Pezeşkiyan'ın cumhurbaşkanlığının ötesinde değişen bir toplum ve durağan bir rejim

Piyasada tavuk ve yumurta yokken en fazla füzeye sahip olmanın anlamı nedir?

Yeni seçilen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Humeyni'nin türbesini ziyareti sırasında konuşma yaparken, 6 Temmuz 2024 (AFP)
Yeni seçilen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Humeyni'nin türbesini ziyareti sırasında konuşma yaparken, 6 Temmuz 2024 (AFP)
TT

Pezeşkiyan'ın cumhurbaşkanlığının ötesinde değişen bir toplum ve durağan bir rejim

Yeni seçilen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Humeyni'nin türbesini ziyareti sırasında konuşma yaparken, 6 Temmuz 2024 (AFP)
Yeni seçilen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Humeyni'nin türbesini ziyareti sırasında konuşma yaparken, 6 Temmuz 2024 (AFP)

Refik Huri

İran'da sıcak yazını serinleten bir esinti var. İktidarın yukarıdan dayatıldığı ve aşağıdan sandıktan çıkanlar ile renklendiği İslam Cumhuriyeti'nde hiçbir şey tesadüf değildir. Ne Veliyy-i Fakih ile vücut bulan teklik çatısı altında kökten dinci-ılımlı ikiliği, ne de halkın meşruiyetinin ilahi meşruiyetin hizmetinde olduğu kabul edilen meşruiyet ikiliği bir rastlantı değildir.

Bugün İranlıların belki de en çok ihtiyacı olan şey, bir kalp cerrahı olan Mesud Pezeşkiyan gibi birinin cumhurbaşkanlığını üstlenmesidir. Zira kökten dinci akım, ülkeyi bölgede ve dünyadaki önemli isimler nezdinde güçlü bir konuma ve önemli bir role taşıdı. Ülkede askeri güç oluşturmaya ve General Gulam Ali Raşid'in "yurtdışında bizi koruyan” ordular diye tanımladığı kolları silahlandırmaya odaklandı. General Raşid, “Yurtdışında bizi koruyan yedi ordu var. Bunlar, Suriye ordusu, Haşdi Şabi, Hizbullah, Hamas, İslami Cihat, Husiler, Zeynebiyyun ve Fatimiyyun’dur” demişti

İran’da füze ve insansız hava araçlarının üretimi o kadar yoğundu ki, bunlardan direniş eksenindeki gruplara dağıtıldı ve Ukrayna'daki savaş için Rusya'ya verildi. Sovyet lideri Nikita Kruşçev'in "sosis gibi" füze üretme sözü, sanki İslam Cumhuriyeti tarafından gerçekleştiriliyor gibiydi. Ancak askerî açıdan güçlü olan ve Gazze savaşında “arenalar birliği” stratejisini yürüten İran, ekonomik olarak yorgun ve en azından başörtüsünün altından saçının bir tutamı göründüğü gerekçesiyle Ahlak Polisi tarafından tutuklanan Mahsa Amini adlı genç kızın ölümünden beri sosyal olarak sıkışmış durumda. Amini’nin ölümü üzerine kısıtlamaları protesto etmek amacıyla “Kadın, Yaşam, Özgürlük” sloganıyla tüm bölgelere yayılan gösteriler şiddetle karşılandı. Dahası Tahran'da bir çift, Azadi Kulesi önünde dans etti ve "fesat yaymak, ahlaksızlığa teşvik etmek ve ulusal güvenliği bozmak" suçlamasıyla 10 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Hatta Tahran Üniversitesi'nde siyaset bilimi alanında uzman olan Sadık Ziba Kelam, "Seni neden tutuklamıyorlar, peki sonunda ne olacak" başlıklı yeni kitabını imzalamak için kitap fuarına giderken polis tarafından tutuklandı.

Tüm bunların nedeni, İslam Devrimi'nin öncüsü İmam Humeyni’nin, anayasada bir metinle bu konuyla görevlendirilen Devrim Muhafızları'nın eliyle sadece rejimi korumak, güçlendirmek ve bölgede devrimi yaymak derdinde olmasıydı. Hatta bazı yardımcıları, insanların fiyatların yüksek olmasından şikayetçi olduğunu söyleyince o, "Bu devrim, karpuz fiyatıyla ilgilenmek için yapılmadı" şeklinde yanıt vermişti.

