İsrail'in Lübnan'a kara harekatına dair olası senaryolar

Geriye sadece ‘topyekûn savaş’ tablosunu tamamlayacak olan kara operasyonları kaldı

İsrail'in kuzeyindeki Lübnan sınırında konuşlandırılacak, İsrail ordusuna ait bir piyade savaş aracını taşıyan bir tır yoldan geçerken, 28 Eylül 2024 (AFP)
İsrail'in kuzeyindeki Lübnan sınırında konuşlandırılacak, İsrail ordusuna ait bir piyade savaş aracını taşıyan bir tır yoldan geçerken, 28 Eylül 2024 (AFP)
TT

İsrail'in Lübnan'a kara harekatına dair olası senaryolar

İsrail'in kuzeyindeki Lübnan sınırında konuşlandırılacak, İsrail ordusuna ait bir piyade savaş aracını taşıyan bir tır yoldan geçerken, 28 Eylül 2024 (AFP)
İsrail'in kuzeyindeki Lübnan sınırında konuşlandırılacak, İsrail ordusuna ait bir piyade savaş aracını taşıyan bir tır yoldan geçerken, 28 Eylül 2024 (AFP)

Semir Ragıb

İsrail'in kara harekatına ilişkin Lübnan ve Gazze cepheleri arasındaki yaklaşımının, bu iki yer arasındaki askeri farklılıklardan ötürü aynı olmayacağı kesin, fakat operasyonel yaklaşımda ortak faktörler söz konusu. 2006 İsrail-Lübnan Savaşı, bize İsrail'in askeri stratejisi hakkında da fikir veriyor. Gazze Şeridi’ndeki hava saldırıları kara harekatından önce başlamış ve karşı tarafın ağırlık merkezlerine karşı planlanan görevler yerine getirilinceye, savunmalar yumuşatılıncaya, kuvvetler tüketilinceye, destekleyici ortam etkileninceye ve müzakere şartlarına boyun eğmeye ya da yüksek maliyetli kara operasyonlarına girmeye zorlanıncaya kadar karadaki kuvvetleri desteklemeye devam etmiştir.

İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik hava ve topçu bombardımanları 7 Ekim'de, askeri operasyonları ise 27 Ekim'de başladı. İsrail, 2006 İsrail-Lübnan Savaşı’nda beş piyade ve zırhlı tugayının düşük muharebe etkinliği ve muharebe hazırlığı sonucu ortaya çıkan zayıflıkların üstesinden gelmek amacıyla özellikle aktif gücün iki katını temsil eden yedek kuvvetlere muharebe deneyimi sağlayan Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaştan faydalandı. Bu savaş aynı zamanda İsrail'in Hamas'la mücadele bahanesiyle silah, mühimmat ve teçhizat edinmesine ve diğer cepheler için hazırlık yapmasına olanak sağladı.

İsrail, 2006 İsrail-Lübnan Savaşı sırasında hava ve topçu bombardımanlarına 14 Temmuz'da başladı. Hizbullah’ın mevzilerini, silah depolarını, silah tedarik yollarını, iletişim merkezlerini, üslerini ve füze fırlatma rampalarını hedef aldı. İsrail ordusu, savaş uçakları ve topçularla yüzlerce Hizbullah hedefini vurdu. Bunlar arasında Hizbullah ofisleri, Güney Lübnan'ı Şam'a bağlayan otoyol ve diğer hedefler de vardı. Ardından 22 Temmuz'da kara harekatı aşamasına geçen İsrail, Lübnan'ın güneyine yaklaşık 2 bin asker gönderdi. Sınırlı bir kara harekatı başlatan İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah'ın kontrolünde olan Marun er-Ra’s ilçesini ele geçirdi. İsrail ordusu, operasyonlardan önce sivillere bu bölgeleri terk etmelerini söyleyen bildiriler attı. Ne var ki aynı senaryo şimdi bir kez daha tekrarlanıyor.

Son zamanlarda birçok kez asıl amacın yerlerinden edilen İsraillileri silah zoruyla kuzeydeki evlerine geri döndürmek olduğunu vurgulayan İsrail'in bugün Lübnan'ın güneyine bir kara operasyonu düzenlemenin eşiğinde olduğu görülüyor. Bu da kuzeyde Hizbullah'la yaşanan çatışmanın giderek topyekun bir savaşa dönüşme ihtimalinin arttığı anlamına geliyor. Çatışmalar, kara harekâtı olmaksızın sözde ‘angajman kurallarına’ göre karşılıklı saldırılardan, hava harekâtına ve İsrail'in Lübnan'ı yoğun bir şekilde bombalamasına, Hasan Nasrallah ile Hizbullah’ın diğer üst düzey liderlerinin öldürülmesine ve Hizbullah'ın Beyrut’un güney banliyölerindeki komuta merkezinin bombalanmasına kadar tırmandı. Gelinen noktanın ‘Üçüncü Lübnan-İsrail Savaşı’ olarak adlandırılması için geriye sadece ‘topyekûn savaş’ tablosunu tamamlayacak olan kara operasyonları kaldı.

