Trump’ın seçim kampanyası, Kamala Harris'e saldırmak için strateji değiştiriyor

Başkan Yardımcısı’nı zayıflatmak için üç ayaklı bir plan

Cumhuriyetçi aday ve eski ABD Başkanı Donald Trump, Michigan'daki seçim mitinginde J.D. Vance'ın yanında duruyor. (Reuters)
Cumhuriyetçi aday ve eski ABD Başkanı Donald Trump, Michigan'daki seçim mitinginde J.D. Vance'ın yanında duruyor. (Reuters)
TT

Trump’ın seçim kampanyası, Kamala Harris'e saldırmak için strateji değiştiriyor

Cumhuriyetçi aday ve eski ABD Başkanı Donald Trump, Michigan'daki seçim mitinginde J.D. Vance'ın yanında duruyor. (Reuters)
Cumhuriyetçi aday ve eski ABD Başkanı Donald Trump, Michigan'daki seçim mitinginde J.D. Vance'ın yanında duruyor. (Reuters)

Cumhuriyetçi aday Donald Trump ve yardımcısı J.D. Vance'ın seçim kampanyası, adaylığı Başkan Joe Biden tarafından onaylanan ve çok sayıda Demokrat senatör tarafından desteklenen Kamala Harris'e saldırmak için büyük taktik değişiklikler yapmaya başladı.

Cumhuriyetçiler, Biden'ın yarıştan çekildiği haberini sevinç, coşku, korku ve hayal kırıklığı karışımı bir duyguyla karşıladı. Sevinç, Başkan Biden'ın partisinin güvenini kaybetmesi ve çekilmesi yönündeki baskı ve taleplere boyun eğmek zorunda kalması iken, korku ise 78 yaşındaki eski Başkan ve Cumhuriyetçi aday Donald Trump'tan daha aktif ve daha genç olan 59 yaşındaki Kamala Harris'in öne çıkarılacak olmasıydı. Zira böylece, Cumhuriyetçilerin Biden'ın yaşlılığına yönelik saldırısı, Demokratların Trump'ın yaşlılığına yönelik karşı saldırısına dönüştü. Yaşanan hayal kırıklığı ise Trump’ın seçim kampanyasının Biden'a saldırmaktan Kamala Harris'e saldırmaya geçmek için yeni politikalar, stratejiler, taktikler ve reklam kampanyası ile her şeye yeniden başlamak zorunda kalmasıydı.

Trump’ın seçim kampanyası yönetiminden yapılan ilk açıklamalarda, Kamala Harris'e karşı kazanmanın Başkan Biden'a karşı kazanmaktan daha kolay olduğu ve Biden'ın çekilmesinden sonra Demokratların yaptığı değişikliklerin Başkan Trump'ın bir sonraki başkanlık seçimlerini kazanma kabiliyetini değiştirmeyeceği belirtildi.

Trump'ın kampanyası, Biden'ın azalan yeteneklerine dikkat çekmeye devam edileceğini, bu nedenle ABD başkanlığı görevinden istifa etmesi gerektiğini vurguladı. Trump, Biden'ın çekildiğini açıklamasından dakikalar sonra Fox News'e verdiği demeçte, “O, Başkan olarak hizmet etmeye uygun değil. Size soruyorum, önümüzdeki beş ay boyunca ülkeyi kim yönetecek?” sorusunu yöneltti. Bu eğilim, Biden'ın görevine devam etmeye uygunluğu konusunda çok fazla tartışmaya kapı açıyor.

Harris'e saldırı planı

Trump-Vance kampanyası, Kamala Harris'e saldırmak için yeni bir strateji planlamaya başlarken, Başkan Biden'a karşı devam eden saldırıdan ise vazgeçmedi. Demokrat uzmanlar, Trump’ın seçim kampanyasının Harris'e yönelik saldırılarında ‘ırkçılık ve kadın düşmanlığı’ tonunun artacağını bekliyor.

