Gallant: Haredilerin askere alınması mevzuatla değil yönetmelikle sağlanır

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant (AFP)
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant (AFP)
TT

Gallant: Haredilerin askere alınması mevzuatla değil yönetmelikle sağlanır

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant (AFP)
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant (AFP)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, şu anda Ultra-Ortodoks (Haredi) Yahudilerin askere alınmasıyla ilgili bir yasa tasarısı üzerinde çalışan Knesset'in Dışişleri ve Savunma Komitesi'nin kapalı oturumunda yaptığı konuşmada, ‘bu meseleyi mevzuat yerine yönetmelik yoluyla ele almanın daha iyi olacağını’ belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre Gallant, ordunun 10 bin yeni askere ihtiyacı olmasına rağmen, halihazırda her yıl alınan bin 800 askere ek olarak bu yıl sadece 3 bin ek Ultra-Ortodoks asker alabileceğini kaydetti.

Gallant, hükümetin bir zamanlar Ultra-Ortodoks Yahudilerle, askere alınacak Haredi kotasının beş yıl içinde uygun olanların yüzde 50'sine ulaşana kadar her yıl yüzde 5 oranında artırılması konusunda anlaştığını, ancak bir yasa veya yönetmelik çıkarıp çıkarmama konusundaki anlaşmazlıkların yanı sıra asker kaçaklarına verilecek cezalar konusundaki tartışmaların müzakereleri sekteye uğrattığını iddia etti.

Hükümetin konuyu ele alamamasının ardından Yüksek Adalet Mahkemesi geçen hafta Haredi erkeklerin askerlik hizmetinden muaf tutulmasının yasal dayanağı olmadığına hükmetti.

Dışişleri ve Savunma Komitesi şu anda Ultra-Ortodoksların askere alınmasını öngören bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyor. Komite Başkanı Yuli Edelstein, tasarının ancak ‘geniş bir mutabakat’ sağlanırsa ilerleyeceğini söyledi. Bu durum, kitlesel askere alımları önlemenin tek yolunun Yeşiva öğrencilerini harekete geçirmek olduğuna inanan Ultra-Ortodoks Yahudileri kızdırdı.

Mahkemenin kararının ardından Başsavcılık, İsrail ordusuna derhal 3 bin Harediyi askere alması talimatını verdi.

Edelstein, sadece ordunun Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlamasından bu yana önemli ölçüde artan insan gücü ihtiyacını karşılamaya yönelik yasaları destekleyeceğini belirtti.



Batı'da nükleer endişe: "İsrail garanti vermiyor"

İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)
İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)
TT

Batı'da nükleer endişe: "İsrail garanti vermiyor"

İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)
İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırı düzenleme ihtimali Ortadoğu'da topyekun savaş endişelerini artırıyor. 

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'in İran'daki nükleer tesislere saldırmasını desteklemeyeceklerini söylemişti. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, Tel Aviv'in tesisleri vurmayacağına dair herhangi bir güvence vermediğini belirtiyor. 

Kimliğinin gizli tutulmasını isteyen yetkili, Amerikan medya kuruluşu CNN'e şunları söylüyor: 

Güç gösterisinin yanı sıra biraz da akıllıca davranılmasını bekliyoruz fakat buna dair herhangi bir garanti yok.

Yetkili, ayrıca İsrail'in Hamas'ın 7 Ekim saldırılarının yıldönümünü misilleme için kullanıp kullanmayacağını kestirmenin "gerçekten zor" olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: 

Sanırım 7 Ekim gününü kullanmaktan kaçınacaklar, tahminime göre misilleme olacaksa muhtemelen bu tarihten önce veya sonra gerçekleşecek.

Biden, cuma günkü açıklamasında Washington'ın Tel Aviv'le günde 12 saat iletişim halinde olduğunu ve gelişmeleri yakından takip ettiklerini söylemişti. Başkan, İsrail'in nükleer tesislere saldırmak yerine başka bir misilleme planı yapması gerektiğini belirtmişti.

İsrail ordusunun Hamas lideri İsmail Haniye'yi Tahran'da, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ı da Beyrut'ta öldürmesinin ardından İran, aylardır beklenen misillemeyi 1 Ekim'de yapmıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Tahran'ın "ağır bedel" ödeyeceğini söylemişti.

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), gerginliğin tırmandığı Ortadoğu'da Biden yönetiminin İsrail üzerindeki etkisini kaybettiğini yazıyor. 

Beyaz Saray yetkilileri, misilleme planlarında İran'daki muhtemel hedeflere karşı Tel Aviv'le koordinasyon halinde olduklarını fakat Netanyahu yönetimi tarafından "gafil avlandıklarını" söylüyor.

Donald Trump yönetiminde Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapan David Schenke, Aksa Tufanı'nın her şeyi değiştirdiğini belirtiyor: 

7 Ekim her şeyi değiştirdi. ABD'nin hassasiyetlerini daha az dikkate alan ve kendi güvenlik hedeflerini ısrarla kovalayan yeni bir İsrail'le karşı karşıyayız.

Diğer yandan sadece ABD değil Avrupa Birliği (AB) de İsrail üzerindeki etkisinin zayıfladığından endişeleniyor. 

Britanya gazetesi Financial Times'a konuşan Avrupalı bir diplomat, Tel Aviv yönetiminden İran'daki nükleer tesislere saldırı düzenlememesini istediklerini fakat net bir yanıt alamadıklarını belirtiyor. Bir başka Avrupa diplomat da şu ifadeleri kullanıyor: 

Bu olaylar üzerinde ne kadar az etkimiz olduğunu görmek iç karartıcı. Tartışmalarımızı daha karamsar, daha kaderci bir hale getiriyor.

Independent Türkçe, CNN, Wall Street Journal, Financial Times, Times of Israel