Lübnan cephesindeki tırmanış hedefi İsrail'in içgüdülerini harekete geçirmek

Kimse gerilimin savaşa dönüşmesini istemediğinden ABD Başkanı'nın Lübnan Özel Temsilcisi Amos Hochstein derhal bölgeye gitti

Geçtiğimiz haziran ayında Lübnan-İsrail sınırı yakınlarındaki el-Hıyam köyüne İsrail tarafından düzenlenen hava saldırısının ardından yıkılan evlerin önünden geçen bir kişi (AFP)
Geçtiğimiz haziran ayında Lübnan-İsrail sınırı yakınlarındaki el-Hıyam köyüne İsrail tarafından düzenlenen hava saldırısının ardından yıkılan evlerin önünden geçen bir kişi (AFP)
TT

Lübnan cephesindeki tırmanış hedefi İsrail'in içgüdülerini harekete geçirmek

Geçtiğimiz haziran ayında Lübnan-İsrail sınırı yakınlarındaki el-Hıyam köyüne İsrail tarafından düzenlenen hava saldırısının ardından yıkılan evlerin önünden geçen bir kişi (AFP)
Geçtiğimiz haziran ayında Lübnan-İsrail sınırı yakınlarındaki el-Hıyam köyüne İsrail tarafından düzenlenen hava saldırısının ardından yıkılan evlerin önünden geçen bir kişi (AFP)

Bölgedeki İsrail-Lübnan cephesinde gerilimin tırmanması kabusu ve bunun bölgesel bir savaşa dönüşmesi korkusu yeniden hortlarken bu kez de nedenler değişmedi. Taraflar, topyekun bir savaş istemediklerini, ancak mecbur kalmaları halinde böyle bir savaşa hazır olduklarını vurguladılar. Tarafların her biri siyasi çözüm çabalarını bir kez daha başlatması için ABD Başkanı'nın Lübnan Özel Temsilcisi Amos Hochstein’ın gelmesini bekliyor.

Gazze Şeridi’ndeki savaşın başlamasından bu yana defalarca kez tekrarlanan bu senaryoların absürt yanı ise sınırın her iki tarafındaki insanların da korkuya ve endişeye kapılmaları. Tarafların liderleri ise “Gerilimin tırmanmasını istemiyoruz, ama tırmanması halinde de buna hazırız” diyerek tehditler savurmaya etmeye devam ediyor. Bu tehditlere gerilimi daha da tırmandıran askeri operasyonlar eşlik ediyor.

xcd
Tel Aviv'de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu maskesi takarak Netanyahu’nun Hamas’ın elindeki İsrailli rehinelerle ilgili politikasını kınayan bir protestocu (DPA)

İsrailli gözlemciler, tansiyonun yükselmesinin nedeninin, kuzey bölgelerinde evlerini terk etmek zorunda kalan yaklaşık 80 bin kişinin sokağa dökülmesi, geriye kalan 200 bin kişinin ise Hizbullah’ın füze ve insansız hava araçları (İHA) ile düzenlediği saldırıların kabusuyla yaşayıp her gün başlarına bir roket düşecekmiş gibi hissetmeleri olduğunu söylediler. Gözlemcilere göre yaklaşık bir milyon kişi füzelerle hedef alınmayı bekliyor.

İsrail'in siyasi ve askeri yetkilileri, Lübnan'ı ‘yok etmekle ve Ortaçağ'a geri döndürmekle’ tehdit ettiklerinde İsrailliler buna inanarak ordunun savaşa girmesini talep etmeye başladılar. Bugün ise İsrail ordusu, bu kabadayılığının bedelini ödüyor. İsrail ordusu komutanları, Lübnan'ı tehdit etmeye devam ederken bir yandan da “Beyrut'u ikinci bir Gazze'ye dönüştürebiliriz, ama bedeli ağır olur. Tel Aviv ve Hayfa'daki mahalleler yerle bir olabilir” diyerek Lübnan’a karşı savaş isteyen İsraillileri de uyarıyorlar.

xscdvf
Hizbullah'ın geçtiğimiz temmuz ayında İsrail'in kuzeyindeki Kiryat Shmona'ya düzenlediği saldırının ardından olay yerinden yükselen dumanlar (Arşiv - Reuters)

Ancak bir yandan da ordu, Lübnan'a karadan girmek için hazırlıklarını sürdürüyor. Çünkü askeri kararlılık havadan saldırılar düzenleyerek değil, karadan girerek elde edilir. Öte yandan Hizbullah, aynı tehdidi savururken topyekun bir savaş istemediğini vurguluyor. Lübnanlılar ise savaştan bıkmış durumda. İsrail’in Lübnan'a gerçekleştirdiği saldırılarda şimdiye kadar yaklaşık 700 kişi öldü, çok sayıda kişi de yaralandı. Birçok mahalle yerle bir oldu. Hizbullah’ın önde gelen isimleri suikastlara kurban gitti.

Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Naim Kasım, Hizbullah destekçilerine güvence vermek için “Savaş istemiyoruz, ama saldırganlığa karşılık veriyoruz. Eğer savaş patlak verirse her iki taraf da önemli kayıplar verecek” ifadelerini kullandı.

Diğer yandan Hochstein, her iki tarafta da sıcak karşılanıyor ve bazı girişimlerle savaşı yatıştırabileceği umuluyor. Netanyahu, İsrail'in Güvenlik İşleri için Küçültülmüş Bakanlar Kurulu’nu (Kabinet) toplayıp ‘Hizbullah'ın saldırılarına müsamaha göstermeyecekleri için kuzeye daha fazla odaklanılması meselesini masaya yatıracağını’ söyleyerek gerilimi tırmandıran ilk kişi oldu.

xdc
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz haziran ayında İsrail'i ziyaret eden ABD Başkanı’nın Özel Temsilcisi Amos Hochstein'ı ağırlarken (DPA)

Ancak Hochstein ile görüşene kadar toplantıyı ertelemeyi kabul eden Netanyahu’nun yakın çevresine göre İsrail Başbakanı topyekun bir savaş istemese de başbakan olarak kalabilmek için savaşı kısık ateşte tutmayı yeğliyor. Washington'daki Big Brother’a güveniyor ve eğer savaşın kapsamı genişlerse ABD’lilerin yardımına koşacağına inanıyor. Yine de siyasi bir çözüm istediğini vurgulamaya devam ediyor.

Mesele, sınırlı da olsa askeri bir gerilimle birlikte sözlü bir gerilimin, bir hatanın ya da belirli bir davranışın yanlış yorumlanmasının bölgede durumu kötüleştirmek için yeterli olduğunun hesaba katılmayarak topyekun bir savaşa yol açabilecek olması.

xc
İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezindeki bir UNRWA okuluna düzenlediği saldırının ardından meydana gelen hasar (EPA)

Çözüm orada, bariz ve basit bir şekilde ortada. Herkes eğer Gazze'deki savaş biterse kuzeydeki gerilimin de sona ereceğini ve herkese hesaplarını gözden geçirmeleri için bir nefes alma alanı sağlayacağını biliyor. Hamas'ın elindeki İsrailli rehinelerin aileleri kuzeyde gerilimin tırmanmasının rehin tutulan yakınlarının sağ salim geri dönme umudunu yok edeceğini haykırırken ABD’li arabulucu Hochstein da bunun için çalışıyor.



