İsrail güvenlik birimlerine eşi benzeri görülmemiş eleştiri

Netanyahu bölgenin daha geniş bir savaşa sürüklenmesine yardımcı oluyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ordu komutanlarıyla gerçekleştirdiği bir toplantı sırasında (Netanyahu'nun Telegram kanalı)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ordu komutanlarıyla gerçekleştirdiği bir toplantı sırasında (Netanyahu'nun Telegram kanalı)
TT

İsrail güvenlik birimlerine eşi benzeri görülmemiş eleştiri

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ordu komutanlarıyla gerçekleştirdiği bir toplantı sırasında (Netanyahu'nun Telegram kanalı)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ordu komutanlarıyla gerçekleştirdiği bir toplantı sırasında (Netanyahu'nun Telegram kanalı)

On ay boyunca orduya ve güvenlik birimlerinin geri kalanına mutlak destek veren ve Başbakan Binyamin Netanyahu ile iktidar sağının saldırılarına karşı onlarla birlikte duran İsrail basınında ilk kez generalleri İsrail'i geniş bir savaşa bulaştırmaya yardım etmekle suçlayan eleştiriler duyulmaya başlandı. İsrail medyası şu öfkeli soruyu soruyor: “Hem suikast yapıp hem de ağlıyor musunuz?”

İsrail medyası suikastların faydasını sorgulayan, ‘taktiksel başarılar ve stratejik başarısızlıklar elde ettiklerini’ söyleyen ve ‘suikasta uğrayan her figürün yerini daha az vahşi ve acımasız olmayan bir başkasının aldığını’ vurgulayan birçok makale yayınladı.

sdvfe
Hamas'ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin, İsmail Heniyye ile konuşurken, 2002. (Reuters)

Yazılar, eleştirilerini, sanki bunların ilk ve tek sorumlusu oymuş gibi Netanyahu'nun kendisiyle sınırlandırdı. Ancak İsrail'de askeri ve istihbarat konularında kararların nasıl alındığını takip eden herkes bilir ki planları başlatan, formüle eden ve uygulayanlar ordu ve istihbarat generalleridir. Başbakan ordu ve istihbaratın önerilerini onaylarken, onlar Netanyahu ve hükümetine saldırıyor.

asxdecf
İsrail Gazze Şeridi'nde açlığı bir savaş silahı olarak kullanıyor. (DPA)

Örneğin bu generaller, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısına misilleme olarak Gazze Şeridi'ne yönelik savaşın vahşet düzeyini belirleyen ve Hamas'tan değil sivil halktan (üçte ikisi çocuk ve kadın olmak üzere yaklaşık 40 bin ölü ve 90 bin yaralı) intikam almaya karar veren kişilerdi.

Onlar, Gazze Şeridi’ni yaşanmaz hale getirmeye karar verdiler. Üniversiteleri, okulları, hastaneleri, tıbbi klinikleri, kiliseleri, camileri ve kültürel tesisleri yok ederek, onlarca gazeteciyi (yaklaşık 160), ambulans ekiplerini, bilim adamlarını ve diğerlerini öldürerek oradaki tüm medeniyet işaretlerini yok etmeye karar verdiler. Ayrıca bir açlık ve susuzluk savaşı da yürüttüler. Gazze Şeridi'nde her gün onlarca insanın ölümüne neden olan çılgınca askeri operasyonları sürdürenler de onlardı.

xcdfv
İsrail güçleri tarafından iade edilen 84 Filistinli’nin cesedi Han Yunus'ta bir toplu mezara gömüldü. (EPA)

Yedioth Ahronoth gazetesi dün (pazartesi) kıdemli editör Einav Schiff imzasıyla ‘Suikast yapıyorlar ve ağlıyorlar’ başlıklı bir yazı yayınladı. Söz konusu yazıda, “Hiçbir gelişme olmadan kendini tekrar eden her şey gibi, güvenlik şeflerinin kaçırılan kadın ve erkeklerin iadesine ilişkin anlaşma konusunda Başbakan’a yönelik şikayetleri de boş bir ritüel haline geldi” denildi.

Yazıda, “Bir yandan bizi anlaşmanın önündeki engelin Netanyahu olduğuna ikna etmeye çalışıyorlar, diğer yandan da ABD Başkanı’nı bile meraklandıran adımları engellemiyorlar: Hikâye nedir?” ifadesi yer aldı.

