Netanyahu ve Hamas, ateşkes müzakerelerini sabote etmekle suçlanıyor

İsrail'e ait zırhlı araç, işgal altındaki Batı Şeria'nın Cenin kentinde yıkılmış bir caddede ilerliyor. (AFP)
İsrail'e ait zırhlı araç, işgal altındaki Batı Şeria'nın Cenin kentinde yıkılmış bir caddede ilerliyor. (AFP)
TT

Netanyahu ve Hamas, ateşkes müzakerelerini sabote etmekle suçlanıyor

İsrail'e ait zırhlı araç, işgal altındaki Batı Şeria'nın Cenin kentinde yıkılmış bir caddede ilerliyor. (AFP)
İsrail'e ait zırhlı araç, işgal altındaki Batı Şeria'nın Cenin kentinde yıkılmış bir caddede ilerliyor. (AFP)

Hamas ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, savaşın başlamasından 11 ay sonra Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varmak için yürütülen müzakerelerin aksadığına dair karşılıklı suçlamalarda bulundu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre Netanyahu'nun Hamas'ı ateşkes görüşmelerinde ‘her şeyi reddetmekle’ suçlamasından saatler sonra Hamas da Netanyahu'yu Gazze Şeridi ile Mısır sınırı arasındaki Philadelphia Koridoru’ndan çekilmemekte ısrar ederek çabaları ‘sabote etmekle’ suçladı.

Karşılıklı suçlamalar, Netanyahu'nun 7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'in güneyine düzenlediği saldırı sırasında kaçırılan esirlerin serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşmaya varma baskısıyla karşı karşıya olduğu ve İsrailli yetkililerin pazar günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir tünelde Hamas tarafından öldürülen altı esirin cesedini bulduklarını açıklamasının ardından geldi.

Netanyahu dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, “Onlar (Hamas) her şeyi reddettiler. Müzakereleri başlatmak için bir zemin bulmaya çalıştığımızda bunu reddediyorlar ve ‘tartışacak bir şey yok’ diyorlar” ifadelerini kullandı.

Philadelphia Koridoru’nu kontrol etmekte ısrar eden Netanyahu, bunun Yahudi devletine saldırarak savaşı tetikleyen Hamas'a Mısır'dan silah kaçakçılığını önlemek için olduğunu vurguluyor.

İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesini talep eden Hamas tarafından yapılan son açıklamada, “Netanyahu'nun Philadelphia Koridoru’ndan çekilmeme konusunda anlaşmaya varma kararı müzakereleri engellemeyi amaçlıyor” denildi.

Telegram aracılığıyla yapılan açıklamada, “Yeni önerilere ihtiyacımız yok. Şu anda gerekli olan Netanyahu ve hükümetine baskı yapmak ve onları üzerinde anlaşmaya varılanları uygulamaya zorlamaktır” ifadeleri yer aldı. Söz konusu açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden tarafından Mayıs ayında yapılan ve Hamas tarafından Temmuz ayında kabul edilen, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesiyle sona erecek üç aşamayı öngören öneriye atıfta bulunuldu.

Biden yönetiminden bir yetkili dün şunları söyledi: “Bu karmaşık ama gerekli anlaşmanın, esirlerin hayatlarını kurtarmak, savaşı durdurmak ve İsrail'in güvenliğini dikkate alarak Gazze'ye yumuşama getirmek için en uygun ve belki de tek uygulanabilir çözüm olduğuna inanıyoruz. Anlaşmada Philadelphia Koridoru'ndan söz edilmiyor ama anlaşma nüfusun yoğun olduğu bölgelerden çekilmeyi öngörüyor.”

Yetkili ayrıca, İsraillilerin ‘son iki hafta içinde Philadelphia Koridoru’ndaki varlıklarını azaltma yönünde ilerleme kaydettiklerini ve bunun da anlaşmanın içeriğiyle uyumlu göründüğünü’ kaydetti.

Refah kentindeki bir yeraltı tünelinde altı esirin cesedinin bulunması İsrail'de, özellikle de bir ateşkes anlaşmasının esirlerin sağ salim geri dönmesini sağlayacağına inanan ailelerinde büyük bir üzüntü ve öfkeye yol açtı. Bunun üzerine bazı kentlerde grevlerin de eşlik ettiği halk protestoları başladı.

