Kursk saldırısı: Ukrayna'nın Rusya topraklarına ilerlemesi ne kadar önemli?

Ukrayna birliklerinin Rusya'nın Kursk kentine girmesinin ardından Sudza kasabasında yanan bir binadan duman yükseliyor. (Reuters)
Ukrayna birliklerinin Rusya'nın Kursk kentine girmesinin ardından Sudza kasabasında yanan bir binadan duman yükseliyor. (Reuters)
TT

Kursk saldırısı: Ukrayna'nın Rusya topraklarına ilerlemesi ne kadar önemli?

Ukrayna birliklerinin Rusya'nın Kursk kentine girmesinin ardından Sudza kasabasında yanan bir binadan duman yükseliyor. (Reuters)
Ukrayna birliklerinin Rusya'nın Kursk kentine girmesinin ardından Sudza kasabasında yanan bir binadan duman yükseliyor. (Reuters)

Yaklaşık bin Ukrayna askeri, Rus ordusunu hazırlıksız yakaladığı anlaşılan bir operasyonla Rusya'nın Kursk bölgesinin birkaç mil içine girdi.

Şarku’l Avsat’ın Sky News'ten aktardığına göre, Ukrayna operasyonel güvenliği sağlamaya çalıştığı için tablo büyük ölçüde belirsizliğini koruyor. Ancak uzmanlar, saldırının Kursk bölgesindeki en az iki Rus savunma hattını aşmayı başarmış gibi göründüğünü söylüyor.

xscdvf
Ukrayna güçlerinin Rusya'nın Kursk bölgesine girmesinin ardından yıkılan binalar (Reuters)

Kremlin'den gelen mesajlar ise çelişkili. Bir yandan gelişmeleri önemli olarak sunmaya çalışırken, diğer yandan durumun kontrol altında olduğunda ısrar ediyor.

Ukrayna saldırıları nereye ulaştı?

Rus güçleri, Kursk bölgesinde Rusya sınırını ihlal eden Ukrayna ordusuyla üç gündür savaşıyor.

Tahminler değişmekle birlikte yaklaşık bin Ukrayna askerinin salı sabahı erken saatlerde tanklar ve zırhlı araçlarla sınırı geçtiği, insansız hava araçları (İHA) ve topçu birlikleri tarafından desteklendiği düşünülüyor.

Savaş Çalışmaları Enstitüsü'ne (ISW) göre, coğrafi konumu tespit edilen görüntüler, Ukrayna’nın Rus topraklarına doğru 10 kilometreye (6,2 mil) kadar ilerlediğini gösteriyor.

ytjukıl
Ukrayna güçlerinin Kursk bölgesine girmesinin ardından Sudza kasabasında yanan bir bina (Reuters)

ISW yayınladığı raporda, Ukrayna güçlerinin 45 kilometrekarelik bir alanı ele geçirdiğini bildiren bir Rus kaynağına ve Ukrayna güçlerinin toplam 11 mevziyi ele geçirdiğini bildiren diğer Rus kaynaklarına atıfta bulundu.

Ancak bazı unsurları teyit etmek mümkün görünse de, diğer pek çok şey belirsizliğini koruyor.

Daha önce hiç böyle bir şey oldu mu?

Şubat 2022'den bu yana iki yılı aşkın süredir devam eden savaş sırasında Rus topraklarına sınırlı saldırıların yaşandığı başka örnekler de oldu.

Ancak bu saldırılar genellikle Ukrayna güçlerinden ziyade, Kremlin karşıtı Ruslar gibi güçlerdi.

xcdvfg
Kursk bölgesindeki Sudza kasabası dışında Ukrayna zırhlı araçlarına Rus insansız hava aracı saldırısı (AFP)

Geçen yıl mayıs ayında Rusya'nın Belgorod bölgesinde düzenlenen silahlı bir operasyonun arkasında Rus Gönüllü Kolordusu olarak bilinen bir grup olduğu iddia edilmişti.

Bu kez Ukrayna güçlerinin Rusya'da organize ve planlı bir operasyona dahil olduğu anlaşılıyor.

Rusya ve Ukrayna ne dedi?

Kremlin ve diğer Rus yetkililer duruma verdikleri tepkilerde çelişkili davrandılar. Olayı ‘geniş çaplı bir provokasyon’ olarak nitelendirirken, durumun ‘kontrol altında’ olduğunda da ısrar ettiler.

Rusya Savunma Bakanlığı dün (perşembe), kuvvetlerinin Kursk bölgesinde Ukrayna'nın ilerlemesini engellediğini duyurdu.

