Körfez ülkeleri, olası İsrail-İran savaşında nasıl bir politika izleyecek?

İsrail'in bir sonraki adımı merakla bekleniyor

İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)
İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)
TT

Körfez ülkeleri, olası İsrail-İran savaşında nasıl bir politika izleyecek?

İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)
İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)

İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışmaların İran'a da sıçramasıyla Ortadoğu'da topyekun savaş riski her geçen gün artıyor. 

Birleşik Krallık'ın tanınmış gazetelerinden Guardian'ın analizinde, Sünni bir koalisyon oluşturan Körfez ülkelerinin İran'a ya da onun desteklediği milislere doğal olarak sıcak yaklaşmadığı belirtiliyor.

Guardian'ın diplomasi editörü Patrick Wintour'un kaleme aldığı analizde, Körfez ülkelerinin İsrail'in İran'a karşı saldırıları artırmasını istemediği ve gerilimi düşürmek için ABD'nin devreye girmesini talep ettiği aktarılıyor. 

Irak, Kuveyt, Umman, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasının bölgede istikrar ve refaha giden tek yol olduğunu vurguladığı belirtiliyor. 

Ayrıca analizde, Körfez ülkelerinin Filistinlilere insani yardım ve siyasi destek dışında bir şey sağlamamaya yönelik ortak stratejilerini değiştirmeyeceği savunuluyor. 

Son çatışmaların ardından İsrail'in misilleme olarak İran'daki petrol altyapısını ve nükleer tesisleri hedef alabileceği de öne sürülüyor. Wintour, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi'nin (GCC) bu olasılıktan epey tedirgin olduğunu aktarıyor. 

GCC'nin Lübnan'daki saldırılarını durdurması için İsrail'e çağrı yaptığı fakat İran'in İsrail'e misillemesini destekleyen bir açıklamada bulunmadığına işaret ediliyor. 

Analizde, İsrail'in saldırılarını genişletmesiyle Körfez ülkelerinin bir ikilemle karşı karşıya kalacağı belirtiliyor. Bir yandan İran'ın bölgedeki etkisinin uzun vadede zayıflaması, burada sadece İsrail'in egemen olduğu istikrarsızlaştırıcı bir güç boşluğu yaratabilir. Diğer yandan bu boşluk, Körfez ülkeleri için İran'ın zayıflığından faydalanma ve Tahran'ın desteklediği milisleri geri püskürtme fırsatı yaratabilir. 

Analize göre İran'ın zayıflaması, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'ye Tahran destekli grupları dizginlemesi için daha fazla alan sağlayabilir. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da Lübnan'daki nüfuzunu yeniden kazanabilir.

Wintour, en önemli denge unsurunun Suudi Arabistan-İran ilişkileri olduğunu belirtiyor. İki ülke, Çin'in ev sahipliğiyle 10 Mart 2023'te bir araya gelerek ilişkileri normalleştirme kararı almıştı. 7 yıl aradan sonra diplomatik ilişkiler tekrar başlatılmıştı.

Berlin merkezli Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nin pazartesi yayımladığı raporda da Riyad ve Tahran arasındaki ilişkilerin bölgede barışı sağlamaya yönelik kilit önem taşıdığına dikkat çekilmişti.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal Bin Ferhan'la Katar'da dün yaptığı görüşmede, İsrail'in bölgedeki saldırganlığına karşı İslam ülkelerine birlik çağrısı yapmıştı.

İsrail'in bir sonraki adımı ne olacak?

İsrail'in önce Hamas lideri İsmail Haniye'yi Tahran'da, sonra da Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ı Beyrut'ta öldürmesinin ardından İran da aylardır beklenen misillemeyi salı gecesi yapmıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın "ağır bedel" ödeyeceğini söylerken, ABD de Tel Aviv yönetimine destek veriyor. 

Amerikan medya kuruluşu CNN, "bölgesel savaşın fiilen başladığını" yazıyor. Kimliğinin açıklanmamasını isteyen İsrailli bir eski üst düzey askeri yetkili, Tel Aviv yönetiminin seçeneklerini değerlendirdiğini belirtiyor. 

Eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett, İran'a kapsamlı saldırı düzenlenmesini savunuyor fakat CNN'e konuşan yetkili, Tel Aviv'in fevri davranmayacağını ve daha ölçülü bir saldırı planı yapabileceğini öne sürüyor. 

Öte yandan Amerikan gazetesi New York Times (NYT), İsrail ordusunun İran'a güçlü bir misilleme düzenleyebileceğini yazıyor. İsrail'in Ulusal Güvenlik Konseyi'nde İran stratejisinden sorumlu eski yetkili Yoel Guzansky, şunları söylüyor: 

İsrail'de ordu, savunma uzmanları, analistler ve siyasetçiler arasında İran'ın saldırısına güçlü şekilde karşılık verilmesine dair fikir birliği var.

