diyalog oluşturmak istediklerini" belirtti.

Rusya lideri Vladimir Putin, haziranda yaptığı açıklamada, Moskova'daki saldırının ardından DEAŞ'e karşı mücadele kapsamında Taliban yönetimini bir müttefik olarak gördüklerini söylemişti. 

Kremlin, Taliban'ı terör örgütü listesine 2003'te eklemişti. Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, Taliban'ın listeden çıkarılmasının Rusya-Afganistan ilişkilerinin normalleştirilmesine yönelik önemli bir adım olduğuna dikkat çekiyor.

Independent Türkçe, AFP, Reuters, TASS