Türk kuvvetleri Irak'tan ayrılmayı düşünmüyor

Ankara: Bağdat'la ortak eğitim merkezi kurulması konusunda anlaşma sağlandı

Türkiye-Irak güvenlik işbirliği mekanizmasının 15 Ağustos'ta Ankara'da yaptığı toplantıdan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye-Irak güvenlik işbirliği mekanizmasının 15 Ağustos'ta Ankara'da yaptığı toplantıdan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Türk kuvvetleri Irak'tan ayrılmayı düşünmüyor

Türkiye-Irak güvenlik işbirliği mekanizmasının 15 Ağustos'ta Ankara'da yaptığı toplantıdan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye-Irak güvenlik işbirliği mekanizmasının 15 Ağustos'ta Ankara'da yaptığı toplantıdan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Türkiye dün yaptığı açıklamada, Irak'la buradaki askeri varlığının sona ermesi konusunda anlaşmaya varmadığını belirterek, "yurtdışında terörle mücadelenin devam ettiğini" vurguladı.

Cumhurbaşkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Irak Savunma Bakanı Sabit Muhammed el-Abbasi tarafından geçen hafta imzalanan mutabakat zaptının Türk askerlerinin Irak topraklarındaki varlığını sona erdirmeyi amaçlamadığını belirtti.

Merkez, “Mutabakat kapsamında iki ülke Bağdat'ta ortak bir güvenlik koordinasyon merkezi ve Başika'da ortak bir eğitim merkezi kuracak ve bu iki merkez terör örgütlerinin iki ülkenin egemenliğine yönelik oluşturduğu tehditlerin ortadan kaldırılmasını sağlayacak” açıklamasında bulundu.

Bir Türk Savunma Bakanlığı yetkilisine göre, medya kuruluşları, Türkiye ve Irak savunma bakanları tarafından imzalanan metinden farklı ve “gerçek olmayan” bir mutabakat metni yayınladı.

Savunma Bakanlığı danışmanı Zeki Aktürk, iki ülkenin terör örgütlerine karşı koordinasyon için istihbarat alışverişinde bulunacağını söyledi.



Trump yönetimi, Nikaragua ve Honduras vatandaşları için Geçici Koruma Statüsü'nü kaldırdı

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
TT

Trump yönetimi, Nikaragua ve Honduras vatandaşları için Geçici Koruma Statüsü'nü kaldırdı

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimi dün, Honduras ve Nikaragua vatandaşları için Geçici Koruma Statüsü'nün iptal edildiğini duyurdu; bu karar 70 binden fazla kişiyi önümüzdeki aylarda ABD'den sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya bırakıyor.

İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem yaptığı açıklamada, “Ülkedeki genel koşullar Honduraslıların güvenli bir şekilde evlerine dönmelerine yetecek kadar iyileşti” dedi. Şu anda tahminen 72 bin Honduraslı ve 4 bin Nikaragualıya verilen Geçici Koruma Statüsü, 1998 yılında her iki Orta Amerika ülkesinde de geniş çaplı yıkıma neden olan Mitch Kasırgasının ardından 1999 yılında verilmişti.

İç Güvenlik Bakanlığı yaptığı ayrı bir açıklamada Bakan Noem'in, Nikaragualılar konusunda da benzer bir sonuca vardığını belirterek “Geçici Koruma Statüsü’nün (TPS) çeyrek asır sürmemesi gerektiğini” vurguladı. Washington merkezli bir Latin Amerika insan hakları araştırma ve savunma merkezi olan Washington Office on Latin American Affairs, bakanlığı Honduras ve Nikaragua vatandaşlarının yanı sıra benzer eylemlerden etkilenen diğer ülkelerden gelenler için TPS'yi iptal etme kararını geri almaya çağırdı.

“STK'dan yapılan açıklamada, “Honduras ve Nikaragua, çok sayıda doğal afetin yanı sıra, onlarca yıldır yapısal cezasızlık, şiddet, yoksulluk ve temel kamu hizmetlerine erişim eksikliğinden muzdariptir. Nikaragualılar ise ifade özgürlüğü, örgütlenme ve insan hakları da dâhil olmak üzere sivil özgürlüklerini reddeden otoriter bir hükümet altında yaşamaktadır" denildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre hak sahiplerini sınır dışı edilmekten koruyan ve onlara ABD'de çalışma hakkı veren TPS, çatışma, doğal afet veya diğer “olağanüstü” koşullar nedeniyle ülkelerinde güvenlikleri risk altında olan göçmenlere geçici olarak verilmektedir.

Trump yönetimi daha önce de Haitililer, Venezuelalılar, Afganlar, Nepalliler ve Kamerunlular için Geçici Korumalı Statü'yü iptal etmişti. Başkan Donald Trump, ABD'nin “yabancı suçlular” tarafından “istila” edildiğini düşündüğü yasadışı göçle mücadeleyi en önemli önceliklerinden biri haline getirdi.