Mısır-Türkiye yakınlaşması İran'ın bölgesel çıkarlarını etkiliyor mu?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da gerçekleştirilen ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da gerçekleştirilen ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır-Türkiye yakınlaşması İran'ın bölgesel çıkarlarını etkiliyor mu?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da gerçekleştirilen ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da gerçekleştirilen ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır-Türkiye yakınlaşması ivme kazanırken, İran bölgede nüfuzunu kabul ettirmeye çalışan önemli bir oyuncu olarak ortaya çıkıyor. Kahire ile Ankara arasındaki uzlaşmanın Tahran'ın bölgesel çıkarlarını ne ölçüde etkileyeceği konusu ise soru işaretleri barındırıyor.

Mısır-Türkiye uzlaşma süreci nihayet hızlandı ve on yıllık gerginlik sona erdi. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin bu ay Ankara'ya yaptığı ilk resmi ziyaret ve öncesinde Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan'ın şubat ayında Kahire'ye yaptığı benzer ziyaret iki ülke arasında ‘yeni iş birliği dönemi’ başlattı.

Öte yandan Mısır-İran uzlaşma süreci, Tahran'dan gelen olumlu sinyallere ve bakanlar ile cumhurbaşkanlığı düzeyindeki resmi görüşmelere rağmen aynı hızda ilerlemiyor. Bu durum doğal olarak Arap ilişkilerine de yansıyor. Mayıs ayında düzenlenen Bahreyn Zirvesi’nde Türkiye ve İran'ın Arap işlerine müdahalesine ilişkin komiteler iptal edilmiş olsa da Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt geçtiğimiz salı günü düzenlediği basın toplantısında, “Arap ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesi konusunda Türk tarafında mükemmellik var; ancak İran tarafı bu bağlamda halen geride kalıyor” dedi.

Ebu Gayt'ın bu tespiti, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Arap Birliği dışişleri bakanları toplantısına katılması ve salı günü Arap Birliği merkezinde yaptığı konuşmada da kendini gösterdi.

Bazı uzmanlar, İran'ın bölgesel çıkarlarının Mısır-Türkiye yakınlaşmasından ne ölçüde etkilendiği konusunda görüş ayrılığına düşerken, Tahran Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler profesörü Yaser İrşadmenş ‘Tahran'ın Kahire ile Ankara arasındaki uzlaşı hakkında henüz resmi bir yorum yapmamış olmasını, Tahran'ın öncelikle İsrail'in bölgedeki nüfuzuna yapısal bir siyasi vizyonla karşı koymaya odaklanmasına’ bağladı. Şarku’l Avsat'a konuşan İrşadmeneş, “İran genel politikasını İslam ülkelerinin ittifakı ve birliği vizyonuyla inşa etmeli ve İslam dünyasında siyasi, ekonomik ve kültürel birliğin sağlanması için çaba sarf etmelidir” dedi.

Görsel kaldırıldı.Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara ziyareti sırasında  (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

İran'dan Mısır-Türkiye yakınlaşmasına ilişkin resmi bir açıklama gelmemiş olsa d, Atatürk Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Ahmet Furkan Özyakar'ın Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre Tahran'ın görüşü birkaç temel faktöre dayandırılabilir. Özyakar, “Mısır ve Türkiye, Ortadoğu'da önemli bölgesel, ekonomik ve askeri iki güç. Aralarındaki ilişkiler güçlendikçe Tahran'ın Kahire ile başa çıkmak için alternatif seçenekler bulması gerekiyor ki bu da mevcut koşullar altında zor görünüyor” değerlendirmesinde bulundu.

Özyakar değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Türkiye'nin Mısır'a sunduğu stratejik teklifler, İran'ın sunduklarından daha cazip. Potansiyel iş birliği alanları, Doğu Akdeniz'deki çatışmalardan Libya’ya ve İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşına kadar uzanıyor. Dolayısıyla artan iş birliği bölgede jeopolitik rekabeti tetikleyebilir.”

Diğer taraftan ABD merkezli Demokrasileri Savunma Vakfı’nda yardımcı araştırmacı olan Seth Frantzman Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Türkiye'nin son iki yılda Mısır'la uzlaşmak için çaba sarf ettiğini ve İran'ın da bağlarını güçlendirmek için elini uzattığını belirterek, “Üç tarihi bölgesel güç, dostane ilişkilerin yararını görüyor” dedi.

“İran'ın amacı İsrail'i izole etmek ve Yemen, Lübnan, Irak ve Suriye'nin yanı sıra Gazze ve Batı Şeria'daki etkisini güçlendirmek” diyen Frantzman'a göre Tahran'ın gündemi, Türkiye-Mısır çıkarları ile örtüşüyor.

