Putin: Astana Zirvesi ‘adil ve çok kutuplu bir dünya düzenini’ teşvik edecek

Rusya Devlet Başkanı, İran Cumhurbaşkanı Vekili ile görüştü.

Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesine katılan ülkelerin liderleri (EPA)
Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesine katılan ülkelerin liderleri (EPA)
TT

Putin: Astana Zirvesi ‘adil ve çok kutuplu bir dünya düzenini’ teşvik edecek

Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesine katılan ülkelerin liderleri (EPA)
Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesine katılan ülkelerin liderleri (EPA)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün (perşembe) yaptığı açıklamada, Batı ile ilişkileri gergin olan birçok ülkenin katılımıyla Kazakistan'da düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesinin ‘adil ve çok kutuplu bir dünya düzenini’ teşvik edeceğini söyledi.

Genel kurulun açılışında konuşan Putin, aralarında Çinli, İranlı ve Hintli yetkililerin de bulunduğu katılımcıların sonuç bildirgesinde, ‘Birleşmiş Milletler'in (BM) merkezi rolüne, uluslararası hukuka ve egemen devletlerin karşılıklı yarar sağlayan bir ortaklık arzusuna dayanan çok kutuplu ve adil bir dünya düzeninin kurulmasına olan bağlılıklarını’ vurgulayacaklarını açıkladı.

Putin zirve kapsamında İran Cumhurbaşkanı Vekili Muhammed Muhbir ile de bir araya geldi. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Moskova ve Tahran'ın ikili ilişkilerdeki ‘benzeri görülmemiş iyileşmeyi’ yansıtan kapsamlı bir ikili iş birliği anlaşmasını müzakere ettiklerini bildirdi.

Rusya Devlet Başkanı ve Çinli mevkidaşı Şi Cinping, çok kutuplu bir dünyayı, dünya meseleleri üzerindeki ABD hegemonyasına bir alternatif olarak görüyor. Putin, özellikle Ukrayna'yı işgalinden bu yana, Asya, Afrika, Ortadoğu ve Latin Amerika'daki ülkelerin, kendi fikrine desteğini kazanmak için çabalarını iki katına çıkardı. Dünya nüfusunun yaklaşık yarısını bir araya getiren ve Rusya'dan Çin'e kadar geniş bir alana yayılan ŞİÖ’ye bugün Belarus da katıldı ve örgütün onuncu üyesi oldu. Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko, “Tek kutuplu dünyanın duvarlarını yıkabilir, halkımızı besleyebilir ve sosyal eşitsizlik, gıda ve kaynak kıtlığının neden olduğu çelişki ve çatışmalara son verebiliriz” ifadelerini kullandı. Diğer daimî üyeler, Hindistan, Çin, Kırgızistan, Pakistan, Rusya, Tacikistan, Özbekistan, bu yılın ev sahibi olan Kazakistan ve geçen yıl örgüte katılan İran'dan oluşuyor.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24