Trump: Başkan para politikasının belirlenmesinde söz sahibi olmalı

Eski ABD Başkanı Donald Trump, Palm Beach, Florida'da bir basın toplantısında (AFP)
Eski ABD Başkanı Donald Trump, Palm Beach, Florida'da bir basın toplantısında (AFP)
TT

Trump: Başkan para politikasının belirlenmesinde söz sahibi olmalı

Eski ABD Başkanı Donald Trump, Palm Beach, Florida'da bir basın toplantısında (AFP)
Eski ABD Başkanı Donald Trump, Palm Beach, Florida'da bir basın toplantısında (AFP)

Cumhuriyetçi Parti'nin 5 Kasım'da başkanlık seçimlerindeki adayı eski ABD Başkanı Donald Trump, FED'e emanet edilmiş bir sorumluluk olan para politikasında "başkanın söz sahibi olması gerektiğini" söyledi.

Trump Palm Beach, Florida'da düzenlediği basın toplantısında, "Başkanın bu konuda söz sahibi olması gerektiğini düşünüyorum, bu benim inancım. Benim durumumda, çok para kazanmış, çok başarılı olmuş biri olarak, çoğu zaman FED'deki insanlardan ve başkanından daha iyi içgüdülerim olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Dünyanın büyük ekonomilerinin çoğunda merkez bankası, ekonomik teorilere göre öncelikleri farklı olabilecek siyasi otoritelerin müdahalesinden korunmak amacıyla, para politikasına bağımsız olarak karar verir.

Bu, Trump'ın pek çok kez onaylamadığını ifade ettiği bir yaklaşım ve dün (Perşembe) FED’in "çok sık yanlış yaptığını" belirtti.

ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell'ı, "her zaman ya çok erken ya da çok geç hareket ettiğini" söyleyerek eleştirme fırsatını da değerlendirdi.

Trump, para politikası kararlarının "çoğunlukla sezgilerle" alınması gerektiğini savundu.

FED, kararlarını mevcut makroekonomik verilere dayandırdığını defalarca açıkladı.

Trump, Powell'ı, Beyaz Saray'da iken FED Başkanı olarak seçmiş olmasına rağmen düzenli olarak eleştiriyor.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.