Philadelphia Koridoru engelinde geri adımdan söz ediliyor... Bu gelişme, ‘Gazze ateşkesi ’ne giden yolu açar mı?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrail saldırıları sonucu yıkılan evlerin enkazında çuval taşıyan Filistinli bir çocuk (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrail saldırıları sonucu yıkılan evlerin enkazında çuval taşıyan Filistinli bir çocuk (Reuters)
TT

Philadelphia Koridoru engelinde geri adımdan söz ediliyor... Bu gelişme, ‘Gazze ateşkesi ’ne giden yolu açar mı?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrail saldırıları sonucu yıkılan evlerin enkazında çuval taşıyan Filistinli bir çocuk (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrail saldırıları sonucu yıkılan evlerin enkazında çuval taşıyan Filistinli bir çocuk (Reuters)

İsrail medyası, Gazze Şeridi'ndeki ateşkes müzakerelerinin önündeki en büyük engel olan Philadelphia (Selahaddin) Koridoru krizinin çözümü konusunda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun karşı karşıya kaldığı baskılar, Mısır'ın İsrail güçlerinin bu koridorda kalmasını reddetmesi, Arapların Kahire ile dayanışması ve arabulucuların çabalarının baltalanması uyarıları altında, Washington'un bir esir takası anlaşması imzalama taahhüdüyle aynı zamana denk gelen yeni geri adımlardan bahsediyor.

Netanyahu'nun henüz benimsemediği ya da yorumlamadığı bu olası geri adımlar, Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar tarafından kuşkuyla karşılandı. Uzmanlar, İsrail Başbakanı’nın, ABD Başkanı Joe Biden'ın geçtiğimiz mayıs ayı sonunda yaptığı ve başta ABD olmak üzere anlaşmaya garantör ülkelerin de katılması çağrısında bulunduğu üç aşamadan ilkinin ardından, başka bahaneler kullanmaması ve savaş yoluyla gerilimi artırmaya tekrar dönmemesi için geri adım atmasının mümkün olduğuna inanıyor.

Netanyahu'nun salı günü Hamas'a silah kaçırılmayacağı iddiasıyla Philadelphia Koridoru sınırında kalma ısrarına ilişkin Mısır ve Arapların tepkisine yol açan açıklamalarından birkaç saat sonra İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, üst düzey bir İsrailli yetkilinin “Arabuluculara son günlerde İsrail'in ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasında Philadelphia Koridoru’ndan çekilmeyi kabul ettiği bilgisi verildi” şeklindeki sözlerini aktardı.

Aynı zamanda İsrail Kanal 12 televizyonu, Netanyahu'nun Philadelphia Koridoru konusundaki ısrarını, İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi'nin itirazlarına rağmen, ordunun uluslararası kurumlar yerine Gazze'deki halka insani yardım dağıtımıyla ilgilenmeye hazırlanması yönündeki gizli kararıyla ilişkilendirdi. “Bu direktif ışığında, Netanyahu'nun Philadelphia Koridoru'nda İsrail askeri varlığı konusundaki ısrarı, İsrail'in Gazze'deki gerçek planı olan askeri yönetime yol açabilir” denildi.

İsrail'in varlığı ve çekilmesi arasındaki bu zıtlığa dün (Çarşamba) ‘ABD, Mısır ve Katar'ın ateşkes ve esirlerin serbest bırakılması için bir uzlaşma planı formüle etmek üzere son günlerde önemli görüşmeler yaptığını’ belirten üçüncü bir yol daha eklendi.

Arabulucular planı, büyük olasılıkla Başkan Biden tarafından önümüzdeki cuma gününe kadar kamuoyuna açıklamak niyetindeler. Bu nedenle Mossad Başkanı David Barnea bu hafta Doha'ya gitti ve görüşmelerin önümüzdeki günlerde orada devam etmesi bekleniyor.

dfevrgbth5y
İsrail'in saldırı düzenlediği evin çevresinde toplanan Filistinliler (Reuters)

Netanyahu'nun Philadelphia Koridoru’nda kalmaktan vazgeçmesi, Tel Aviv'de esirlerin aileleri tarafından desteklenen protestolardan bu yana İsrail içindeki ilk grevde kilit bir talepti. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın, İsrail'in anlaşmanın ilk aşamasında Philadelphia Koridoru’ndan çekilmesinin ülkesi için bir güvenlik sorunu teşkil etmeyeceği yönündeki iddiası da cabası.

