Erkeklere bakması yasaklanan kadınlar, Taliban'a tepkili

Afganistan'daki ulusal TV kanallarında kadın görmek gün geçtikçe daha da zorlaşıyor (AFP)
Afganistan'daki ulusal TV kanallarında kadın görmek gün geçtikçe daha da zorlaşıyor (AFP)
TT

Erkeklere bakması yasaklanan kadınlar, Taliban'a tepkili

Afganistan'daki ulusal TV kanallarında kadın görmek gün geçtikçe daha da zorlaşıyor (AFP)
Afganistan'daki ulusal TV kanallarında kadın görmek gün geçtikçe daha da zorlaşıyor (AFP)

Dünya çapında tartışılan kanunlar sonunda yürürlüğe girdi ve Afganistan'da kadınların eşleri ve akrabaları haricindeki erkeklerle göz temasında bulunması ve seslerinin toplum içinde duyulması artık resmen yasak.

2022'den beri kararnameyle uygulanan kurallar, ağustos sonunda kanun haline getirildi. Yeni yürürlüğe giren yasada  "Yetişkin bir kadın zorunlu olarak evinden ayrıldığında sesini, yüzünü ve vücudunu gizlemek zorundadır" ifadesi de var. 

ABD'nin Washington Post gazetesi, telefonla eriştiği Afgan kadınlarına yasaklar hakkında ne düşündüklerini sordu. Onlar da kimliklerinin gizli kalması karşılığında konuştu. 

Kadınlar, kanunun kabulüyle birlikte emsalsiz yetkiler tanınan ahlak polisinin hem Kabil'de hem de diğer kentlerde çok daha fazla görülmeye başladığını anlattı. 

Kız çocuklarına gizlice eğitim verdiğini söyleyen 20'li yaşlarındaki Kabilli Mina şöyle diyor:

Üç hafta öncesine kadar, Taliban'ın değişip kızların eğitimine yönelik kısıtlamaları kaldıracağı umudunu hâlâ taşıyordum. Ancak 'Ahlak ve Erdem Yasası' çıkınca tüm ümidimi kaybettim.

Otobüs durakları ve pazarlarda kadınların kıyafetlerinin yanı sıra gülmeleri ya da yüksek sesle konuşmalarının da kontrol edildiği bildirildi. 

Yetkililerin cuma günü dışarı çıkan kadınlara erkeklerin camiye gidişini zorlaştırdıkları gerekçesiyle öfkelendiği de vurgulandı. 

Kız çocuklarının 6. sınıftan sonra okumasının yasaklanması ve kadınların üniversitelere girişinin engellenmesi gibi kararlar, üç yıl önce ABD'nin çekilip Taliban'ın iktidara gelmesiyle birlikte uygulanmaya başlamıştı. 

Ancak kadınlar, son haftalara kadar İngilizce dersi alabildiklerini söylüyor.

Ahlak polisinin son dönemde erkek öğretmenleri uyarmasıyla birlikte aileler kız çocuklarını engellemeye başlamış.

Başkent Kabil'de yaşayan aktivistlerden biri, 1990'lı yıllarda Taliban ilk kez iktidara geldiğinde kendisinin okumasının engellendiğini ve yeniden aynı adımların atıldığını görmenin kendisini üzdüğünü söylüyor. 

48 yaşındaki kadın, örgütün eskisi kadar sert kurallar koymayacağı intibasını yarattıktan sonra değiştiğini vurgulayarak şöyle diyor:

Tüm ülke kadın hayalleri mezarlığına dönüştü.

Ağustos 2021'de iktidarı ele geçirir geçirmez kadınların eğitimini yasaklayarak dikkat çeken Taliban, bu kararların geçici olduğunu savunmuştu. Bu tutum, kararların Kabil'de daha esnek, tutucu bölgelerdeyse daha katı uygulanmasına yol açmıştı. 

Eski üniversite öğrencilerinden 24 yaşındaki Saciye de umutların tükendiği görüşünde:

Taliban içinde iki grup var. Bir grup daha ılımlı ve kuralları esnetmeye hevesli. Ancak kısıtlamaların kanuna dönüşmesiyle birlikte bu grubun kaybettiği görülüyor.

20 yaşındaki bir başka Kabilliyse "Konu zalimlik ve kısıtlamaysa hepsi aynı kafada" diyerek bu ayrımı reddediyor. 

Ancak yine de Afgan kadın hakları aktivistleri, direnişin süreceğini söylüyor. Kuran'ın kadınların eğitimine karşı çıkmadığını ve Allah'ın kitabındaki kıyafet kurallarının Taliban'ınkiler kadar sert olmadığını savunuyorlar. 

Diğer yandan Taliban'ın görüşlerini benimseyen kadınlar da var. 20 yaşındaki Kabilli bir kadın, ahlak polisi olan hemcinslerine dikkat çekerek "Erkeklerden de daha agresif davranıyorlar" diyor. 

Taliban yönetimi hâlâ uluslararası toplumda tanınmıyor. Bu kısıtlamaların dünyayla yapılacak müzakerelerde koz olarak kullanılabileceği de iddialar arasında. 

Yurtdışında okumak için burs başvurusu yapan kadınların reddedildiğini anlatan Mina, şöyle tepki gösteriyor: 

Dünyanın son üç yıldır süren sessizliği, tarihe kara bir sayfa olarak eklenecektir.

Independent Türkçe, Washington Post, BBC



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24