Mevcut Dini Lider Ali Hamaney de "rejimi ortadan kaldırma girişimlerinin, zenginliklerle dolu önemli bölgeyi Batı'nın pençesinden uzaklaştıran İslam Cumhuriyeti'nin bölgesel rolünden kaynaklandığına" inanıyor. “İran, halkının gücünden korkan ve bunu seçimlerde gören” düşmanlara yanıt vermek için her zaman seçimlerde seçmen katılımının yüksek olmasını talep ediyor. Bu nedenle oy oranını yükseltmek için kimseyi korkutmayan ılımlı bir kişinin, Mesud Pezeşkiyan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmasına izin verildi. Ne Ali Laricani ne de onun gibileri Anayasa Koruma Konseyi'nin onayından geçemedi ama Pezeşkiyan’ın başarısı Hamaney'in iki şekilde kullanabileceği bir sürprizdi; birincisi, Dini Lider'in geçtiğimiz günlerde İran'ın en büyük sorunu olduğunu itiraf ettiği ekonomiye odaklanmak. İkincisi ise özellikle kadınlara dönük kısıtlamaları hafifleterek toplumsal gerilimi azaltmak. Bu aşamada İran projesine hizmet eden bu sonucun “mimar”ının Hamaney olduğuna inananlar var.

Nasıl mı? Dini Lider'e yakın olan ve ekonomiyi daha da zayıflatacak fikirlere bağlı olan rakip köktendinci aday Said Celili, her şeyden önce her türlü nükleer anlaşmaya karşı çıkıyor. İkincisi, yaptırımların kaldırılması için Batı ile müzakere yapmayı reddediyor ve yaptırımları İran için bir "gereklilik ve fayda" olarak görüyor, çünkü yaptırımlara karşı direniş "alternatif bir ulusal sanayinin kurulmasına” ve aynı zamanda İran'ın Çin ve Rusya ile stratejik ilişkiler kapısının açılmasına katkıda bulundu.Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre Pezeşkiyan'ın programı ise ekonomik yaptırımların hafifletilmesi için Batı ile müzakere etmeyi içeriyor ve ekonomik zayıflığın ana nedeninin idari yolsuzluklarla birlikte yaptırımlar olduğuna inanıyor. Piyasada tavuk ve yumurta yokken en fazla füzeye sahip olmanın anlamı nedir? Sovyetler Birliği'nin iki ekonomik ayağı kilden bir nükleer dev olması ve bunun, çöküşüne neden olması herkes için bir ders değil mi? Yaşamın sıradan meseleleri üzerinde sıkı kontrol olmadan toplum neden bir nefes almasın?

Elbette bu, Devrim Muhafızları'nın ve Komutanı General Hüseyin Selami'nin mantığı değil. Selami devrimi ihraç etmekle övünerek şöyle diyor; “Zaman geçtikçe devrimin coğrafyası genişliyor ve düşmanların nefes alma alanı daralıyor. Güçlerimiz devrimci bir ruhla gücünü artırarak güç dengesini bozmaya çalışmayı öğrendi, bu da düşmanları yenmenin bir unsuru haline geldi. Aksa Tufanı, İsrail'in erken çöküşünün ilk aşamasıdır." Eski dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif'in de itiraf ettiği gibi, Devrim Muhafızları'nın istediği ve ısrar ettiği şey "diplomasinin sahanın hizmetinde çalışmasıdır", sahanın diplomasinin hizmetinde çalışması değil. Bu konuda Hamaney'in odaklandığı örnek, merhum şair Muhammed Taki Bahar'ın en sevdiği şiirinin şu mısralarıdır: “Çivi sağlamlığı ve kararlılığı ile insanlığa örnek olmayı hak eder. Ne zaman kafasını ezmeye çalışsalar, o yerinde kalır ve sabitleşir."

Ancak Brookings Enstitüsü'nden Susan Maloney'e göre, İran'ın stratejisinin bir parçası olan dışarıdaki huzursuzluk ve krizlerden yararlanmak, ülke içinde kaosu engellemiyor. İran asıllı Amerikalı Uzman Karim Sadjadpour, "İran rejiminin 43 yıl boyunca hiçbir zaman şu an olduğundan daha zayıf görünmediğine" inanıyor. Küresel Değişim Enstitüsü'nden Kasra Aarabi ise "İran'daki ruh halinin devrimci olduğunu ve yetkililerin protestocuları bastırabileceğini ancak devrimci ruh halini bastıramayacağını" belirtiyor.

Pezeşkiyan’ın cumhurbaşkanlığı ne anlama gelirse gelsin, iktidar ve güç Dini Lider'in elinde ve Cumhurbaşkanı da Dini Lider’in çatısı altında çalışacağını açıkladığı için köklü değişim seçim sonuçlarının dahilinde değil. Bölünme artık " spiritüalist militan bilimsel birlik" ile “ruhani militan alimler birliği arasındaki farkla sembolize edilmiyor. Kırk yıllık devrim, iktidar ve mollaları Hüseyniyatlar yerine devlet makamlarında görmenin ardından, toplum rejimden farklı hale geldi. Uzmanlar toplumun çoğulcu, dinamik ve karmaşık olduğunu söylüyor. Rejim ise tek taraflı, katı ve karmaşık. Tehran Times'ın genel yayın yönetmeni Muhammed Sarfi, "Reformist ile muhafazakâr arasındaki ayrım artık gerçeği yansıtmıyor" diyor. Buradaki ironi şu ki, halk rejimi, dini söylemin dışında var haliyle anlamaya başlarken, rejim ve onun içindeki akımlar, halkı anlayamıyor.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.



Amerikan-Rus uzay mürettebatı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda sekiz aylık göreve başladı

Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)
Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)
TT

Amerikan-Rus uzay mürettebatı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda sekiz aylık göreve başladı

Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)
Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)

Üç kişilik Amerikan-Rus mürettebat, dün bir Rus uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatıldıktan sonra görevlerine başladı.

Rus Soyuz MS-28 uzay aracı Kazakistan'daki Baykonur Uzay Üssü'nden saat 04:27'de fırlatıldı.

Uzay aracında NASA astronotu Chris Williams ve iki Rus meslektaşı Sergey Mikaev ve Sergey Kud-Sverchkov bulunuyordu. Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre uzay aracı Uluslararası Uzay İstasyonu'na başarıyla kenetlendi.

Jcjc
Soyuz MS-28 uzay aracı, Rusya'nın Kazakistan'daki Baykonur Uzay Üssü'nden Uluslararası Uzay İstasyonu'na bir keşif gezisi için fırlatılırken... 27 Kasım 2025 (Reuters)

Üç astronotun yörünge istasyonunda yaklaşık sekiz ay geçirmesi bekleniyor. NASA, fizikçi Williams ve askeri pilot Mikayev için bunun ilk uzay uçuşu olduğunu açıkladı. Kud-Sverchkov için ise bu, uzaya ikinci yolculuğu olacak.

Uluslararası Uzay İstasyonu’nda mürettebat, NASA astronotları Mike Fincke, Zena Cardman ve Johnny Kim, Japon Uzay Ajansı astronotu Kimiya Yui ve Rus kozmonotlar Sergey Ryzhikov, Alexey Zubritsky ve Oleg Platonov'a katılacak.

NASA, Williams'ın insan uzay keşiflerini ilerletmek ve dünyadaki yaşamın iyileştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla istasyonda bilimsel araştırmalar ve teknik deneyler yürüteceğini duyurdu.


Rusya, uzaktan kumanda için beyin çipleriyle donatılmış "biyo-dronlar" sürdü piyasaya

Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)
Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)
TT

Rusya, uzaktan kumanda için beyin çipleriyle donatılmış "biyo-dronlar" sürdü piyasaya

Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)
Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)

Devlet kurumları tarafından desteklenen önde gelen bir Rus nöroteknoloji şirketi, beyinlerine yerleştirilen sinir çipleri kullanılarak uzaktan kontrol edilebilen güvercin sürüsü geliştirmek için yeni bir proje açıkladı. GB News'e göre bu hamle Batılı istihbarat teşkilatları arasında yaban hayatının modern casusluk amacıyla kullanılma potansiyeli konusunda endişelere yol açtı.

Ulusal Teknoloji Girişimi ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu'ndan fon alan şirket, PJN-1 veya "Biyo-Drone" adlı prototipinin, kuşun beynindeki belirli bölgeleri uyararak operatörlerden uçuş komutları alabildiğini belirtti.

Şirket, sistemin elektronik aksamlar ve bir GPS takip ünitesi içeren küçük, güneş enerjisiyle çalışan sırt çantasına bağlı bir mikroçipe dayandığını açıklıyor. Teknisyenler, kuşun içgüdülerini etkileyen ve sanki kendi kararını veriyormuş gibi sağa veya sola doğru yön değiştirmesini sağlayan darbeler göndererek ona rehberlik ediyor.

Şirketin kurucusu Alexander Panov, bu teknolojinin diğer büyük kuşlara da uygulanabileceğini belirterek, "Şu anda güvercin kullanıyoruz, ancak sistemler daha ağır yükleri taşımak için kargaları, kıyı gözetimi için martıları veya geniş okyanus alanlarında uçuş yapmak için albatrosları kullanacak şekilde geliştirilebilir" dedi.

Şirket, tek bir kuşun önceden eğitim almadan günde 310 mil, haftada ise bin 800 milden fazla yol kat edebileceğini iddia ediyor. Ancak, beyne mikro elektrot yerleştirilmesinden kaynaklanabilecek herhangi bir ölüm oranı açıklanmadı. Bu işlem, yalnızca birkaç milimetrelik hata payına sahip, oldukça hassas bir cerrahi müdahale gerektiriyor.

Şirket tanıtım açıklamasında, "Biyodronik güvercin, kafasından çıkan ince bir tel ve elektronik bileşenleri içeren küçük bir sırt çantası dışında, sıradan bir güvercinden hiçbir farkı yok" diyerek, temel amacının sivil ve endüstriyel gözetim, arama kurtarma ve güvenliği artırmak olduğunu vurguladı.

Açıklamada, bu kuşların düşme olasılığının "doğal kuş düşme olasılığından farklı olmadığı, düşük" olduğu ve bu nedenle kullanımlarının "şehir içinde güvenli" olduğu belirtildi. Ayrıca, özellikle Moskova gibi büyük güvercin popülasyonlarına sahip Rus şehirlerinde, bu kuşların doğal ortamlarına kolayca uyum sağladıkları ve bu nedenle tespit edilmelerinin "neredeyse imkansız" olduğu belirtildi.

Ancak güvenlik uzmanları, bu teknolojinin, minyatür kameralar veya gelişmiş sensörler yerleştirilerek veya hatta ulaşılması zor yerlerde hassas bilgileri toplamak için platformlara dönüştürülerek gelişmiş casusluk operasyonları için kullanılma potansiyeli konusunda uyardı.

Şirketin projelerinin tartışmalara yol açması ilk kez olmuyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre daha önce de süt üretimini artırmak için ineklerin sinir sistemini manipüle etmeye çalıştığı iddialarıyla karşı karşıya kalmıştı. Rusya'nın ayrıca, deniz yollarını devriye gezmek, mayın döşemek ve su altı keşif görevleri yürütmek için yunusları eğitmek de dahil olmak üzere, hayvanları askeri amaçlarla kullanma konusunda uzun bir geçmişi var.


Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
TT

Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD’nin Cenevre’de Ukrayna ile üzerinde anlaşılan planın kriterlerini Rusya’ya teslim ettiğini açıkladı. Peskov, bu kriterlerin gelecek hafta Rus yetkililer tarafından değerlendirileceğini belirterek, Moskova’nın Ukrayna çözüm sürecine ilişkin görüşmeleri kamuoyu önünde yürütme niyetinde olmadığını söyledi.

Rusya’nın resmî kanalı RT’ye konuşan Peskov, ABD’nin özel elçisi Steve Whitkoff’un Rusya’yı ne zaman ziyaret edeceğine dair bilginin “uygun zamanda” açıklanacağını ifade etti ancak ayrıntıya girmedi.

ABD’li ve Ukraynalı müzakereciler geçtiğimiz pazar günü Cenevre’de, Washington’ın desteklediği yeni barış planı üzerine görüşmeler gerçekleştirmişti. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de salı günü, plan metninin Cenevre’de ABD ile birlikte hazırlandığını ve müzakere ekibiyle üzerinde çalıştığını belirtmişti.

Rusya’nın TASS haber ajansı çarşamba günü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önümüzdeki hafta Whitkoff ile görüşeceğini bildirdi. ABD Başkanı Donald Trump ise salı günü yaptığı açıklamada, özel elçisini Moskova’ya göndererek barış planı üzerinde son düzenlemeleri yapma umudu taşıdığını söylemişti.

Putin, dün yaptığı açıklamada, Ukrayna konusunda ortada resmî bir barış anlaşması taslağının bulunmadığını, sadece tartışılmak üzere sunulmuş bir dizi başlık olduğunu ifade etti. Ancak Rusya’nın ABD’nin ilk taslak niteliğindeki planını incelediğini belirten Putin, bu planın “ileride yapılacak anlaşmalar için bir temel oluşturabileceğini” söyledi.