AB Lübnan'daki durumun vahameti konusunda uyardı: Topyekûn bir savaşın eşiğindeyiz

AB, sivillerin ‘kabul ve tahammül edilemez bir bedel ödediğini’ söyledi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir köyü bombalamasının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir köyü bombalamasının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

AB Lübnan'daki durumun vahameti konusunda uyardı: Topyekûn bir savaşın eşiğindeyiz

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir köyü bombalamasının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir köyü bombalamasının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, dün yaptığı açıklamada İsrail ile Lübnan’daki Hizbullah Hareketi arasında yaşanan şiddetli çatışmanın tüm Ortadoğu'yu ‘topyekûn bir savaşa’ sürükleme riski taşıdığı uyarısında bulundu.

Borrell, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul görüşmeleri çerçevesinde ABD’nin New York şehrinde düzenlenen G7 ülkelerinin temsilcileri toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, “Neredeyse topyekûn bir savaşın eşiğinde olduğumuzu söyleyebilirim” dedi.

Lübnan Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre İsrail Hava Kuvvetleri dün Lübnan’ın güneyinde ve doğusundaki çeşitli bölgelerde bin 600 Hizbullah hedefine yüzlerce hava saldırısı düzenledi. Saldırılarda 35'i çocuk 492 kişiyi öldü, bin 645 kişi yaralandı.

Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre İsrail’in dün düzenlediği hava saldırıları Hizbullah ve İsrail arasında yaklaşık bir yıl önce Gazze Şeridi’ndeki savaşın arka planında yaşanan çatışmaların başlamasından bu yana Lübnan'a düzenlenen en ağır bombardıman oldu.

Borrell, İsrail ile Lübnan arasındaki Mavi Hat’ta ateşkesin sağlanması gerektiği yönündeki çağrısını yineledi.

Borrell, İsrail ile Hamas Hareketi arasında yaklaşık bir yıldır devam eden savaş nedeniyle harap olan Gazze Şeridi'nde olduğu gibi Lübnan'da da ‘sivillerin kabul edilemez ve tahammül edilemez bir bedel ödediğini’ belirtti.

Mavi Hat, Lübnan ile İsrail arasındaki sınır hattına verilen ad.

Diplomatik çabaların şimdiye kadar Gazze'deki savaşı durdurmakta başarısız olduğunu kabul eden Borrell, “Şimdi bir şeyler yapmanın tam zamanı. Herkes olanları durdurmak için elinden gelen her şeyi yapmalı” ifadelerini kullandı.



İsrail Lübnan’a karşı savaşında Gazze'deki hatalarından ders çıkardı mı?

İsrail Lübnan’ın güneyinde geniş çaplı bir operasyon yürütüyor (AFP)
İsrail Lübnan’ın güneyinde geniş çaplı bir operasyon yürütüyor (AFP)
TT

İsrail Lübnan’a karşı savaşında Gazze'deki hatalarından ders çıkardı mı?

İsrail Lübnan’ın güneyinde geniş çaplı bir operasyon yürütüyor (AFP)
İsrail Lübnan’ın güneyinde geniş çaplı bir operasyon yürütüyor (AFP)

Emel Şehade

İsrail ordusu tarafından dün Lübnan'a yapılan ve ilk saatlerde 400'ü aşan yoğun ve yaygın hava saldırıları, İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmalarda yeni bir aşamaya geçildiğini gösterdi. Güvenlik yetkilileri ve siyasetçiler, topyekûn bir savaş riskine karşı uyardılar. Siyasetçiler, Lübnan'daki çatışmaların ne zaman sona ereceğine dair herhangi bir tarih belirtilmeden, Hizbullah üzerinde bir baskı aracı oluşturacağı ve barışçıl bir çözüme doğru ilerleneceği düşüncesiyle, başta Rıdvan Gücü üyelerinin Litani Nehri’nin kuzeyine ve sınırdan 10 kilometre uzağa çekilmesi olmak üzere askeri planları onayladılar.

