ABD ateşkesten umudu kesti: Biden döneminde gerçekleşmeyecek

Esir ve mahkumların serbest bırakılma koşullarının temel bir tartışma noktası olduğu aktarıldı

14 Eylül'de Filistinli bir kişi,  Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'da, İsrail'in bomba saldırıları sonucunda ağır hasar almış binaların önünde eşek arabasıyla ilerliyor (AFP)
14 Eylül'de Filistinli bir kişi, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'da, İsrail'in bomba saldırıları sonucunda ağır hasar almış binaların önünde eşek arabasıyla ilerliyor (AFP)
TT

ABD ateşkesten umudu kesti: Biden döneminde gerçekleşmeyecek

14 Eylül'de Filistinli bir kişi,  Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'da, İsrail'in bomba saldırıları sonucunda ağır hasar almış binaların önünde eşek arabasıyla ilerliyor (AFP)
14 Eylül'de Filistinli bir kişi, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'da, İsrail'in bomba saldırıları sonucunda ağır hasar almış binaların önünde eşek arabasıyla ilerliyor (AFP)

Neredeyse bir yıldır süren çatışmadan sonra, üst düzey ABD yetkililerinin, İsrail ve Hamas'ın Biden'ın görev süresi tamamlanmadan önce bir ateşkes anlaşması yapacağına dair umudunun kalmadığı bildirildi.

İsmi verilmeyen bir yetkili, The Wall Street Journal'a "Yakın zamanda bir anlaşma yok" dedi.

Hiç yapılacak mı emin değilim.

Aynı haberde, bir Arap ülkesinden başka bir yetkili "Şu dönemde gerçekleşme ihtimali hiç yok" diye ekledi.

Herkes önümüzdeki seçime kadar bekleyip görelim modunda. Sonuç, bir sonraki yönetimde neler olabileceğini belirleyecek.

The Independent, ABD Dışişleri Bakanlığı'yla temasa geçse de henüz yanıt alamadı.

Tartışmalı noktalar arasında, Hamas'ın tuttuğu esirlerin karşılığında kaç Filistinli mahkumun serbest bırakılacağı ve Lübnan'da Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarını hedef alarak en az 25 kişinin ölümüne yol açan ve binlerce kişiyi yaralayan patlayıcı saldırısı var.

xcfvdbg
Bölgesel savaş tehdidi büyürken müzakereler çıkmazda (AP)

İsrail saldırıyı üstlenmese de basında çıkan haberler saldırının İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ve Mossad'ın ortak planı olduğunu öne sürmüştü.

Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, İsrail-Hamas çatışmasının 7 Ekim'den bu yana, çoğunluğu Filistinli siviller olmak üzere 42 binin üzerinde insanın ölümüne yol açtığını bildiriyor. Bazı uluslararası gözlemciler, çatışmanın Gazzelilere karşı bir soykırıma dönüştüğünü söylüyor.

Anlaşmaya varmak, zorluğunu sürdürürken İsrail-Hamas çatışması büyük bir bölgesel çatışmaya dönüşme tehdidiyle karşı karşıya.

İsrail, ülkenin Lübnan'a karşı "savaşta yeni bir aşamaya" geçeceğini duyurmuş, Hizbullah ise İsrail'i, çağrı cihazı komplosu iddiasıyla "tüm kırmızı çizgileri" aşmakla suçlamıştı. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, bunun "savaş ilanı diye nitelenebileceğini" ifade etmişti.

İran destekli militan örgüt "Gazze'ye karşı şiddete son verilmedikçe durmayacağını" söylemişti.

Ateşkesin gerçekleşmemesi ABD'nin daha büyük önceliklerini de riske atıyor.

ABD'li müzakereciler, ateşkesin Suudi Arabistan-İsrail normalleşmesi yönündeki hedefleri kolaylaştırmasını umuyordu fakat Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, çarşamba günkü açıklamasında krallığın, Filistin devleti olmadan İsrail'i tanımayacağını belirtmişti.

Hamas esirlerinin aileleri de müzakerelerin hızıyla ilgili memnuniyetsizliklerini dile getirmişti.

Halihazırda Gazze'de tutulan 7 Amerikalı esirin akrabaları, çarşamba günü ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'la buluşmuştu.

Toplantıdan sonraki açıklamada "Aileler, somut bir ilerleme kaydedilmemesinden duydukları hayal kırıklığını dile getirdi ve esirlerin güvenli bir şekilde dönmesini sağlamak için bir anlaşmaya varılmasında herkesin daha büyük bir rol oynaması gerektiğini vurguladı" diye aktarılmıştı.

Binlerce İsrailli de kalan esirlerin serbest bırakılması için protesto ve taleplerini sürdürüyor.

ABD son aylarda İsrail'in savaşta kullandığı taktikleri daha fazla eleştirmeye başlamıştı ama bu ay gerçekleştirilen bir soruşturmada, İsrailli askerlerin Batı Şeria'daki bir protestoda Amerikalı aktivist Ayşenur Eygi'yi öldürdüğü ortaya çıkmasına rağmen IDF'e askeri yardımlarını durdurmadı.

Independent Türkçe



Pakistan'da yargısız infaz: Dine hakaret ettiği öne sürülen bir kişi daha öldürüldü

2010'da ülkedeki Hıristiyanlardan Asia Bibi'nin dine hakaretle suçlanması dünya çapında ses getirirken 2018'de Yüksek Mahkeme beraat kararı vermişti (AFP/Arşiv)
2010'da ülkedeki Hıristiyanlardan Asia Bibi'nin dine hakaretle suçlanması dünya çapında ses getirirken 2018'de Yüksek Mahkeme beraat kararı vermişti (AFP/Arşiv)
TT

Pakistan'da yargısız infaz: Dine hakaret ettiği öne sürülen bir kişi daha öldürüldü

2010'da ülkedeki Hıristiyanlardan Asia Bibi'nin dine hakaretle suçlanması dünya çapında ses getirirken 2018'de Yüksek Mahkeme beraat kararı vermişti (AFP/Arşiv)
2010'da ülkedeki Hıristiyanlardan Asia Bibi'nin dine hakaretle suçlanması dünya çapında ses getirirken 2018'de Yüksek Mahkeme beraat kararı vermişti (AFP/Arşiv)

Pakistan'da kutsal değerlere hakaretle suçlanan bir kişi daha yargısız infazla öldürüldü. 

Ülkenin güneyindeki Sind eyaletine bağlı Umerkot bölgesinde çarşamba akşamı yaşanan olayda doktor Şah Navaz silahla öldürüldü. 

Polis komiseri Niyaz Koso, meslektaşlarının motosikletle giden iki erkeğe "dur" dediğini ancak bu kişilerin silahla ateş açarak kaçmaya çalıştığını dün yaptığı açıklamayla savundu. 

Koso, karşılık veren polislerin "tesadüf eseri" Navaz'ı öldürdüğünü, diğer kişininse kaçmayı başardığını iddia etti. 

Komiser, memurların Navaz'ı öldürdükten sonra onun kutsal değerlere hakaret suçlamasıyla aradıkları kişi olduğunu fark ettiğini de öne sürdü.  

Sosyal medyada paylaşılan görüntüler, bölgedeki din insanlarının bu yargısız infazdan dolayı polisi överek memurlara gül yaprakları attığını gösteriyor. 

Sosyal medyadaki paylaşımları sebebiyle Hazreti Muhammed'e hakaret etmekle suçlanan Navaz, iki gündür saklanıyordu. 

Salı günü tutuklanması talebiyle bir gösteri düzenlenmiş, çarşambaysa kliniği ateşe verilmişti. 

İnsan hakları örgütleri, bir haftada ikinci kez benzer bir cinayetin yaşandığını vurgulayarak resmi makamların açıklamalarını sorguluyor. 

Pakistan Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu (HRCP), kutsal değerlere hakaretle suçlanan iki kişinin yargısız infazla öldürülmesinden dolayı çok endişeli olduğunu bildirdi. Güvenlik güçlerinin bu tarz olaylara karışmasının ürkütücü bir eğilime işaret ettiği vurgulandı. 

HRCP bağımsız bir soruşturma başlatmasını ve Navaz'ın ölümden sorumlu kişilerin tespit edilip cezalandırılmasını hükümetten talep etti. 

Geçen hafta da Ketta kentinde yine benzer bir olay yaşanmıştı. Kutsal değerlere hakaretle suçlanarak tutuklanan Seyid Han, tutulduğu polis merkezinde bir memur tarafından vurularak öldürülmüştü. 

Polis memuru Muhammed Kurram tutuklansa da maktulün aşireti ve ailesi, Han'ın Hazreti Muhammed'e hakaret ederek Müslümanların duygularını incittiğini öne sürerek onu affetmişti. 

Kutsal değerlere hakaret gerekçesiyle linçler Pakistan'da ender görülmüyor. Ancak güvenlik güçlerinin bizzat yargısız infaza kalkışması son döneme kadar pek rastlanan bir durum değildi. 

Pakistan'ın kutsal değerlere hakarete verdiği cezalar idama varabiliyor ama henüz ölüm cezası bu suçlarda infaz edilmedi.  

Independent Türkçe, CNN, AP