Kuzey Kore'nin Küba'daki diplomatı firar etti

Ortak Güvenlik Alanı, Kore Tarafsız Bölgesi'nde Kuzey ve Güney Kore kuvvetlerinin karşı karşıya geldiği tek bölge (Reuters)
Ortak Güvenlik Alanı, Kore Tarafsız Bölgesi'nde Kuzey ve Güney Kore kuvvetlerinin karşı karşıya geldiği tek bölge (Reuters)
TT

Kuzey Kore'nin Küba'daki diplomatı firar etti

Ortak Güvenlik Alanı, Kore Tarafsız Bölgesi'nde Kuzey ve Güney Kore kuvvetlerinin karşı karşıya geldiği tek bölge (Reuters)
Ortak Güvenlik Alanı, Kore Tarafsız Bölgesi'nde Kuzey ve Güney Kore kuvvetlerinin karşı karşıya geldiği tek bölge (Reuters)

Kuzey Kore'nin Küba Büyükelçiliği'nde siyasi işlerden sorumlu üst düzey bir diplomatın Güney Kore'ye kaçtığı bildirildi. 

Güney Kore medyasında bugün yayımlanan haberlerde, Kuzey Koreli diplomat Ri Il-kyu'nun eşi ve çocuğuyla kasımda Güney Kore'ye kaçtığı belirtildi. 

Güney Kore Ulusal İstihbarat Servisi, Ri'nin kaçtığını doğrularken olayla ilgili daha fazla bilgi paylaşmadı.

Ülkenin en büyük gazetelerinden Chosun, 52 yaşındaki diplomatın 2019'dan beri büyükelçilikte Kuzey Kore Dışişleri Bakanlığı'na bağlı Küba danışmanı olarak görev yaptığını yazdı.

Ri'nin görevleri arasında Güney Kore ve Küba arasında diplomatik ilişkiler kurulmasını önlemek de yer alıyordu. Seul ve Havana yönetimleri şubatta karşılıklı diplomatik ilişki kurulduğunu duyurmuştu. 

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters'a konuşan Ri, kaçışını şöyle anlattı: 

Uçak biletlerimi aldım ve ayrılmadan 6 saat önce eşimi ve çocuğumu arayıp kararımı söyledim. Güney Kore demedim ama yurtdışında yaşayalım dedim.

Ri, Chosun'da 14 Temmuz'da yayımlanan röportajında hayal kırıklığı nedeniyle Kuzey Kore'den kaçmaya karar verdiğini belirterek şunları söyledi: 

Her Kuzey Korelinin aklından Güney Kore'de yaşamak en az bir kez geçer. Kuzey Kore rejimiyle ilgili hayal kırıklığı ve kasvetli bir gelecek beni kaçmaya yöneltti.

Ri, geçen yıl tıbbi bir tedavi için Meksika'ya gitme talebi Pyongyang tarafından reddedilince kaçmayı kararlaştırdığını belirtti. Bunun için misillemeyle karşılaşabilecek ebeveynlerinin, kayınvalidesinin ve kayınpederinin vefat ettiğini sözlerine ekledi. 

Ri, 2016'dan beri Güney Kore'ye kaçan en üst düzey Kuzey Koreli diplomat. Kuzey Kore'nin Birleşik Krallık Büyükelçisi Yardımcısı olarak çalışan Thae Yong-ho, 2016'da Güney Kore'ye kaçmasıyla gündem olmuştu. 

Reuters, Güney Kore Birleşme Bakanlığı'nın yorum talebini reddettiğini aktardı.