İsrail saldırılarını yoğunlaştırdı ve planlarını ‘çatışmaları yoğunlaştırmak İsrail'in taleplerini gerçekleştirmek için baskı yaratır’ denklemi çerçevesinde uygulamaya başladı. İsrail daha önce de Gazze Şeridi’nde Hamas Hareketi’ne karşı bu yöntemi kullanmış, çatışmaları yoğunlaştırmanın ve Hamas liderlerinin peşine düşmenin ona boyun eğdireceğini ve İsrail ordusunun Philadelphia (Salahaddin) Koridorunda kalması da dahil olmak üzere kendi şartlarına uygun bir esir takası anlaşmasına varmak zorunda bırakacağını duyurmuştu.

İsrail, Gazze'de başarısız olan bu denklemi şimdi Lübnan'da ve dün başlattığı yoğun saldırılarla bir kez daha harekete geçirdi. Güvenlik yetkililerine göre İsrail, ordunun planının ilk aşaması olan kuzey sakinlerinin evlerine dönmesi sağlanana kadar günlerce sürmesi beklenen Hizbullah üzerindeki baskıyı yoğunlaştırmayı hedefliyor.

İsrail, bu denkleme bağlı kalmasına rağmen Gazze'nin bazı bölgelerinden çekildikten sonra Hamas'ın yeniden toparlandığı bu bölgelere geri dönmesinin ardından yapılan yoğun eleştiriler üzerine Lübnan'daki çatışmaların günlerce sürmesini ve Hizbullah'ın askeri altyapısı ile silah depolarının tamamen ortadan kaldırılmasını istiyor.

Tel Aviv, çağrı cihazı saldırılarının ve geniş alanlardaki askeri çatışmaların Hizbullah üzerinde, kuzeydeki Litani Nehri'nden ve İsrail'den uzaklaşması sağlayacak  şekilde bir barış anlaşması taslağını kabul etmesi için büyük bir baskı oluşturmasını umuyordu.

Stratejik plan eksikliği

İsrail'in 7 Ekim 2023 saldırısının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen Hamas'ın ortadan kaldırılması, altyapısının yok edilmesi ve rehinelerin kurtarılması gibi açıkladığı hedeflerden bir tanesine dahi ulaşamamış olması, İsrail hükümetinin Hamas’ın saldırısının ardından benimsediği ve koalisyon hükümetinin görevine devam etmesinin yanı sıra Başbakan Binyamin Netanyahu'nun kişisel çıkarlarının sağlanmasına dayalı politikanın bir yansıması. Bu önermeye uygun olarak İsrail yaklaşık bir yıldır Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşa ve sonrasına ilişkin bir takvimin yer aldığı stratejik bir plan olmaksızın hareket etti.

İsrail bugün Lübnan'a karşı yürüttüğü savaşa, halkı evlerine geri döndürme hedefine ulaşmak için stratejik bir planı olmadan giriyor. Stratejik bir plan sadece askeri eylemleri değil, halkın nasıl korunacağını ve tüm sınır bölgelerinde sükunetin nasıl sağlanacağını da içerir.

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth tarafından yayınlanan ve Gazze ile Lübnan arasındaki durumu karşılaştıran bir analize, İsrail'in bu yılın başlarından bu yana Gazze'de ‘üçüncü aşama stratejisi’ benimsediği belirtiliyor. Lokal saldırılara ve sonrasındaki akınlara odaklanan bu stratejide Hamas, ağır darbeler alsa da varlığını sürdürüyor ve Gazze'de baskın güç olan askeri gücünü korumaya devam ediyor. Analize göre Lübnan'da ise amaç Gazze Şeridi'nde olduğu gibi düşmanı zayıflatmaktan ziyade Hizbullah'a ciddi zarar verebilecek ve karşılık vermesi için bir ikilem yaratabilecek, ancak askeri kapasitesini azaltmayacak ve kesinlikle beyaz bayrak çekmeye itmeyecek şekilde üst düzey komutanlarının topluca tasfiye edilmesi.