Buna karşılık Ukraynalı yetkililer ve yorumcular, muhtemelen operasyonel güvenliği korumak için, mevcut saldırı konusunda büyük ölçüde sessiz kaldılar.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy çarşamba gecesi yaptığı video konuşmasında saldırıya doğrudan atıfta bulunmazken, Kiev askerlerini ilerlemeye ve Rus güçlerini zayıflatmaya çağırdı.

Zelenskiy dün yaptığı açıklamada, Rusya'nın ülkesine ‘savaş getirdiğini’ ve bunun sonuçlarına katlanması gerektiğini söyledi.

xsdfveg
Ukrayna sınırındaki Kursk bölgesinde yer alan Sudza kasabasında Ukrayna bombardımanı sonrasında hasar gören bir ev (AP)

Ukrayna Devlet Başkanlığı Danışmanı Mihaylo Podolyak dün X hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda söz konusu duruma atıfta bulunarak şu ifadeyi kullandı: “Kursk ve Belgorod bölgeleri gibi Rus toprakları dahil olmak üzere, her türlü gerilimin, bombardımanın, askeri eylemlerin, zorunlu tahliyelerin, doğal yaşam formlarının tahrip edilmesinin temel nedeni yalnızca Rusya'nın açık saldırganlığıdır.”

Ukrayna'nın Kursk operasyonu ne kadar önemli?

Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü (RUSI) Askeri Bilimler Direktörü Matthew Saville Sky News'e yaptığı açıklamada, “Her zaman olduğu gibi durum gelişiyor. Bu nedenle büyük tahminlere karşı dikkatli olmalıyız” dedi.

İhlalin 10 ila 20 kilometrelik bir alanı kapsadığını ve birkaç bin asker içeriyor olabileceğini açıklayan Saville, durumun çok karışık olduğunu ve dikkatli olunması gerektiğini belirtti.

Saville, “Planın Kursk'u ciddi bir şekilde ele geçirmek ya da Rus topraklarının geniş bir bölümünü ele geçirmeye çalışmak olması pek olası değil... Ukraynalıların çok fazla rezervi yok. Rusların var ve şu anda Rusya'da orta büyüklükte bir kuvvet bulundurmak Ukraynalılar için zor olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Saville, saldırının arkasındaki olası nedenleri şöyle sıraladı:

- Rusya'nın prestijine ve moraline darbe vurmak,

- Uluslararası destekçilere Ukrayna'nın halen savaşta olduğu ve hamle yapabileceği mesajını vermek,

- Gelecekteki esir değişimleri için daha fazla Rus savaş esiri ele geçirmeye çalışmak,

- Zayıf bir noktayı vurmak ve diğer ilan edilmemiş operasyonlarla bağlantılı olmak için bir fırsat sağlamak,

- Rusya'nın geri hatlarını ve kuvvetlerini tehdit ederek Harkov çevresinde bir ‘tampon bölge’ oluşturmaya çalışan Rus kuvvetlerinin geri çekilmesine yol açmak.



Gazze savaşı nedeniyle gerginliğin arttığı bir ortamda Merz ilk ziyaretini gerçekleştirmek üzere İsrail'e geldi

Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
TT

Gazze savaşı nedeniyle gerginliğin arttığı bir ortamda Merz ilk ziyaretini gerçekleştirmek üzere İsrail'e geldi

Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)

İsrail gazetesi Yediot Aharonot’un internet sitesi Ynet, dün yayımladığı haberinde Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in görevine başladıktan sonraki ilk resmi ziyaretini İsrail’e gerçekleştireceğini bildirdi.

Habere göre Merz, bugün (pazar) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelecek.

Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, X platformundaki paylaşımında Almanya’yı İsrail için ‘önemli bir ortak’ olarak niteledi. Saar, iki ülke ilişkilerinin sürekli geliştiğini belirterek Merz’in ziyaretinin bu ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayacağını ifade etti.

Saar ayrıca, Almanya’nın geçen hafta ilk kez kendi topraklarında İsrail’e ait Arrow balistik füze savunma sistemi bataryası konuşlandırdığını hatırlattı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in İsrail’e yaptığı ilk ziyarette, Berlin’in Gazze Şeridi’ndeki İsrail saldırılarına ve işgal altındaki Batı Şeria’daki şiddete yönelik son dönemdeki itirazlarına rağmen iki ülke arasındaki ‘özel’ ilişkiyi güçlendirmeyi hedeflediği bildirildi.

Merz, Ürdün’ün Akabe kentinde Kral 2. Abdullah ile yaptığı iki saatlik kısa görüşmenin ardından İsrail’e geçti. Şansölyenin bugün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesi planlanıyor.

