Demokrat Senatör: Trump, Biden'ı hezimete uğratacak

Michael Bennet (Reuters)
Michael Bennet (Reuters)
TT

Demokrat Senatör: Trump, Biden'ı hezimete uğratacak

Michael Bennet (Reuters)
Michael Bennet (Reuters)

Demokrat ABD Senatörü Michael Bennet, Joe Biden'ın kasımdaki seçimde Donald Trump'a "büyük farkla" kaybedebileceğini itiraf etti.

Colorado'yu temsil eden Bennet, CNN'e yaptığı açıklamada, salı günü bir parti yemeğinde üst meclisteki diğer Demokratlara 81 yaşındaki Biden'ın yenilgiyle karşı karşıya olduğunu söylediğine dair haberlerin doğru olduğunu belirtti.

Bennet, 78 yaşındaki Trump'ın kazanması halinde Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi'nin kontrolünü elinde tutacağını ve Senato'yu da elde edeceğini öngördü.

Salı gecesi yaptığı açıklamada "Donald Trump bence bu seçimi kazanma yolunda ilerliyor ve belki de büyük farkla kazanarak beraberinde Senato ve Meclis'i de alacak" dedi.

Beyaz Saray'dan görmemiz gereken, Biden'ın Donald Trump'ı gerçekten yenebileceğini gösterebilecek ve üç dört yıl önce hepimizin sahip olduğu başarılarla ilgili olmayacak bir plana uzaktan yakından yaklaşan bir şey görmedim.

Axios'a göre Montana'dan Jon Tester ve Ohio'dan Sherrod Brown olmak üzere diğer Demokrat senatörler de Bennet'e katıldı ve kapalı kapılar ardında yapılan toplantıda meslektaşlarına Biden'ın Trump'ı yenebileceğinden şüphe duyduklarını söyledi.

27 Haziran'da Atlanta'da yapılan ilk başkanlık münazarası 81 yaşındaki Biden için felaket olarak görülmüş ve kendi partisinde bile liderliğe uygunluğu ve yeniden seçilebilme kabiliyeti üzerine soru işaretlerine yol açmıştı.

Biden, soğuk algınlığından muzdarip olduğu etkinlikte "kötü bir gece" geçirdiğini kabul etmiş fakat ABC News'a kenara çekilmeye niyeti olmadığını söylemişti.

Yeni bir anket, Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in 2024 seçiminde Trump'ı yenme şansının Biden'dan daha yüksek olduğunu gösterdi. Demokrat Bendixen & Amandi firmasının yaptığı ankete göre Biden yüzde 42'ye 43'le Trump'ın biraz gerisinde kalırken Harris yüzde 42'ye 41'le eski başkanı az farkla geride bırakıyor.

Independent Türkçe



Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
TT

Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze, Grönland ve Kanada’yla ilgili tartışma yaratan açıklamalarının, Tayvan meselesine olası yansımalarını inceledi. 

Trump, Grönland'ı ABD toprağına katmak istediğini söylemiş, bunun için askeri yöntemlere başvurma tehdidinde bulunmuştu. Kanada’yı ABD’nin “51. Eyaleti” haline getirme planı da eleştirilmişti.

Bunlara ek olarak Cumhuriyetçi lider, ABD’nin Gazze Şeridi’ni “devralacağını” ve İsrail bombardımanlarıyla harabeye dönen bölgeyi “Ortadoğu’nun Rivierası’na” dönüştüreceğini söylemesiyle uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti. 

WP’nin analizinde Trump’ın “emlakçı” yaklaşımının, Çin lideri Şi Cinping’in Tayvan’la “birleşme” planlarında daha agresif davranmasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Ryan Hass şu yorumları paylaşıyor: 

Trump'ın söylemi, Tayvan'da Çin'in ekmeğine yağ sürüyor. Trump'ın, toprak sınırlarının güç ve zor kullanma yoluyla belirlenmemesi gerektiği ilkesini hiçe sayan her açıklaması, Pekin'deki propagandacılar tarafından muhtemelen heyecanla karşılanıyor.

Analizde, Çin’in son üç yıldır Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını artırdığına dikkat çekilirken, Şi’nin de Trump’la benzer söylemleri kullanarak adayı işgal etmeye çalışabileceği ileri sürülüyor. 

Cumhuriyetçi lider, Tayvan’ın ABD’deki yarı iletken çip sektörünü sekteye uğrattığını, üretimin Amerikan firmaları tarafından yürütülmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ayrıca Tayvan’ın kendi savunması için yeterli yatırımı yapmadığını iddia etmişti.

Diğer yandan Dışişleri Bakanı olarak atadığı Marco Rubio ve Ulusal Güvenlik Danışmanı görevine getirdiği Mike Waltz, Çin karşıtı tutumlarıyla tanınıyor. Rubio, Çinli mevkidaşı Wang Yi’yle ocakta telefon görüşmesi yapmış ve Pekin’in Tayvan’a yönelik “zorlayıcı eylemlerinden” endişe duyduklarını iletmişti.

Bunların yanı sıra Trump’ın ek ithalat vergileri de Çin-ABD hattında yeni bir ticaret savaşının sinyallerini veriyor. Öte yandan analizde, Trump ve Şi’nin uzun vadede ticari ilişkileri koparmak yerine geliştirmek isteyeceğine de işaret ediliyor. Böyle bir durumda Trump’ın Tayvan’ı “pazarlık kozu” olarak kullanabileceği yorumu yapılıyor. 

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, Washington Post, BBC