Gazze'de uygulanan bu taktik, çok sayıda güvenlik uzmanı ve askeri uzman tarafından da teyit edildiği üzere, İsrail için tatmin edici bir sonuç doğurmadı. Fakat İsrail, Hizbullah'ın askeri kapasitesinin Hamas'ınkinden 10 kat daha fazla olmasına rağmen Lübnan'da bu taktiği yeniden uygulamaya koydu. İsrailli emekli Tümgeneral Yitzhak Brik’e göre bu durum İsrail'i tıpkı Gazze'de olduğu gibi büyük bir başarısızlığa sürükleyecek. Brik, yaptığı değerlendirmede “İsrail ordusu Gazze'den ders almalı ve Lübnan ile sadece bizi Lübnan çamurunda boğmakla kalmayacak, aynı zamanda İsrail'e büyük zarar verecek bölgesel bir savaşın kapılarını açacak tehlikeli bir savaşa girmemeliydi” ifadelerini kullandı.

İsrailli emekli Tümgeneral, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kuzeyde tırmanan savaşı yöneten hükümet, neredeyse bir yıldır Gazze Şeridi'nde kanlı bir savaşın içinde olan hükümetle aynı hükümet. Bu hükümet hala Binyamin Netanyahu başkanlığındaki aşırı sağcı hükümet. Netanyahu da geniş kapsamlı adımlar atmakta zorlanan ve bunun yerine geçici olanın kalıcı olmasına izin veren dar görüşlü biri.”

Birçok hata yapıldı

Askeri uzmanlara ve güvenlik uzmanlarına göre İsrail'in Gazze'deki çatışmaları çözmeden ve hatta bir esir takası anlaşmasına varmadan kuzey cephesini açma kararı alması, bu savaşın ilk hatasıydı. Uzmanlar, karar vericilerin bu riski bilmelerine rağmen İsrail'in iç cephesinin yüzlerce kişinin hayatını tehlikeye atacak güçlü saldırılara maruz kalacağını tahmin ediyorlar.

Askeri uzman Omer Dink yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“İsrail Gazze'de birçok hata yaptı. Lübnan'a geçerken de bundan hiç ders almadı. İsrail Gazze'de kısa sürede ulaşacağını söylediği hedefler koydu, ama bu hedefler kendi başlarına uygulanamaz. Özellikle ordunun (Hamas’a) ağır darbeler indirme ve hedeflere kısa sürede ulaşma sözü vermesine rağmen yaklaşık bir yıllık bir sürenin ardından bugün bu hedefler başarısız olduktan sonra, İsrail geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı. Beyrut’un banliyölerini hedef alan yoğun hava saldırıları başlattı ve herkesin topyekûn bir savaşa yol açacağı konusunda uyardığı adımlar attı. Bu, savaşın yönetiminde İsrail'e orta ve uzun vadede ağır ekonomik bedele ve sivil kayıplara mal olacak stratejik bir hatadır.”

İsrail Gazze'de olduğu gibi Lübnan'da da stratejisi olmayan bir savaş yürütüyor.

İsrail planında bir tampon bölge kurmayı hedefliyor. Bu hedef, bir yandan İsrail için zorluklara yol açarken diğer yandan da istenen hedefe ulaşmadan sınır bölgelerinde çatışmaları yoğunlaştırmasına neden oluyor. İsrail, bugün Lübnan’da Gazze'dekiyle aynı hedefi koyuyor. Bir tampon bölge oluşturma ve Hizbullah üyelerini sınırdan ve Litani Nehri’nin kuzeyinden uzaklaştırma hedefine ulaşana kadar Lübnan’ı bombalamaktan ve çatışmaların kapsamını genişletmekten geri adım atmayacağını ilan ediyor.

Uzmanlara göre bu hedefi koyarak, planladığı gibi kısa sürede hedefe ulaşmasını önleyen engelleri ve daha ziyade izole bölgeyi işgal etmesini önlemek için bir muhalefet oluşturuyor. Bu da Dink’e göre Lübnan içinde uzun süreli bir işgalin yanı sıra aynı hatanın tekrarlanıp farklı sonuçlar beklenmesi anlamına geliyor. Dink, “Ayrıca Hizbullah'ın sınırdan Litani Nehri’ne kadar konuşlandığını ve güçlü olduğunu, sağlam bir askeri altyapısının bulunduğunu ve silahlanma kanallarının Philadelphia Koridoru gibi tek bir güzergâha dayanmadığını unutmamalıyız” diye ekledi.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Aarbia’dan çevrilmiştir.