Macron, Telegram'ın kurucusu Pavel Durov'un gözaltına alınmasının siyasi bir arka planı olduğunu reddetti

Telegram CEO'su ve kurucusu Pavel Durov, 21 Eylül 2015 tarihinde San Francisco, Kaliforniya, ABD'de düzenlenen bir etkinlik sırasında (AFP)
Telegram CEO'su ve kurucusu Pavel Durov, 21 Eylül 2015 tarihinde San Francisco, Kaliforniya, ABD'de düzenlenen bir etkinlik sırasında (AFP)
TT

Macron, Telegram'ın kurucusu Pavel Durov'un gözaltına alınmasının siyasi bir arka planı olduğunu reddetti

Telegram CEO'su ve kurucusu Pavel Durov, 21 Eylül 2015 tarihinde San Francisco, Kaliforniya, ABD'de düzenlenen bir etkinlik sırasında (AFP)
Telegram CEO'su ve kurucusu Pavel Durov, 21 Eylül 2015 tarihinde San Francisco, Kaliforniya, ABD'de düzenlenen bir etkinlik sırasında (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dün (Pazartesi), Telegram'ın kurucusu Pavel Durov'un Paris Havaalanı’nda aniden gözaltına alınmasının ardından, Durov'un gözaltına alınmasının herhangi bir siyasi arka planı olduğunu reddetti.

Durov'un gözaltına alınmasının zamanlaması ve koşulları hakkında sorular gündeme geldi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre davaya yakın kaynaklar, Durov'un 900 milyondan fazla kullanıcısı olan Telegram'da yasadışı içeriğin yayılmasını engelleyememekle suçlandığını, ancak uygulamanın suçlamaları reddettiğini söyledi.

Sovyet dönemi Leningrad'ında (şimdiki St Petersburg) entelektüel bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Durov, 20 yaşındayken Rusya'nın en büyük sosyal ağı VKontakte'yi (VK) kurmadan önce çocukluğunu İtalya'da geçirdi. On yıl önce Rusya'dan ayrıldıktan sonra Telegram'ı kurdu. Forbes dergisi şu anki net servetinin 15,5 milyar dolar olduğunu tahmin ediyor.

Macron X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, Durov'un gözaltına alınmasının ‘halen devam etmekte olan adli bir soruşturma çerçevesinde gerçekleştiğini’ ifade etti.

Hukuki bir dosyaya ilişkin istisnai yorumda bulunan Macron, “Bu hiçbir şekilde siyasi bir karar değildir. Karar, davaya bakan yargıçlara aittir” dedi.

39 yaşındaki Durov, Rus vatandaşlığının yanı sıra Fransız pasaportuna da sahip.

‘Durov'un saklayacak bir şeyi yok’

Soruşturmaya yakın bir kaynağa göre soruşturma hâkimi pazar günü Durov'un gözaltı süresinin uzatılmasına karar verdi. Sorgulama için ilk gözaltı 96 saate kadar sürebiliyor.

Bu süre sona erdiğinde yargıç Durov'u serbest bırakabilir ya da suçlayarak tutuklu yargılanmasına karar verebilir.

Davaya yakın bir kaynak Durov'un Azerbaycan'ın başkenti Bakü'den Paris'e geldiğini ve Fransa'nın başkentinde akşam yemeği yemeyi planladığını söyledi.

Adının açıklanmasını istemeyen kaynak, Durov'un tüm seyahatlerinde yanında olan bir koruma ve bir asistanın eşlik ettiğini belirtti.

Asıl soru, Durov'un arandığını bildiği halde neden Fransa'ya gittiği. Adının açıklanmasını istemeyen davaya yakın bir kaynak, “Belki de bundan paçayı kurtaracağı izlenimine kapıldı” dedi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 18 ve 19 Ağustos tarihlerinde Azerbaycan'a yaptığı resmi ziyaret kapsamında Bakü'deydi. Ancak Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ikilinin bir görüşme gerçekleştirdiği yönündeki haberleri yalanladı.