Bir yandan ‘Netanyahu anlaşma istemiyor’ söylemini tekrarlıyorlar, diğer yandan da neredeyse çocukça ‘caydırıcılığı yeniden tesis etme’ anlayışına dayanan ve her şeyden çok bir ego restorasyonu olduğundan şüphelenilen ‘X koyma’ oyununda (suikaste kurban giden bir Hamas ya da Hizbullah liderinin fotoğrafının üzerine X işareti koymak) açıkça suç ortağı oluyorlar.

num7ıö
İsrail ordusunun asker alma merkezi Tel Hashomer'in girişinde, askere alınma kararına karşı çıkan ultra-Ortodoks Yahudiler’in eyleminden (DPA)

Yazı, üzücü ama şaşırtıcı olmayan bir şekilde, çoğu medya kuruluşunu ‘güvenlik servisleri hayranlığı, milliyetçi popülizm ya da şu yahut bu şekilde’ bu yaklaşımı benimsedikleri için eleştiriyor.

Schiff yazıyı şöyle bitiriyor: “O halde kimsenin 'Netanyahu anlaşma istemiyor' söylemini yutmamasına şaşmamalı. Heniyye'ye suikast düzenleyenler bizi büyük bir teröristten daha kurtarmış olabilirler ama Netanyahu'ya karşı çıktıklarını iddia ettikleri kötü niyetli politikayı sürdürmek için mükemmel bir koz verdiler.”

zxcdfvg
İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Güney Komutanlığı Komutanı ile Gazze Şeridi'nin Han Yunus bölgesindeki durumu değerlendiriyor. (Arşiv)

Aynı gazetenin bir diğer kıdemli editörü Sima Kadmon ise ordu ve istihbarat komutanlarına Netanyahu'nun icraatlarından şikayetçi oldukları yönünde medyaya haber sızdırma politikasına son vermeleri çağrısında bulundu. Kadmon, “Cesaretle halkın karşısına çıkın ve onlara gerçeği söyleyin. Onlara anlaşmanın hazır olduğunu ve Netanyahu'nun bunun gerçekleşmesini engellediğini söyleyin” ifadelerini kullandı.

Diğer yandan Haaretz'in Arap işleri editörü Dr. Zvi Barel, generallerin ‘ego’ kompleksi hakkında bir yazı yazdı. Barel, Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed'in Irak savaşına cevaben söylediği şu meşhur sözü hatırlattı: “Elimizdeki tek yanıt daha da öfkelenmek. Ancak öfkeli insanlar doğru düşünemezler.”

Barel, “İsrail, İran ve Hizbullah şimdi kendilerini, gerektiği gibi düşünememelerine neden olabilecek bir aşağılanma savaşının içinde buluyorlar. İstihbarat, ne kadar mükemmel olursa olsun, ortadan kaldırılacak bir adayın odasını ve arabasını bulabilir, hareketleri hakkında gerçek zamanlı doğru bilgiler edinebilir, suikastı gerçekleştirecek ajanları işe alabilir ya da yatak odasına ulaşan hassas bir füze fırlatabilir. Ancak şu ana kadar İsrail ve Amerikan istihbaratı, İran ve Hizbullah'ın, İsrail'in itibarını iade eden suikastlara nasıl ve ne zaman karşılık vereceğini belirlemede başarılı olamadı. Suikastların caydırıcılık anlamında bir değer katması bekleniyorsa, sadece misilleme korkusu bile caydırıcılığın sağlanamadığını, belki de tam tersinin gerçekleştiğini gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

Medyada yeni olan bu üslup, ordu, istihbarat ve generallerin üzerindeki kutsallık havasını kaldırmanın ve politikaları, savaş planları ve stratejik hasara neden olan uygulamaları hakkında onlarla açıkça konuşmanın başlangıcı olabilir. Kuşkusuz bu, Netanyahu'ya hizmet etmekte ve onun savaşı sürdürme ve bir dönüş yapma fırsatını kaçırma arzusunu yerine getirmektedir.