Washington ile Tahran arasındaki dolaylı görüşmeler Muscat'ta başladı

Arakçi ile el-Busaidi'nin bugün Maskat'ta yaptığı görüşmeden (İran Dışişleri Bakanlığı)
Arakçi ile el-Busaidi'nin bugün Maskat'ta yaptığı görüşmeden (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

Washington ile Tahran arasındaki dolaylı görüşmeler Muscat'ta başladı

Arakçi ile el-Busaidi'nin bugün Maskat'ta yaptığı görüşmeden (İran Dışişleri Bakanlığı)
Arakçi ile el-Busaidi'nin bugün Maskat'ta yaptığı görüşmeden (İran Dışişleri Bakanlığı)

İran ve ABD, İran'ın hızla ilerleyen nükleer programı konusunda yeni müzakereler başlatmak amacıyla bugün Umman'da üst düzey görüşmelere başlarken, ABD Başkanı Donald Trump bir anlaşmaya varılmaması halinde askeri harekât tehdidinde bulundu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi  ve ABD'nin Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff, Washington'un Tahran'a bir anlaşmaya varması için iki ay süre vermesinin ardından İran'ın nükleer programına ilişkin “kader” niteliğindeki görüşmeler öncesinde bu sabah Maskat'a geldi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre Ummanlı bir kaynak, görüşmelerin odağında bölgesel gerilimin azaltılması, tutukluların takası ve İran'ın nükleer programının engellenmesi karşılığında yaptırımların hafifletilmesine yönelik sınırlı anlaşmalara varılması yer aldığını belirtti.

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bakayi X-platformunda yaptığı açıklamada, “İran ve ABD arasındaki dolaylı görüşmeler Umman dışişleri bakanının arabuluculuğuyla başladı” dedi. Sözcü, her heyetin ayrı bir odası olduğunu ve Ummanlı bakan aracılığıyla mesaj alışverişinde bulunacaklarını belirtti.

Arakçi Umman'a gelişinin ardından Ummanlı mevkidaşı Bedr el-Busaidi ile görüşmelere ilişkin düzenlemeleri ele aldı ve “dolaylı” görüşmelerde ve bir arabulucunun varlığında ısrar eden Tahran'ın pozisyonu hakkında bilgi verdi. Washington ise müzakereleri doğrudan olarak tanımlıyor.

Arakçi devlet televizyonuna verdiği demeçte “Niyetimiz eşit bir pozisyondan başlayarak adil ve onurlu bir anlaşmaya varmaktır” dedi. “Eğer karşı taraf da görüşmelere aynı noktadan başlarsa, yapıcı bir müzakere yolunun önünü açabilecek ön anlayışa ulaşma şansı doğar” ifadelerini kullandı.

“İran devlet medyasında yer alan habere göre Arakçi, İran ve ABD arasındaki dolaylı görüşmelerin bir parçası olarak Ummanlı mevkidaşına Tahran'ın ana noktalarını ve pozisyonlarını ABD tarafına iletmek üzere sundu.

Daha sonra devlet televizyonu “temel pozisyonların, ilkelerin ve kırmızı çizgilerin İran tarafından Umman'a iletildiğini” bildirdi.

İran televizyonuna göre iki heyet arasındaki görüşmeler “iki ayrı salonda gerçekleştirilecek”.

Wall Street Journal'ın aktardığına göre Witkoff, ABD yönetiminin “kırmızı çizgisinin” İran'ın nükleer silah üretmesini engellemek olduğunu ve bunun ilk şartının da nükleer programını sonlandırmak olduğunu söyledi.

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve ABD'nin Orta Doğu elçisi Steve Witkoff (AFP)İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve ABD'nin Orta Doğu elçisi Steve Witkoff (AFP)

Witkoff, İranlılara vermeyi planladığı mesaja atıfta bulunarak şunları söyledi: “Bence bizim pozisyonumuz programınızı tasfiye etmekle başlıyor. “Bugünkü pozisyonumuz budur. “Bu, iki ülke arasında bir uzlaşmaya varmak için başka yollar bulmayacağımız anlamına gelmiyor.”

ABD Başkanı Donald Trump, bugünkü görüşmeler öncesinde dün yaptığı açıklamada, İran'ın “nükleer silaha sahip olamayacağını” söyledi.