Kendilerini hem polis hem asker olarak gören İsrailli yerleşimciler Batı Şeria'da 'yıkım' yapıyor

İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Filistin köyü Deyr Şeref'e baskın düzenleyen Yahudi yerleşimcileri engellemeye çalışıyor. (AFP)
İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Filistin köyü Deyr Şeref'e baskın düzenleyen Yahudi yerleşimcileri engellemeye çalışıyor. (AFP)
TT

Kendilerini hem polis hem asker olarak gören İsrailli yerleşimciler Batı Şeria'da 'yıkım' yapıyor

İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Filistin köyü Deyr Şeref'e baskın düzenleyen Yahudi yerleşimcileri engellemeye çalışıyor. (AFP)
İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Filistin köyü Deyr Şeref'e baskın düzenleyen Yahudi yerleşimcileri engellemeye çalışıyor. (AFP)

İngiliz The Guardian gazetesi, Batı Şeria'daki Filistinlilerin kendilerini polis ve ordu olarak gören İsrailli yerleşimcilerden çektikleri sıkıntılara dikkat çekti.

Gazete, zeytin hasadı zamanında yerleşimcilerin çiftçilerin zeytin ağaçlarına erişimini rutin olarak engellediğini ve zaman zaman ağaçları ateşe verdiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian’dan aktardığına göre, isminin ‘Jacob’ olduğunu söyleyen bir yerleşimci, geçen hafta ABD hükümeti kendisine yaptırım uygulayana kadar gerçek adını bilmeyen Filistinlilere “Ben hem polisim hem orduyum” demişti.

Gazetenin Yitzhak Levi Vaillant adında bir ‘savaş ağası’ olarak tanımladığı yerleşimci, ABD Hazine ve Dışişleri bakanlıkları tarafından ‘yetki alanının ötesinde kötü niyetli faaliyetler’ nedeniyle yaptırım uygulanan yerleşimci liderleri arasındaydı ve kara listeye alınarak Amerikalılardan fon alması yasaklandı.

scdvfgbn
Cuma günü Batı Şeria'nın Cit kasabasında yerleşimciler tarafından yakılan arabayı inceleyen bir Filistinli (AP)

ABD yaptırımlarına ilişkin açıklamada şubat ayında yaşanan bir olaya atıfta bulunularak, “Bu yerleşimci, bir grup silahlı yerleşimcinin barikatlar ve devriyeler kurarak Filistinlileri topraklarında takip etmesine ve onlara saldırmasına ve onları zorla topraklarından sürmesine öncülük etti” denildi. Bunun 28 Ağustos'ta yaptırımların uygulanmasına kadar devam eden gözdağının sadece bir örneği olduğu belirtildi.

İsrailli bir insan hakları örgütü olan Yesh Din, ‘yıllar boyunca İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri tarafından Filistinlilere yönelik şiddet olaylarının belgelendiğini, bunların arasında Vaillant'ın da yer aldığı onlarca olayın bulunduğunu’ söyledi.

Örgütün başkanı Ziv Stahl, ABD'nin Vaillant'a yönelik yaptırımlarının ve Gazze savaşının başlamasından bu yana Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) incelemelerinin nihayet Vaillant gibi yerleşimcilerin cezasız kalmasını tehdit etmeye başladığına inandığını söyledi. Stahl, “Bence İsrail halkı arasında da bir değişim var. Çünkü yerleşimci şiddeti hakkında çok fazla konuşuluyor. Bu konu medyanın gündeminde daha fazla yer alıyor” ifadelerini kullandı.

xscdf
Geçtiğimiz nisan ayında Batı Şeria'da Ramallah yakınlarındaki el-Muğayyir köyünde yerleşimcilerin evine ve arabasına verdiği zararı inceleyen bir Filistinli (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD'nin Vaillant'a ve Batı Şeria'daki yasadışı karakollara koruma sağlayan Haşomer Yoş adlı bir gruba yönelik yaptırımlarını ‘çok sert’ bulduğunu ifade etti. Senatör Marco Rubio gibi ABD'li Cumhuriyetçiler de yaptırımları eleştirerek, “İsrail, sınırları içinde işlenen suçları tamamen kovuşturabilecek işleyen bir yargı sistemine sahiptir” şeklinde konuştu.



Trump’ın Dışişleri Bakanlığı için Marco Rubio'yu aday göstermesi bekleniyor

Florida Senatörü Marco Rubio (AP)
Florida Senatörü Marco Rubio (AP)
TT

Trump’ın Dışişleri Bakanlığı için Marco Rubio'yu aday göstermesi bekleniyor

Florida Senatörü Marco Rubio (AP)
Florida Senatörü Marco Rubio (AP)

ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın Dışişleri Bakanlığı için Florida Senatörü Marco Rubio'yu aday göstermesi bekleniyor.

New York Times'ın üç kişiden aktardığına göre karar nihai değil, ancak Trump'ın başkan yardımcısı adayları listesinde yer alan Rubio'nun ismi üzerinde karar kılınmış gibi görünüyor. Rubio'nun adı geçtiğimiz hafta boyunca sürekli olarak Almanya eski büyükelçisi Rick Grenell ile birlikte ABD diplomasisini yönetmek için öne çıkan isimlerden biri olarak anıldı. Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığına göre, geçen hafta Trump yönetiminde önemli bir pozisyonda yer almayı bekleyip beklemediği sorulduğunda Rubio, “Bu ülkeye hizmet etmek her zaman ilgimi çekmiştir” cevabını verdi.

Trump'ın sertlik yanlısı Küba asıllı Amerikalı kongre üyesini aday göstermesi, iki isim arasındaki ilişkide belirgin bir değişime işaret ediyor. 2016 yılında Cumhuriyetçilerin başkan adaylığı için yarışan Rubio, o dönemde Trump'ı ‘sahtekâr’ ve ‘başkanlığa talip olmuş en kaba kişi’ olarak tanımlamıştı.

Kübalı göçmen bir ailenin çocuğu olarak Miami'de doğan Rubio, 1993 yılında mezun olduğu Florida Üniversitesi'nde siyaset bilimi okudu. Rubio 2010 yılında, Barack Obama'nın başkan seçilmesinin ardından Cumhuriyetçi Parti ile yeniden bütünleşen radikal Cumhuriyetçileri içeren Çay Partisi'nin desteğiyle Senato'ya seçildi.