Sih aktiviste suikast davası: Oklar Hindistan lideri Modi'ye döndü

Gurpatwant Singh Pannun, Sih ayrılıkçısı SJF'yi 2007'de kurmuştu (AFP)
Gurpatwant Singh Pannun, Sih ayrılıkçısı SJF'yi 2007'de kurmuştu (AFP)
TT

Sih aktiviste suikast davası: Oklar Hindistan lideri Modi'ye döndü

Gurpatwant Singh Pannun, Sih ayrılıkçısı SJF'yi 2007'de kurmuştu (AFP)
Gurpatwant Singh Pannun, Sih ayrılıkçısı SJF'yi 2007'de kurmuştu (AFP)

ABD, Sih aktivist Gurpatwant Singh Pannun'a suikast girişiminde rol oynadığı gerekçesiyle Hindistan istihbaratının eski çalışanı Vikash Yadav hakkında hukuki işlem başlattı.

New York'ta perşembe günü açılan davada, Yadav'ın Adalet için Sihler (SJF) adlı örgütün lideri Pannun'a yönelik suikastı Hindistan'dan organize ettiği öne sürülüyor. 

İddianamede, Hindistan'ın dış istihbarat servisi Araştırma ve Çözümleme Kanadı'nın (RAW) eski görevlilerinden Yadav'ın, Pannun'a suikast düzenlemek için ABD'de yaşayan Nikhil Gupta'yla Mayıs 2023'te anlaştığı savunuluyor. 

Geçen yıl yakalanan Gupta hakkında başlatılan hukuki süreç de devam ediyor. Gupta, Pannun'u öldürmesi için biriyle anlaşmaya çalışırken, bu kişinin polise haber vermesi sonucu yakalanmıştı. Böylece suikast planı da ortaya çıkmıştı. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC, Yadav hakkındaki iddianameyle, bu süreçte ilk kez Hindistan hükümetinin bir Sih aktiviste yönelik suikast girişimiyle doğrudan ilişkilendirildiğine dikkat çekiyor. 

Hindistan yönetimi, ABD'li yetkililerle işbirliği yapıldığını belirtirken, Yadav hakkındaki suçlamalara ilişkin açıklamada bulunmadı. ABD Dışişleri Bakanlığı da Hindistan'ın işbirliğinden memnuniyet duyduklarını aktardı. 

İddianamede, Yadav'ın RAW'da "kıdemli saha yetkilisi" olduğu belirtiliyor. İstihbarat teşkilatında nasıl bir görev yaptığı tam olarak açıklanmazken, "güvenlik denetimi ve istihbarattan" sorumlu olduğu ifade ediliyor.

ABD ve Kanada pasaportlarına sahip Pannun, Hintli ajanlar tarafından kendine suikast planlandığı iddialarına ilişkin geçen yıl yaptığı açıklamada şunları söylemişti: 

Amerikan topraklarında bir ABD vatandaşının tehdit edilmesi, ABD'nin egemenliğine karşı bir meydan okumadır.

Bağımsız Halistan fikrini savunan SJF, Hindistan'da yasaklı bir örgüt. Narendra Modi hükümeti, Pannun'u da "terörist" diye niteliyor. 

ABD'deki iddianame, Kanada ve Hindistan arasındaki gerginliğin tekrar tırmandığı bir döneme denk geldi. 

csdvf
Yadav'ın ne kadar süre RAW'da çalıştığına dair bilgi paylaşılmadı (ABD Adalet Bakanlığı)

Ayrılıkçı Sih örgütü Halistan Kurtuluş Gücü'nün (KLF) lideri Hardeep Singh Nijjar'ın 18 Haziran 2023'te Kanada'nın Britanya Kolumbiyası bölgesindeki Surrey şehrinde yer alan bir Sih tapınağının önünde öldürülmüştü. Kanada, olaydan Hindistan hükümetini sorumlu tutmuş, daha sonra iki ülke arasında kriz yaşanmıştı. 

Kanada Kraliyet Atlı Polisi'nden 14 Ekim'de yapılan açıklamayla gerginlik tekrar yükseldi. Ottava yönetimi, Yeni Delhi'nin Kanada'daki diplomatlar aracılığıyla Sih aktivistlerle ilgili bilgi topladığını, daha sonra da suç çeteleriyle anlaşarak bu kişilere saldırı düzenlediğini iddia etmişti. 

Kanada Başbakanı Justin Trudeau da Hindistan'ı, Kanada topraklarında vatandaşlarına yönelik şiddet kampanyası yürütmekle suçlamıştı. 

Hindistan ise iddialara tepki göstermiş, daha sonra 6'şar diplomat karşılıklı sınır dışı edilmişti.

Independent Türkçe, New York Times, BBC