Devrim Muhafızları çağrı cihazı ve telsiz saldırılarından sonra iletişim cihazlarını yasakladıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5063805-devrim-muhaf%C4%B1zlar%C4%B1-%C3%A7a%C4%9Fr%C4%B1-cihaz%C4%B1-ve-telsiz-sald%C4%B1r%C4%B1lar%C4%B1ndan-sonra-ileti%C5%9Fim-cihazlar%C4%B1n%C4%B1
Devrim Muhafızları çağrı cihazı ve telsiz saldırılarından sonra iletişim cihazlarını yasakladı
İran Devrim Muhafızları, silahlı kuvvetlerin Tahran dışında düzenlediği yıllık geçit töreninde (AP)
İranlı iki üst düzey güvenlik yetkilisi Reuters'e, geçtiğimiz hafta Lübnan Hizbullahı’nın kullandığı binlerce çağrı cihazı ve telsizin patlatılmasının ardından Devrim Muhafızları'nın tüm üyelerine her türlü iletişim cihazını kullanmayı bırakmalarını emrettiğini söyledi.
Bir güvenlik yetkilisi, İran Devrim Muhafızları'nın sadece iletişim ekipmanlarını değil tüm cihazları incelemek için büyük bir operasyon yürüttüğünü, bu cihazların çoğunun ya yerel olarak üretildiğini ya da Çin ve Rusya'dan ithal edildiğini belirtti.
Konunun hassasiyeti nedeniyle isminin açıklanmasını istemeyen yetkili, Tahran'ın, İsrail için çalışan İranlı ajanları da kullanabilecek bir İsrail sızmasından endişe duyduğunu ve hali hazırda Devrim Muhafızları’ndaki orta ve üst düzey liderleri hedef alan kapsamlı bir soruşturma başlattığını ifade etti.
Güvenlik yetkilisi, "Bu, İran'daki ve yurt dışındaki banka hesaplarının yanı sıra seyahat geçmişlerini ve ailelerinin seyahat geçmişini kontrol etmeyi de içeriyor" ifadelerini kullandı.
Lübnan Hizbullah grubunun kullandığı kablosuz iletişim cihazlarında (çağrı cihazları) geçtiğimiz salı günü eş zamanlı patlamalar yaşandı. Çarşamba günü ise grup üyelerinin de kullandığı yüzlerce telsiz patladı. Saldırılar 39 kişinin ölümüne, 3 binden fazla kişinin de yaralanmasına neden oldu.
Lübnan ve Hizbullah saldırıların arkasında İsrail'in olduğunu söylüyor ancak İsrail bu saldırıyı ne yalanlıyor ne de doğruluyor.
Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığı habere göre güvenlik yetkilisi, 190 bin personeli bulunan İran Devrim Muhafızları güçlerinin nasıl iletişim kurduğuna ilişkin ayrıntı vermeyi reddetti.
Yetkili, şu anda “şifreli mesajlaşma sistemlerini kullanıyoruz” dedi.
Aynı yetkiliye göre İran'daki iktidar yapısında büyük endişe yaşanıyor. İran Devrim Muhafızları yetkilileri Hizbullah'la temasa geçti. Teknik değerlendirmelerin yapılması amacıyla, İranlı uzmanlar tarafından incelenmek üzere çok sayıda patlayıcı madde örneği Tahran'a gönderildi.
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (Somali Haber Ajansı)
Somali Savunma Bakanı Ahmed Maalim Fiqi’nin haziran ve temmuz aylarında Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile başta Somali Kurtarma Forumu'ndan liderler olmak üzere muhalefet liderleri arasında, anayasanın tamamlanması ve on yıllardır süregelen kabile sistemine dayalı bir sistemden sonra 2026 yılında yapılması planlanan doğrudan seçimler gibi tartışmalı konular hakkında yapılan görüşmelerin ardından muhalefete silahlanma konusunda uyarıda bulunması, siyasi gerginliğin tırmandığının bir işareti olarak görüldü.