New York Times, Trump'ın kampanya stratejisinin Kamala Harris'e karşı şüphe ve saldırı noktasında üç ana sütuna dayandığını belirtti. Bunların ilk ayağı olarak Trump, Kamala Harris'i Biden'ın izlediği politikaların bir uzantısı olarak, Başkan Biden'la bir tutmak istiyor. Kamala Harris’in Biden'dan daha aşırı olacağını söylemek bunun bir yansıması. Böylece Trump, kampanyasını yürütürken, Biden yönetimini suçladığı tüm başarısızlıklardan onu sorumlu tutacak. İster ekonomi ve yüksek enflasyon olsun, ister göçmenlik ve sınır güvenliğine yönelik zayıf politikalar olsun, ister Harris'in Kaliforniya Başsavcısı iken suçla mücadele alanındaki zayıf liberal sicili hakkında olsun, tüm bunlar Trump’ın ona karşı kullanacağı kozlar olarak karşımıza çıkıyor. Diğer taraftan J.D. Vance, X platformundaki bir paylaşımında şunları söyledi: “Harris, yolun her adımında Biden ile birlikteydi. Tüm bu başarısızlıkların sorumluluğunu o da taşıyor.”

csdfgrth
Kamala Harris, mart ayında Colorado'da seçim kampanyası kapsamında düzenlenen bir mitingde (AFP)

İkinci ayak ise Kamala Harris'in Başkan Biden'ın sağlık durumunu Amerikalılardan sakladığı ve Amerikan halkına sağlığı, zihinsel ve fiziksel yetenekleri konusunda dürüst davranmadığı suçlamasıdır. Trump yanlısı siyasi eylem komitesi ve MAGA (Make America Great Again- Amerikayı Yeniden Harika Yap) hareketi, Arizona, Georgia, Nevada ve Pensilvanya'da Kamala Harris'i Biden'ın sağlık durumunu saklamak ve Amerikan halkına yıllarca yalan söylemekle suçlayan 30 saniyelik yeni bir reklam filmi yayınlamaya başladı. Trump-Vance kampanyası, söz konusu reklamlar için 77 milyon dolar ayırdı.

New York Times, üçüncü ayağın Demokratlara yöneleceğini ve demokrasinin altını oymakla suçlanacaklarını belirtti. Şarku’l Avsat’ın New York Times’tan aktardığına göre, Biden'ın Kamala Harris'i desteklemesi seçim sürecini ve Demokrat Parti’nin ön seçim yapma temellerini baltalamak anlamına geliyor. Bu ise meseleyi birkaç rakip arasında rekabete açık bırakıyor. Özellikle de Demokratlar zaten ona oy verdikten sonra, Biden'ı yarıştan çekilmeye zorlamanın demokratik olmadığını kaydeden New York Times, bu nedenle parti liderlerinin kapalı kapılar ardında kimin aday olacağına karar verme hakkına sahip olmadığına işaret etmeye çalıştı. Diğer yandan Trump’ın seçim kampanya ekibi, Başkan Trump'ın özellikle kararsız eyaletlerde şansının arttığını gösteren kamuoyu yoklamaları konusunda iyimser olmaya devam ediyor.



İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki “uzun vadeli” yapılanması

İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki “uzun vadeli” yapılanması

İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)

Salim er-Reyyis

Gazze Şeridi'nin kuzeyinden önce orta kesimlerine ardından batıda kıyı bölgelerine göç eden 60 yaşındaki Abdulazim Ferec, çadırının kapısında oturmuş güneş enerjisiyle çalışan bir radyodan haberleri dinliyordu. Son günlerde siyasi haber bültenlerinin İsrail Başbakanı Binamin Netanyahu'nun açıklamalarına ve İsrail ordusunun Gazze’deki savaşla ilgili kararlarına daha fazla yer ayırdığını belirten Ferec, ayrıca ABD, Mısır ve Katar ile elinde İsrailli rehinelerin olduğu Hamas ve binlerce mahkumu hapishanelerinde tutan İsrail arasında bir esir takası anlaşması için görüşmelere devam edildiğinin aktarıldığını söyledi.

Ferec, haberleri, 7 Ekim 2023 tarihinde savaşın başlamasından bu yana İsrail ordusu tarafından yerinden edilen kendi ailesi de dahil binlerce Gazzeli ailenin Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine ve yerleşim bölgelerine dönmelerine izin verilmesine ilişkin herhangi bir bilgi ya da karar duymak için takip ettiğini belirterek “Yaz kış sokaklarda çadırlarda yaşamaktan, böceklerden ve mahremiyetin olmayışından bıktık. Evlerimize geri dönmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile güneyi arasındaki yolu keserek Gazze şehrinin güney bölgesinde Gazze Şeridi'nin en doğusundan en batısına ‘Netzarim’ adında 4 kilometrelik bir koridor açmıştı. Savaşın başlamasından bu yana 11 aydır Katar ve Mısır’da devam eden müzakerelerde Gazzelilerin evlerine geri dönüşü ve İsrail askerlerinin Netzarim Koridoru’ndan geri çekilmesi konuları görüşüldüyse de şimdiye kadar herhangi bir sonuca varılamadı.

Al-Majalla'ya konuşan Ferec, şunları söyledi:

“Tüm dünya rahat bir şekilde yaşarken biz dağılmış durumdayız, hayatımız boyunca zorla yerinden edilmeye maruz kalıyoruz. Müzakereler ve müzakereciler bile sanki dehşet içinde, hasta, hayal kırıklığına uğramış, öldürülmüş, ölmüş ve yerlerinden edilmiş insanlar varmış gibi değil de boş zamanlarında bir araya geliyorlarmış gibi davranıyorlar. Netanyahu da savaşı sürdürüyor. Şimdiyse Gazze Şeridi'nin 1967 savaşında olduğu gibi yeniden işgal edilmesinden korkuyorum.”

İsrail'in Gazze Şeridi'nde yürüttüğü savaşın başlanmasından bu yana 330 günden fazla zaman geçti. İsrail Başbakanı Netanyahu yaptığı açıklamalarda, savaşın ve devam etmesindeki ana hedefin Hamas Hareketi’nin askeri kanadı Kassam Tugayları üyelerinin doğu sınırına saldırarak İsrail’in Gazze Şeridi'ne komşu yerleşim birimlerine ulaştığı, onlarca yerleşimciyi ve askeri esir alarak Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine götürdüğü 7 Ekim olayının tekrarlanmasının önlenmesi gerekçesiyle Hamas’ı ve onun askeri kabiliyetlerini ortadan kaldırmak ve Hamas’ın Gazze'de yeniden iktidara gelmesini engellemek olduğunun altını çizerken Gazze Şeridi'ni yeniden işgal etme niyetinde olmadıklarını ısrarla vurguladı.

İsrail ordusunun aldığı son kararlar, Netanyahu’nun açıklamaları ve İsrail ordusunun 19 yıl önce çekildikten sonra geçtiğimiz mayıs ayında kontrolünü yeniden ele geçirdiği Gazze Şeridi’nin Mısır'la olan güney sınırındaki Philadelphia (Salahaddin) Koridoru’ndan çekilme niyetinin olmaması, İsrail’in daha uzun yıllar boyunca buranın kontrolünü elinde tutmaya ve burada kalmaya devam edeceğine işaret ediyor. İsrail, 15 Ağustos 2005 tarihinde dönemin eski Başbakan Ariel Şaron liderliğindeki Tel Aviv hükümetinin tek taraflı olarak aldığı Gazze Şeridi'nden çekilme kararıyla Gazze’deki 21 yerleşim biriminin yanı sıra Batı Şeria'daki 4 yerleşim birimini boşaltmış, İsrailli yerleşimcileri başka yerlere taşımış ve askeri üsleri lağvetmişti. Ancak İsrail, Gazze Şeridi'ne asker konuşlandırmadan kara, deniz ve hava kontrolünü sürdürdü.

Eylül ayı başlarında düzenlediği bir basın toplantısında Philadelphia Koridoru’ndan çekilmek gibi bir niyetinin olmadığını vurgulayan ve 2005 yılındaki çekilmeyi stratejik bir hata olarak nitelendiren Netanyahu, “Biz ayrıldığımızda, İran'ın himayesi altında silah, silah üretiminde kullanılan malzeme ve tünel kazma ekipmanlarının akışının önünde hiçbir engel kalmamıştı. Hiçbir engel olmadığı için Gazze, İsrail için büyük bir tehdit haline geldi” dedi.

Basın toplantısında İsrail'in Philadelphia Koridoru’nu kontrol etmesinin Hamas'ın askeri kabiliyetlerini ortadan kaldırmak ve İsrailli rehineleri kurtarmak gibi savaş hedeflerine ulaşması için gerektiğini belirten Netanyahu, Hamas'ın silah ve militan kaçakçılığını engellemek için Philadelphia Koridoru’nun kontrolünü ele geçirdiklerini söyledi. Gazze Şeridi'nin yönetimini devralmak istemedikleri açıklamasını yineleyen İsrail Başbakanı, “Hamas'ın askeri kabiliyetlerini yok etmeye çok yakınız. Tünellerini yok ediyoruz. Gazze Şeridi'ni yönetmek istemiyorum, ama Hamas'ın yeniden Gazze Şeridi'nde iktidara gelmesini engellemeye çalışıyorum” şeklinde konuştu.

Al Majalla’ya konuşan Filistinli İsrail işleri uzmanı İsmet Mansur, İsrail’in savaşla ilgili açıkladığı hedeflerin ve Gazze'de yürüttüğü savaşın bahanesi olarak kullanıldığı Hamas yönetiminin zayıflatılması ve tehdit edilmesinin ötesinde İsrail'in hem siyasi hem de askeri hamlelerinin ve attığı son adımların çok daha geniş kapsamlı hedefleri olduğunu söyledi.

İsrail, Gazze Şeridi'nden öylece çekilip güvenlik meselesini Filistinli ya da uluslararası herhangi bir tarafın inisiyatifine bırakmaz.

Netzarim Koridoru’nun oluşturulmasının ve periyodik ve sürekli olarak genişletilip geliştirilmeye çalışılmasının sadece geçici bir ayrım koridoru olmadığını, aksine uzun vadeli bir kolonyal yapı olduğuna işaret ettiğini vurgulayan Mansur, “Gazze Şeridi'nin doğu ve kuzey sınırları boyunca uzanan tampon bölgenin ve İsrail'in iddia ettiği üzere kaçakçılığı önlemek ve Hamas’ı zayıflatmak için uygulanan güvenlik planının önemli bir parçası olan Philadelphia Koridoru’nda kalmaktaki ısrarı, Gazze’de yıllarca kalmak istediğini ve varlığının geçici olmadığını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

vdfbgnr
İsrail’in Gazze şehrinin merkezindeki Rimal Mahallesi’nde yerinden edilen Filistinlilerin kaldığı bir okula düzenlediği saldırının ardından binayı inceleyen Filistinli kadınlar, 20 Ağustos (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi üzerinde işgalci kontrolünü dayatacağını düşünen Mansur, “En azından İsrail ordusu, Gazze Şeridi üzerinde uzun bir süre güvenlik kontrolüne sahip olacak” dedi. İsrail'in, güvenlik dosyasını ister Filistinli isterse uluslararası olsun hiçbir tarafın inisiyatifine bırakmayacağı için Gazze Şeridi'nden çekilmeyeceğini vurgulayan Mansur, “Bence İsrail, Filistin meselesini yeniden tasarladı. Gazze'ye yönelik ana proje bu” diye konuştu.

“İnsani yardım çalışmaları koorinatörü”

Netanyahu'nun Philadelphia Koridoru’ndan çekilme niyetinde olmadığına dair son açıklamalarından önce İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth geçtiğimiz ağustos ayı sonlarında yayınladığı bir haberde İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki ‘insani yardım çalışmaları koordinatörü’ olarak adlandırılan ve görevi Gazze Şeridi'ndeki insani çalışmaları yönetmek ve sivil meseleleri koordine etmek olan yeni bir pozisyon oluşturma kararını aktarmıştı. Siyaset uzmanları, bu pozisyonun oluşturulmasını, Gazze Şeridi'ndeki işgali uzun süre istikrara kavuşturmayı amaçlayabilecek bir hamle olarak değerlendirdi.

Bu yeni pozisyona Tuğgeneral Elad Goren'in getirileceğini aktaran gazetenin haberine göre insani yardım çalışmaları koordinatörü görevi, Filistinlileri yönetmek ve Filistin Yönetimi’ne bağlı bazı kurumlarla koordinasyon sağlamaktan sorumlu olan Batı Şeria'daki İsrail Sivil İdaresi başkanıyla aynı düzeyde. Gazete, Tuğgeneral Goren'in, yerlerinden edilen bir milyon Filistinlinin Gazze Şeridi'nin kuzeyine geri dönmeleri olasılığının takibinden, yeniden inşa projelerinden, insani yardım kuruluşlarıyla koordinasyondan ve yardımların halka ve yerlerinden edilenlere aktarılmasından sorumlu olacağını bildirdi.

Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin işlerini yürütmesi için bir Filistin yönetimi oluşturulabilir, ama İsrail'in güvenlik kontrolü olmadan tek taraflı olarak bir güvenlik kontrolüne sahip olmayacak.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne bir insani yardım koordinatörü ataması kararını, askeri operasyonun artık sadece askeri bir operasyon olmadığı, insani yönleri ve Gazze'deki halk ve toplumla ilişkisi olan uluslararası ve yerel kurumlarla ilişkilerin yönetilmesiyle ilgili yönleri de olduğu değerlendirmesinde bulunan Mansur, “Bu, askeri operasyonun daha fazla boyut kazandığının kanıtı. Bu hamlede hedefin Batı Şeria'da yıllardır olduğu gibi, yaşamın tüm yönleri üzerinde doğrudan kontrol uygulamak olacağına inanıyorum” dedi.

Mansur, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Belki Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin işlerini yürütmesi için bir Filistin yönetimi oluşturulabilir, ama İsrail'in güvenlik kontrolü olmadan tek taraflı olarak bir güvenlik kontrolüne sahip olmayacak.”

Mansur, bu durumun ABD'nin İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki projelerini, Gazze Şeridi’ne yayılmasını ve kontrolünü ne derece benimseyeceğine bağlı olduğunu ve bunun yakın gelecekte netleşeceğini sözlerine ekledi.

Uluslararası insani yardım kuruluşlarının sahadaki çalışmaları ile İsrail ordusunun çalışmalarını arasında koordinasyonu sağlamak üzere insani yardım koordinatörü olarak atanan Tuğgeneral Goren, örneğin Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde bulunan Deyr el-Belah'ta ilk çocuk felci vakasının görülmesinin ardından eylül ayı başlarından bu yana WHO ve UNICEF ekiplerinin Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde on yaşın altındaki çocukları çocuk felcine karşı aşılama çalışmalarının denetlenmesi ve koordine edilmesi gibi süreçleri yönetecek.

Yediot Aharonot gazetesi, Tuğgeneral Goren'i bu göreve, İsrail hükümetinin halen Gazze’deki savaşın ertesi günü için net bir stratejik vizyon geliştiremediği, ordunun ise İsrail'in Gazze'deki günlük yaşama dair sorumluluğunun önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini ve hatta artacağını, bunun da İsrail’in Gazze’yi yeniden işgal etmesini gerektireceğini anladığı bir dönemde atadığına dikkati çekti. Gazetenin aktardığına göre İsrailli bir güvenlik yetkilisi, insani yardım koordinatörlüğü pozisyonunun sınırlı bir projeyi yönetmek için değil, uzun bir süre için tasarlandığını söyledi. Yetkili, Goren için ‘Gazze’nin baş sorumlusu’ tanımını kullandı. Gazete, Goren’in iki milyon Filistinlinin işlerini yöneteceğini, bunun da İsrail'in planına göre Gazze'nin birkaç yıl boyunca işgal altında tutulmasını simgelediğini ve orduya kıtlık ya da insani kriz gibi insani boyutlardan etkilemeden Gazze'deki savaşı sürdürmesi için uluslararası meşruiyet kazandırmayı amaçladığını vurguladı.

Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.