“Sabah namazı katliamı” savaşın durdurması için İsrail üzerindeki baskıyı artırdı mı?

Arap ülkeleri ve uluslararası toplum olayı kınadı. İran: İsrail'e karşı ‘misilleme’ Gazze’de ateşkese’ zarar vermez

İsrail'in dün Gazze'de yerinden edilen kişilerin sığındığı bir okula düzenlediği saldırının yol açtığı yıkımın ortasındaki kan birikintisi (Reuters)
İsrail'in dün Gazze'de yerinden edilen kişilerin sığındığı bir okula düzenlediği saldırının yol açtığı yıkımın ortasındaki kan birikintisi (Reuters)
TT

“Sabah namazı katliamı” savaşın durdurması için İsrail üzerindeki baskıyı artırdı mı?

İsrail'in dün Gazze'de yerinden edilen kişilerin sığındığı bir okula düzenlediği saldırının yol açtığı yıkımın ortasındaki kan birikintisi (Reuters)
İsrail'in dün Gazze'de yerinden edilen kişilerin sığındığı bir okula düzenlediği saldırının yol açtığı yıkımın ortasındaki kan birikintisi (Reuters)

İsrail savaş uçaklarının dün Gazze'deki bir okulda yerinden edilen kişilere yönelik gerçekleştirdiği korkunç katliam, Arap ülkeleri ve uluslararası toplum tarafından şiddetle kınanırken İsrail'e 10 aydır devam eden savaşı sona erdirmesi için yapılan baskıyı da arttırdı.

Filistinli yetkililer, İsrail savaş uçaklarının Gazze'nin doğusundaki ed-Derac Mahallesi’nde yer alan et-Tabiin Okulu’na yerinden edilen kişilerin sabah namazı kıldığı sırada hava saldırısı düzenlediğini ve saldırıda 100'den fazla kişinin öldüğünü, 150'den fazla kişinin de yaralandığını bildirdiler. Buna karşın İsrail, bu rakamlara itiraz etti ve okulun Hamas ve İslami Cihad hareketlerine ait askeri bir karargâh olduğunu öne sürdü. Ancak sosyal medya platformlarından paylaşılan görüntülerde, saldırının yol açtığı geniş çaplı yıkım, yanmış cesetler ve etrafa saçılmış vücut parçaları olduğu görüldü.

Suudi Arabistan, Gazze Şeridi’ndeki toplu katliamın durdurulması gerektiğini vurgularken Mısır, ‘silahsız sivillerin hedef alınmasına son verilmesi için uluslararası ortak bir tutum sergilenmesi’ çağrısında bulundu. Ürdün ‘İsrail saldırganlığına derhal son verilmesini’ istedi. Öte yandan Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, “Bu katliamlar için hiçbir gerekçe yok” ifadelerini kullandı. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini ise “Bizim gözetimimiz altında yaşanan bu dehşetlerin artık sona ermesinin zamanı geldi” şeklinde konuştu.

Diğer taraftan İran, Hamas lideri İsmail Heniyye'nin kendi topraklarında öldürülmesi nedeniyle İsrail'e yönelik ‘misillemesini’ Gazze Şeridi’nde olası bir ateşkese zarar vermeyeceğini vurguladı. İran'ın yarı resmi haber ajansı Mehr'in haberine göre İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Said İravani, İran'ın ‘(İsrail'e) uygun zamanda, olası ateşkese zarar vermeyecek şekilde misilleme yapmasını umduğunu’ söyledi.



İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
TT

İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, İran, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın cuma günü İstanbul'da nükleer müzakereleri yeniden başlatacağını açıkladı. Bu açıklama, Avrupa'nın üç büyük ülkesi olan İngiltere, Fransa ve Almanya'nın müzakerelerin yeniden başlamaması halinde İran'a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanacağı uyarısının ardından geldi.

İran resmi basınına göre Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, “İran, İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki toplantının, dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılacağını” açıkladı.

İran medyası dün, Batılı güçlerin BM yaptırımlarına hızlı bir şekilde geri dönüş için "snapback" mekanizmasını devreye sokmak üzere ağustos sonuna kadar süre vermesinin ardından, Tahran'ın Avrupa Troykası ile müzakereleri yeniden başlatma konusunda anlaştığı haberini verdi. Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim Haber Ajansı, konuya hakim bir kaynağın "Görüşmelerin prensibi üzerinde anlaşmaya varıldı, ancak zaman ve yer konusunda istişareler devam ediyor" dediğini belirtti.

Birkaç gün önce, Avrupa Troyka'nın dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği'nin dışişleri politika sorumlusu, geçen ay İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıdan bu yana İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Avrupa Troykası, Çin ve Rusya ile birlikte, 2015 yılında İran ile imzalanan ve 2018 yılında ABD'nin çekildiği nükleer anlaşmanın kalan taraflarını oluşturuyor. Anlaşma uyarınca, İran'ın nükleer programına kısıtlamalar getirilmesi karşılığında yaptırımlar kaldırılmıştı.

Avrupa Birliği, İran ile İsrail arasında hava savaşı öncesinde devam eden nükleer müzakerelerin yeniden başlamaması veya somut sonuç alınmaması halinde, BM'nin yaptırımlarını otomatik olarak yeniden uygulamaya koyan “Snapback” mekanizması yoluyla, ağustos ayı sonuna kadar İran'a BM yaptırımlarını yeniden uygulayacağını açıkladı.

Arakçi birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği ve Avrupa Troyka'sı bir rol oynamak istiyorsa, sorumlu davranmalı ve ahlaki ve hukuki hiçbir temeli olmayan (yaptırımların yeniden uygulanması) politikası da dahil olmak üzere, modası geçmiş tehdit ve baskı politikalarından vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.

2015 nükleer anlaşmasını onaylayan BM kararının maddelerine göre, Avrupa Troykası 18 Ekim 2025 tarihine kadar BM'nin Tahran'a yaptırımlarını yeniden uygulayabilir.

İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Vahid Ahmedi, üç Avrupa ülkesinin “uluslararası hukuk açısından mekanizmayı devreye sokma hakkına sahip olmadığını”ifade etti. İran Observer haber sitesine verdiği demeçte, Tahran'ın ABD ile müzakerelere dönmek için üç temel şart koyduğunu belirtti. “Birincisi, İran topraklarına yönelik saldırının uluslararası platformlarda kınanması, ikincisi, 12 gün süren savaşın yol açtığı zarar ve kayıpların belirlenmesi, üçüncüsü, gelecekte İran topraklarına yönelik herhangi bir saldırının tekrarlanmayacağına dair net garantiler verilmesi.”

İsrail-İran savaşından önce Tahran ve Washington, Umman'ın arabuluculuğunda beş tur nükleer müzakere gerçekleştirdi, ancak Batı güçlerinin silahlanma tehlikesini ortadan kaldırmak için İran'ın uranyum zenginleştirmesini sıfıra indirmesini talep etmesi gibi önemli engellerle karşılaştı.

ABD saldırılarından önce İran, uranyumu yüzde 60 saflıkta zenginleştiriyordu. Bu uranyumun saflığı, silah geliştirmeye imkan veren yüzde 90'a kadar kolaylıkla yükseltilebilir.

Tahran, nükleer programının sadece sivil amaçlara yönelik olduğunu söylüyor. Batılı güçler ise bu düzeyde zenginleştirmenin sivil bir gerekçesi olmadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler'in en üst düzey denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ise nükleer silah üretmeden uranyumu bu düzeye kadar zenginleştiren başka bir ülke olmadığını vurguluyor.