Kremlin: Rusya, NATO'dan gelen ‘tehlikeli tehdidi’ kontrol altına almak için ‘önlemler’ almayı düşünüyor

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (DPA)
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (DPA)
TT

Kremlin: Rusya, NATO'dan gelen ‘tehlikeli tehdidi’ kontrol altına almak için ‘önlemler’ almayı düşünüyor

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (DPA)
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (DPA)

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov'un Rus haber ajanslarına bugün yaptığı açıklamaya göre, Rusya, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) yarattığı ‘tehlikeli tehdidi’ kontrol altına almak için ‘önlemler’ almayı düşünüyor.

Peskov, Washington'daki zirvesini tamamlayan NATO'nun artık ‘Ukrayna'daki çatışmaya tamamen dahil olduğunu’ söyledi.

Peskov, “Dünkü (çarşamba) Washington zirvesinde alınan kararları ve yapılan tartışmaları analiz etmek ve kabul edilen bildiri metnini derinlemesine incelemek zorundayız” ifadesini kullandı.

“Bu ulusal güvenliğe yönelik çok ciddi bir tehdittir ve bizi, NATO'yu kontrol altına almak için kasıtlı, koordineli ve etkili tedbirler almaya zorlayacaktır” şeklinde konuşan Peskov, söz konusu tedbirlerin ne zaman alınacağı ya da neler olacağı konusunda ayrıntı vermedi.

Kremlin Sözcüsü Peskov sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa ve ABD'deki hasımlarımızın diyalogdan yana olmadıklarını not ediyoruz. NATO zirvesinde kabul edilen belgeler göz önüne alındığında, onlar barışın savunucuları değiller. Bu ittifak barış ve güvenlik için değil, çatışma için bir araçtır.”

NATO dün Ukrayna'ya verdiği desteği askeri ve mali taahhütlerle güçlendirdi ve Ukrayna'nın NATO'ya katılma yolunda ‘geri dönülmez bir yolda’ olduğunu açıkladı.

Peskov, “En başından beri NATO'nun Ukrayna'ya doğru genişlemesinin bizim için kabul edilemez bir tehdit olduğunu söyledik. Şimdi ise NATO'nun Ukrayna'nın kesinlikle ittifaka katılacağını belirten bir belgeyi kabul ettiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.



Zelenskiy, Ukrayna ile Suriye arasında diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edildiğini duyurdu

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara (Ukrayna Devlet Başkanı'nın paylaşımı)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara (Ukrayna Devlet Başkanı'nın paylaşımı)
TT

Zelenskiy, Ukrayna ile Suriye arasında diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edildiğini duyurdu

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara (Ukrayna Devlet Başkanı'nın paylaşımı)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara (Ukrayna Devlet Başkanı'nın paylaşımı)

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, dün iki ülkenin cumhurbaşkanlarının BM Genel Kurulu oturum aralarında görüşmesinin ardından Ukrayna ve Suriye arasında diplomatik ilişkilerin resmen yeniden tesis edildiğini duyurdu.

Rusya'nın kapsamlı işgalinin ardından devrik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed hükümetinin Ukrayna'nın geniş bir bölümünün bağımsızlığını tanıması sonrasında Ukrayna, Haziran 2022'de Suriye ile ilişkilerini kesmişti.

Ukrayna, Aralık 2024'te Esed'in devrilmesinden bu yana yeni Suriye yönetimiyle iletişim halinde. Esed, yıllardır Rusya'nın sadık bir müttefiki oldu ve Moskova'nın ülkesinde askeri varlık kurmasına izin verdi.

Zelenskiy, diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edileceğini duyurduktan sonra Telegram'da, "Bu önemli adımdan memnuniyet duyuyoruz ve Suriye halkına istikrar yolunda destek olmaya hazırız" diye yazdı.

Zelenskiy, geçen aralık ayında Dışişleri Bakanı'nı yeni Suriye yönetimiyle görüşmek üzere Şam'a göndermiş, Rusya'nın topraklarındaki varlığını sona erdirmesi çağrısında bulunmuş ve gıda yardımı gönderme sözü vermişti.

Suriye yönetimi, Kiev ile daha yakın ilişkiler kurulması yönündeki umutlarını dile getirmişti.

Esed'e sığınma hakkı tanıyan Rusya, yeni Suriye hükümetiyle bağları güçlendirmek için önemli çabalar sarf ediyor. Bu ayın başlarında üst düzey bir enerji yetkilisinin başkanlığındaki genişletilmiş heyeti ülkeyi ziyaret etmek üzere gönderdi.

Zelenskiy, BM Genel Kurulu'na hitabında, Suriye'nin daha güçlü uluslararası desteği hak ettiğini söyledi.


Nadir mineral yarışı Tacikistan ekonomisine yaradı

Dünyadaki antimon üretiminin yüzde 25'i Tacikistan'da yapılıyor (AFP)
Dünyadaki antimon üretiminin yüzde 25'i Tacikistan'da yapılıyor (AFP)
TT

Nadir mineral yarışı Tacikistan ekonomisine yaradı

Dünyadaki antimon üretiminin yüzde 25'i Tacikistan'da yapılıyor (AFP)
Dünyadaki antimon üretiminin yüzde 25'i Tacikistan'da yapılıyor (AFP)

Nadir mineral yarışı Tacikistan'daki madencilik sektöründe patlama yarattı.

Askeri teçhizattan temiz enerji, kozmetik ve bataryaya kadar birçok önemli sektörde kullanılan antimon rezervleri, nadir mineral yarışında önemli yere sahip.

ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu'na (USGS) göre, dünyadaki antimon üretiminin neredeyse yarısı Çin'de gerçekleştiriliyor.

Çin'i takip eden ülkeyse Tacikistan. Orta Asya ülkesi, 2023'te yaklaşık 21 bin ton antimon üretti, bu da dünyadaki toplam üretiminin dörtte birine yakın.

Avrupa Komisyonu'nun verilerine göre Avrupa Birliği'nin (AB) antimon ithalatının yüzde 54'ü de Tacikistan'la yapılıyor.  

AFP'nin haberinde, Tacikistan'ın sanayileşme sürecini finanse etmek için antimon rezervlerini değerlendirdiği yazılıyor.

1990'larda iç savaşlarla sarsılan Tacikistan, eski Sovyet ülkeleri arasında en zayıf ekonomilerinden birine sahip. Ancak son dönemde yaşanan "maden patlamasının" ekonomiyi canlandırmaya başladığı yazılıyor.

Tacik hükümetinin de ortak olduğu Talco Gold firması, ülkenin batısındaki Saritag bölgesinden antimon çıkarıyor. Haberde, yaklaşık 1500 işçinin çalıştığı madenin Çinli firmalarla ortak işletildiğine dikkat çekiliyor. Pekin yönetimi şirkete 2022'de yatırım yapmıştı.

Madenden çıkarılan ham kaynakların işlendiği ve tesiste yüzde 30 saflıkta antimon üretildiği belirtiliyor.

Saritag'daki madenin Sovyet döneminden kalma olduğuna dikkat çekilirken, Pekin yönetiminin zamanla Moskova'ya kıyasla bölgede daha fazla nüfuz kazandığı ifade ediliyor.

Independent Türkçe, AFP, Eurasianet


Gazze’de sağlık sistemi iflasın eşiğinde: Bu bir toplu katliam

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Gazze’de sağlık sistemi iflasın eşiğinde: Bu bir toplu katliam

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

İsrail ordusunun Gazze şehrine düzenlediği harekat sağlık sistemini iflasın eşiğine getirdi.

Gazze'nin orta ve güney kesimlerinde faaliyet gösteren az sayıdaki hastane de İsrail saldırıları nedeniyle zor durumda.

Guardian'ın haberinde, Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'yle İsrail'in "insani yardım bölgesi" diye nitelediği Mavasi'deki sahra hastanelerinde kriz yaşandığı belirtiliyor.

Gazze'de gönüllü çalışan Britanyalı cerrah Martin Griffiths, "Herkes aç, evlerini ve sevdiklerini kaybetmişler. Herkes korkuyor. Elimizdeki tıbbi malzemeler yeterli değil" diyor.

Griffiths, Mavasi'deki 90 yataklı sahra hastanesinin acil servisinin tek gecede 160 yaralıyı tedavi etmek zorunda kaldığını söylüyor. 600 kişinin de hastaneye bağlı kliniklerde tedavi gördüğünü belirtiyor.

Haberde, İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyindeki saldırılarını artırması nedeniyle bölgedeki hastanelerin çoğunun kapatıldığı, Filistinlilerin güneye sürüldüğü aktarılıyor. Araç bulmanın zorluğu ve yolların saldırılar nedeniyle kullanılamaması durumu daha da zorlaştırıyor. Bazı kişilerin haftalardır muayene edilemeyen açık yaralarla hastanelere kabul edildiği yazılıyor.

Gazze'de faaliyet gösteren tek tam teşekküllü hastane olan Nasır'da, yaralıların yatak kalmadığı için koridorlarda yattığı belirtiliyor. Hastane yetkililerinden Muhammed Sakır şunları söylüyor:

Gerçekten zorlukla ayakta duruyoruz. Durum çok kötü. Sınıra vardık. Tüm personel yorgun ve temel ihtiyaç malzemeleri azalıyor.

Gazze'de gönüllü çalışan acil yardım uzmanı Neda Ebu Elrub da anestezi malzemelerinin neredeyse tükendiğini belirtiyor:

Bu bir toplu katliam, cinayet, işkence ve kabus. Ağrıkesiciler de tükenmek üzere. Bazı yaralıların beyinleri kafataslarının dışına çıkmış, iç organları dışarı sarkmış halde. Korkunç görüntüler var.

Gazze'ye yardım filosuna saldırı

İsrail ordusu Gazze'deki katliamı sürdürürken, bölgeye insani yardım ulaştırmak üzere yola çıkan Küresel Sumud Filosu'na da Yunanistan açıklarında saldırı düzenlendi.

Küresel Sumud Filosu grubundan yapılan açıklamada, gece saatlerinde drone'larla teknelere ses bombası ve tanımlanamayan kimyasallar atıldığı belirtiliyor.

Filodaki Alman aktivistlerden Yasemin Acar, Instagram'dan paylaştığı videoda en az 5 teknenin hedef alındığını söyleyerek, "Biz sadece insani yardım taşıyoruz. Üzerimizde silah yok, kimseye tehdit oluşturmuyoruz" dedi. Aktivist, yaklaşık 15 drone'un filonun etrafını çevirdiğini ifade etti.

Times of Israel'in aktardığına göre saldırı Girit açıklarında gerçekleşti. Filoda en az 51 teknenin olduğu belirtiliyor.

İsrail'in ablukasını kırmak için 50 kadar ülkenin desteğiyle oluşturulan sivil yardım filosuna bağlı tekneler, 31 Ağustos'ta İspanya'nın Barselona kentinden yola çıkmıştı. Tekneler, 7 Eylül'de Tunus'a ulaştıktan sonra rotalarına devam etmişti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian, BBC