Somali ve Afrika meseleleri uzmanı Abdirahman Jama Barre, bu uyarıları ‘muhalefet silahlanmaya kalkışırsa sert önlemler alınacağı’ tehdidiyle birlikte, müzakerelerin çöküşünün, uzlaşı sağlanamamasının ve hükümet ile muhalefet arasında gerginlik döneminin başlangıcının teyidi olarak görüyor. Al-Somal al-Jadid haber sitesinin cumartesi günkü haberine göre Bakan Fiqi, yaptığı açıklamada “Kimse Mogadişu'da silah taşıyarak dolaşamaz. Savunma Bakanı olarak, bu davranışın imkânsız ve artık kabul edilemez olduğunu teyit ediyorum. Silahların denetimsiz olduğu dönem sona erdi” ifadelerini kullandı.
Somali Kurtuluş Forumu liderlerine ‘askeri güç oluşturmaya veya silah taşımaya teşebbüs etmemeleri’ konusunda özel bir uyarıda bulunan Somali Savunma Bakanı, hükümetin ‘böyle bir durumda onlara karşı sert önlemler almaktan çekinmeyeceğini’ de sözlerine ekledi.
Müzakerelerin başarısızlığı
Somali basınına göre bu açıklama, ‘federal hükümet ile Somali'yi Kurtarma Forumu liderleri arasında tartışmalı seçim meselesi üzerine yapılan görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanması ve iki taraf arasındaki gerginliğin tırmanmasının ardından yapıldı.
Somali ve Afrika meseleleri uzmanı Barre, Bakan Fiqi’nin uyarılarının sadece boş sözler olmadığını, aksine hükümet ile muhalefet arasında derin bir güven krizinin göstergesi olduğunu düşünüyor. Barre, bu uyarıların, biri herhangi bir askeri veya silahlı girişimin karşılık göreceği konusunda caydırıcı ve hatırlatıcı bir uyarı, ikincisi ise gerilimin tehlikeli bir düzeye ulaştığı ve bazı tarafların silahlı çatışmaya sürüklenebileceğine dair ciddi endişeler olduğu konusunda erkenden yapılmış olan bir uyarı olmak üzere iki mesaj taşıdığını belirtti.
Silahlarla ilgili tartışmanın zamanlamasını, hükümetin muhalefetin siyasi eleştirinin ötesine geçip, Somali'yi Kurtarma Forumu gibi güçlü baskı uygulayan cepheler veya ittifaklar kurmaya başladığını düşündüğü bir döneme denk geldiğini vurgulayan Barre, bu konunun şu anda gündeme getirilmesinin, özellikle muhalefetin siyasi olmayan alternatifler aradığı izlenimi varsa, muhalefeti müzakere masasına geri döndürmek için bir baskı unsuru olabileceğine dikkati çekti.
Barre, bunun ayrıca gelecekteki bir çatışma durumunda kamuoyunu hazırlamanın bir yolu ve muhalefet güçlerine karşı güvenlik veya askeri önlemler için önleyici bir gerekçe olabileceği değerlendirmesinde bulundu.
Çatışma senaryoları
Hükümet ile muhalefet arasındaki çatışma senaryolarına da değinen Barre, ilk senaryonun bu açıklamaların, durum kontrolden çıkmadan önce muhalefeti müzakerelere geri dönmeye zorlamak için bir baskı aracı olarak kullanılması olacağını öngörüyor. Barre’ye göre ikinci senaryo ise, muhalefetin yanıt vermemesi halinde ülkenin tırmanışa geçebileceği ve suçlamaların siyasi ve güvenlik çatışmalarına dönüşebileceği yönünde.
Savunma Bakanı’nın uyarısından iki gün önce, Somali Cumhurbaşkanı Hassan Şeyh Mahmud yerel basında yer alan açıklamalarında, “Muhalefet, özellikle Somali Kurtuluş Forumu, siyasi gündeminde ve federal hükümetle ilişkiler konusunda vizyonunda bölünmüş ve birleşik değil” dedi. Somali'nin parti temelli bir siyasi sisteme geçiş yapması gerektiğinde ısrar eden Şeyh Mahmud, geçiş dönemi federal anayasasını değiştirmek ve ülkeyi gelecek yıl yapılması planlanan ‘bir kişi, bir oy’ seçimlerine taşımak için verdiği sözleri yerine getirme konusunda da kararlı bir tutum sergiledi.