Ziyaret, Gazze Şeridi’nde savaşın başlamasından bu yana iki yılı aşkın süredir uluslararası alanda yalnızlık yaşayan Netanyahu açısından dikkate değer bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Savaşa ve yarattığı sonuçlara rağmen Almanya Hükümet Sözcü Yardımcısı Sebastian Hille cuma günü yaptığı açıklamada, ‘Almanya-İsrail ilişkilerinin sağlam, yakın ve güvene dayalı’ olduğunu vurguladı.

Almanya, İsrail’e güçlü destek veriyor ve bunu Nazi dönemindeki Yahudi soykırımı nedeniyle taşıdığı tarihi sorumlulukla açıklıyor. Merz’in bugün, Nazi Almanya’sı tarafından öldürülen Yahudi kurbanların anısını yaşatan Yad Vashem Anma Merkezi’ni ziyaret etmesi bekleniyor.

Bununla birlikte Berlin, Gazze Şeridi’ndeki insani durumun ağırlaşmasıyla birlikte son aylarda İsrail’e yönelik söylemini sertleştirdi.

Geçtiğimiz ağustos ayında Merz, İsrail’in kuşatma altındaki ve büyük ölçüde yıkıma uğramış Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonlarını yoğunlaştırmasına tepki olarak, Almanya’nın İsrail’e silah ihracatına kısmi kısıtlama getirme kararı almış ve bu adım ülkede siyasi tartışmaya yol açmıştı.

‘Söylem farklılığı’

Hükümet Sözcü Yardımcısı Sebastian Hille, iki ülke arasındaki ‘söylem farklılığına’ dikkat çekti.

Şansölye ile İsrail Başbakanı’nın bugün Gazze Şeridi’nde yaklaşık iki ay önce yürürlüğe giren ateşkesin ikinci aşamasına geçiş için yürütülen çabaları ele alması bekleniyor.

Bu anlaşma, İsrail ile Hamas’ın neredeyse her gün karşılıklı ihlal suçlamaları yöneltmesi nedeniyle hâlâ kırılgan. Bu durum, ABD Başkanı Donald Trump’ın savaşın sona erdirilmesi ve Gazze Şeridi’nin yeniden inşasını öngören planının tam olarak uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin soru işaretlerini artırıyor.

Hille cuma günü, ‘yerleşimci şiddetinde büyük artış’ yaşandığını belirterek, bu durumu tekrardan kınadı ve İsrail hükümetine ‘yerleşim inşasını durdurma’ çağrısını yineledi.

Geçtiğimiz ağustos ayında açıklanan silah ihracatı kısıtlaması, Netanyahu hükümetinden sert tepki çekmişti. İsrail yönetimi, geleneksel müttefiki Almanya’yı bu adımla ‘Hamas terörünü ödüllendirmekle’ suçlamıştı.

Şansölye Merz’in, kararını İsrail Başbakanı’na telefonla bildirmesi sırasında ‘tartışmanın alevlendiği’ bildirildi.

Ancak Alman solunun radikal kanadındaki Die Linke partisine bağlı Rosa Luxemburg Vakfı’nın Tel Aviv Ofisi Direktörü Gil Shohat, AFP’ye yaptığı değerlendirmede, bunun iki lider arasındaki ‘söylemsel bir ayrışmadan’ öteye gitmediğini söyledi.

Öte yandan Alman ordusunun çarşamba günü İsrail dışında ilk kez konuşlandırılan Arrow füze savunma sisteminin ilk bölümünü faaliyete geçirmesi, Almanya’nın uzun vadeli güvenliği açısından İsrail’e duyduğu bağımlılığın boyutunu ortaya koydu.

Berlin ayrıca son dönemde, insansız hava araçlarına (İHA) karşı savunmasını güçlendirmesi konusunda İsrail’den aldığı desteğe dikkat çekti.

Yüksek beklentiler

Almanya’nın Eurovision Şarkı Yarışması’na İsrail’in katılımına onay vermesi, perşembe günü alınan kararla ülkede geniş destek görürken, bazı diğer ülkelerde boykot çağrılarını tetikledi.

Gil Shohat, Almanya Şansölyesi’nin Gazze’de savaş suçları ve insanlığa karşı suç işlediği şüphesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından aranan Binyamin Netanyahu’yu ziyaret etmesini, ‘normalleşmemesi gereken bir durumda olumsuz bir normalleşme işareti’ olarak değerlendirdi.

Friedrich Merz, şubat ayı sonunda parlamentoyu kazandıktan hemen sonra yaptığı açıklamada, UCM’nin hakkındaki yakalama kararına rağmen Netanyahu’nun Almanya’yı ziyaret edebileceğini söylemişti.

