İsrail Refah sınır kapısının kontrolünü AB ve Filistinlilere devretmeyi düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
TT

İsrail Refah sınır kapısının kontrolünü AB ve Filistinlilere devretmeyi düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)

Bilgi sahibi kaynaklara göre İsrailli yetkililer Gazze'deki Refah sınır kapısının kontrolünü Avrupa Birliği ve Filistinlilere devretmeyi düşünüyor.

Bloomberg'in aktardığına göre kaynaklar, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun İsrail'in sınır kapısının kontrolünü devretmesi fikrini reddetmesine rağmen, İsrailli yetkililerin Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri ile teklif hakkında görüşmelerde bulunduğunu söyledi.

Hassas görüşmelerle ilgili olarak adlarının açıklanmaması koşuluyla konuşan kaynaklar, teklifin onaylanması halinde, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmanın sona ereceğine ve harap olmuş Filistin topraklarına daha fazla yardım ulaştırılmasına olanak sağlayabileceğini belirtti.

Bu müzakereler, AB'nin Filistinli siviller üzerindeki baskıyı hafifletmek ve savaşı durdurmaya yardımcı olmak amacıyla yeniden başlattığı diplomatik çabaların önemini ortaya koyuyor.

AB aylardır ateşkes çağrısında bulunuyor ancak Hamas'ı yok etmeye çalışan İsrail hükümeti üzerinde çok az etkisi oldu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye AB, Hamas'ın Gazze Şeridi'nin kontrolünü ele geçirdiği 2007 yılından önce geçidin işletilmesine yardımcı olmuştu.

Netanyahu, "İsrail, ne yaparsa yapsın Hamas'ın sınırları yeniden ele geçirmesine izin vermeyecek" dedi. Hükümeti ise İsrail kuvvetlerinin, geçiş noktasının yakınında ve Gazze ile Mısır arasındaki sınır boyunca kalması konusunda ısrar ediyor.

Netanyahu, perşembe günü Refah'a yaptığı ziyaretin ardından, Philadelphia koridorunun ve Refah geçişinin kontrolünün “gelecek için hayati önem taşıdığını” vurguladı.

İsrail ordusu, mayıs ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine askeri operasyon düzenleyerek Refah geçişinin kontrolünü Filistin tarafının elinden aldı ve Gazze ile Mısır arasındaki sınır boyunca toplam 14 kilometrelik (8,7 mil) Philadelphia Koridoru olarak adlandırılan bölgenin tamamına kuvvetlerini konuşlandırdı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Dışişleri, Göç ve Yurtdışındaki Mısırlılar Bakanı Bedr Abdulati perşembe günü, İsrail güçlerinin Filistin'in Refah kentinden çekilmesi ve Filistin Yönetimi'nin Refah geçişini işletmesi gerektiğini vurguladı.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP