İsrail'in en büyük korkusu Hayfa'nın hedef alınması

Tel Aviv, bölgesel koalisyonla iş birliği yaparken Yadlin, ‘Fuat Şükür’e ulaşan Hasan Nasrallah’a da ulaşır’ tehdidinde bulundu

Hayfa şehrinden ve limanından bir kare, 3 Ağustos 2024 (AFP)
Hayfa şehrinden ve limanından bir kare, 3 Ağustos 2024 (AFP)
TT

İsrail'in en büyük korkusu Hayfa'nın hedef alınması

Hayfa şehrinden ve limanından bir kare, 3 Ağustos 2024 (AFP)
Hayfa şehrinden ve limanından bir kare, 3 Ağustos 2024 (AFP)

Emel Şehade

Hayfa artık çoğu kişinin tanımladığı gibi ‘yaşama ve dinlenme şehri’ ya da 48 Araplarının (İsrail vatandaşı Filistinliler) dediği gibi ‘denizin gelini’ olmaktan çıktı ve buraya ayak basan herkesin her köşe başında korkuya kapıldığı bir şehir haline geldi.

Bomboş kalan sokaklarıyla limana bakan Kermil Dağı’nın sık ağaçlarının hışırtısı, uçakların aralıksız uğultusuna karışıyor. Huzur ve sükûnet arayanlar için çoğu zaman bir dinlenme mekanı ve eğlence cenneti olan denizinin sakin dalgalarının sesi, savaş gemileri ve askeri tatbikatlar nedeniyle savaş sireni haline geldi. Bu tablo, bugün ‘denizin gelini’ diye bilinen Hayfa’da hüküm süren dehşeti daha da arttırıyor.

Siyasetçiler, askerler ve emniyet yetkilileri arasında İsrail'in Lübnan'a savaş açması mı yoksa Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür'ün öldürülmesiyle birden fazla cepheden misillemede bulunulmasını mı beklemesi gerektiğine dair yapılan tartışmalar ve konuya ilişkin anlaşmazlıklar durumu daha da kötüleştiriyor. Bu da endişe ve paniğe nede oluyor.

Televizyon yayınları ve ‘yağmur’ senaryosu

Eski İsrail Askeri İstihbarat (AMAN) Başkanı Amos Yadlin, dün İsrail Ordu Radyosuna verdiği yaptığı açıklamada, “Fuad Şükür'e ulaşan Nasrallah'a da ulaşır” tehdidinde bulundu. Bunun üzerine İsrailliler, Lübnan, İran ve Husiler tarafından her an bir saldırı düzenlenebileceğine dair belirsizlik ve beklentiyle geçen bir gecenin ardından güne başladılar. Halk evlerinden çıkmayıp programlarını durumu tartışmaya, ordu tatbikatlarını göstermeye ve daha güvenli bir bölgeye gidebilecek olanlara öncelik verilerek güvenli yerlere yakın olmaya yönelik talimatları aktarmaya ayıran televizyon kanallarına kilitlendiler.

Yadlin'e göre masada çeşitli senaryolar yer alıyor ve bunlara karşı hazırlıklar yapılıyor, ancak saldırının zamanlaması ve niteliği konusunda kafa karışıklığı söz konusu olduğundan çoğunlukla askeri bir saldırı olacağı ya da önemli bir ismin hedef alınacağı tahmin ediliyor. İran ve direniş ekseni arasında ortak bir acil durum hattı kurulduğuna dair çıkan haberlere rağmen, bunun kendilerini endişelendirmemesi gerektiğini düşündüğünü ifade eden Yadlin, “Şahsen ben böyle bir açıklamadan etkilenmedim. İran ve Hizbullah'ın savaş istemediğini vurgulamak önemli. (Hizbullah Genel Sekreteri Hasan) Nasrallah, yardımcısı Şükür'e ulaşanın kaçınılmaz olarak kendisine de ulaşacağını biliyor. Bu yüzden herhangi bir misillemede bulunmadan evvel bunu dikkatlice düşünecektir. Tüm bunlarla birlikte Amerikalılar sadece konuşmuyorlar, sahada pratik adımlar da atıyorlar. ABD, bölgede nüfuz sahibi süper bir güç” diye konuştu.

İsrail’deki emniyet birimlerinin başındaki isimler, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın da katılımıyla gerçekleştirdikleri toplantıda böyle bir senaryoyu değerlendirdiler.

Yadlin, tıpkı İsrail'deki diğer yetkililer gibi Washington'ın hazırlıklarını ve denizde savunma sistemleri ve araçları konuşlandırmasını, ‘Fuat Şükür ve ardından İsmail Heniyye suikastıyla istihbaratının güçlendiği görülen’ İsrail'in caydırıcılığının arttırılması olarak değerlendirdi.

İsrail halkına seslenen Yadlin, "Herkesin, her birini sardığını hissettiğim histeriden çıkması gerekiyor. Daha önce zorlukların üstesinden nasıl geldiysek bu kez de bize yönelik her türlü tehdidin üstesinden geleceğiz” ifadelerini kullandı.

Savaşın yayılmasına ilişkin göstergeler

Öte yandan İsrail'deki iç ve dış hazırlıklar ve hamleler Aksa Tufanı Operasyonu’nun ardından başlayan savaşın birçok cepheye yayılacağının habercisi olarak görülüyor. İsrail ordusu tüm askerlerin izinlerini iptal edip yedekleri çağırmaya başlarken, savaşmak için yeniden Gazze'ye dönme ya da askeri üslere gitme emirlerine uymayı reddeden yedeklerin sayısı da arttı. Bu yüzden İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, yedek askerlerle sahadaki birliklerinde bir araya gelerek morallerini yükseltmeye ve komuta kademesine ve kararlarına olan güvenlerini artırmaya çalıştı.

Yedek birliklerin ‘savaşta büyük ve önemli bir role sahip olduğunu’ vurgulayan Halevi, İsrail ordusunun Ortadoğu'daki diğer ordulara olan üstünlüğünün ve kabiliyetinin altını çizerek “Tüm Orta Doğu'ya mesajımız şu: İsrail vatandaşlarına ya da İsrail Devleti'ne saldırmayı düşünen kim olursa olsun, hepimiz sonuna kadar gitmeye hazırız. En doğru istihbarat bilgisine ulaşmak, hepsine zarar vermek, hasar vermek ve öldürmek için nasıl çaba sarf edeceğimizi, ne zaman ve nasıl risk alacağımızı biliyoruz" dedi.

Halevi, yedek askerlere hitaben de şunları ekledi:

Bugün, güvenlik alanındaki son gelişmelerle, yedek askerlerin çok yüksek bir hazırlık durumunda olmaları için eğitimleri yoğunlaştırmaya çalışıyoruz.

İsrail hava ve deniz kuvvetleri, İsrail'i çeşitli cephelerden vurması beklenen özellikle de isabet kabiliyeti yüksek, orta ve uzun menzilli füzeleri ve roketleri engellemek amacıyla tatbikatlarını yoğunlaştırdı. İsrail donanması, denizde, orta ve uzun menzilli füzelere karşı koymak için Sa'ar sınıfı bir korvetten fırlatılan yeni bir yıldırım savunma füzesinin testini gerçekleştirdi.

İsrail Başbakanlık Ofisi Genel Müdürü Yossi Shelley, hükümetteki yetkililerin korunması ve aralarındaki iletişimin devamının sağlanması amacıyla tüm bakanlıkların genel müdürleriyle bir durum değerlendirmesi yaptı. Genel müdürlere, hükümet yetkililerini korumaya yönelik tedbirlerin mümkün olan en kısa sürede uygulamaya konulduğu ‘yağmur’ adı verilen senaryoda acil bir durum sırasında nasıl hareket edeceklerine dair özel talimatlar verildi. Alınan tedbirler arasında, bakanlıkların genel müdürlerinin cep telefonlarını yedeklemeleri ve jeneratörler için mazot depolarının dolu olduğundan emin olmaları gerekiyor. Ayrıca İran ve Hizbullah'ın telekomünikasyon altyapısını hedef alması ve hücresel ağların çökmesi ihtimaline karşı, en tehlikeli senaryolarda bakanlıkların çalışmaya devam etmesini sağlamak amacıyla bakanlara uydu telefonları verildi.

Hazırlık durumu

Hazırlıklar çerçevesinde hastanelerin çok sayıda hastayı yeraltındaki sığınaklara tahliye etmeye hazır olma durumları da değerlendirildi.

Tüm bu hazırlıklar en kuzeyden en güneye kadar İsrail'in tüm şehirlerini ve bölgelerini kapsarken, saldırılara ve saldırıların etkilerine karşı koymanın yollarına ilişkin değerlendirmeler devam ediyor. İsrailli askeri analist Yoav Limor'a göre direniş ekseninin misillemesi, tarafları arasında koordinasyon sağlamak ve İsrail'i beklenti içinde tutmak için bir süre gecikebilir ve bu bekleyiş İsrail'in çıkarına değil. Çünkü uçuşlar iptal edildi, dolar yükselişe geçti ve çoğu kişi evlerini terk etmekte isteksiz davranıyor.

Limor ve birçok güvenlik ve askeri analiste göre direniş ekseninin yanıtı güçlü olacak. Başlıca tahminlere göre bu misilleme Tel Aviv ve Hayfa Körfezi'ni de kapsayacak. Limor, İsrail'in ağır bir darbe alması halinde, karşılık vermek zorunda kalacağını ve tekrar vurulacağını ve bölgenin topyekûn bir savaşın eşiğine geleceği belirtti.

İsrailli siyasi ve askeri yetkililerin Lübnan'a karşı geniş çaplı bir savaş çağrısına yanıt verilmemesi konusunda uyaran Limor, “Gazze'de öğrendiğimiz bir şey varsa o da savaşın kolay bir iş olmadığı, zaman alıcı, karmaşık ve yüksek maliyetli olduğudur. Lübnan Gazze'den çok daha zor. Hizbullah, Hamas'tan yüz kat daha güçlü. Bu yüzden hızlı çözümler ve kapsamlı zaferler olmayacaktır” diye konuştu.

Hayfa Körfezi ve limanı

Limor'un Hizbullah'la savaşa ilişkin uyarıları sadece Hizbullah'ın sahip olduğu, farklı boyutlarda ve özelliklerdeki gelişmiş ve hassas füzeler ve roketlerle sınırlı değil. Hizbullah'ın ‘Hudhud’ isimli insansız hava aracına (İHA) ait videolarda görüldüğü üzere bu İHA ile Hayfa Körfezi ve limanı başta olmak üzere en tehlikeli ve önemli stratejik bölgeler de dahil onlarca kritik bölgeyi vurma riski de var.

Söz konusu bölgeler arasında bazı petrol rafinerileri de bulunuyor. Ancak kimyasal tesisleri, 2006 temmuzundaki İkinci Lübnan Savaşı sırasında oluşturdukları tehlike nedeniyle güneye taşınmıştı. Birçok rapor, bir füze ya da İHA’nın bir varili vurması ve içindeki maddeleri serbest bırakması halinde, riskin Hayfa ve Krayot olarak bilinen çevredeki en az çeyrek milyon insana ulaşacağını belirtiyor.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Hayfa Belediye Başkanı Yona Yahav, Hayfa'daki fabrikaların savaş durumunda ciddi hasara yol açabileceği göz önünde bulundurularak tüm yetkilileri Hayfa'yı korumak için acil adımlar atmaya çağırdı. Hayfa büyükşehir ve ilçe belediye başkanları arasında yapılan bir toplantıda şehrin, çevresinin ve bölgenin karşı karşıya olduğu tehlikelere karşı hazırlıklar ele alındı.

Toplantıda ele alınan başlıca endişe kaynağı, Hayfa Körfezi'ndeki devasa fabrikalarda bulunan tehlikeli maddelerdi. Tüm tehlikeli maddelerin tahliye edilmesi çağrısında bulunulan toplantıda en öne çıkan talep ise petrol rafinerilerinin tahliyesi oldu. Birçok yetkili ilgili bakanlıklara başvurarak rafinerilerin taşınmasını talep etti, ancak bir sonuç alınamadı.

Uzmanlar ve yetkililer, İsrail'in tehlikeli fabrikaları tahliye edemeyeceğini ve bu fabrikaları bugün taşımaya başlasa bile tahliyenin aylar süreceğini belirtiyor.

Hayfa Limanı da sevkiyat bekleyen konteynırlar ve büyük miktarlardaki tehlikeli madde içeren tankerler nedeniyle tehlikeli bir stratejik konum olarak kabul ediliyor. Hayfa Körfezi ve limanı arasında yer alan bölgede çok sayıda askeri üs ve silah deposu bulunuyor ve bunların hepsi adeta birer barut fıçısı. Dolayısıyla en küçük bir kıvılcım felakete neden olabilir. Güvenlik uzmanları, bu bölgenin sınırın diğer tarafından gelen füzelerin ve İHA’ların menziline girmesi halinde yaşanabilecekler konusunda uyardılar.



İsrail, 7 Ekim'in tekrarlanmaması için Gazze Şeridi'ni gözetlemek amacıyla ‘gizli bir üs’ kuruyor

Gazze Şeridi sınırındaki bir noktada İsrail askerleri... 6 Mayıs (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki bir noktada İsrail askerleri... 6 Mayıs (AFP)
TT

İsrail, 7 Ekim'in tekrarlanmaması için Gazze Şeridi'ni gözetlemek amacıyla ‘gizli bir üs’ kuruyor

Gazze Şeridi sınırındaki bir noktada İsrail askerleri... 6 Mayıs (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki bir noktada İsrail askerleri... 6 Mayıs (AFP)

İsrail gazetesi Jerusalem Post, İsrail ordusunun Hamas'ın 7 Ekim 2023'te yaptığı gibi Gazze Şeridi'nden gelebilecek olası bir saldırıyı önlemek için yeni ve izole bir alan inşa ettiğini ortaya çıkardı.

Gazeteye göre bu alan, İsrail'deki yerleşim bölgelerine yaklaşacak olası bir saldırıyı önlemek için ek bir savunma hattı olarak tasarlandı.

gbhyju
Gazze Şeridi'nde devriye gezen İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Şarku’l Avsat’ın Jerusalem Post’tan aktardığına göre bu alan, yakınındaki diğer iki alanla birlikte Beyt Hanun, Beyt Lahiya, Cibaliye ve Gazze şehri tepelerine stratejik bir bakış sağlıyor.

Yeni mevzinin inşasında görev alan 969. Tabur Komutanı, bölgedeki Hamas militanlarının bölgeden çıkarılmasından birkaç ay sonra gerçekleşen bu inşaat sürecinin kendi kuvvetleri tarafından birkaç haftada tamamlandığını söyledi.

Tabur Komutanı, siyasi düzeyin, taburunu gelecekte de bölgeyi elinde tutma konusunda destekleyeceğini umduğunu bildirdi.

Ancak yeni bölgedeki bazı askerler, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Hamas'ın her an yeni bir ateşkes ilan edebileceğini, buna İsrail ordusunun beklenmedik geri çekilmelerinin de dahil olduğunu ve bunun kendi kontrolleri dışında olacağını bildiklerini belirtti.

scdfgth
İsrail'in Gazze Şeridi ile olan güney sınırından çekilen bir fotoğrafta, İsrail askerleri 18 Haziran 2024 tarihinde bir tank paletini onarırken görülüyor. (Arşiv - AFP)

Gazete, Mart 2024'te İsrail ordusunun Han Yunus'ta üç ay süren çatışmaların ardından Hamas'ın stratejik tünellerinin yüzde 85'ini imha ettiğini açıkladığına dikkat çekti.

Ordu kaynakları, Hamas'ın silah fabrikaları, üst düzey liderlik, istihbarat ve iletişim merkezlerini içeren stratejik tünellerinin tamamının ya da çoğunun yok edilmiş göründüğünü ve bugünlerde Beyt Hanun veya Beyt Lahiya'da bulunan ve imha edilen tünellerin çoğunun manevra için kullanılan daha küçük tüneller olduğunu bildirdi.