Türkiye bir ‘Mossad ajanının’ tutuklandığını duyurdu

Filistinlilere karşı psikolojik savaş yürüttü ve Suriye'den saha bilgisi toplamaları için ajanları finanse etti.

İstanbul'da tutuklanan ajanın Türk güvenlik servisleri tarafından paylaşılan fotoğrafı (Türk medyası)
İstanbul'da tutuklanan ajanın Türk güvenlik servisleri tarafından paylaşılan fotoğrafı (Türk medyası)
TT

Türkiye bir ‘Mossad ajanının’ tutuklandığını duyurdu

İstanbul'da tutuklanan ajanın Türk güvenlik servisleri tarafından paylaşılan fotoğrafı (Türk medyası)
İstanbul'da tutuklanan ajanın Türk güvenlik servisleri tarafından paylaşılan fotoğrafı (Türk medyası)

Türk istihbaratının İstanbul'da gözaltına alındığını duyurmasının ardından hakim karşısına çıkarılan Mossad ajanı olduğu iddia edilen kişinin tutuklandı.

Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) bugün yaptığı açıklamada, Liridon Rexhepi isimli şahsın 25 Ağustos’ta İstanbul'a gelişinden bu yana izlenen hareketlerinin ardından 30 Ağustos'ta tutuklandığını duyurdu. Rexhepi'nin Türkiye'de Mossad'a ait bir para ağını yönettiği, Mossad'ın emriyle drone görüntüleri çektiği ve Filistinli siyasetçilere karşı psikolojik savaş faaliyetlerinde bulunduğu tespit edildi.

Türk güvenlik kaynakları, uyruğu açıklanmayan Rexhepi'nin Suriye'deki saha durumuyla ilgili bilgi toplama karşılığında başta Kosova olmak üzere Doğu Avrupa ülkelerinden Türkiye'deki Mossad ajanlarına Western Union ve kripto para birimleri aracılığıyla para aktardığını bildirdi.

Kaynaklar, MİT’in Rexhepi'nin hareketlerini, özellikle de hesaplarından yapılan para transferlerini 25 Ağustos'ta ülkeye giriş yaptığından beri izlediğini belirtti.

MİT ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nin koordinasyonuyla 30 Ağustos'ta gözaltına alınan ajan, Kosova başta olmak üzere Doğu Avrupa ülkeleri üzerinden Türkiye'deki Mossad ajanlarına para aktardığını itiraf etti.

Kaynaklar, fonların izinin sürülmesinin, Türkiye'deki saha ajanlarının Kosova'dan gelen parayı Western Union ve kripto para birimleri aracılığıyla Suriye'deki alt kaynaklara aktardığını gösterdiğini söyledi.

Son aylarda Türk istihbaratı ve güvenlik birimleri Mossad'ın Türkiye'deki faaliyetlerine karşı başarılı olarak nitelendirilen birçok operasyon gerçekleştirdi.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 5 Nisan'da, Türkiye'de Mossad tarafından hedef alınan kişi ve şirketler hakkında bilgi topladıkları ve Mossad'a bilgi ve belge aktardıkları gerekçesiyle sekiz kişinin İstanbul'da tutuklandığını açıkladı.

Bu operasyon, 2 Ocak'ta gerçekleştirilen ve aralarında Filistinliler, Suriyeliler, Mısırlılar, Iraklılar ve Lübnanlıların da bulunduğu çeşitli Arap uyruklarından 34 kişinin, başta Filistinliler olmak üzere İstanbul'da ikamet eden yabancılar hakkında casusluk yapmakla suçlanarak tutuklandığı Köstebek Operasyonu’nun ikinci aşamasıydı.

İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve MİT tarafından yürütülen soruşturmalar, Mossad'ın Türkiye'de insani nedenlerle ikamet eden yabancı uyruklu kişilere karşı gözetleme, izleme, saldırı ve kaçırma faaliyetlerinde bulunmak üzere 46 ajan görevlendirdiğini ortaya çıkardı.

Türkiye, Hamas ile ilişkilerini sürdürdüğü ve Hamas'ı terör örgütü olarak sınıflandırmayı reddettiği için Mossad'ın kendi topraklarında ajan istihdam etmesinden endişe duyuyor.



İran: Nükleer silahlardan vazgeçmenin bedeli var

İran Buşehr nükleer tesisi (AFP)
İran Buşehr nükleer tesisi (AFP)
TT

İran: Nükleer silahlardan vazgeçmenin bedeli var

İran Buşehr nükleer tesisi (AFP)
İran Buşehr nükleer tesisi (AFP)

Önde gelen bir İranlı yetkili dün, yeni ABD yönetimine tazminat ve ayrıcalıklar karşılığında nükleer silaha sahip olmama teklifinde bulundu.

Dini Lider Ali Hamaney'in danışmanı Ali Laricani, ülkesinin ve ABD'nin nükleer dosya konusunda yeni bir duruma girdiğini söyledi. Laricani, "Yeni Amerikan yönetimi nükleer silaha sahip olmamızı istemiyorsa, kayıplarımızın tazmini ve başka ayrıcalıklar verilmesi gibi şartlarımızı kabul etmelidir” ifadelerini kullandı.

İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik Komitesi Başkanı İbrahim Azizi ise Tahran'ı iş birliği eksikliği nedeniyle eleştiren bir kararı kabul eden Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın müdürüne saldırdı. Azizi, "Rafael'in Tahran'da söyledikleri Viyana'dakilerle örtüşmüyor" dedi.

Buna karşılık İran Atom Enerjisi Kurumu sözcüsü Behruz Kemal Vandi, "UAEA'nın kararından kaynaklanan baskılar zenginleştirme yeteneğimizi artıracak" ifadelerini kullandı.