Trump'ın Irak asıllı kampanya danışmanı Alina Habba kimdir?

Daha önce moda sektöründe çalışan Habba ‘Başkanın sesi’ olmayı planlıyor

Alina Habba, Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongresi'nin son gecesinde bir konuşma gerçekleştirdi. (AP)
Alina Habba, Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongresi'nin son gecesinde bir konuşma gerçekleştirdi. (AP)
TT

Trump'ın Irak asıllı kampanya danışmanı Alina Habba kimdir?

Alina Habba, Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongresi'nin son gecesinde bir konuşma gerçekleştirdi. (AP)
Alina Habba, Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongresi'nin son gecesinde bir konuşma gerçekleştirdi. (AP)

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın avukatı ve hukuk sözcüsü olan Alina Habba, Cumhuriyetçi adayın kasım ayında Beyaz Saray'a dönmesine yardımcı olacağını umduğu kilit bir rolle kısa süre önce yeniden ortaya çıktı.

Habba şu anda Trump'ın seçim kampanyasında kıdemli danışman olarak görev yapıyor. Bu terfi, geçtiğimiz birkaç yıl içinde eski başkanın ekibindeki yasal rolü nedeniyle ülke çapında tanındıktan sonra geldi.

Habba Fox News'e verdiği son röportajda, Trump'ın kongre salonuna alkışlar ve tezahüratlar arasında girerken yaralı kulağına bandaj takması karşısında ne hissettiği sorulduğunda şunları söyledi: “Sanırım bunu tanımlayacak en iyi kelime 'duygulanmak'... Bence Amerika bugün Başkan Trump'ın farklı olduğunu görebiliyor.”

Habba sözlerine şöyle devam etti: “Hayatım boyunca bunu yaşayacağımı ve bırakın yaşamayı 'Bu benim arkadaşım' diyeceğimi hiç düşünmemiştim... Bu benim için çok zordu. Acı verici ama bundan gurur duyuyorum.”

Donald Trump'ın avukatı Alina Habba, Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongresi'nin dördüncü gününde konuşuyor.(AP) Donald Trump'ın avukatı Alina Habba, Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongresi'nin dördüncü gününde konuşuyor. (AP)

Terfisini ‘büyük bir onur’ olarak nitelendiren Habba, bunun kendisine bir anne olarak ülke çapında kadınlar için önemli olan konuları tartışma fırsatı sağlayacağını söyledi.

Hâlihazırda dahil olduğu davaları gerekçe göstererek Cumhuriyetçi adayın avukatı olarak görevlerini yerine getirmeye hâlâ hazır olduğunu, ancak artık çok çeşitli konularda konuşmak üzere ‘Başkan Trump'ın sesi’ olmayı planladığını belirtti.

 Donald Trump'ın avukatı Alina Habba, Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongresi'nin dördüncü günü hazırlıkları sırasında sahneye çıktı. (AFP)Donald Trump'ın avukatı Alina Habba, Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongresi'nin dördüncü günü hazırlıkları sırasında sahneye çıktı. (AFP)

Alina Habba kimdir?

40 yaşında olan Habba, tanınmayan bir avukat iken ABD'nin eski başkanını en kişisel ve yüksek riskli davalarında temsil etmeye kadar yükseldi.

1980'lerin başında Irak'tan kaçan Keldani Katolik bir ailenin çocuğu olarak ABD'nin New Jersey eyaletinde doğdu.

Üniversiteden mezun olduktan sonra moda sektöründe çalışmaya başladı ve ABD'nin önde gelen markalarından Marc Jacobs için çalıştı. Habba modayı, özellikle de benzersiz ve kişisel bir şekilde tasarlanmış kıyafet ve çantaları çok seviyor. Ancak kariyeri için bu dünyadan uzaklaşmak istemiş olacak ki, sektörde geçirdiği yılların ardından üniversiteye geri dönen Habba, 2010 yılında Pensilvanya'daki Widener Üniversitesi'nden hukuk diploması aldı.

Trump'ın avukatı Alina Habba Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongresi'nin dördüncü gününde konuşma yapmak üzere sahneye gelirken (AFP) Trump'ın avukatı Alina Habba Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongresi'nin dördüncü gününde konuşma yapmak üzere sahneye gelirken (AFP)

Bir avukat olarak parlaması

Habba, New Jersey Yüksek Mahkemesi Yargıcı Eugene Cody Jr. için kısa bir süre hukuk katipliği yaptı. Ardından 2020 yılında kendi hukuk firmasını kurmadan önce birkaç yıl çalıştığı özel hukuk bürosuna girdi.

