Batı Şeria'da bir ABD vatandaşının öldürülmesinin ardından Biden ve Harris ‘tam hesap verebilirlik’ çağrısında bulundu

ABD Başkanı Joe Biden ve Demokrat başkan adayı Kamala Harris (EPA)
ABD Başkanı Joe Biden ve Demokrat başkan adayı Kamala Harris (EPA)
TT

Batı Şeria'da bir ABD vatandaşının öldürülmesinin ardından Biden ve Harris ‘tam hesap verebilirlik’ çağrısında bulundu

ABD Başkanı Joe Biden ve Demokrat başkan adayı Kamala Harris (EPA)
ABD Başkanı Joe Biden ve Demokrat başkan adayı Kamala Harris (EPA)

ABD Başkanı Joe Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris, İsrail ordusunun Batı Şeria'da ABD vatandaşı bir aktivisti öldürmesinin ‘kabul edilemez’ olduğunu söyledi ve İsrail'i olayın tekrarlanmaması için daha fazla çaba göstermesi çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre İsrail, Batı Şeria'da yerleşimlerin genişletilmesine karşı düzenlenen bir protestoya katılan 26 yaşındaki Ayşenur Ezgi Eygi'nin öldürülmesinin sorumluluğunu üstlendi. Biden, ABD hükümetinin vurulmanın koşullarına ilişkin devam eden soruşturmadan haberdar edilmeyi beklediğini belirtti.

Biden yaptığı açıklamada, “Tam bir hesap verebilirlik olmalı. İsrail bu tür olayların bir daha asla yaşanmamasını sağlamak için daha fazla çaba sarfetmeli” ifadelerini kullandı.

Harris ise yaptığı açıklamada, hiç kimsenin barışçıl bir protestoya katıldığı için öldürülmemesi gerektiğini ifade etti.

Harris, “Ölümle sonuçlanan bu vurma olayı kabul edilemez. Söz konusu hadise, Batı Şeria'daki İsrail ordusu personelinin davranışlarına ilişkin meşru soruları gündeme getiriyor” şeklinde konuştu.

Türk asıllı ABD vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi geçtiğimiz cuma günü, Filistinlilerin aşırı sağcı Yahudi yerleşimciler tarafından sık sık saldırıya uğradığı Nablus yakınlarındaki Beyta kasabasında bir protesto yürüyüşüne katıldığı sırada vurularak öldürüldü.

İsrail, Eygi’nin ölümünün kasıtsız olduğunu bildirdi.

İsrail, 1967 savaşından bu yana Filistinlilerin gelecekte bağımsız bir devletin çekirdeği olmasını istedikleri Batı Şeria'yı işgal altında tutuyor. İsrail burada giderek artan sayıda yerleşim birimi inşa etti, ancak çoğu ülke bunları yasadışı kabul ediyor. İsrail ise bölgeyle olan tarihi bağlarını gerekçe göstererek bunu reddediyor.

Uluslararası Adalet Divanı (UAD) Temmuz ayında İsrail'in Filistin topraklarını işgalinin ve buradaki yerleşimlerin yasadışı olduğunu ve bir an önce sona erdirilmesi gerektiğini söyledi.

Eygi'nin yakınları, Biden ve Harris'i aileyle doğrudan konuşmaya ve vurulmasına ilişkin bağımsız bir soruşturma başlatmaya çağırdı.

Aile yaptığı açıklamada, Eygi'nin ölümünü kaza olarak nitelendirmenin yanlış olduğunu belirtti. Aile tarafından yapılan açıklamada, “Açık olalım, bir ABD vatandaşı yabancı bir ordu tarafından hedef gözetilerek yapılan saldırıda öldürüldü” denildi.

Demokrat ABD Senatörü Patty Murray ve Temsilciler Meclisi üyesi Pramila Jayapal dün (Çarşamba) Biden'a bir mektup yazarak, ‘hızlı, şeffaf, güvenilir ve kapsamlı’ bir ABD soruşturması talep etti.

Biden ayrıca, üst düzey ABD'li yetkililerin İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'daki askeri yaklaşımının gözden geçirilmesi çağrısında bulunmasından bir gün sonra, Batı Şeria'da ‘aşırılık yanlısı İsrailli yerleşimciler’ ve ‘Filistinli teröristler’ tarafından uygulanan şiddeti kınadı.

Biden, “İsrailli ve Filistinli tüm aşırılık yanlılarını şiddeti körükledikleri ve barışı engelledikleri için sorumlu tutacak politikaları desteklemeye devam edeceğim” şeklinde konuştu.



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”