Sönük münazara performansı Trump'a pahalıya mal oldu

Eski başkanın Harris'e karşı başkanlık münazarasındaki sönük performansı, yatırımcı güvenini sarsmış gibi görünüyor

Donald Trump'ın Medya ve Teknoloji Grubu şirketinin hisse senedi fiyatları, başkanlık münazarasının ardından düştü (AFP)
Donald Trump'ın Medya ve Teknoloji Grubu şirketinin hisse senedi fiyatları, başkanlık münazarasının ardından düştü (AFP)
TT

Sönük münazara performansı Trump'a pahalıya mal oldu

Donald Trump'ın Medya ve Teknoloji Grubu şirketinin hisse senedi fiyatları, başkanlık münazarasının ardından düştü (AFP)
Donald Trump'ın Medya ve Teknoloji Grubu şirketinin hisse senedi fiyatları, başkanlık münazarasının ardından düştü (AFP)

Donald Trump'ın sosyal medya platformu Truth Social'ın yatırımcıları, çarşamba borsa açıldığında hisse senedi fiyatlarının çakılmasıyla, salı günü Kamala Harris'le yapılan başkanlık münazarasının etkilerini hissediyor.

Trump ve Harris, Pensilvanya eyaletinin Philadelphia kentindeki münazara sahnesinde karşı karşıya geldikten saatler sonra, açılış zillerinin çalmasıyla, Nasdaq'ta işlem gören Trump Medya ve Teknoloji Grubu hisseleri yaklaşık yüzde 17,6'lık bir düşüşle 15,40 dolara kadar indi.

Bu durum, Trump'ın sosyal medya şirketinin iki gün üst üste yükselişe geçtiği salı sabahına keskin bir şekilde ters düşüyor. Piyasalar akşam 4'te kapanırken hisseler yüzde 3,2'lik bir artışla 18,63 dolara kadar çıkmıştı.

Truth Social'ın ana şirketi, salı akşamı eski başkanın yasadışı göç ve ekonomiyle ilgili konulardaki lafı dolandıran yanıtlarının ve kürtajla 2020 seçimleri hakkında ileri sürdüğü açıkça yanlış iddialarının ardından Demokrat rakibi tarafından alt edilmesinin sonuçlarını yaşıyor gibi görünüyor.

CNN'in yaptığı flaş ankete göre, ABC News'daki münazarayı izleyen kayıtlı seçmenlerin yüzde 63'ü, Harris'in münazarayı "kazandığını" düşünüyor.

İşler, dünyaca ünlü süperstar Taylor Swift'in münazaradan birkaç saat sonra Instagram'da "oyunu Kamala Harris ve Tim Walz'a vereceğini" duyurmasıyla daha da kötüye gitmişti.

Wall Street'e martta giriş yapan Trump Medya ve Teknoloji Grubu'nun borsa performansı, bir açıdan Trump'ın Beyaz Saray'a dönme olasılığının yansımasıydı.

Trump Medya ve Teknoloji Grubu'nun piyasa değeri halihazırda 3,8 milyar dolar civarında.

Fakat strateji uzmanları, bunun şirketin iş temelleriyle bağlantılı olmadığını söylüyor. Şirket, haziranda 16,4 milyon dolar zararla 837 bin dolar gelir bildirmişti.

Trump, yaklaşık yüzde 60'lık hissesiyle Trump Medya ve Teknoloji Grubu'nun en büyük hissedarı.

Eski başkanın şirketteki hissesi yaklaşık 2 milyar dolar ediyor, bu da martta halka açık bir paravan şirketle birleşmesinden önce, bir zamanlar 6 milyar dolarlık değerine göre ciddi bir düşüş.

Eski başkan, şirketteki kişilerin yeni aldıkları hisseleri 6 ay boyunca satmasına engel olan kilitlenme süresinin sona ermesiyle 19 Eylül'den itibaren Trump Medya ve Teknoloji Grubu hisselerini satmaya başlayabilir.

Independent Türkçe

 



Rusya ve İran: İki oyuncu, üç sahne

Fotoğraf: Sputnik
Fotoğraf: Sputnik
TT

Rusya ve İran: İki oyuncu, üç sahne

Fotoğraf: Sputnik
Fotoğraf: Sputnik

İbrahim Hamidi

Bu dünyanın krizleri benzersiz bir şekilde birbiriyle bağlantılı. Ancak iki ana tarafın dahil olduğu göz önüne alınarak, özellikle iç içe geçmiş üç dosya üzerinde durulabilir. İki “oyuncu” Rusya ve İran, üç sahne ise Suriye, Azerbaycan ve Ukrayna’dır. Nasıl mı?

Birinci sahne Suriye’de, İsrail geçtiğimiz hafta “İran mevzilerine ve örgütlerine” karşı son yıllarda gerçekleştirdiği yüzlerce hava saldırısından farklı, benzeri görülmemiş bir askeri operasyon düzenledi. İsrail operasyonu bu kez -bildirildiğine göre- Hama kırsalındaki Masyaf'ta bulunan bir füze fabrikasını hedef aldı. İranlı olması gereken bu fabrika bir Suriye askeri tesisinde bulunuyor.