“Son zamanlarda birçok kez asıl amacın yerlerinden edilen İsraillileri silah zoruyla kuzeydeki evlerine geri döndürmek olduğunu vurgulayan İsrail'in bugün Lübnan'ın güneyine bir kara operasyonu düzenlemenin eşiğinde olduğu görülüyor.

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi'nin Gazze Şeridi’ndeki savaşın başlamasından birkaç ay önce askerlerine yaptığı bir konuşmada söyledikleri askeri düşüncelerini özetler nitelikteydi.

Halevi, söz konusu konuşmasında şunları söylemişti:

“Kara harekatı kabiliyeti, her şeyden önce psikolojik bir değerdir. Düşman, düşmanının postallarını yerde hissedebileceğini bilir. Bu caydırıcılık için çok önemlidir. Savaşta belli bir başarı seviyesi vardır ve bu seviyeye kara harekatı olmadan ulaşılamaz.”

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ise 27 Eylül Cuma günü kuzey bölgesine yaptığı bir ziyaret sonrası 91. Tümen Komutanı ve diğer üst rütbeli subaylarla birlikte düzenlediği basın toplantısında aynı düşünceyi yineleyerek bölgede hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı.

Gallant, şunları söyledi:

“Sadece geçtiğimiz yıl değil, uzun yıllardır bu fırsatı bekliyorduk. Buradaki pek çok unsurla yarım kalmış bir işimiz var. Nihayetinde hem bu bölgede hem de batı cephelerinde iyi bir şekilde yaşamak istiyoruz. Bu yüzden devam edin, zamanı kullanın. Hem düşman için hem de bizim kuvvetlerimiz için sürprizler olacaktır. Sizi elimizden geldiğince uyaracağız, ama bilinen dinamikler söz konusu.”

Lübnan'da savaş deneyimine sahip olan 98. Tümen, Güney Komutanlığı'na bağlı olarak Gazze Şeridi'nde aylarca süren operasyonların ardından ağustos ayı sonlarında Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'tan çekildi ve Hizbullah'la artan gerilim nedeniyle İsrail'in kuzeyinde yeniden konumlandırıldı. Paraşütçülerin ve komandoların Kuzey Komutanlığı'na bağlı 36. Tümen ve 91. Tümen'e katılmaları planlandı. 7. Zırhlı Tugay da 26 Eylül 2024 tarihinde yayınlanan bir fotoğrafa göre İsrail'in kuzeyinde tatbikat gerçekleştirdi. İsrail basını, 27 Eylül Cuma günü ordunun Lübnan'daki gerilimin genişlemesi halinde ve olası bir kara harekatına hazırlık olarak 6. ve 228. Yedek Tugayların yeniden konuşlandırıldığını aktardı. İsrail ordusu bu iki yedek tugayın yanı sıra kuzey bölgesinin güvenliğini sağlama çabalarını desteklemek ve bölge sakinlerinin evlerine güvenli bir şekilde dönmelerini sağlamak için birkaç yedek taburu daha seferber etti. Acil durum depoları açıldı, yedek askerlere lojistik ve savaş ekipmanları dağıtıldı.

Bu tedbirler kuzey cephesinde muharebe seferberliğinin tamamlandığını gösterirken Lübnan'da hava ve deniz operasyonlarının yanı sıra kara harekatını da içeren daha geniş kapsamlı bir çatışmaya işaret etti.

Herzi Halevi: “Kara harekatı kabiliyeti, her şeyden önce psikolojik bir değerdir. Düşman, düşmanının postallarını yerde hissedebileceğini bilir.

İsrail’in askeri stratejisinde hile

Lübnan'daki askeri operasyonların ‘topyekun bir savaşa’ ve ‘kara muharebe operasyonlarına’ ya da İsrail tarafının söylemiyle ‘kara harekatına’ dönüşme olasılığına dair belirsizlik, savaş stratejisinin bir parçası.