Ancak Şansölyelik makamı daha sonra bu meselenin ‘şu anda gündemde olmadığını’ bildirdi.

Konrad Adenauer Vakfı’nın Kudüs Ofisi Direktörü Michael Rimmel ise AFP’ye yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun Berlin’den ‘sürekli bir destek işareti’ beklediğini ve kendisinin şu anda ‘yüksek beklentilere’ sahip olduğunu söyledi.

Öte yandan Rimmel’e göre Berlin’in son aylarda yaptığı çağrılar, Donald Trump’ın ‘daha güçlü etkisi’ karşısında sınırlı kalıyor. Rimmel, Trump’ın Gazze’de ateşkes sağlanması için İsrail’i baskı altına alabilen ‘tek aktör’ olduğunu belirtti.


ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
TT

ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth, dün akşamı yaptığı açıklamada, ABD'nin nükleer silahlar ve bunların fırlatma sistemleri üzerinde "tıpkı herkes gibi" testler yapacağını duyurdu; bu açıklama açıkça Rusya'ya atıfta bulunuyordu.

Kaliforniya'daki bir savunma forumunda konuşan Hegseth, ABD'nin Tayvan ile ilgili mevcut durumu değiştirmeye çalışmadığını da belirtti.

Bakanlığının, Başkan Donald Trump'ın Pasifik bölgesinde güçlü bir konumdan müzakere edebilmesini sağlamak için çalışacağını belirten Hegseth, ABD yönetiminin Hint-Pasifik bölgesindeki müttefiklerinin savunma bütçelerini artırmaları konusunda iyimser olduğunu kaydetti.

ABD Savunma Bakanı, İsrail, Güney Kore, Polonya ve Almanya'yı "ideal müttefikler" arasında sayarken, kolektif savunma konusunda harekete geçmeyen müttefiklerin vahim sonuçlarla karşı karşıya kalacağını vurguladı.


İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
TT

İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, ABD Başkanı Donald Trump'ın Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yolsuzluk davasında affedilmesi gerektiği yönündeki görüşüne saygı duyduğunu söyledi, ancak "İsrail egemen bir devlettir" diyerek ülkenin hukuk sistemine saygı duyduğunu vurguladı.

Herzog, Politico haber sitesine verdiği demeçte, "Herkes, önleyici bir affın davanın esasına göre değerlendirilmesi gerektiğini anlıyor" dedi.

Şarku'l Avsat'ın The Times of Israel'den aktardığına göre şöyle devam etti: "İncelenmesi gereken birçok konu var. Bir yandan kanun önünde tam eşitlik, diğer yandan her bir davanın kendine özgü koşulları."

Trump'ın Netanyahu için tekrar tekrar yaptığı af çağrılarına atıfta bulunarak, "Başkan Trump'ın dostluğuna ve görüşüne saygı duyuyorum" ifadesini kullandı.

Sözlerini şöyle tamamladı: "Çünkü Gazze'deki rehinelerimizi geri getirmesini istediğimiz ve bu rehineleri geri getirmek ve BM Güvenlik Konseyi kararını geçirmek için cesurca muazzam bir adım atan aynı Başkan Trump'tır. Ancak İsrail elbette egemen bir devlettir ve İsrail hukuk sistemine ve gerekliliklerine tam saygı duyuyoruz."

Trump, ekim ayında İsrail'e yaptığı ziyarette, Kudüs'teki parlamentoda yaptığı konuşmada Herzog'u başbakanı affetmeye çağırdı. Netanyahu, 2019'dan beri iş adamlarından yaklaşık 700 bin şekel (211.832 dolar) değerinde hediye aldığı iddiaları da dahil olmak üzere, üç davayla karşı karşıya. İsrail cumhurbaşkanının büyük ölçüde törensel bir rol üstlenmesine rağmen, Herzog istisnai durumlarda cezai suçlardan hüküm giymiş kişileri affetme yetkisine sahip.

2020'de başlayan Netanyahu'nun davası hâlâ devam ediyor ve tüm suçlamalardan masum olduğunu savunuyor. Başbakan davayı, sol tarafından demokratik olarak seçilmiş bir sağcı lideri devirmek için düzenlenen siyasi amaçlı cadı avı olarak nitelendirdi.

Netanyahu geçtiğimiz ayın sonunda, yıllardır süren yolsuzluk davasında Herzog'dan resmen af ​​talep etti ve cezai sürecin İsrail'i yönetme yeteneğini engellediğini ve af talebinin, ulusal çıkarlara hizmet edeceğini savundu.

Ülkenin kuruluşundan bu yana İsrail'de en uzun süre başbakanlık yapan Netanyahu, uzun süredir rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarını reddediyor.