Trump ve Vance: Kültür savaşını yeniden başlatmak

Trump, Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongre’nin ilk gününde Cumhuriyetçi başkan yardımcısı adayı J.D. Vance’e bakarken (Reuters)
Trump, Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongre’nin ilk gününde Cumhuriyetçi başkan yardımcısı adayı J.D. Vance’e bakarken (Reuters)
TT

Trump ve Vance: Kültür savaşını yeniden başlatmak

Trump, Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongre’nin ilk gününde Cumhuriyetçi başkan yardımcısı adayı J.D. Vance’e bakarken (Reuters)
Trump, Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongre’nin ilk gününde Cumhuriyetçi başkan yardımcısı adayı J.D. Vance’e bakarken (Reuters)

Husam İytani

Bildiğimiz kadarıyla Donald Trump'ın önümüzdeki kasım seçimlerinde kazanması halinde, bir sonraki başkanlık dönemi tarihi olacak. Amerika Birleşik Devletleri, sonuçları ve felaketleri konusunda uyarıda bulunanların sayısının, kazanımlarını ve açacağı ufukları müjdeleyenlerin sayısından az olmadığı yeni bir döneme girecek.

Gelecek dönemin müjdelediği "ütopya" ve "distopya" birleşiminin, ABD'deki kültür savaşının yeniden başlaması dışında ana bileşenlerinden hiçbiri henüz ortaya çıkmadı. Trump'ın birçok röportaj ve konuşmasında açıkça dile getirdiği intikam ve muhaliflerin peşine düşme duyguları, Cumhuriyetçi Parti'nin tamamına yayılacak ve bunların, Trump'ın düşmanlarını ve çeşitli kesimlerden muhaliflerini hedef alan genel bir politikaya dönüşmesi pek uzak bir olasılık değil. Hele de 2020'deki "seçim zaferinin çalındığı" anlatısına eklenen başarısız suikast girişiminin yarattığı "mağduriyet" ile silahlanmış olduğu göz önüne alınırsa.

Ancak Trump'ı (hayali) çalınmış zaferinden mahrum bırakanlardan alınacak intikam, ABD'nin tanık olabileceklerinin yalnızca bir yönü. Eski başkanın herhangi bir bağlantısının bulunmadığını söylediği "Proje 2025", bir sonraki Trump yönetiminin ajandası olarak bir kez daha Amerikan medyasında ön plana çıkıyor. Beklenen Trump yönetiminin, bu projede, ABD'nin en azından son 50 yıldır bildiği yönetim sisteminden pek çok açıdan farklı bir tür yönetim sistemi kurmaya yönelik adımlar bulacağı söyleniyor. Bilinenlere göre proje, katı muhafazakâr Hıristiyan topluluğunun değerlerinin güçlendirilmesi, göç ve hükümetin sosyal harcamaları konusunda sert tutumlar benimsenmesi çağrısında bulunuyor. Bu, bazı gözlemcilerin toplumdaki çeşitlilik ve milyonlarca Amerikalıya çocuklarının eğitiminde destek veren ve sağlık hizmetleri sunan kamu sektörü kurumlarının kaderine yönelik korkularını ifade etmelerine neden oldu.

Projenin ve içerdiği darbenin uygulanması, ABD'nin geleceğinin işaretleridir ve kaçınılmaz değildir. Aynı şekilde kamuoyu yoklamalarında açık bir şekilde önde olmasına rağmen, Trump'ın zaferi de öyle. Bununla birlikte, ABD’de ne meydana gelen değişikliklerin ne de bunların ekonomik ve dolayısıyla siyasi yansımalarının ivmesi yavaşlayacak gibi görünmüyor.

Trump'ın birçok röportaj ve konuşmasında açıkça dile getirdiği intikam ve muhaliflerin peşine düşme duyguları, Cumhuriyetçi Parti'nin tamamına yayılacak ve bunların Trump'ın düşmanlarını hedef alan genel bir politikaya dönüşmesi, pek uzak bir olasılık değil.

Trump'ın başkan yardımcısı adayı olarak James D. Vance'i seçmesi, anlam bakımından zengindir. Trump'ınkinin tam tersi gibi görünen bir geçmişe sahip olan, ABD'deki beyazların en yoksul kesimlerinin birinden gelen, üniversite harçlarını ödeyebilmek için ABD Silahlı Kuvvetleri'ne katılan Vance’in, gayrımenkul geliştirici, iş adamı ve televizyon yıldızı, kendi işini kurmak için babasının servetinden yararlanan, o yıllarda zenginlerin oğullarından akranları gibi Vietnam'da askerlik hizmetinden kaçan Trump ile hiçbir ortak yanı yokmuş gibi görünebilir.

Ancak ikinci bir bakış, seçimin, Trump'ın siyasi varisinden istedikleriyle tamamen tutarlı olduğunu gösteriyor; sosyal ve politik radikal yaklaşımın sürdürülmesi, çevre projelerinin başarısızlığı ve bunların Amerikalılara yüksek maliyetinin açığa çıkmasının yarattığı atmosferden yararlanılması. Vance'in, "nükleer silahlara sahip ilk İslamcı ülke" olarak nitelendirdiği İngiltere ile ilgili açıklamasından da anlaşılacağı gibi, yurtdışındaki müttefiklere ABD'nin temel politikaları çerçevesinde kalmaları yönünde baskı yapılması.

Trump'ın ilk dönemindeki politikalarına yönelik yaygın itirazları ifade etmesine rağmen Demokratların 2020'deki zaferinden tam olarak yararlanılamadığı aşikâr. Bunun nedenleri arasında şunlar sayılabilir; Demokrat kampta kimlik politikalarının kökleşmesi. Atlantik ve Pasifik kıyılarındaki kent merkezleri ile 1990'larda sanayi merkezlerinin sökülmesinden bu yana yaşadığı zarar ve sorunlara çözüm bulunmayan sağcı Hıristiyan yönelimli endüstriyel kırsal iç kesimler arasındaki bölünmenin derinleşmesi. Bu zararlar, Demokrat yönetimler altında uyuşturucunun, özellikle de afyon bazlı uyuşturucuların yayılması gibi bir takım yıkıcı olgularla kendini gösterdi.

Yine nedenler arasında Başkan Joe Biden'a hâkim olan, Rusya, Çin ve onlarla ittifak halindeki Avrupa aşırı sağına bağlı otoriter rejimlerin yükselişi karşısında, kendisini Batı demokrasisinin tek kurtarıcısı olarak görme yanılsaması da var. Buna bir de Biden ve yönetiminin Gazze savaşında İsrail'e yönelik taraflı performansı ve bunun birçok Arap ve Müslüman seçmenin İsrail'e aşırı desteği sebebiyle, Demokratlardan uzaklaşmasına yol açması ekleniyor. ABD’de yüzeyin altında, haber ağlarının ve son dakika haberlerinin ilgi odağı olmaktan uzak alanlarda olup bitenler, bu ülke ile birlikte dünyanın büyük bir kısmının geleceğini şekillendiriyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



Amerika Irak'ın yeniden büyük olmasını istiyor

Savaya, son seçimlerde ABD Başkanı Donald Trump'ın kampanyasını destekledi (Instagram)
Savaya, son seçimlerde ABD Başkanı Donald Trump'ın kampanyasını destekledi (Instagram)
TT

Amerika Irak'ın yeniden büyük olmasını istiyor

Savaya, son seçimlerde ABD Başkanı Donald Trump'ın kampanyasını destekledi (Instagram)
Savaya, son seçimlerde ABD Başkanı Donald Trump'ın kampanyasını destekledi (Instagram)

ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, misyonunun Bağdat ile Washington arasındaki güveni yeniden inşa etmeye odaklandığını vurgulayarak, iki ülke arasındaki ilişkinin her iki halkın da çıkarlarına hizmet eden doğrudan ve dürüst bir iletişim gerektirdiğini belirtti.

Savaya dün yaptığı basın açıklamalarında, "ABD'nin Irak'ta bir gündem dayatmayı değil, kendi egemen kararlarını alabilecek bağımsız bir hükümeti desteklemeyi amaçladığını" söyledi. Savaya, amacının, bölgesel çatışmalardan uzak, ABD'nin gerçek bir ortağı olabilecek istikrarlı ve müreffeh bir Irak sağlamak için tüm siyasi, dini ve ekonomik taraflarla birlikte çalışmak olduğunu söyledi.

Elçi, Irak'ın muazzam bir insani ve ekonomik potansiyele sahip olduğunu, doğru yatırımlar yapılırsa Ortadoğu'da bölgesel kalkınma ve istikrar merkezi haline gelebileceğini belirtti. "Irak'ı yeniden büyük yapmak" istediğini ifade etti.


Trump: Malezya'da Tayland ve Kamboçya arasında barış anlaşması imzalayacağız

ABD Başkanı Donald Trump, Katar'da aktarma yapan Air Force One uçağında basın mensuplarına konuşuyor (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Katar'da aktarma yapan Air Force One uçağında basın mensuplarına konuşuyor (Reuters)
TT

Trump: Malezya'da Tayland ve Kamboçya arasında barış anlaşması imzalayacağız

ABD Başkanı Donald Trump, Katar'da aktarma yapan Air Force One uçağında basın mensuplarına konuşuyor (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Katar'da aktarma yapan Air Force One uçağında basın mensuplarına konuşuyor (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social'da yaptığı paylaşımda, Malezya'da bugün Tayland ile Kamboçya arasında bir barış anlaşmasının imzalanacağını duyurdu.

Truth Social'da yaptığı paylaşımda Trump şu ifadeleri kullandı: “Kamboçya ve Tayland arasında gururla arabuluculuk yaptığım büyük Barış Anlaşmasını imzalamak üzere Malezya'ya gidiyorum. Ne yazık ki, Tayland Kraliçesi annesi vefat etti. Tayland'ın büyük halkına başsağlığı diliyorum. Uçağımız indiğinde, onların harika Başbakanını göreceğim. Bu önemli etkinliğe herkesin katılabilmesi için, varır varmaz Barış Anlaşmasını imzalayacağız. Yakında görüşürüz! Başkan DJT”

Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) zirvesine katılmak üzere Kuala Lumpur'a giden Trump, “Vardığımız anda barış anlaşmasını imzalayacağız” dedi.

Trump, Temmuz ayında 40'tan fazla kişinin hayatını kaybettiği sınır çatışmalarının ardından iki ülke arasında ateşkes sağlandı.


PKK: Abdullah Öcalan’ın onayıyla Türkiye’deki tüm güçlerimizi geri çekiyoruz

PKK: Abdullah Öcalan’ın onayıyla Türkiye’deki tüm güçlerimizi geri çekiyoruz
TT

PKK: Abdullah Öcalan’ın onayıyla Türkiye’deki tüm güçlerimizi geri çekiyoruz

PKK: Abdullah Öcalan’ın onayıyla Türkiye’deki tüm güçlerimizi geri çekiyoruz

PKK, “Barış ve Demokratik Toplum” sürecini ikinci aşamaya taşımak için Türkiye’deki güçlerini geri çektiklerini duyurdu.

PKK, Türkiye’de devam eden “Barış ve Demokratik Toplum” adını verdikleri sürecin önünü açmak amacıyla attığı adımı Kandil’de bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı.

Açıklamada, PKK 12’nci Kongre kararları kapsamında ve Abdullah Öcalan’ın onayıyla Türkiye’deki tüm güçlerini geri çekmeye başladıklarını duyurdu. Açıklamada, 12. Kongre kararlarına bağlıyız. Bunların pratikleşmesi için hukuki ve siyasi yaklaşımlar gecikmeden gösterilmelidir vurgusu yapıldı.