Habba, Şarku’l Avsat’ın internet sitesinden aktardığı bilgiye göre şu anda Habbe Madaio & Associates LLP'nin yönetici ortağı. İnternet sayfasındaki bilgilere göre Habba, dava, kurumsal oluşum, ticari gayrimenkul, aile hukuku, finansal hizmetler ve inşaatla ilgili konularda deneyime sahip.

Trump’ın ekibine katılması

Üç çocuk annesi olan Habba, eski ABD başkanının hukuk ekibine 2021 yılında, hukuk bürosunun da bulunduğu Bedminster, New Jersey'deki bir kulüpte tanıştıktan sonra katıldı.

Halen 2020 seçim yenilgisinin etkisinde olan ve giderek artan bir dava yığınıyla karşı karşıya kalan eski başkan Trump, daha yüksek profilli avukatı olarak hizmet vermesi için onu nispeten küçük hukuk bürosundan aldı.

O zamandan beri Habba -eski başkanın diğer temsilcilerinden daha fazla- onun en çok konuşulan avukatı olarak ortaya çıktı. Çalışkanlığıyla kısa sürede milyarder Trump’ın övgüsünü kazandı.

Habba, diğer davaların yanı sıra, The New York Times ve yeğeni Mary Trump'a karşı açtığı 100 milyon dolarlık davada Trump'ı temsil etti. Habba, şu anda New York'taki bir dolandırıcılık davasında Trump’ı savunuyor.

Trump'ın baş hukuk asistanı olarak ortaya çıktığından beri Trump'ın yörüngesine daha da girmiş durumda olan Habba’nın, New Jersey ve Florida'daki kulüplerde sık sık boy gösterdiği biliniyor.

Habba, şubat ayındaki doğum gününde eski başkanın yanında otururken çekilmiş bir fotoğrafını sosyal medya üzerinden paylaştı.

Habba aynı zamanda Trump'ın yeniden seçilmesini destekleyen siyasi eylem komitesi MAGA Inc'in de kıdemli danışmanı olarak görev yapıyor. Şarku’l Avsat’ın ABC News'ten aktardığına göre, grupla yaptığı çalışmalar için kendisine 3,5 milyon dolardan fazla ödeme yapıldı.

Aile hayatı

Habba şimdiye kadar aile hayatını gizli tutmayı başardı. Ancak Bloomberg'e göre 2020'de Greg Rubin ile evlendiğini biliyoruz. Basında çıkan haberlerde Rubin'in ticari gayrimenkul yatırımcısı ve New York'ta bir park yönetim şirketinin kurucusu olduğu belirtiliyor.

Habba, geçtiğimiz kasım ayında New York Post'a verdiği demeçte, dokuz yaşında bir oğlu ve yedi yaşında bir kızı olmak üzere üç çocuğu olduğunu söyledi. Üçüncü oğlu ise ilk evliliğinden olan 15 yaşında bir genç.

Trump'ın savunma ekibinden Avukat Alina Habba (Getty Images)Trump'ın savunma ekibinden Avukat Alina Habba (Getty Images)

Eric Trump'ın yakın arkadaşı

ABD medyası Habba'nın Donald Trump'ın oğlu Eric'in yakın arkadaşı olarak görüldüğünü bildirdi. Habba ayrıca, Donald Trump Jr'ın nişanlısı Kimberly Guilfoyle ile de birkaç kez fotoğraflandı.



ABD’nin Venezuela ablukası, Çin - Tayvan gerginliğine nasıl yansır?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)
TT

ABD’nin Venezuela ablukası, Çin - Tayvan gerginliğine nasıl yansır?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki tankere el koyup limanları ablukaya almasıyla gerginlik tırmanırken, analistler bu hamlelerin olası Tayvan işgalinde Çin'in elini güçlendirebileceğine dikkat çekiyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela limanlarında yaptırıma tabi tankerlere tam abluka uygulanması talimatını salı günü vermişti.