Durov, platformunun suç amaçlı kullanımını sınırlandırmak için harekete geçmemekle suçlanıyor.

Bir başka kaynak, dolandırıcılık, uyuşturucu kaçakçılığı, çevrimiçi taciz, organize suç ve terörizmin teşviki de dahil olmak üzere iddia edilen suçlarla ilgili bir ön soruşturma kapsamında Durov için tutuklama emri çıkarıldığını söyledi.

Buna karşılık Telegram uygulaması tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Durov'un saklayacak hiçbir şeyi yok ve Avrupa'da yoğun bir şekilde seyahat ediyor. Telegram, Dijital Hizmetler Yasası da dahil olmak üzere Avrupa Birliği (AB) yasalarına uyuyor ve standartlarına saygı duyuyor. Bir platformun ya da sahibinin bu platformun kötüye kullanılmasından sorumlu olduğunu iddia etmek mantıksızdır.”

Diğer yandan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanlığı gece saatlerinde, Fransa ve BAE çifte vatandaşlığına sahip Durov'a konsolosluk hizmeti sağlanması için Fransa'ya talepte bulunduğunu duyurdu.



Pakistanlı Bakan: Hindistan önümüzdeki 24 ila 36 saat içinde askeri bir saldırı başlatabilir, biz de buna karşılık vereceğiz

Güney Keşmir'de konuşlu Hint askerleri (AFP)
Güney Keşmir'de konuşlu Hint askerleri (AFP)
TT

Pakistanlı Bakan: Hindistan önümüzdeki 24 ila 36 saat içinde askeri bir saldırı başlatabilir, biz de buna karşılık vereceğiz

Güney Keşmir'de konuşlu Hint askerleri (AFP)
Güney Keşmir'de konuşlu Hint askerleri (AFP)

Pakistan Enformasyon Bakanı Attaullah Tarar dün yaptığı açıklamada, Pakistan'ın Hindistan'ın önümüzdeki 24 ila 36 saat içinde askeri bir saldırı başlatmayı planladığına dair güvenilir istihbarata sahip olduğunu söyledi.

Bakan Tarar, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada Hindistan'ın (Keşmir'deki) Pahalgam olayını sahte bir gerekçe olarak kullanarak askeri saldırı başlatmayı planladığını söyledi.

Ülkesinin böyle bir saldırganlık eylemini ‘kararlı bir karşılıkla yanıtlanacağını’ söyleyen Tarar, “Bölgedeki her türlü olumsuz sonuçtan tamamen Hindistan sorumlu olacaktır” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Hindistan'ın Keşmir bölgesinde turistlere yönelik düzenlenen silahlı saldırıda 26 kişi hayatını kaybetmişti.

Bu gelişme Hindistan'ın saldırıda Pakistanlı unsurların parmağı olduğunu iddia etmesinin ardından, nükleer silahlara sahip iki ülke arasında tırmanan gerilimin ortasında yaşandı. İslamabad olayda herhangi bir rolü olmadığını vurgularken tarafsız bir soruşturma yapılması çağrısında bulundu. Hindistan Dışişleri Bakanlığı yorum talebine henüz yanıt vermedi.

Hindistan Başbakanı Narendra Modi saldırganları yakalayıp cezalandırma sözü verdi. Hem nüfusunun çoğunluğunu Hinduların oluşturduğu Hindistan hem de nüfusunun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Pakistan, Müslümanların çoğunlukta olduğu Keşmir'in tamamında hak iddia ediyor. Her biri Keşmir’in bir kısmını kontrol eden Hindistan ve Pakistan, geçmişte bu bölge için savaştı.

Pakistan Savunma Bakanı Muhammed Asif daha önce Reuters'a yaptığı bir açıklamada Hindistan'ın askeri bir harekat başlatmasının artık son derece yakın olduğunu söylemişti.

İslamabad'daki ofisinde yaptığı açıklamada Asif, Pakistan'ın yüksek alarm durumunda olduğunu ancak nükleer silahlarını yalnızca ‘bekasına yönelik doğrudan bir tehdit olması halinde’ kullanacağını sözlerine ekledi.