Görsel kaldırıldı.Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve İran'ın merhum Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, geçtiğimiz Kasım ayında Riyad'da düzenlenen Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ortak Zirvesi çerçevesinde yaptıkları görüşmede (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır'daki El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanlarından Muhammed Abbas Naci, Mısır-Türkiye yakınlaşmasının İran'ın çıkarlarını etkileyeceğine inanmıyor. Şarku’l Avsat'a konuşan Naci, “Kahire, Ankara ile yakınlaşmasını ulusal çıkarlarına dayandırdı ve bu da üçüncü bir tarafın çıkarlarını göz ardı etmesini gerektirmiyor” dedi.

“Türkiye ile İran arasındaki ilişkiler bazı farklılıklara rağmen güçlüdür” diyen Naci, Sisi ve Erdoğan arasındaki görüşmenin ardından Mısır ve Türkiye tarafından yayınlanan bildiride Suriye topraklarının bütünlüğünden bahsedildiğini ve bunun da ‘İran'ın vizyonuyla uyumlu’ olduğunu belirtti. Suriye, özellikle Suriye'deki Türk askeri varlığı nedeniyle Ankara ile Tahran arasındaki temel anlaşmazlık noktalarından biri.

Öte yandan Özyakar, Kızıldeniz'deki gerilim ve bunun Süveyş Kanalı'nın gelirleri üzerindeki mali etkileri konusunu, Tahran'ın bölgesel çıkarları üzerindeki anlaşmazlık noktalarından biri olarak gündeme getirdi. Mısır-Türkiye yakınlaşmasının ve Filistin'deki çatışmayı çözmek için birlikte çalışmalarının ‘İran'ın bölgedeki nüfuzuna tehdit oluşturduğunu’ belirten Özyakar'a göre Tahran, Mısır-Türkiye ilişkilerindeki gelişmeleri ‘yakından izliyor.’  Özyakar ayrıca Tahran’ın Kahire ile ilişkilerini geliştirmeye ve bölgedeki izolasyonunu hafifletmeye çalıştığını da ifade etti.

Görsel kaldırıldı.Mısır ve Türkiye arasında iki ülke cumhurbaşkanları başkanlığında düzenlenen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısından (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Kahire ve Tahran arasındaki yakınlaşma sürecinin Ankara ile olan uzlaşmaya benzer şekilde ilerletilmesi olasılığına ilişkin olarak Naci, “durumun farklı olduğunu ve Mısır'ın yakınlaşmayı diğer tarafların müdahalesi olmadan ikili bir çerçevede yönettiğini ve diplomatik temsil düzeyini yükseltmekten bahsetmeden önce Tahran'ın temel sabiteler üzerine noktaların konulmasını beklediğini” ancak “diğer tarafların uzlaşma sürecini desteklemesinin bir sakıncası olmadığını” düşünüyor.

Frantzman, Mısır ve Türkiye arasındaki uzlaşmanın İran'ın Kahire de dahil olmak üzere çeşitli Arap ülkeleriyle ilişkilerini geliştirme çabalarını etkileyeceğini düşünüyor. Frantzman, “Türkiye-Mısır ilişkileri muhtemelen İran'ın, Ankara'nın Şam'la uzlaşabileceği ve bunun da İran'ın bölgedeki nüfuzunu arttıracağı yönündeki umutlarıyla el ele gidecektir” derken, İrşadmeneş, “Mısır-Türkiye yakınlaşmasından kaynaklanan istikrar, İran'ın Arap ülkeleriyle ilişkilerini genişletmesine yol açabilir” şeklinde konuştu.

Özyakar'a göre Mısır ile Türkiye ve Mısır ile İran arasındaki ilişkiler ‘geleceğe dair belirsizlik’ içinde gelişmeye devam ediyor. Ancak İran, Mısır'ın ekonomik çıkarlarını korumak için Husilerin Kızıldeniz'deki eylemlerini durdurabilir ve Gazze konusunda diplomatik kanallara öncelik verebilirse, Tahran bölgesel konumunu güçlendirebilir, Kahire ve diğer Arap ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirebilir.



Netanyahu, Trump’ın ekibinin desteğini kaybediyor

Trump, Gazze'deki ateşkes sürecinde ikinci aşamaya yakında geçileceğini söylemişti (AFP)
Trump, Gazze'deki ateşkes sürecinde ikinci aşamaya yakında geçileceğini söylemişti (AFP)
TT

Netanyahu, Trump’ın ekibinin desteğini kaybediyor

Trump, Gazze'deki ateşkes sürecinde ikinci aşamaya yakında geçileceğini söylemişti (AFP)
Trump, Gazze'deki ateşkes sürecinde ikinci aşamaya yakında geçileceğini söylemişti (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın ekibi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun barış sürecini sabote etmek istediğini düşünüyor.

