Zelenskiy Rusya'nın yaklaşan barış zirvesine katılmasını destekliyor

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy  (AFP)
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy  (AFP)
TT

Zelenskiy Rusya'nın yaklaşan barış zirvesine katılmasını destekliyor

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy  (AFP)
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy  (AFP)

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün ilk kez, Rusya'nın Kiev tarafından düzenlenecek Ukrayna'da barış konulu zirveye katılımına desteğini dile getirdi.

Zelenskiy, Kiev'de düzenlediği basın toplantısında "Rus temsilcilerin bu ikinci zirveye katılması gerektiğine inanıyorum" dedi ve kasım ayında böyle bir toplantı için "planın" hazır olmasını umduğunu ifade etti.

Ukrayna barış planını sunmak üzere geçtiğimiz ay İsviçre'de düzenlenen ilk zirvede, 92 ülkeden delegeleri ağırladı. Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal etmeye başlayan Rusya bu zirveye davet edilmedi.

Zelenskiy çatışmaların durdurulmasından değil ama üç konuda bir "plandan" söz etti: Rus bombardımanı nedeniyle tesisleri zarar gören Ukrayna'nın enerji güvenliği, Karadeniz'de seyrüsefer serbestisi ve esir değişimi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Zelenskiy bu açıklamaları geçen hafta Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesi için Washington'a yaptığı ziyaretten döndükten sonra yaptı.



Lavrov çöküşten Esed'i sorumlu tuttu

Askerler bu ayın başlarında Tartus limanının kontrolünü ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir arabayı durduruyor (AFP)
Askerler bu ayın başlarında Tartus limanının kontrolünü ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir arabayı durduruyor (AFP)
TT

Lavrov çöküşten Esed'i sorumlu tuttu

Askerler bu ayın başlarında Tartus limanının kontrolünü ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir arabayı durduruyor (AFP)
Askerler bu ayın başlarında Tartus limanının kontrolünü ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir arabayı durduruyor (AFP)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün Suriye'de durumun kötüleşmesinden ve eski rejiminin çöküşünden Beşşar Esed'i sorumlu tuttu. Lavrov Moskova'da düzenlediği basın toplantısında, “Hiçbir şeyi değiştirmeme ve iktidarı muhalefetle paylaşma konusundaki isteksizliği çöküşünün en önemli nedenlerinden biriydi” dedi. “Geçtiğimiz 10 yıl boyunca, eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Rusya'dan müdahale etmesini istemesi ve Astana formatının başlatılması ile Arap devletlerinin gösterdiği yardıma rağmen, Şam'daki yetkililer siyasi süreçte erteleme ve statükoyu koruma arzusu gösterdi” dedi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün yaptığı açıklamada, Suriye'de durumun kötüleşmesinden ve eski rejiminin çöküşünden Beşşar Esed'i sorumlu tuttu. Moskova'da düzenlediği basın toplantısında Lavrov, “Hiçbir şeyi değiştirmeme ve iktidarı muhalefetle paylaşma konusundaki isteksizliği, çöküşünün en önemli nedenlerinden biriydi” ifadelerini kullandı. Lavrov, “Geçtiğimiz 10 yıl boyunca, eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Rusya'dan müdahale etmesini istemesinin ardından, Astana formatının başlatılması ve Arap devletlerinin gösterdiği yardıma rağmen, Şam'daki yetkililer siyasi süreçte erteleme ve statükoyu koruma arzusu gösterdi” dedi.

Lavrov'a göre bu ertelemeye, “Suriye'nin petrol zengini doğu bölgesi ABD tarafından işgal edilirken ve buradan çıkarılan kaynaklar Suriye'nin kuzeydoğusundaki ayrılıkçılığı desteklemek için kullanılırken” Suriye ekonomisini boğan ekonomik yaptırımların neden olduğu sorunlar da eşlik etti.

Lavrov, “Onlara merkezi bir otoritenin gerekliliğinden bahsettim, ancak ABD'nin kendi hükümetlerini kurmalarına yardımcı olacağını söylediler, biz de onlara Türkiye ve İran'ın kendi devletlerinin kurulmasına izin vermeyeceğini söyledik” dedi.

Lavrov, Moskova'nın Kürt guruplarla daha önce yürüttüğü diyalogların bir bölümünü açıklayarak “Kürtlerle (Suriye'de) merkezi bir otoriteye ihtiyaç olduğunu konuştuk, ancak onlar ABD'nin kendi hükümetlerini kurmalarına yardımcı olacağını söylediler, biz de onlara Türkiye ve İran'ın kendi devletinizin kurulmasına izin vermeyeceğini söyledik” dedi. Lavrov, Rusya'nın tutumunun Kürtlerin haklarının Suriye, Irak, İran ve Türkiye'nin anayasal statüleri çerçevesinde güvence altına alınması gerektiğine odaklandığını vurguladı.