Askeri stratejide hile yapmak, kandırmak ve yanlış bilgilendirmek, geçmişte, hatta İsrail ordusunun kurulmasından önce benimsedikleri İsrail askeri doktrininin önemli bir unsuru. Hileyle düşman için duruma dair yanlış bir tablo çizmek, düşmanın sistemi içinde belirsizlik yaratmak ve ‘karar verme’ sürecini bozmak amaçlanıyor.

zxvfbg
İsrail Hava Kuvvetlerine ait bir Apaçi helikopteri İsrail'in kuzeyinde Lübnan ile sınır bölgesi üzerinde uçarken

Hileyle, ordu düşmanın yanlış adım atmasını ve durumu değerlendirmeye çalışırken değerli olan zamanlarını boşa harcamasını sağlayabilir. Zayıflıklardan yararlanır ya da zayıflıklar yaratır. Düşmanın morali bozup motivasyonunu düşürür ve savaşma ruhunu köreltir. Hile yapmaktaki amaç beklenmedik bir yerde ve zamanda ortaya çıkarak düşmanı şaşırtmaktır. İsrail örneğinde hile, taktiksel, operasyonel, stratejik ve siyasi olmak üzere tüm düzeylerde var.

İsrailli liderler, Hizbullah üyelerine yönelik çağrı cihazı saldırısından sonra artık planlarını gizlemeyi bırakıp hile yapmaktan sahadaki gerçekliği değiştirmeye geçtiler.

Kuzey cephesindeki kara harekâtı bir an meselesi ve bu harekât, ancak siyasi hedefine, yani Hizbullah'ın İsrail tarafının 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararını uygulama taleplerini kabul etmesiyle ulaşılacak bir siyasi çözümle durdurulabilir.

Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.

 



ABD ordusu Sana'da Husilere ait iki tesise hava saldırısı düzenledi

İsrail'in Husilerin kontrolündeki Sana'da bir elektrik santralini hedef alan hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor. (AFP)
İsrail'in Husilerin kontrolündeki Sana'da bir elektrik santralini hedef alan hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor. (AFP)
TT

ABD ordusu Sana'da Husilere ait iki tesise hava saldırısı düzenledi

İsrail'in Husilerin kontrolündeki Sana'da bir elektrik santralini hedef alan hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor. (AFP)
İsrail'in Husilerin kontrolündeki Sana'da bir elektrik santralini hedef alan hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor. (AFP)

ABD ordusu, Yemen'in başkenti Sana'da İran destekli Husiler tarafından kullanılan bir füze deposu ile komuta ve kontrol tesisine, Husilerin İsrail'in merkezine füze fırlattığını ve birkaç kişinin yaralandığını iddia etmesinden kısa bir süre sonra hassas hava saldırıları düzenlediğini açıkladı.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'ndan (CENTCOM) yapılan açıklamada, ABD güçlerinin operasyon sırasında Kızıldeniz üzerinde Husilere ait birkaç insansız hava aracını (İHA) ve bir gemi savar füzesini düşürdüğü belirtildi.

CENTCOM'dan yapılan açıklamada saldırıların amacının ‘Kızıldeniz'in güneyi, Babu’l Mendeb Boğazı ve Aden Körfezi'ndeki ABD savaş gemileri ve ticari gemilerine yönelik saldırılar da dâhil olmak üzere Husi operasyonlarını bozmak ve etkisiz hale getirmek’ olduğu ifade edildi.

ABD-İngiltere koalisyonuna ait savaş uçaklarının hava saldırılarının ardından dün (Cumartesi) akşam Yemen'in başkenti Sana şiddetli patlamalarla sarsıldı. Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre yerel sakinler, “Hava saldırıları başkent Sana'nın güney ve doğusundaki Atan ve Nakam dağlarındaki askeri bölgeleri hedef aldı” dedi.

Bölge sakinleri hedef alınan yerlerden duman ve alevlerin yükseldiğini doğrularken, kayıpların boyutu henüz net değil.

Husiler saldırıların ayrıntıları hakkında henüz yorum yapmadı.

Yemen'deki ABD-İngiltere saldırıları 12 Ocak 2024'te, Husilerin Kızıldeniz ve Arap Denizi ile Aden Körfezi'nde Gazze Şeridi'ne destek amacıyla İsrail ve İsrail bağlantılı gemileri hedef aldığını söyledikleri saldırılara karşılık olarak başlamıştı. Geçtiğimiz perşembe gününden bu yana Husiler, İsrail'e yönelik saldırılarını arttırarak İsrail'in ülkenin batısındaki Hudeyde Limanı’na ve Sana'daki elektrik santrallerine hava saldırısı düzenlemesine neden oldu. İsrail saldırıları Hudeyde Limanı’nda maddi hasara yol açarak dokuz işçinin hayatını kaybetmesine, üç işçinin de yaralanmasına sebebiyet verdi.