ECOWAS’tan Mali, Nijer ve Burkina Faso'nun ayrılma kararı sonrası dağılma uyarısı

Dün Nijerya'nın başkenti Abuja'da düzenlenen 63. ECOWAS Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde çekilen hatıra fotoğrafı (EPA)
Dün Nijerya'nın başkenti Abuja'da düzenlenen 63. ECOWAS Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde çekilen hatıra fotoğrafı (EPA)
TT

ECOWAS’tan Mali, Nijer ve Burkina Faso'nun ayrılma kararı sonrası dağılma uyarısı

Dün Nijerya'nın başkenti Abuja'da düzenlenen 63. ECOWAS Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde çekilen hatıra fotoğrafı (EPA)
Dün Nijerya'nın başkenti Abuja'da düzenlenen 63. ECOWAS Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde çekilen hatıra fotoğrafı (EPA)

Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) dün Nijerya'nın başkenti Abuja'da düzenlenen 63. ECOWAS Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde Nijer, Mali ve Burkina Faso'daki askeri cuntaların ECOWAS'tan ayrılarak yeni bir rakip birlik kuracaklarını açıklamalarının ardından topluluğun ‘dağılma’ riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre üç ülke (Nijer, Mali ve Burkina Faso) ECOWAS'tan ayrılma kararı alarak Sahel Devletleri İttifakını (AES) kurduklarını açıkladılar. AES’in ilk zirvesi, bu yılın başlarında ayrılma kararı aldıkları ECOWAS için bir başka sınav oldu.

ECOWAS, kökten dinci radikal örgütlerin şiddet olaylarının artması, mali sıkıntılar ve bölgesel gücü harekete geçirme gibi çeşitli zorluklarla karşı karşıya olduğu bir dönemde bu yeni zorlukla yüzleşiyor.

Nijer, Mali ve Burkina Faso'nun Abuja’daki ECOWAS zirvesinin hemen öncesinde cumartesi günü Nijer’in başkenti Niamey'de AES’in kurmalarına ECOWAS’ın nasıl tepki vereceği merak ediliyordu.

ECOWAS Komisyonu Başkanı Omar Alieu Touray, üç ülkenin ayrılarak ‘siyasi tecritle’ karşı karşıya kalma ve milyonlarca dolarlık yatırımı kaybetme riski aldıklarını söyledi.

Touray, Nijer, Mali ve Burkina Faso'nun ECOWAS’tan ayrılma kararının güvensizliği arttıracağını ve uzun zamandır önerilen bölgesel gücün çalışmalarını engelleyeceğini vurguladı.

Touray, “Bölgemiz parçalanma riskiyle karşı karşıya” diye uyardı.

“Sırtını döndü”

Burkina Faso, Mali ve Nijer, 2020-2023 yılları arasında darbelerle iktidara gelen askeri cuntalar tarafından yönetilirken üç ülke kökten dinci radikal örgütlerin tehdidiyle karşı karşıya. Eski sömürgeci güç olan Fransa'ya sırtlarını dönen üç ülke de Fransız birliklerini topraklarından kovdu. Nijer'de iktidardaki askeri cuntanın lideri General Abdurrahmane Tchiani, ‘yabancı güçlerin egemenliğinden kurtulmuş egemen bir halklar topluluğu’ oluşturulması çağrısında bulundu.

Cumartesi günü Niamey'de düzenlenen AES zirvesinde konuşan Tchiani, “Üç ülkenin halkı ECOWAS'a tamamen sırtını döndü” diyerek ECOWAS'ın üç ülkeye yaptığı bloka geri dönmeleri çağrılarını reddetti.

Üç ülkenin ECOWAS’tan ayrılma kararında Paris'e yönelik ‘ECOWAS'ı manipüle ettiği ve kökten dinci radikal örgütlere karşı verilen mücadeleye yeterince destek vermediği’ suçlamalar kısmen etkili oldu.

Batı Afrika ülkeleri liderlerinin çoğu, diyaloğun yeniden başlatılması çağrısında bulundu.

Öte yandan dünkü ECOWAS zirvesi Senegal'in yeni Cumhurbaşkanı Bassirou Diomaye Faye için bir ilkti. Diomaye Faye, mayıs ayında yaptığı bir açıklamada, uzlaşmanın mümkün olduğunu söylemişti.

Diomaye Faye, dünkü zirve sırasında yaptığı konuşmada, “Bu üç kardeş ülkenin (Nijer, Mali ve Burkina Faso) ECOWAS'tan ayrılmasını önlemek için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız” derken ECOWAS'ın mevcut duruma ayak uydurması için reformlara ihtiyaç duyduğunu da sözlerine ekledi.

Nijer'in ECOWAS ile ilişkileri General Tchiani'yi iktidara getiren bir yıl önceki askeri darbenin ardından bozuldu. Nijer’e yaptırımlar uygulayan blok, darbeyle düşürülen Devlet Başkanı Muhammed Bazum'un görevine iadesi için askeri müdahalede bulunmakla tehdit etti.

Yaptırımlar şubat ayında kaldırıldı, ancak ilişkilerdeki sorunlar halen devam ediyor.

Askeri güç

ECOWAS ayrıca ‘bölgesel terör tehdidiyle mücadele için oluşturulacak bir askeri gücün nasıl finanse edileceğini ve anayasal düzenin nasıl yeniden tesis edileceğini’ de tartışıyor.

Başlangıçta bin 500 askerlik bir güç oluşturulması öngörülürken, yılda yaklaşık 2,6 milyar dolar maliyetle 5 bin askerlik bir gücün oluşturulması da bir başka öneri olarak masada duruyor.

ECOWAS geçmişte askeri müdahalelerde bulunsa da Nijer'deki darbenin ardından askeri müdahale tehditleri azaldı.

ECOWAS Komisyonu Başkanı Touray, blokun bölgedeki çeşitli zorlukların yanı sıra ‘endişe verici bir mali durumla’ da karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

ECOWAS, Nijerya Devlet Başkanı Bola Ahmed Tinubu'nun Dönem Başkanlığına yeniden seçilmesi konusunda anlaşmazlık yaşandığına dair sızıntılara rağmen Tinubu'nun bu göreve devam edeceğini açıkladı.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24