Muhalefetteki Resmi Kamp lideri Benny Gantz da salı günü yaptığı açıklamada, ‘Philadelphia Koridoru’nun İsrail için varoluşsal bir tehdit oluşturmadığını ve gerekirse koridordan çekilip geri dönülebileceğini’ söyleyerek, Netanyahu'yu ‘siyasi hayatta kalma’ kaygısı taşımakla suçladı.

Arap Kalkınma ve Stratejik Araştırmalar Vakfı Başkanı Samir Ragıb ise Netanyahu'nun Philadelphia Koridoru’na bağlı kalmaktan vazgeçeceğinden şüphe duyduğunu belirterek şunları söyledi: “İsrail'in pozisyonu bir gecede Netanyahu'nun bu koridordan çekilmeme ısrarından Biden'ın önerisinin ikinci aşamasında bunu uygulama olasılığından bahsetmeye dönüştü… Bu çok garip.”

Ragıb sözlerini şöyle sürdürdü: “Elbette Netanyahu manipülatif ve kaçamak cevaplar veriyor, ancak bunu yapsaydı bir anlaşmaya varabilirdik. Hamas, anlaşmaya bağlılığını sağlamak için büyük ülkelerden garanti talep edecektir. Aksi takdirde çözüm ya da ateşkes olmayacak.”

Ragıb, diğerlerinin yanı sıra İsrail'in müttefiki olduğu için ABD'nin de garantör ülkelerden biri olması gerektiğini, özellikle de Netanyahu'nun tekrarlanan açıklamalarıyla Mısır ve Katar'la rekabet yarattığını öne sürdü.

“Bu geri adımın inandırıcı olup olmadığını önümüzdeki günler belirleyecek” diyen İsrail meseleleri konusunda uzman Mısırlı akademisyen Ahmed Fuad Enver, Netanyahu'nun ertelemeciliği ile tanındığını ve son açıklamalarının ‘müzakereleri bozmak istediğinin’ kanıtı olduğunu vurguladı.

Enver, Netanyahu'nun Hamas'a Mısır üzerinden silah girişi yapıldığına dair açıklama ve iddialarını reddeden ve arabuluculuğu baltalamaya yönelik her türlü girişimin sonuçlarına dair uyarılar içeren son açıklamasına paralel olarak, ‘Mısır'ın bir anlaşmaya varmak için çabalarının yorulmadan devam edeceğine’ inanıyor.

axcdvfg
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrail hava saldırıları sonucu yıkılan evlerin enkazının yanında yürüyen Filistinli bir kadın (Reuters)

Mısır, salı günü ‘söz konusu açıklamaları ve İsrailli yetkililerin bu konudaki tüm iddialarını tamamen reddettiğini’ açıkladı. Ayrıca ‘İsrail hükümetini durumu daha da kötüleştiren ve bölgede daha fazla gerilime yol açan bu tür açıklamaların sonuçlarından sorumlu’ tuttu.

Netanyahu'nun sözleri, Arap dünyasında geniş çaplı bir tepkiyle karşılandı. Şarku’l Avsat’ın  edindiği bilgiye göre Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, ‘İsrail'in Philadelphia Koridoru ile ilgili açıklamalarını şiddetle kınadığını ve reddettiğini’ ifade ederek, ‘İsrail'in bu iddiaları karşısında Mısır'la dayanışma içinde olduğunu ve Mısır'ın yanında durduğunu’ vurguladı.

Suudi Arabistan, ‘bu provokatif açıklamaların Mısır, Katar ve ABD'nin kalıcı bir ateşkese ulaşmak için yürüttüğü arabuluculuk çabalarını baltalayacağı ve bölgenin tanık olduğu tehlikeli gerilimi arttıracağı’ uyarısında bulundu.

İsrail'in açıklamaları Dünya İslam Birliği (Rabıta), Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), Katar, Kuveyt ve Umman tarafından da reddedildi ve Mısır ile tam dayanışma içinde olunduğu vurgulandı.

Diğer yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, ‘görüşmelerde geçen hafta ilerleme kaydedildiğini’ açıkladı ve ‘Gazze Şeridi'nde ateşkes konusunda bir anlaşmaya varma zamanının geldiğini’ vurguladı.