Cumhurbaşkanı Şeyh Mahmud'un 13 Mayıs'ta Adalet ve Dayanışma Partisi'ni kurması ve yaklaşan doğrudan seçimlerde adayını belirlemesi üzerine Cumhurbaşkanı ile muhalefet arasındaki anlaşmazlıklar alevlendi. Bunun ardından Somali'nin önde gelen 15 siyasi figürü, ülkeyi kurtarmak için acil istişareler yapılması çağrısında bulunan bir bildiri yayınladı.
Cumhurbaşkanı Şeyh Mahmud, bu bildiriye yanıt olarak bir diyalog turu başlattı ve 16 Haziran'da başkent Mogadişu'da birkaç gün süren ulusal bir danışma forumu düzenledi. Forumda, ülkenin birliğinin güçlendirilmesi, anayasanın tamamlanması, seçim sürecinin tamamlanması ve terörle mücadele olmak üzere dört konu ele alındı. Cumhurbaşkanı Şeyh Mahmud, muhalefetin katılmadığı forumun açılışında muhalefetle diyaloga geçeceğini vurguladı.
Somali Savunma Bakanı Fiqi, Orta Şabel bölgesindeki çatışma cephelerini ziyaret ederken (Somali Haber Ajansı)
Forumun düzenlenmesinden yaklaşık bir hafta sonra, Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, eski Cumhurbaşkanı Şerif Şeyh Ahmed başkanlığındaki (muhalif siyasi güçler tarafından kurulan bir koalisyon olan) Somali Kurtarma Forumu liderleriyle bir danışma toplantısı düzenledi. Somali Ulusal Haber Ajansı SONNA'nın aktardığına göre toplantı, yaşanan anlaşmazlıklar hakkında kapsamlı bir diyalog başlatılmasına ilişkin görüş birliğiyle sonuçlandı ve bir sonraki diyalog turu için ön tarih olarak temmuz ayının ilk haftası belirlendi.
Yukarıda bahsi geçen dört konu Somali’de yıllardır tartışılıyor ve hükümet ile muhalefet arasında anlaşmazlığa neden oluyor. Bunların başında, 2012 tarihli geçici anayasanın tamamlanması konusu geliyor. Somali Parlamentosu, 2024 yılının mart ayı sonlarında parlamenter sistem olan hükümet sisteminin başkanlık sistemi olarak değiştirilmesi, doğrudan genel oy sisteminin benimsenmesi ve cumhurbaşkanlığı süresinin dört yıldan beş yıla uzatılması dahil olmak üzere bir takım anayasa değişikliklerini onayladı. Ancak Puntland ve Galipaland eyaletleri bu kararı reddetti.
Ülkede, 1968 yılında yapılan son seçimlerden 57 yıl sonra, 2026 yılında yapılması planlanan doğrudan seçimler hakkında yoğun bir tartışma yaşanıyor. Bu seçimler, ülkenin beş eyaletinde kabile kotalarını esas alan ve ardından ‘darbelerin ve iç savaşların’ patlak verdiği 2000 yılında yapılan dolaylı seçimlerin yerini alacak.
Cumhurbaşkanı ile muhalefet arasındaki bu görüşmelerin ardından başlayan gerginliğin artmasını değerlendiren Barre, tarihi olarak Somali'de iç siyasi çatışmaların şiddetlendiği her dönemde tarafların Afrika Birliği (AfB) veya Birleşmiş Milletlerin (BM) desteğiyle bir çözüm bulmak için dışarıdan arabuluculara başvurduğunu söyledi. Barre, ‘silah’, ‘muhalefetin gündemi’ ve ‘ihanet’ gibi ifadelerin kullanıldığı gergin söylemlerin devam etmesinin, taraflar arasındaki iç güvenin zayıf olması nedeniyle müdahale veya arabuluculuğu kaçınılmaz hale getirebileceğine dikkati çekti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Barre, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ancak sorun şu ki, dışardan bir arabulucunun müdahil olması, siyasi gerçeklik başka bir alternatif bırakmasa bile, içeride egemenliğin zayıflaması olarak görülebilir. Yine de taraflar derhal uzlaşmazsa bölgesel veya uluslararası arabuluculuk kaçınılmaz görünüyor.”
