Erdoğan, İsrail'in ‘büyüyen yayılmacı tehdidine’ karşı İslam ittifakı kurulması çağrısında bulundu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (AP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (AP)
TT

Erdoğan, İsrail'in ‘büyüyen yayılmacı tehdidine’ karşı İslam ittifakı kurulması çağrısında bulundu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (AP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (AP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Müslüman ülkelerin İsrail'in ‘büyüyen yayılmacı tehdidine’ karşı bir ittifak oluşturması gerektiğini söyledi.

Erdoğan bu açıklamaları, Filistinli ve Türk yetkililerin, Türk asıllı ABD vatandaşı bir kadının Cuma günü işgal altındaki Batı Şeria'da yerleşimlerin genişletilmesi karşıtı bir yürüyüşte İsrail güçleri tarafından öldürüldüğünü açıklamasının ardından yaptı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre Erdoğan, Kocaeli’de düzenlenen 21. İmam Hatipliler Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, “İsrail'in küstahlığını, zorbalığını ve İsrail hükümet terörizmini durduracak tek adım Müslüman ülkelerin ittifakıdır” ifadesini kullandı.

Erdoğan, Türkiye'nin Mısır ve Suriye ile ilişkilerini geliştirmeye yönelik son adımlarının, ‘İsrail’in artan yayılmacı tehdidine karşı bir dayanışma hattı oluşturmayı’ amaçladığını belirtti.

Erdoğan geçen hafta Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Sisi'yi Ankara'da kabul etti. Mısırlı bir cumhurbaşkanının 12 yıl sonra Türkiye'ye yaptığı ilk ziyarette Gazze savaşı ve uzun süredir soğuk olan ilişkileri onarmanın yolları ele alındı.

İki ülke arasındaki ilişkiler 2020 yılında Türkiye'nin bölgedeki bazı ülkelerle gerginliği azaltmak için diplomatik çabalara başlamasıyla iyileşmeye başladı.

Erdoğan geçtiğimiz temmuz ayında yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'i 2011 yılında Suriye iç savaşının patlak vermesinin ardından kopan iki komşu ülke arasındaki bağları yeniden tesis etmek üzere olası görüşmeler için ‘her zaman’ davet edebileceğini söyledi.

İsrail, Erdoğan'ın dün yaptığı açıklamalarla ilgili henüz bir yorum yapmadı.

Cuma günü yaşanan olayın ardından İsrail ordusu 'bölgede açılan ateş sonucu' yabancı uyruklu bir kadının öldürüldüğüne dair haberleri araştırdığını açıkladı. Yapılan açıklamada, “Olayın ayrıntıları ve kadının yaralandığı koşullar incelenmektedir” denildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden söz konusu olayla ilgili henüz bir açıklama yapılmadı.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24