Independent Türkçe, Guardian, Reuters, Chosun



Trump fırtınası: Tarih yaşanmadan önce yazılıyor

ABD Başkanı ve First Lady, 24 Ocak Cuma günü Helen Kasırgası’ndan etkilenen bölgeleri ziyaret ettikten sonra Kuzey Carolina'dan ayrılırken (AFP)
ABD Başkanı ve First Lady, 24 Ocak Cuma günü Helen Kasırgası’ndan etkilenen bölgeleri ziyaret ettikten sonra Kuzey Carolina'dan ayrılırken (AFP)
TT

Trump fırtınası: Tarih yaşanmadan önce yazılıyor

ABD Başkanı ve First Lady, 24 Ocak Cuma günü Helen Kasırgası’ndan etkilenen bölgeleri ziyaret ettikten sonra Kuzey Carolina'dan ayrılırken (AFP)
ABD Başkanı ve First Lady, 24 Ocak Cuma günü Helen Kasırgası’ndan etkilenen bölgeleri ziyaret ettikten sonra Kuzey Carolina'dan ayrılırken (AFP)

Refik Huri

Amerikan başkanının yemin töreni, bağımsızlıktan önce ABD'yi yöneten İngiliz krallarının tarzında bir kralın yemin töreni geleneğidir. Başkan Donald Trump kral rolü oynamayı seviyor ve daha önceki birçok başkanın da iddia ettiği gibi, ilahi takdirin kendisini ABD'yi kurtarmak için göreve getirdiğini iddia ediyor. Ama Trump'ın tarzı ne kraliyet tarzı ne de başkanlık tarzı. O kendi yeteneklerini abartıyor, kendisinden önceki devlet başkanlarını küçümsüyor. Yemin töreni konuşmasında ise abartıda uç noktalara vardı. Ama Amerikalılar abartıyı sever, çünkü abartı onlara, ister içeride ister dışarıda, ne kadar zor olursa olsun, her şeyi başarabilecekleri duygusu verir. Trump’ın abartılarının en büyüğü , sanki ABD “teneke çağı”ndaymış da Trump’ın bir el hareketiyle “altın çağ”a geçmiş gibi, selefinin yaptıklarını yerle bir eden bir fırtına şeklinde Beyaz Saray’a geri dönüş yapmasıydı. Başkan Joe Biden tarafından imzalanan 80'den fazla başkanlık kararnamesini iptal etti. İmzaya hazır onlarca kararname imzaladı. Dünya Sağlık Örgütü'nden ve Paris İklim Anlaşması'ndan çekildi. Çevresel tehlikeye rağmen enerji alanında petrol ve gaz çıkarma üzerindeki tüm kısıtlamaları kaldıran bir ulusal acil durum deklare etti. Milyonlarca kaçak göçmenin sınır dışı edilmesi ve anayasaya aykırı olarak doğum yoluyla vatandaşlık edinme hakkının ortadan kaldırılması kararlarını imzaladı. Dört yıl önce Biden'ın seçim zaferinin onaylanmasını engellemek için Kongre Binası'na baskın düzenleyenleri de affetti.

Başkan Eisenhower veda konuşmasında “askeri-endüstriyel kompleks” tehlikesine dikkat çekmişti. Biden ise veda konuşmasında iki tehlike konusunda uyardı: “oligarşi ve tekno-endüstriyel kompleks.” Ancak Trump bir oligarşi, yani zengin azınlık yönetimini hayata geçirmeye başladı ve zengin teknoloji krallarını etrafında topladı. 2025 Heritage Vakfı projesine göre gündeminde “derin devlet” ve “idari devlet”in ortadan kaldırılması da yer alıyor. İlk ve ikinci seçim kampanyalarında benimsediği slogan, Ronald Reagan'ın 1980'deki “ABD'yi Yeniden Harika Yap” sloganıydı. “Güçle barış” ise Reagan ve Trump'tan önceki başkanların sloganıydı.

ABD, Birinci Dünya Savaşı'nda Woodrow Wilson, İkinci Dünya Savaşı'nda Franklin Roosevelt, Soğuk Savaş'ta ve sonrasında Reagan ve George H.W. Bush ile harikaydı. Fareed Zakaria'ya göre Vietnam, Afganistan ve Irak'tan sonra başına gelenler ve “kendinden şüphe eden bir süper güç” haline geldiği hissi bunu ortadan kaldırmıyor. Robert Gates'e göreyse ABD “işlevsiz bir süper güç.”  Profesör Hal Brands'ın ifadesiyle, Trump'ın deklare ettiği gibi “ABD'nin düşüşü artık bitmedi”, şimdi büyük savaş “hangi dünya ve ne ile şekillendirileceğine dair bir mücadeleden başka bir şey değil? Dünya liberal demokrasi tarafından mı yoksa otokratlar tarafından mı yönetilecek?” Trump, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD'nin inşa ettiği liberal demokratik sistem çerçevesinde pozisyonları ve politikaları şekillenenlere değil, otokratlara hayranlık duyuyor. Şimdiki büyük soru şu; Trump'ın ABD'nin müttefiklerine ve rakiplerine yüksek gümrük tarifeleri uygulaması ve dünyanın en büyük ekonomisinin korumacı politikalara yönelmesiyle dünya nasıl bir hal alacak? Trump'ın savaşları bitirme söylemleri ve “barış elçisi” olma emelleri bir yana, yeni ticaret savaşı ve yeni  soğuk savaş nerede duracak? Peki ya Çin ve Rusya'nın çabaladığı, ABD'nin ise engellemeye veya en azından yavaşlatmaya çalıştığı çok kutuplu dünya düzeni için dünyanın tepesindeki jeopolitik ve stratejik mücadele nasıl olacak? Tarihi, yaşanmadan önce yazmak ne demek?

Ticaret savaşları en az askeri savaşlar kadar tehlikelidir. Buradaki uzlaşılar zorlu ve hassas olup, karar almada etkili olmuş, hatta bazıları fiili savaşlara katılmış iç cephelere yarar sağladığı gibi zarar da vermektedir. Yeni Soğuk Savaş'ın daha da uzayacağı tahmin ediliyor ve ABD, George Kennan'ın önerdiği “çevreleme stratejisi” ve Letonya devlet başkanının tanımıyla “yoksullaştırma ve intihar etmeye yardım” stratejisi çerçevesinde uyguladığı çok sayıda politikayla eski Soğuk Savaş'ı kazandı. Çin ve Rusya, yeni Soğuk Savaş'ı kazanmaya veya en azından Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra yaşananları “düzeltmeye” ve Çin'in kaydettiği gelişmenin kabul edilmesini sağlamaya kararlılar. Herkes Trump'ın Ukrayna savaşında uzlaşma sağlamak için neler yapabileceğini merakla bekliyor. Zelenski’yi, ele geçirdiği toprakları Putin'e teslim etmeyi kabul etmeye zorlayacak ve böylece Avrupa Rusya'nın nüfuzu karşısında zor durumda mı kalacak? Yoksa Kiev'in NATO'ya katılım arzusuna son vererek hem Rusya hem de Avrupa'yı memnun mu edecek?

Ukrayna'daki herhangi bir cevap Ortadoğu'da da yankı uyandıracak. Değişimci Başkan Trump, Gazze ve Lübnan savaşları, Suriye'de Esed rejiminin devrilmesi ve İran etkisinin azalmasından bu yana bölgede yaşanan büyük değişimler konusunda ne yapacak? İsrail ile birlikte İran'ın nükleer projesine saldırmaya mı yönelecek, yoksa Tahran ile kârlı bir anlaşma yapmayı mı tercih edecek? Filistinlilere “iki devletli çözüm” çerçevesinde hiçbir şey sunmazsa “İbrahim anlaşmalarını” nasıl genişletebilir?

Tarihçi Niall Ferguson, Trump'tan “Çin ile rekabette Reagan'dan ders almasını” istedi. Oxford Üniversitesi'nde dünya tarihi dersleri veren Margaret MacMillan ise “Sorunlu bir sistem, işlevsiz bir liderle ayakta kalabilir mi?” diye soruyor ve “Geleceği tahmin etmek zordur çünkü çok sayıda olasılık vardır, özellikle de olayların ortasında olduğunuzda” diyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.