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla Axios'a konuşan ABD'li yetkililer, Gazze'deki ateşkes anlaşmasının gidişatının Trump ve Netanyahu arasında pazartesi günü yapılacak görüşmeyle belirleneceğini söylüyor.

Trump'ın ekibinin Netanyahu'nun süreçte atılması gereken adımları geciktirdiğini ve Gazze'ye yönelik askeri operasyonları tekrar başlatabileceğini düşündüğü aktarılıyor.

Adının gizli tutulmasını isteyen İsrailli bir yetkili de Netanyahu'nun ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio dahil Trump yönetimindeki üst düzey isimlerin desteğini kaybettiğini söylüyor.

Kaynaklar, Washington'ın bir an evvel anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesini istediğini belirtiyor.

Trump'ın damadı Jared Kushner'la ABD Başkanı'nın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un ikinci aşamaya geçiş için Türkiye, Mısır ve Katar'la yakın çalıştığı aktarılıyor. Ancak Netanyahu'nun planla ilgili Kushner ve Witkoff'la anlaşmazlık yaşadığı ifade ediliyor.

Öte yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) ateşkes ve rehine takası anlaşmasına rağmen Gazze'de saldırıları sürdürmesinin Washington'da olumlu karışlanmadığı belirtiliyor.

Kimliğinin paylaşılmamasını isteyen Beyaz Saray'dan bir yetkili, "Bazen sahadaki IDF komutanlarının önüne gelene ateş etmeye meraklı olduğunu düşünüyoruz" diyor.

Witkoff ve Kushner, geçen hafta Miami'de düzenlenen toplantıda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati'yle bir araya gelmişti.

Axios'un aktardığına göre taraflar, Trump - Netanyahu toplantısı öncesi ele alınacak konuları belirledi. Bunlar arasında İsrail'e ateşkese uyma ve sivil kayıpları önleme çağrısı yapılmasının yanı sıra Gazze'nin Mısır sınırındaki Refah kapısının açılmasının sağlanması da yer alıyor. Ayrıca ABD Başkanı'nın Batı Şeria'daki yasadışı yerleşimlerle ilgili endişelerini dile getirmesi bekleniyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 53'ünü kontrol ediyor.

İkinci aşamadaysa Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü'nün (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Independent Türkçe, Axios, Times of Israel


Guatemala'da bir otobüsün uçuruma yuvarlanması sonucu 15 kişi hayatını kaybetti

Olay yerindeki polis memurları (AFP)
Olay yerindeki polis memurları (AFP)
TT

Guatemala'da bir otobüsün uçuruma yuvarlanması sonucu 15 kişi hayatını kaybetti

Olay yerindeki polis memurları (AFP)
Olay yerindeki polis memurları (AFP)

Kurtarma ekiplerinin açıklamasına göre dün, Guatemala'nın batısındaki bir otoyolda yolcu otobüsünün uçuruma yuvarlanması sonucu en az 15 kişi hayatını kaybetti.

Gönüllü itfaiye sözcüsü Leandro Amado gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bu trafik kazasında 15 kişi hayatını kaybetti" dedi. Yaklaşık 20 yaralının yakındaki hastanelere kaldırıldığını belirten Amado, ölenler arasında 11 erkek, üç kadın ve bir çocuğun bulunduğunu belirtti.

Otobüs, henüz bilinmeyen bir nedenle yaklaşık 75 metre derinliğindeki uçuruma yuvarlandı.

Guatemala'da ölümcül trafik kazaları sık sık yaşanıyor. Şarkul Avsat’ın edindiği bilgiye göre şubat ayında, Guatemala şehrinin kuzey eteklerinde bir yolcu otobüsü uçuruma yuvarlanmış ve 54 kişi hayatını kaybetmişti.


Trump'tan Epstein talimatı: "Bütün isimleri açıklayın"

Başkan Donald Trump, Jeffrey Epstein'le bağlantılı Demokratların isimlerini açıklaması için ABD Adalet Bakanlığı'na çağrı yaptı (AP)
Başkan Donald Trump, Jeffrey Epstein'le bağlantılı Demokratların isimlerini açıklaması için ABD Adalet Bakanlığı'na çağrı yaptı (AP)
TT

Trump'tan Epstein talimatı: "Bütün isimleri açıklayın"

Başkan Donald Trump, Jeffrey Epstein'le bağlantılı Demokratların isimlerini açıklaması için ABD Adalet Bakanlığı'na çağrı yaptı (AP)
Başkan Donald Trump, Jeffrey Epstein'le bağlantılı Demokratların isimlerini açıklaması için ABD Adalet Bakanlığı'na çağrı yaptı (AP)

Katie Hawkinson ABD Muhabiri 

ABD Başkanı Donald Trump, ABD Adalet Bakanlığı'na Jeffrey Epstein'le bağlantılı tüm Demokratların isimlerini açıklaması çağrısında bulunarak Epstein dosyaları denen belgelerle ilgili tartışmayı "cadı avı" ve "Demokratların başlattığı bir sahtekarlık" olarak nitelendirdi.