İran'ın, «Snapback» mekanizması devreye girmeden önce "son bir şansı" varhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5178220-i%CC%87ran%C4%B1n-snapback-mekanizmas%C4%B1-devreye-girmeden-%C3%B6nce-son-bir-%C5%9Fans%C4%B1-var
İran'ın, «Snapback» mekanizması devreye girmeden önce "son bir şansı" var
Koruyucu kıyafet giyen bir İranlı güvenlik görevlisi, İsfahan'ın dışındaki bir uranyum dönüştürme tesisinde (AP)
İran için son bir fırsat gibi görünse de Avrupa ülkeleri İran'ı, «Snapback» olarak bilinen yaptırım mekanizmasının devreye girmesinden önce kalan sınırlı süreyi iyi değerlendirmeye çağırdı.
Avrupa Birliği Dışişleri Temsilcisi Kaja Kalas, «Snapback» mekanizmasının yürürlüğe girmesine az bir süre kala, İran'ın Washington ile iletişime geçmeye hazır olmasının son derece önemli olduğunu vurguladı.
Almanya Dışişleri Bakanı Johannes Wadephul ise "Zaman çok kısa olduğunu ve İran'ın yaptırımların yeniden uygulanmasını önlemek için ciddi bir şekilde müzakerelere başlaması gerektiğini” söyledi.
Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, mekanizmanın etkinleştirilmesinin "sonuçları" konusunda uyardı ve "Avrupa'nın yasal olarak buna başvurma yetkisi olmadığını" vurguladı.
Tahran ile Avrupa tarafı arasındaki görüşmelerin önümüzdeki salı günü dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yeniden başlaması planlanıyor.
İran Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri: Hizbullah'a hiçbir şey dayatmıyoruzhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5178197-i%CC%87ran-ulusal-g%C3%BCvenlik-konseyi-sekreteri-hizbullaha-hi%C3%A7bir-%C5%9Fey-dayatm%C4%B1yoruz
İran Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri: Hizbullah'a hiçbir şey dayatmıyoruz
İran Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Laricani (EPA)
İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Laricani, Cumadün yaptığı açıklamada, Tahran'ın Lübnan Hizbullahı'na ihtiyacı olduğunu ve ona hiçbir dayatmada bulunmadığını belirtti.
Laricani, "Bizim de Lübnan Hizbullahı'nın bize ihtiyacı olduğu gibi desteğine ihtiyacımız var. Hizbullah'a hiçbir dayatmada bulunmuyoruz ve Lübnan'ın sorunları iç diyalog yoluyla çözülür" dedi. Laricani, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ı silahsızlandırma kararına ve grubun bu karara karşı çıkışına atıfta bulundu.
Başka bir bağlamda, Tahran'ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan çekilme olasılığının, Avrupa Üçlüsü'nün nükleer anlaşma kapsamındaki yaptırım mekanizmasını devreye sokma tehdidine yanıt olarak "her zaman mümkün" olduğunu belirtti.
Şarku’l Avsat’ın Tesnim Haber Ajansı'ndan aktardığına göre İran Dini Lideri'nin de danışmanı olan Laricani açıklamasında, "İran'a baskı yaparak teslim olmaya zorlamak saçmalıktır" ifadesini kullandı.
İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Said Hatibzade, bugün erken saatlerde yaptığı açıklamada, yaptırımların "Snapback" mekanizmasını devreye sokmanın, Avrupa'nın İran nükleer kriziyle ilgili müzakerelerde elinde kalan son pazarlık kozunu da boşa harcaması anlamına geldiğini söyledi.
İran televizyonu, Tahran ile Avrupa tarafı arasındaki görüşmelerin önümüzdeki salı günü dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yeniden başlayacağını bildirdi.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة