Arakçi: Sınırların yeniden çizilmesi İran için kırmızı çizgidir

Arakçi ve Devrim Muhafızları'nın dış kolu Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (İran Dışişleri Bakanlığı)
Arakçi ve Devrim Muhafızları'nın dış kolu Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

Arakçi: Sınırların yeniden çizilmesi İran için kırmızı çizgidir

Arakçi ve Devrim Muhafızları'nın dış kolu Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (İran Dışişleri Bakanlığı)
Arakçi ve Devrim Muhafızları'nın dış kolu Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (İran Dışişleri Bakanlığı)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Moskova'nın Güney Kafkasya'da bir “Zangezor koridoru ‘nu onaylamasını protesto etmek için Tahran'ın Rus büyükelçisini çağırmasının ardından, sınırların yeniden çizilmesinin Tahran için bir ’kırmızı çizgi” olduğunu söyledi.

Resmi ajansların aktardığına göre Arakçi, “Bölgesel barış, güvenlik ve istikrar sadece bir öncelik değil, İran'ın ulusal güvenliğinin temel direklerinden biridir” dedi.

Arakçi yaptığı açıklamada, “Komşularımızın toprak bütünlüğüne yönelik herhangi bir tehdit ya da ister kuzeyde, ister güneyde, ister doğuda ya da batıda olsun sınırların yeniden çizilmesi kesinlikle kabul edilemez ve İran için kırmızı çizgidir” ifadelerini kullandı.

Rusya'nın Tahran Büyükelçisi Aleksey Dedov, İran'ın Kafkasya bölgesindeki jeopolitik değişikliklere karşı olduğuna dair güvence aldı.

Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrasya Daire Başkanı Mücteba Demircilu, Tahran'da Rus Büyükelçi ile yaptığı görüşmede Kafkasya bölgesinde kalıcı barışın sağlanması ve bölgesel iş birliğinin teminatı olan ulusal egemenliğe, toprak bütünlüğüne ve ülkeler arasındaki karşılıklı çıkarlara saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın resmi IRNA haber ajansından aktardığına göre iki diplomat, Kafkasya'da devam eden olaylar hakkında görüş alışverişinde bulunarak, ulusal egemenliğe, toprak bütünlüğüne ve devletlerin ortak çıkarlarına saygı gösterilmesine atıfta bulundular ve bunun, sürdürülebilir barış ve bölgesel iş birliğinin garantörü olduğunu belirttiler.

İran'ın protestosu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ateşkes anlaşmasının hükümlerinin, özellikle de Azerbaycan topraklarını izole edilmiş Azerbaycan eyaleti Nahçıvan'a bağlayan “Zangezur koridorunun” açılmasıyla ilgili bölümünün etkinleştirilmesi çağrısında bulunan açıklamalarına karşılık geldi.

İranlı siyasetçi ve eski Milletvekili Ali Mutahari, Mesud Pezeşkiyan başkanlığındaki yeni hükümeti Zangezur koridorunun açılması konusunda hassas davranmaya çağırarak, “Rusya hiçbir zaman İran'ın çıkarlarını düşünmedi, özellikle de bugün Ukrayna meselesiyle meşgul. Bu koridor, İran ve Ermenistan üzerinden Avrupa'ya giden yolu kapatacak” ifadelerini kullandı.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24