Trump cuma günü Truth Social'da "Şimdi Epstein'le ilgili 1 milyon sayfa daha bulundu. Adalet Bakanlığı tüm zamanını Demokratların başlattığı bu sahtekarlığa harcamaya zorlanıyor" diye yazdı.

ABD Başkanı şöyle ekledi:

Ne zaman 'ARTIK YETER' deyip Seçim Hilesi vb. konularla ilgilenecekler? Epstein'le çalışanlar Cumhuriyetçiler değil, Demokratlar. Hepsinin ismini açıklayın, onları utandırın ve ülkemize yardım etmeye geri dönün! Radikal Sol, TRUMP ve CUMHURİYETÇİLERİN BAŞARISININ konuşulmasını istemiyor, sadece uzun zaman önce ölen Jeffrey Epstein'den bahsedilsin istiyor. Bu da başka bir cadı avı.

Bu sözler, Trump'ın Noel Günü'ndeki paylaşımında, hayatını kaybeden seks suçlusu hakkındaki soruşturmayla ilgili ağzına geleni söylemesinden sonra geldi. Trump, Epstein'le ilişkisini "moda olmadan çok önce" kestiğini iddia etmişti. Trump, Epstein dosyaları etrafında dönen tartışmayı "Radikal Solun Cadı Avı" diye nitelendirmişti.

Perşembe günü Truth Social'da "Jeffrey Epstein'i seven birçok Ahlaksız dahil herkese Mutlu Noeller... Ancak işler fena KIZIŞINCA onu 'köpek gibi terk ediyorlar', yanlış bir iddiada bulunarak onunla hiçbir ilgileri olmadığını, onu tanımadıklarını, iğrenç bir insan olduğunu söylüyorlar ve sonra da elbette, Epstein'i terk eden tek kişiyi, bunu moda olmadan çok önce yapan Başkan Donald J. Trump'ı suçluyorlar" diye yazmıştı.

Bir zamanlar Epstein'le arkadaş olan Trump, 2002'de New York Magazine'e verdiği röportajda onu "harika bir adam" diye nitelendirmişti. Ancak Trump, finansçının reşit olmayan kişileri fuhuşa teşvik etmekten suçlu bulunduğu 2008'den önce arkadaşlıklarının sona erdiğini söylüyor. Beyaz Saray da Trump'ın, Epstein'i "sapıklık" yaptığı gerekçesiyle Mar-a-Lago kulübünden attığını ifade ediyor.

Trump yönetimi, Kongre tarafından belirlenen son tarih olan 19 Aralık'ta Epstein dosyalarının bir kısmını kamuoyuna açıkladı.
 

Görsel kaldırıldı.Epstein soruşturmalarıyla ilgili dosyaların bazılarını yayımlayan ABD Adalet Bakanlığı, yüzlerce sayfalık belgeyi büyük ölçüde sansürledi (AP)

Yönetim, geçen hafta belgelerin bir kısmını yayımladıkları için hızlı bir tepkiyle karşılaşırken, durumu eleştirenler birçok belgenin büyük ölçüde sansürlendiğine dikkat çekiyor.

Demokrat Partili Kaliforniya Valisi Gavin Newsom, sansürlenmiş sayfaları ve 1990'larda Trump ve Epstein'in konuştuğunu gösteren görüntüleri içeren bir videoyu X'te paylaşarak başkanla dalga geçmişti.

Newsom videoyu "2025: SANSÜRLÜ" sözleriyle paylaşmıştı.

Adalet Bakanlığı yetkilileri daha sonra Epstein davasıyla bağlantılı olma "potansiyeli taşıyan" 1 milyondan fazla belge daha keşfettiklerini ve bunların yayımlanmasının "birkaç hafta daha" sürebileceğini itiraf etmişti.

Adalet Bakanlığı çarşamba günü yaptığı açıklamada, "Avukatlarımız gece gündüz çalışarak kurbanları korumak için yasal olarak uygulanması gereken sansürleri ele alıp uyguluyor ve belgeleri en kısa sürede yayımlayacağız" ifadelerini kullanmıştı.

Temsilciler Meclisi Gözetim Komitesi'ndeki Demokratlar da Epstein'den miras kalan ve kamuoyunun bilmediği bir dizi fotoğrafı 12 Aralık'ta yayımlamıştı. Bunlarda Trump ve eski ABD Başkanı Bill Clinton gibi güçlü isimler görülüyor.

Trump ve Clinton'a, Epstein'le ilgili herhangi bir resmi suçlama yöneltilmedi.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news