Biden, Harris'in Başkan Yardımcısı adayı seçmesine yardım edecek

Beyaz Saray Basın Sözcüsü, Biden'ın Başkan Yardımcısı Harris'e birçok meselede "akıl hocalığı" yaptığını söyledi

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Biden, Harris'in Başkan Yardımcısı adayı seçmesine yardım edecek

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

ABD Başkanı Biden'ın ikinci dönem adaylığından çekilip yerine Kamala Harris'i destekleyeceğini açıklayarak dünyayı şoke etmesinden bu yana geçen yaklaşık 10 günde Washington, Harris'in başkan yardımcısı adayı olarak kimi seçebileceğine dair spekülasyonlarla çalkalanıyor.

Biden, salı sabahı erken saatlerde Teksas gezisinden dönerken kendisine Harris'le başkan yardımcısı adayı hakkında konuşup konuşmadığı sorulduğunda, "Konuşacağız" yanıtını verdi.

Harris'in 46. başkandan tavsiye alması yerinde bir karar. Biden, 2008'de Barack Obama tarafından iki numaralı görev için seçilmesi ve 12 yıl sonra Trump'a karşı zafer kazandığı yarışta Harris'i kendi başkan yardımcısı adayı olarak seçmesi nedeniyle bu denklemin her iki ucunda da deneyim sahibi.

Biden ve olası halefinin düzenli biçimde konuştuğu anlaşılıyor. Ayrıca ara sıra öğle yemeğinde bir araya geliyorlar ve Harris zaman zaman Başkan'ın Günlük Özeti için Biden'a şahsen katılıyor. Harris'in ayrıca Beyaz Saray'ın Batı Kanadı'nda, Biden'ın çalışma saatlerini geçirdiği Oval Ofis'ten sadece birkaç adım ötede bir ofisi var.

Salı günü Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karine Jean-Pierre, Biden'ın Harris'e akıl vermekle ilgili sabah erken saatlerdeki yorumları hakkında sorulan soruyu yanıtlamadı. Bunu yaparken de federal çalışanların iş başında partizan siyasi faaliyetlerde bulunmasını yasaklayan yaklaşık yüzyıllık bir etik yasası olan Hatch Yasası nedeniyle seçimle ilgili konularda yorum yapamayacağını belirtti.

Ancak gazetecilere Harris ve Biden'ın "düzenli olarak konuştuğunu" ve en son "yaklaşık bir ya da iki gün önce" konuştuklarını söyledi.

İletişim halindeler ve bu durum devam edecek... Sadece tabii ki başkan yardımcısı aday olduğu için değil, bu devam edecek çünkü dediğim gibi Harris, yaptıkları işte kritik bir ortak.

Jean-Pierre, Biden'ın "54 yılı aşkın süredir kamu hizmetinde olduğunu", ABD Başkanı ve Demokrat Parti'nin lideri olarak ikili rollerinde, senatör, başkan yardımcısı ve başkan olarak "birden fazla cephedeki deneyimlerine" dayanarak "her zaman tavsiyelerde bulunduğunu, sahip olduğu her türlü küçük bilgeliği sunduğunu" sözlerine ekledi.

Biden'ın düzenli olarak "tavsiyelerini ve görüşlerini sunduğunu" ve Harris için bir "akıl hocası" olduğunu da sözlerine ekledi.

Independent Türkçe



İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Hüda Rauf

İran ile ABD arasındaki müzakereler, her iki müzakereci ve arabulucu tarafın iyimser ve olumlu açıklamalarıyla ilerleyen üç turdan sonra durdu. Dördüncü turun ertelenmesi, ABD-İran arasında geçici veya kalıcı bir anlaşmaya varılma şansı konusunda soru işaretlerine yol açtı.

Donald Trump'ın göreve gelmesinden bu yana tüm göstergeler, hem İran hem de Amerikan tarafının bir anlaşma imzalamaya hazır ve niyetli olduğuna işaret etse de, şimdilik görüşmelerin üçüncü turda durmasının -ama bu geçici ve yakında dördüncü turla devam edecek gibi görünüyor- her bir tarafın istediği şeyin teknik ayrıntılarından ibaret olmayan başka nedenleri de vardı. Nitekim Washington'daki bazı taraflar İran'ın nükleer programının tamamen ortadan kaldırılmasından bahsederken, diğerleri ise sıfır zenginleştirmeden bahsediyor ve İran her ikisini de reddediyor.

Trump yönetiminin İran ile müzakerelerdeki temsilcisi Steve Witkoff, Tahran'ın uranyumu yüzde 3.67 oranında zenginleştirme hakkı olduğunu söylese de, ertesi gün İran'ın uranyum zenginleştirmemesi gerektiğini açıkladı. Ardından Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın uranyum zenginleştiren tek nükleer olmayan ülke olmak istediğini söyledi.

Öte yandan İran'ın yüzde 3.67 oranında uranyum zenginleştirme imkânına sahip olması durumunda bu oranın barışçıl amaçlarla uyumlu olmadığı belirtiliyor. Zira birkaç hafta içinde yüzde 20, sonra yüzde 60 ve en sonunda da yüzde 90 zenginleştirme oranına ulaşabilir ki bu da silah üretmek için gereken oran.

Her iki taraftan gelen belirsiz açıklamalara rağmen İran ve Washington'un çok yakında bir anlaşmaya varma noktasında olduğu kesin. Ancak görüşmelerdeki duraklamanın bölgesel bir başka gelişmeyle bağlantılı olduğu anlaşılıyor. İran'da Recai Limanı’nda ağır kayıplara yol açan ve etkileri halen devam eden bir patlama meydana gelirken, Husilerin İsrail hedeflerine yönelik saldırısı gerçekleşti. Husilere ait bir insansız hava aracı İsrail'deki enerji merkezini çevreleyen köprünün yakınına düşerek geniş çaplı bir hasara yol açtı. İsrail güvenlik birimlerinin yaptığı değerlendirmelerde, Husilerin Ben Gurion Havalimanı'na yeni tip bir füze fırlattığı belirtiliyor. Saldırı üzerine İsrail, İran’ı hedef alma ve eleştirme bahanesi bulma fırsatını kaçırmayarak, Tahran’ı Husi saldırısının arkasında olmakla suçladı.

İran'ın yıllardır Husilere askeri, mali ve lojistik destek sağladığı biliniyor. Ancak İsrail, bu olayı İran'ı eleştirmek ve Washington ile yürüttüğü müzakereler kapsamında ona baskı yapmak için kullandı. Öte yandan İran da Husi saldırılarını, Washington'u Kızıldeniz'deki saldırıları durdurmaları için Husileri etkileme gücüne sahip olduğuna ikna etmek amacıyla kullanıyor ve bu, İran'ın bilinen meseleleri birbirine bağlama politikasıyla örtüşüyor.

Daha sonra üçüncü tur görüşmelerin ardından müzakereler durdu, ama dördüncü tur görüşmeler yakın. Trump da Husiler ile Kızıldeniz'de ABD gemilerine yönelik saldırıların durdurulması ve ABD’nin Yemen'deki Husilere yönelik saldırılarının durması konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.

Bilhassa saldırılardan zarar gören Mısır ve Suudi Arabistan gibi Kızıldeniz'e kıyısı olan bölge ülkeleri olduğu için, iki taraf arasındaki saldırıların durması, bölgede sükunetin sağlanması ve gerginliğin azalması için olumlu bir gösterge. Suudi Arabistan, Yemen'de gerginliğin azaltılması ve Yemen krizinin barışçıl bir şekilde çözülmesi amacıyla bu anlaşmaya mutlaka destek verecektir. Ancak anlaşma diğer yandan, Trump'ın övünebileceği herhangi bir başarı elde etmek isteyen Washington'a baskı yaparak, İran ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda birbirlerini nasıl kullandıklarını da ortaya koydu.

Kaldı ki Washington ile Husiler arasındaki anlaşmaya ilişkin soru işaretleri de gündemde; anlaşma Trump'ın bölge ziyareti bitene kadar geçici mi olacak, yoksa devam mı edecek? Yemenli isyancılar sadece İsrail gemilerine saldırmaya devam ederse ne olacak? Bu durum İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durmasına yol açacak mı? Tüm bunlar önümüzdeki ziyaretten sonra cevapları daha da netleşebilecek sorular.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İran, İsrail ve Husiler, mevcut süreçte çıkarlarını korumak için Amerikan rolünü kullanmayı, ondan faydalanmayı başardılar. Ancak gelişmeler henüz şekillenme aşamasında ve bunların kısa sürede çökecek geçici düzenlemelerle mi yoksa daha uzun süre devam edecek düzenlemelerle mi sonuçlanacağı belirsiz.