‘Arap ve İslam dünyasının, özellikle de Suudi Arabistan'ın Mısır'la dayanışmasının etkili olacağına ve dünyaya Netanyahu'nun anlaşmanın önündeki engel olduğu mesajını vereceğine’ inanan Enver, “Bu, İsrail’in Kahire'ye yönelik suçlamalarının yanlış olduğunu ve Suudi Arabistan’ın bölgede gerilimin artmasını istemediğini gösterecektir” değerlendirmesinde bulundu.



Hizbullah'ın çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

Çağrı cihazı (Reuters)
Çağrı cihazı (Reuters)
TT

Hizbullah'ın çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

Çağrı cihazı (Reuters)
Çağrı cihazı (Reuters)

Hizbullah, Gazze Şeridi'ndeki Filistin direniş hareketlerine destek vermek amacıyla 8 Ekim'de İsrail ile çatışmaya girmesinden bu yana belki de en güçlü darbeyi, ülkenin farklı bölgelerinde üyeleri tarafından kullanılan çağrı cihazlarının patlatılmasıyla aldı.

Peki çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

BBC'de verilen bilgilere göre çağrı cihazı, cep telefonlarının yaygınlaşmasından önce kısa metin mesajları ve bildirimler göndermek yahut almak için yaygın olarak kullanılan küçük bir kablosuz cihazdır. Bu cihazlar çoğunlukla güvenlik personelleri, hastaneler ve şirketler tarafından kullanılır.

BBC, bu cihazların iki türü olduğunu belirtti: Birincisi mesaj ya da bildirim alan, ancak cevap verme ya da mesaj gönderme özelliği olmayan cihazlar. İkincisi ise aynı anda hem kısa mesaj gönderebilen hem de alabilen cihazlar.

Financial Express gazetesine göre, bu cihazlar 1980'lerde yaygınlık kazanmış, ancak akıllı telefonların ortaya çıkmasından sonra kullanımları önemli ölçüde azalmış. Bugün halen dünya çapında çok sınırlı bir grup insan tarafından kullanılıyor. Hizbullah üyeleri de bu cihazların başlıca kullanıcılarından.

Techlusive adlı teknik internet sitesi, telefon şebekesinin zayıf olduğu durumlarda da çağrı cihazlarının faydalı olabileceğini ve bu cihazların güvenilir bir alternatif sunduğunu belirtti.

Ayrıca Techlusive, çağrı cihazlarının kullanımının ve bakımının basit olduğunu, birçok şirket ve kurum için modern iletişim teknolojilerine kıyasla maliyet açısından etkili bir çözüm olduğunu doğruladı.

Hizbullah neden özellikle bu tür cihazları kullanıyor?

CNN'e göre Hizbullah uzun zamandır gizliliği askeri stratejisinin temel taşı olarak benimsiyor ve İsrail ile ABD casus programlarının sızmasını önlemek için yüksek teknolojili cihazlardan kaçınıyor.

Ortadoğu'daki diğer devlet dışı aktörlerin aksine, Hizbullah birimlerinin bir iç iletişim ağı üzerinden haberleştiğine inanılıyor. Bu, bazı ülkeler tarafından uzun süredir devlet içinde devlet olarak faaliyet göstermekle suçlanan güçlü örgütün temel yapı taşlarından biri.

Yılın başında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail güçleriyle sınır ötesi çatışmaların yoğunlaştığı Güney Lübnan'daki üyelerine ve ailelerine, İsrail'in İran destekli örgütün hareketlerini bu tür cihazlar aracılığıyla izleyebileceğine inandıkları için cep telefonlarından kurtulmaları çağrısında bulundu.

Nasrallah şubat ayında şöyle demişti: “Telefonları kapatın, gömün, demir bir kutuya koyun. Bunu güvenlik için, insanların kanını ve onurunu korumak için yapın. İsraillilerle iş birliği yapan, elinizde taşıdığınız, eşinizin ve çocuklarınızın elindeki cep telefonudur. Bu telefon hem işbirlikçi hem de katildir.”

Hizbullah cep telefonları yerine telsiz kullanma yoluna gitti, ancak dünkü saldırıların da gösterdiği gibi bu seçenek bile risksiz değil.