Reuters'a konuşan uzmanlar, Pekin yönetiminin Tayvan'ı ablukaya alması durumunda Venezuela'daki hamleleri Washington'a karşı koz olarak kullanabileceğini belirtiyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Demokrasileri Savunma Vakfı'ndan Çin uzmanı Craig Singleton şunları söylüyor:

ABD, Venezuela'daki siyasi yapıyı değiştirmek için abluka uyguluyor, Çin de bundan hareketle sözümona güvenlik gerekçesiyle Tayvan'a karşı zorlayıcı önlemler alabilir.

Singleton, ABD'nin olası Tayvan işgaline karşı uluslararası kamuoyunu harekete geçirme kabiliyetinin Venezuela politikası nedeniyle zayıflayabileceğine dikkat çekiyor.

Trump, 11 Aralık'taki açıklamasında Venezuela açıklarında petrol taşıyan bir tankere el koyduklarını duyurmuştu. Beyaz Saray, Skipper adlı tankerin "yasadışı petrol taşımacılığı" yaptığını öne sürmüştü.

Venezuela lideri Nicolas Maduro ise tankerin ülkeden çıkarılan 1 milyon 900 bin varil petrolü taşıdığını belirterek ABD'nin hamlesini "hırsızlık ve korsanlık" diye nitelemişti. 

Venezuela ham petrolünün en büyük alıcısı olan Çin de Karayipler'deki gerginlikte Karakas yönetimini destekledi. Pekin'den dün yapılan açıklamada "tüm tek taraflı ve zorbaca eylemlere karşı olunduğu, ülkelerin egemenliklerini ve ulusal haysiyetlerini savunmalarının desteklendiği” bildirildi.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'ndan Isaac Kardon da Çin'in Venezuela'daki mevcut durumu, Tayvan'ı destekleyen küresel bir koalisyon kurulmasını engellemek için kullanabileceğini söylüyor.

Ayrıca Çin'in de benzer hamlelerle Tayvan limanlarından çıkan petrol ve doğalgaz tankerlerine el koyabileceğine işaret ediyor. Bunlara ek olarak ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı nedeniyle Tayvan Boğazı'nda oluşabilecek acil bir duruma zamanında müdahale edemeyebileceğini belirtiyor.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse Çin tehdidine karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda.

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 26 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 100'den fazla kişiyi öldürdü.

Independent Türkçe, Reuters, Guardian


Faşir katliamı: Kolombiyalı paralı askerler Londra’dan gönderilmiş

HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle Nisan 2023'te patlak veren iç savaş yüzünden 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç (AFP)
HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle Nisan 2023'te patlak veren iç savaş yüzünden 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç (AFP)
TT

Faşir katliamı: Kolombiyalı paralı askerler Londra’dan gönderilmiş

HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle Nisan 2023'te patlak veren iç savaş yüzünden 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç (AFP)
HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle Nisan 2023'te patlak veren iç savaş yüzünden 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç (AFP)

Sudan'da orduya karşı savaşan Hızlı Destek Kuvvetleri'ndeki (HDK) Kolombiyalı paralı askerlerin, Birleşik Krallık'ta (BK) kayıtlı bir şirket tarafından işe alındığı iddia ediliyor.

HDK militanları, ekimde düzenledikleri saldırılarda Faşir'deki Suudi Hastanesi'ni basıp 450'den fazla kişiyi öldürmüştü. 

Ülkenin batısındaki Darfur bölgesinin en büyük kentinde düzenlenen katliamda toplamda en az 60 bin kişi hayatını kaybetmişti.

Guardian'ın incelemesine göre katliamda rol oynayan Kolombiyalı paralı askerler, Londra'da kayıtlı bir şirket tarafından işe alındı.

Zeuz Global, ABD Hazine Bakanlığı tarafından bu ay yaptırım listesine alınan kişiler tarafından yönetiliyor.

Bu kişilerden biri Kolombiya ve İtalya pasaportlarına sahip Kolombiya ordusundan emekli subay Álvaro Andrés Quijano Becerra. Subayın eşi Claudia Viviana Oliveros Forero da yaptırım listesine alınmıştı.

Şirketin başındaki diğer isimse Kolombiya ve İspanya vatandaşı Mateo Andrés Duque Botero.

Duque ve Oliveros'un Zeuz Global'ı 10 bin sterlin (yaklaşık 573 bin TL) yatırımla 8 Nisan'da kurduğu belirtiliyor. Bundan üç gün sonra HDK militanları, Sudan'daki Zamzam Mülteci Kampı'na saldırı düzenlemiş, 1500'den fazla sivili katletmişti.

HDK, 13 Nisan'da kampın kontrolünün ele geçirildiğini açıklamıştı. Haberde, kampın Kolombiyalı paralı askerlere devredildiği, bu savaşçıların da Faşir katliamını planladığı aktarılıyor.  

Haberde, firmanın Tottenham'daki adresini ABD'nin yaptırımları açıkladığı 9 Aralık tarihinden sonra Londra merkezine taşıdığına dikkat çekiliyor. Şirkete ait iki adreste de otellerin yer aldığı ve bu işletmelerin Zeuz Global'la herhangi bir bağı olmadığını savunduğu belirtiliyor.

Gazete, BK'deki şirketlerin sicil kayıtlarını tutan devlet kurumlarından firmaya dair bilgi taleplerine yanıt alınamadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler Sudan Uzmanlar Paneli'nin eski üyesi Mike Lewis, BK'de kurulan paravan şirketlerin sayısının arttığına dikkat çekerek, "Spor salonuna kayıt yaptırmak BK'de firma kurmaktan daha zor" diyor.

Araştırmacı, Kolombiyalı paralı askerlerin HDK militanlarına drone ve uzun menzilli silah kullanmayı öğrettiğini, bunun Kuzey Afrika ülkesindeki iç savaşın gidişatını değiştirdiğini belirtiyor:

Sudan'daki savaş, güdümlü silahlar ve uzun menzilli insansız hava araçlarının her gün sivillerin ölümüne neden olduğu, yüksek teknolojinin kullanıldığı bir savaş. Bunların çalıştırılabilmesi için dışarıdan destek gerekiyor. Kolombiyalı paralı askerlerin operasyonunun bu dış yardımın önemli bir bileşeni olduğunu biliyoruz.

Kolombiyalı savaşçıların Sudan'daki rolü ilk kez geçen yıl ortaya çıkmıştı. Bogota merkezli medya kuruluşu La Silla Vacía'nın haberinde, 300'den fazla emekli askerin savaşmak üzere sözleşmeyle Sudan'a gittiği belirtilmişti. Bunun üzerine Kolombiya Dışişleri Bakanlığı özür dilemişti.

Independent Türkçe, Guardian, Sudan Tribune


ABD’de kurum isimleri Trump’laşırken tartışmalar büyüyor

ABD Başkanı Donald Trump, Washington'daki Kennedy Merkezi'nde (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Washington'daki Kennedy Merkezi'nde (AP)
TT

ABD’de kurum isimleri Trump’laşırken tartışmalar büyüyor

ABD Başkanı Donald Trump, Washington'daki Kennedy Merkezi'nde (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Washington'daki Kennedy Merkezi'nde (AP)

ABD merkezli Axios internet sitesi, Kennedy Merkezi Yönetim Kurulu’nun Washington’un önde gelen sanat kurumlarından birinin adına eski Başkan Donald Trump’ın isminin eklenmesi yönündeki tartışmayı gündeme taşıdı. Siteye göre kurul, merkezin adının “Trump–Kennedy Merkezi” olarak değiştirilmesi seçeneğini değerlendiriyor.

Axios’un değerlendirmesinde Trump’ın, kendisini devlet yönetiminin odak noktasına taşıyarak öncüllerinden ayrıldığı ifade edildi. Site, Trump’ın ticari imparatorluğunda ve kampanya çalışmalarında kullandığı marka yaklaşımını devlet projeleri ile kamusal alanlara da aktardığına dikkat çekti.

df
Washington'daki Kennedy Merkezi binası (Reuters)

Axios, Trump’ın ikinci dönem hazırlıklarında kişisel tanıtım amacıyla kullandığı bazı yöntemleri mercek altına aldı.

Washington'daki binaların isimlerinin değiştirilmesi

Kennedy Merkezi’nin adının değiştirilmesine ek olarak, bu ayın başlarında ABD Barış Enstitüsü’nün adı da ‘Donald Trump Barış Enstitüsü’ olarak değiştirildi.

Axios, Beyaz Saray’ın her iki yeni yapının da Trump’ın görev süresi boyunca yürüttüğü çabaları onurlandırmayı amaçladığını belirttiğini aktardı. Beyaz Saray yetkilileri ve Trump’ın kendisi, önceki yönetimler döneminde zor durumda olduklarını ileri sürdükleri bu iki kurumun ayakta tutulmasında Trump’ın belirleyici bir rol oynadığını vurguladı.

Binalardaki afişler

Trump’ın adının binalara verilmesine ek olarak, yönetimi eylül ayında Washington’daki birçok federal binayı Trump’ın fotoğraflarını taşıyan afişlerle donattı. Bu durum, yetki aşımı ve propaganda yapıldığı yönünde endişelere yol açtı.

Demokrat Senatör Adam Schiff’in ofisi tarafından yayımlanan bir rapora göre, Trump yönetiminin fotoğrafını ya da politikalarını içeren afişlerin hazırlanması için vergi mükelleflerinin parasından 50 bin dolar kullandığı öne sürüldü. Raporda, Tarım, Çalışma ile Sağlık ve İnsan Hizmetleri bakanlıklarının da benzer afişler astığı belirtildi.

Milli Park giriş kartları

ABD İç Güvenlik Bakanlığı, kasım ayında 2026 yılına ait America the Beautiful ulusal park giriş kartını tanıttı. ABD’nin kuruluşunun 250. yıl dönümü dolayısıyla hazırlanan kartta, George Washington ile Donald Trump’ın fotoğraflarının yan yana yer aldığı bildirildi.

Ancak çevreyi koruma alanında faaliyet gösteren bir grup, kartta başkanın fotoğrafının kullanılmasının federal yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yönetime karşı dava açtı. Davada, 2004 tarihli Federal Arazilerde Rekreasyonu Teşvik Yasası uyarınca giriş kartlarında, Ulusal Parklar Vakfı tarafından düzenlenen yıllık fotoğraf yarışmasını kazanan eserin yer alması gerektiği vurgulandı. Söz konusu programın, kamu arazilerinin yönetimine milyonlarca dolar gelir sağladığı kaydedildi.

asdfr
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

Biyolojik Çeşitlilik Merkezi İcra Direktörü Kieran Suckling yaptığı açıklamada, “Ulusal parklar kişisel tanıtım için bir fırsat değildir” dedi.

Axios, Trump’ın doğum gününde (aynı zamanda Bayrak Günü’ne denk geliyor) ulusal parklara ücretsiz giriş uygulanacağını açıklamasından kısa süre sonra söz konusu davanın açıldığına dikkat çekti.

Trump hesapları

Trump yönetimi, 2025-2028 yılları arasında doğan çocuklara sahip ebeveynlerin, Hazine Bakanlığı’ndan bin dolar alınarak ‘Trump hesaplarına’ yatırılması yönündeki başvurularını işlemeye başladı.

Bu plan, Trump’ın daha fazla Amerikalıyı hisse senedi piyasasına çekmeyi ve düşük gelirli Amerikalılar için servet edinme fikrini güçlendirmeyi amaçlayan daha geniş kapsamlı çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Aynı zamanda Trump’a, bu girişimi ‘kişisel bir başarı’ olarak tanıtma imkânı da sağlıyor.

sdfrg
ABD Başkanı Donald Trump, bir başkanlık kararnamesini imzalarken. (EPA)

Yönetim, vergiden muaf tasarruf ve yatırım hesaplarının, uygun şartları taşıyan her Amerikalı çocuk için ‘emanet fonları’ oluşturmayı hedeflediğini belirtiyor.

Trump altın kartı

Trump yönetimi, bu ayın başlarında ‘Trump Altın Kartı’ için başvuruları kabul etmeye başladı. Yeni kart, ABD İç Güvenlik Bakanlığı’na 15 bin dolar ücret ödeyen ve onaylanmaları halinde ilave 1 milyon dolar katkı sağlayan başvuru sahipleri için göçmenlik işlemlerini hızlandırıyor. Kartta, Trump’ın fotoğrafının yanı sıra Özgürlük Heykeli ve kartal görselleri de yer alıyor.

Aynı dönemde yönetim, mülteciler, sığınmacılar ve düşük gelirli kişilerin ülkede ikamet imkânlarını kısıtlamaya yönelik politikalar izledi.