Aynı halk hareketinin bir parçası olarak bu akşam Tel Aviv'de yeni bir gösteri düzenlenmesi planlanıyor.

AFP'nin resmi verilere dayanarak yaptığı sayıma göre, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısında İsrail tarafında çoğu sivil bin 205 kişi öldü.

İsrail Hamas'ı ‘ortadan kaldırma’ sözü verdi ve Gazze Şeridi’ne şiddetli bir saldırı başlattı. Hamas'a bağlı Sağlık Bakanlığı'na göre o zamandan bu yana Gazze Şeridi'nde en az 40 bin 861 kişi hayatını kaybetti. Birleşmiş Milletler (BM), öldürülenlerin çoğunun kadın ve çocuk olduğunu doğruluyor.

AFP'ye konuşan bir tıbbi kaynak, ‘Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Balah'ta bulunan Aksa Şehitleri Hastanesi'nde yerinden edilmiş insanların çadırlarının bombalanması sonucu’ dört kişinin öldüğünü söyledi.

İsrail ordusu, Deyr el-Balah'ta Hamas ve İslami Cihad üyeleri tarafından kullanılan bir ‘komuta merkezini’ vurduğunu bildirdi.

Filistin Kızılayı sağlık görevlilerine göre, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinin batısındaki el-Mevasi bölgesinde bir çadırı hedef alan bombardımanında bir kişi öldü, çok sayıda kişi de yaralandı.

Batı Şeria'da neler oluyor

Buna paralel olarak İsrail ordusu işgal altındaki Batı Şeria'da dokuz gün süren askeri operasyonunu sürdürüyor.

Savunma Bakanı Yoav Gallant dün yaptığı açıklamada, “Her terörist ortadan kaldırılmalı. Teslim olursa da tutuklanmalı, başka seçenek yok. Batı Şeria'daki Nur Şems, Tulkerim, el-Faria ya da Cenin'de olsun, farklı isimler taşıyan bu terör örgütleri ortadan kaldırılmalıdır” şeklinde konuştu.

Telegram üzerinden yayınlanan bir mesajda ordu, el-Faria Mülteci Kampı’nı da içeren Tubas bölgesinde İsrail askerlerine tehdit oluşturan silahlı teröristlere karşı üç hava saldırısı gerçekleştirdiğini açıkladı.

Filistin Sağlık Bakanlığı, bir araca düzenlenen saldırıda yaşları 21 ile 30 arasında değişen beş kişinin öldüğünü, iki kişinin de yaralandığını açıkladı.

AFP'ye konuşan görgü tanıkları ‘çok sayıda’ İsrail askerinin Tubas yakınlarındaki el-Faria Mülteci Kampı’na baskın düzenlediğini ve ‘patlama seslerinin duyulduğunu’ söyledi.

Söz konusu İsrail askeri operasyonu 28 Ağustos'ta başladı ve Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin, Tubas ve Tulkerim'i kapsıyor. Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre aralarında çocukların da bulunduğu 35 Filistinli öldürüldü.

Filistinli ölümlerinin çoğunun meydana geldiği Cenin'de bir İsrail askeri öldürüldü.

Cenin Mülteci Kampı’nda yaşayan Hanan Natur, “Ordu çocukların varlığını hesaba katmadan her şeyi havaya uçurduğu için panik yaşadık” dedi.

İsrail güçleri Cenin'de ve Batı Şeria'nın başka yerlerinde altyapıyı tahrip etti. BM, ordunun hastanelere erişimi kısıtladığını ve ‘savaş benzeri taktikler’ kullandığını bildirdi.

Gazze'de aşı kampanyası

Gazze Şeridi'ndeki savaş, yaklaşık 2,4 milyon nüfuslu bölgede büyük bir yıkıma ve feci bir insani krize neden oldu. Altyapının tahrip edilmesi hastalıkların yayılmasına ve Gazze Şeridi'nde 25 yıl sonra ilk çocuk felci vakasının görülmesine yol açarak BM'yi İsrail tarafından kabul edilen ‘insani ateşkes’ kapsamında bir aşı kampanyası başlatmaya sevk etti.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Gazze'nin merkezinde yaklaşık 200 bin çocuğa ilk doz çocuk felci aşısının yapıldığını, ikinci aşamanın kuzeye geçmeden önce bugün güneyde başlayacağını duyurdu.