Detayları henüz açıklanmayan bu saldırının ilginç yanı, iki Rus askeri üssünün (Lazkiye'deki hava üssü ile Tartus'taki deniz üssü) yakınlarında ve S-400 dahil gelişmiş Rus hava savunma sistemlerinin menzili dahilinde gerçekleşmiş olması. Buna göre İsrail'in hem havadan hem de karadan yaptığı saldırı ya Moskova'nın örtülü onayıyla ya da Rusya'nın Suriye’deki teknik kabiliyetini aşan İsrail askeri üstünlüğü ile gerçekleştirildi. Her iki durumda da bu, özellikle Tahran'ın üzerinde durması gereken bir konu.

Tahran, Putin'in Azerbaycan'ın Nahçıvan bölgesine Zengezur Koridoru üzerinden bağlanmasını kabul etmesinden dolayı kızgın, çünkü bu İran'ı izole ediyor ve Ermenistan ile arasındaki iletişimi kesiyor

İkinci sahne Azerbaycan’da, Rusya - Başkan Vladimir Putin'in Bakü ziyaretinden birkaç gün sonra - Azerbaycan'ın Nahçıvan bölgesine Zengezur Koridoru üzerinden bağlanmasını kabul etti. Pratikte bu, Türkiye'nin karadan Azerbaycan ile bağlantı kurması ve Hazar Denizi'ne kadar uzanması ile Moskova’nın, Dağlık Karabağ anlaşmazlığı sayfasını kapatmakla ilgilendiği anlamına geliyor. Nitekim Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya'nın Bakü ile Erivan arasında Zengezur Koridoru'nun açılmasını sağlayacak barış anlaşmasının imzalanmasına destek verdiğini duyurdu.

Bütün bunlar ne anlama geliyor ve özellikle Tahran'ı nasıl etkiliyor?

Moskova'nın bu davranışı, İran'ın izolasyonunun sıkılaşması ve Ermenistan ile iletişiminin kesilmesi anlamına geliyor. Bu durum, Tahran'da resmi açıklamalar, İran gazetelerindeki yazılar ve protesto için Rus Maslahatgüzarının çağrılması ile  dile getirilen yoğun bir öfkeye yol açtı. İttilaat gazetesi, “Ruslar sadece tutumlarından vazgeçmekle kalmadı, aynı zamanda Moskova'nın İran'ın endişelerini dikkate aldığını ve bu konuda İran'a destek vermek için çalışacağını da söyledi. Bu, Moskova'nın bu konuda kararını verdiği ve İranlı yetkililerin de bunu kabul etmekten başka seçeneklerinin kalmadığı anlamına geliyor.”

İran'ın Ukrayna savaşında kullanılmak üzere Rusya'ya balistik füze temin etme kararına karşı ABD ve İngiltere öfkeli

Üçüncü sahne olan Ukrayna’da, önceki iki dosyada var olan örtülü veya açık gerilimin aksine, İran-Rusya askeri iş birliğine yönelik yeni bir hamle görülüyor. Amerikalı ve İngiliz yetkililer, Moskova'nın sürekli olarak Kiev'i bombalamakta kullandığı İranlı insansız hava araçlarının yanı sıra, Tahran'ın Ukrayna savaşında kullanılmak üzere Moskova'ya balistik füzeler  teslim etme hazırlığında olduğunu söyledi. Tahran'ın, Suriye topraklarında İranlı milislerle birlikte rollerini genişletmeye çalışan Husilere destek sağlamak için Moskova'yı ikna etmeye çalıştığı yönünde haberler de var.

İran'ın Ukrayna'da Rusya'ya balistik füzelerle verdiği askeri destek Dini Lider Ali Hamaney'in direktifi ile gerçekleşiyor, dolayısıyla bunun yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın göreve gelmesinden önce veya sonra olması önemli değil. Bu nedenle Batılı ülkeler, buna Kiev'in Londra ve Paris tarafından sağlanan uzun menzilli füzelerle Rus topraklarını bombalamasına izin vererek yanıt vermeye çalışıyor. Ancak Başkan Joe Biden, yeni İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Beyaz Saray'da bu yönde bir girişimde bulunmasına rağmen, henüz bu konudaki kararını vermedi. Nedeni de bunun yardımcısı Kamala Harris'in seçimleri kazanma şansını etkilemesinden ve Putin'in Batı füzelerinin kendi topraklarını vurması halinde “savaş” tehdidinde bulunmasının ardından Batı ile Moskova arasındaki çatışmanın tırmanmasından duyduğu korku.

İki dostun ve müttefikin “oynadıkları” farklı “sahnelerdeki” ilişkileri anlaşılması zor bir karışım

Rakipler ve düşmanlar arasındaki bu Rus-Batı gerilimi yeni değil ama yeni olan, dost ve müttefik olan Moskova ile Tahran arasındaki ilişkilerde görülen bu anlaşılması zor karışımdır. Bir tarafta Ukrayna'da aralarında askeri iş birliği, diğer tarafta Suriye'de farklı hedeflere dayalı saha rekabeti, üçüncü bir tarafta Azerbaycan'da jeopolitik çatışma var.

Rusya ve İran üç sahnenin ve üç politikanın iki oyuncusu ve hiç şüphe yok ki bu, dünya düzeninin sonunun gelmesinin ve yeni bir dünya düzeninin oluşma sancılarının bazı yansımaları.

*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.