NYT'ye konuşan yetkililer, Tel Aviv'in misillemeye yönelik kararını büyük ihtimalle cuma akşamı Roş Haşanah'ın sona ermesiyle vereceğini belirtiyor. Roş Haşanah'ta Yahudiler, İbrani takvimine göre yeni yılın gelişini kutluyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times, CNN



Avustralya, Rusya yanlısı yeni eksenden "derin endişe" duyuyor

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Avustralya, Rusya yanlısı yeni eksenden "derin endişe" duyuyor

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Avustralya'nın ulusal istihbarat ajansının başkanı, Kremlin'in müttefiklerinin, Kiev'in yanındaki Batılı ülkelere meydan okumasıyla Rusya'nın Ukrayna'daki savaşını destekleyen ülkelerden oluşan "bir eksenin ortaya çıkmasını" endişe verici diye niteledi.

Hükümetin Ulusal İstihbarat Dairesi'nin başkanı Andrew Shearer, savaş sürdükçe Kuzey Kore, İran ve daha da önemlisi Çin'in, Avustralya dahil birçok ülke için "stratejik bir zorluk" yarattığını söyledi.

Shearer, Çin ve Rusya'nın temelini oluşturduğu yeni eksenin, savaşın başlamasından bu yana hafife alınmasıyla Pekin'in Moskova'ya çift kullanımlı malzemelerin yanı sıra ekonomik ve diplomatik destek sağlayarak cesaret verdiğini belirtti.

Canberra'daki Raisina Down Under konferansında konuşan Shearer "Çin'in Putin'e çift kullanımlı malzeme yardımlarıyla ekonomik ve diplomatik desteği, Putin'in ordusunu Ukrayna'da sahada tutarak masum Ukraynalıların öldürülmesine topçu mühimmatı ve füze yardımı kadar katkı sağlıyor" dedi.

Shearer, İran'ın Vladimir Putin'i, Şahed drone'ları sağlayarak desteklediğini, Kuzey Kore'ninse silahların ötesine geçen bir işbirliğiyle Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurduğunu ve binlerce askerin Rus eğitim sahalarına akın ettiğini söyledi.

Shearer "Bu derin endişe veren bir stratejik gelişme ve hepimiz buna yetişerek etkili önlemler alabilmek için çabalıyoruz ama bunun dönemimizin stratejik zorluklarından biri olduğunu düşünüyorum" dedi.

Rusya'nın ithal ettiği makine aletlerinin yüzde 70'inden fazlası ve mikroelektroniklerin yüzde 90'ı Pekin'den geldiği için Çin, kritik parçalar tedarik ederek Moskova'nın silahlı kuvvetlerine destek vermekle suçlanmıştı.

Mayısta ABD, Çin ve Hong Kong merkezli 20'ye yakın şirkete Rusya'ya drone parçaları ve elektronik ihracatı yaptıkları gerekçesiyle yaptırım uygulayacağını açıklamıştı.

Ancak Çin, savaşa yardım suçlamalarını reddederek Pekin'in çift kullanımlı malzeme ihracatını, yasa ve düzenlemelerle uyumlu bir şekilde denetlediğini söylemişti.

Carnegie Endowment düşünce kuruluşunun Çin gümrük verileri analizi, Çin'in Rusya'ya her ay değeri 300 milyon doların üzerinde çift kullanımlı malzeme ihraç ettiğini göstermişti. Buna hem ticari hem de askeri uygulama ürünlerinin sevkiyatı dahildi.

ABD, Güney Kore, İngiltere ve Ukrayna'nın, Rusya'da 10 binin üzerinde Kuzey Kore askeri olduğunu doğrulaması ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin askerlerin savaşa girdiğini teyit etmesi endişeleri artırmıştı.

Zelenski, her akşam yaptığı açıklamalardan birinde "Kuzey Kore askerleriyle ilk çatışmalar küresel istikrarsızlıkta yeni bir sayfa açtı" demişti.

Rusya’nın savaşı genişletmek, gerçekten tırmandırmak üzere attığı bu adımı başarısız kıldığımızdan emin olmak için dünyayla birlikte her şeyi yapmalıyız.

Avustralya kendisi gibi Beş Göz İttifakı'nda yer alan ABD, Britanya, Kanada ve Yeni Zelanda'yla yakın ortaklığını sürdürüyor.

Albanese hükümeti, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşının başlangıcından bu yana 1,1 milyar Avustralya dolarından fazla (yaklaşık 25 milyar TL) para yardımı yaptı.

Independent Türkçe