Kampanya kapsamında 640 binden fazla çocuğun aşılanması ve ikinci dozların yaklaşık dört hafta içinde uygulanması hedefleniyor.



Cumhuriyetçilerden Harris'e destek mektubu: Trump "Değerlerimize ihanet etti"

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Cumhuriyetçilerden Harris'e destek mektubu: Trump "Değerlerimize ihanet etti"

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Cumhuriyetçi yönetimlerde görev yapmış 100'den fazla tanınmış eski yetkiliden oluşan bir grup, Donald Trump'ın "yeniden başkan olarak ya da kamu güvenine dayalı herhangi bir makamda görev yapmaya uygun olmadığını" iddia eden sert bir mektupla Kamala Harris'i destekledi.

The New York Times'ın elde ettiği mektubu imzalayanlar arasında eski savunma bakanları Chuck Hagel ve William Cohen, eski C.I.A. direktörleri Michael Hayden ve William Webster ve eski Trump yönetimi yetkilileri Miles Taylor ve Olivia Troye gibi isimler yer alıyor.

İmzacılar Harris'le birçok konuda aynı fikirde olmadıklarını kabul etmekle birlikte, Donald Trump'ın diktatörlere yakınlığı ve 6 Ocak'taki davranışlarının onun yeniden görev yapma uygunluğunu ortadan kaldırdığını savunuyor.

Mektupta "Başkan olarak yönetimde gündelik kaosu teşvik etti, düşmanlarımızı övdü ve müttefiklerimizi baltaladı, orduyu siyasallaştırdı ve gazilerimizi aşağıladı, kişisel çıkarlarını Amerikan çıkarlarının üzerinde tuttu ve değerlerimize, demokrasimize ve bu ülkenin kurucu belgelerine ihanet etti" ifadeleri yer alıyor.

Cumhuriyetçi Parti yetkilileri Harris'i İsrail'i savunma, NATO'yu destekleme ve ABD-Meksika sınırına daha fazla görevli göndermeye ilişkin tutumlarından dolayı övdü.

Trump'ın kampanya yetkilisi Steven Cheung, The Independent'a e-posta yoluyla yaptığı açıklamada "Bunlar ülkemizi sonu gelmeyen dış savaşlara sokan ve Amerikan halkı acı çekerken bu savaşlardan kâr sağlayanlarla aynı kişiler" dedi.

Başkan Trump modern çağda ülkemizi yeni savaşlara sokmayan tek başkandır.

Trump karşıtı pek çok tanınmış Cumhuriyetçi, Harris'in kampanyasını destekliyor.

Trump'ın Kongre'deki en keskin (ve tek) Cumhuriyetçi Partili eleştirmenlerinden biri olan eski ABD temsilcisi Liz Cheney, bu ay Harris'e oy vereceğini açıkladı. Babası, eski Bush yönetiminin başkan yardımcısı Dick Cheney de öyle yapacak.

Liz Cheney, Kuzey Carolina'daki bir kalabalığa "Bir muhafazakar olarak, Anayasa'ya inanan ve önem veren biri olarak, bu konuda çok düşündüm" dedi.

Donald Trump'ın yarattığı tehlike nedeniyle Donald Trump'a oy vermemekle kalmayacağım, aynı zamanda Kamala Harris'e oy vereceğim.

Demokrat Parti Ulusal Kongresi'ne (DNC) katılan eski Illinois Cumhuriyetçi Parti Kongre Üyesi Adam Kinzinger gibi isimler de Harris'e desteklerini bir adım öteye taşıdı.

Kinzinger, DNC sırasında "Donald Trump güçlü gibi davranan zayıf bir adam" demiş ve eklemişti:

O büyük gibi davranan küçük bir adam. Adil gibi davranan inançsız bir adam. O, mağduru oynamayı bırakamayan bir faildir.

Harris'in kampanyası muhtemelen bu desteklerden bazılarının kendilerine bağımsızlardan ve ılımlı Cumhuriyetçilerden oy kazandıracağını umuyor.

USA Today-Suffolk Üniversitesi'nin kısa süre önce yaptığı bir ankete göre Harris, Pensilvanya gibi kilit önemdeki bir salıncak eyalette bağımsızlar arasında 43'e 38'lik bir üstünlüğü elinde tutuyor.

Independent Türkçe