Bangladeş'in yeni yetkilileri dün (Çarşamba), eski Başbakan Şeyh Hasina'nın istifa ederek Hindistan'a kaçmasından günler önce yasaklanan ülkenin ana İslamcı partisi Cemaat-i İslami üzerindeki yasağı kaldırdı.
Hükümet, derhal yürürlüğe giren bir kararla "1 Ağustos 2024'te yayınlanan ve Bangladeş'te Cemaat-i İslami'yi yasaklayan önceki hükümet kararnamesini iptal etti."
Cemaat-i İslami, 170 milyon nüfuslu ülkenin ana partilerinden biri ve en büyük İslamcı örgütüdür. On yıllardır Hasina'nın ana muhalefet partisi Bangladeş Milliyetçi Partisi'nin (BNP) önemli bir müttefiki oldu.
Cemaat-i İslami 2001'den 2006'ya kadar ülkeyi yöneten koalisyonun bir parçasıydı. Hasina'nın ülkeyi demir yumrukla yönetmek üzere iktidara gelmesinden üç yıl sonra, 2012'den itibaren seçimlere katılması yasaklandı.
Hasina 1996-2001 yılları arasındaki ilk beş yıllık dönemin ardından üç dönem üst üste başbakanlık yaptı ve ocak ayında muhalefetin boykot ettiği bir seçimde yeniden seçildi.
Hasina, haftalarca süren öğrenci protestolarının ardından Hindistan'a kaçmadan dört gün önce Cemaat-i İslami'yi yasakladı.
Geçici hükümetin kararnamesi, Cemaat'in öğrenci kanadı üzerindeki yasağı da “terör ve şiddete karıştığına dair somut kanıt” bulunmadığı gerekçesiyle kaldırıyor.
Hükümet, Hasina döneminde güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen yüzlerce zorla kaybetme vakasına ilişkin soruşturma başlattığını duyurdu. Emekli bir Yüksek Mahkeme yargıcı başkanlığında bir soruşturma komitesi kurulmasını emrederek komiteye 45 gün içinde raporunu sunması için süre verdi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, geçtiğimiz yıl, Hasina'nın 2009 yılında iktidara gelmesinden sonra güvenlik güçlerinin “600'den fazla zorla kaybetme vakasından” sorumlu olduğunu ve bunlardan yaklaşık 100'ünün henüz bulunamadığını açıkladı.
Gözaltına alınanların çoğu Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) ve Cemaat-i İslami'ye mensup.
Hasina hükümeti iddiaları sürekli olarak reddetti ve kayıplardan bazılarının Avrupa'ya ulaşmaya çalışırken Akdeniz'de boğulduğunu belirtti.
Soruşturmanın hedef aldığı güvenlik güçleri arasında, özellikle sınır güvenliğinden sorumlu Sınır Devriyesi ile suç ve polis yolsuzluğuyla mücadele etmekle görevli elit bir birim olan ve çok sayıda insan hakları ihlaliyle suçlanan Hızlı Hareket Taburu da yer alıyor. Tabur ABD yaptırımlarına tabidir.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), Sınır Devriyesi ve Hızlı Hareket Taburu'nun “zorla kaybetme, işkence ve kötü muamele dahil olmak üzere ciddi insan hakları ihlalleri geçmişi” olduğunu belirtti.
Önceki hükümet tarafından suçlanan insan hakları ihlallerinin soruşturulup soruşturulmayacağını belirlemek üzere BM heyeti bir hafta önce Bangladeş'e geldi. Diğer yandan Hasina tarafından kurulan ve savaş suçlarını yargılamakla görevli Özel Mahkeme, Hasina hakkında üç soruşturma başlattı.